|  06-24-2012 | #1 | 
	| 
Prof. Dr. Sinsi
 | 
				  Obruk Efsanesi (Konya) 
 
              
   
 
 
 
 Obruk Efsanesi
 
 Yöre: Konya
 
 Vaktiyle, bizim köyün yakınında Obruk diye bir mahalle varmış
  Dedelerimizin, ninelerimizin zamanında bir gün, bu mahallede bir haneye Hızır Dede gelmiş  Bir hanenin kapısını çalmış: 
 “Ev sahibi, ev sahibi! Bana bir parça yiyecek bir şeyler verin, bana bir hayrınız yok
 mu?” demiş
  
 Hâne sahibi gelinin de beşiğinde çocuğu varmış
  Çocuğum ağlayacak diye kalkmış, gocaya bir şey vermemiş  
 Dede’ye “Verecek bir şeyim yok!” demiş
  
 Hızır Dede de “Yok mu gızım?” diye tekrar sormuş
  Gelin, tekrar "Yok!" deyince Hızır Dede: 
 “İnşallah, yağ ola goyulasın, obruk ola oyulasın
 Suyun içilsin de, balığın yenilmesin!” demiş
  
 Dede, bu sözleri söyler söylemez kaybolmuş
  O mahalle de aynı anda obruk olmuş oyulmuş  Şimdi hâla oranın balığı yenmez  Derde derman olarak vücudunda bir kaşıntısı olanlara şifa olsun diye o sudan içirilir
  
 Hâlâ Perşembe geceleri, o Obruk’un yerinden gelinin beşik sesi ile ninni sesleri
 duyulur:
 
 “Bebeğin beşiği çamdan,
 Yuvarlandı düşdü damdan,
 Beğ babası gelir Şam’dan
 Nenni yavrum, nenni guzum,
 
 Gapıya gelen Hızır’ımış da,
 Biz bilemez imişiz,
 Biz bu bedduaya nasıl uğramışız?
 Nenni dudum, nenni guzum…”
 
 Vaktiyle, dedelerimiz, ninelerimiz, bizi ocak başında toplar, külde nohut kavurur, hem yedirir hem de bu masalları anlatır bizi eğlerdi
  
 Kaynak: "BİR ÇUMRA (KONYA) EFSANESİ VE TÜRK DÜNYASINDAKİ BENZERLERİ"
  Dr  Aziz AYVA, Selçuk Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü / KONYA, 
 
 | 
	|  |   |