06-24-2012
|
#1
|
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Şeyhi (15.yüzyıl)
Sultan I Murad,Yıldırım Bayezid,Çelebi Mehmed ve II Murad ‘ın padişahlıkları zamanında yaşamış olan Şeyhi, Iran’da hekimlik, tasavvuf ve hikmet tahsili yapmıştır Osmanlı sarayında itibar görmüş, sonra Kütahya’ya dönerek bir aktar dükkanı açmış,eczacılık ve hekimlik yapmıştır Bilhassa göz hekimliği alanında büyük şöhret yapmış,Çelebi Sultan Mehmed’i iyileştirmiştir Bu hadise üzerine padişah,şaire büyük
ihsanlarda bulunmuş,hususi doktoru tayin etmiş,Tokuzlar adındaki bir köyü Şeyhi’ye
tımar olarak vermiştir Şeyhi,köye giderken,köyün eski sahipleri şairin yolunu keserler ve onu döverler Şeyhi saraya geri döner ve halini anlatmak için “Harname” adlı mesneviyi yazar Padişah da yol kesen köylüleri cezalandırır,şaire ihsanlarda bulunur
Harname,hiciv türünün başarılı örneklerinden biridir Şeyhi,bu eserinde ince bir mizah ile insani zaafları hicvetmiştir Eserin kahramanı bir eşektir Hakettiğinden fazlasını ister Çayırda gördüğü    lere özenir Onlar gibi olmayı ister Fakat bu hatasının sonunda kulaklarından ve kuyruğundan olur
Hikaye şöyledir;
Bir eşek var idi zaif ü nizar
Yük elinden katı şikeste vü zar
Gah odundu vü gah suda idi
Dün ü gün kahr ile kısuda idi
        
Arkasından alınsa palanı
Sanki it artığıydı kalanı
Birgün ıssı ider himayet ana
Yani kim gösterir inayet ana
Aldı palanını vü saldı ota
Otlayarak biraz yürüdü öte
Gördü otlatda yürür    ler
Odlu gözler ü gerlü göğüzler
        
Boynuzı bazısının ay bigi
Kiminün halka halka yay bigi
       
Var idi bir eşek firasetlü
Hem ulu yollu hem kisayetlü
Ol ulu katına bu miskin har
Vardı yüz sürdü dedi ey server
        
Bugün otlakda gördüm    ler
Gerüben yürür idi göğüzler
Yok mudur gökde bizim ıldızımız
K’olmadı yeryüzünde boynuzumuz
       
Böyle cevab verdi pir eşek
K’ey bela bendine esir eşek
Dün ü gün arpa buğday işlerler
Anı otlayıp anı dişlerler
Bizim ulu işimiz odundur
Od uran içimize o dundur
        
Gezerek gördü bir göğermiş ekin
Sanki dutardı ol ekin ile kin
Yiyerek toydı karnı çağnadı
Yuvalandı vü biraz ağnadı
Çıkarır har çün enkerü’l-esvat
Ekin ıssına arz olur arasat
Ağaç elinde azm-i rah etdi
Tarlasını göricek ah etdi
Yüreği soğumadı söğmeg ile
Olımadı eşeği döğmeg ile
Bıçağını çekdi kodı ayruğunu
Kesdi kulağını vü kuyruğunu
Uğrayu geldi pir eşek nagah
Sordı halini kıldı derd ile ah
Batıl isteyü hakdan ayrıldım
Boynuz umdum kulakdan ayrıldım
Insanların imkanlar bakımından eşit olmadıkları,kiminin doğuştan imtiyazlı olduğu, kiminin ise ne yapsa yoksulluktan kurtulamadığı ana fikrinden hareketle şair şu mesajı verir:Herşeyin mutlaka bir bedeli vardır
zaif:zayıf
nizar:zayıf,halsiz
katı:çok
şikeste:kırık
zaryan,inleyen
gah:bazen,kah
kısu:üzüntü
palan:eşeğe vurulan eğer
ıss:sahip
himayet:koruma
ana:ona
inayet:yardım,iyilik
odlu:ateşli
gerlü:gerili
firasetlü:anlayışlı,bilgin
bigi:gibi
kiyasetlü:akıllı,zeki
har:eşek
server:başkan,reis
ıldız:yıldız
dun:alçak
göğermiş:yeşermiş
toydı:doydu
çağnadı:şarkı söyledi
ağnadı:yattı
çün:çünkü
enkerü’l-esvat:seslerin en çirkini
arasat:mahşer yeri
azm-ı rahmanla çıkmak
ayrug:başkası
pir:yaşlı
nagah:ansızın
batıl:Hak olmayan
|
|
|
|