Konu
:
TÜrk tasavvuf mÜzİĞİ / tÜrk tasavvuf mÜzİĞİ hakkinda bİlgİler
Yalnız Mesajı Göster
TÜrk tasavvuf mÜzİĞİ / tÜrk tasavvuf mÜzİĞİ hakkinda bİlgİler
06-23-2012
#
1
Prof. Dr. Sinsi
TÜrk tasavvuf mÜzİĞİ / tÜrk tasavvuf mÜzİĞİ hakkinda bİlgİler
TÜRK TASAVVUF MÜZİĞİ
Vural YILDIRIM
güzel sesi dinlemede kalb huzuru
ve Tanrı'yle birleşme zevki vardır
Mevlana-Mesnevi
İslam konusunda araştırma yapmak isteyenlerin karşısına oldukça karmaşık sorunlar çıkar
Bu sorunların nedeni dünyanın bir çok coğrafi bölgesine yayılmış bu inancın kültüre göre uygulanış ve algılanış farkıdır
Bu araştırmacıyı metod ve kaynak güvenirliği problemleri ile karşı karşıya bırakır
İslam kaynaklarını incelemeye çalışmak oldukça güç ve çetrefilli bir iştir
Yüzlerce yılın birikimi sonucu oluşan bu literatür araştırmacıyı ezecek kadar birikime ulaşmıştır
Araştırmaların bu nedenle genel olmamakla birlikte özel yani spesifik alanlarda yapılması tümevarımcı bir yöntem izlenmesi temel olmalıdır
Her araştırma ve incelemede olduğu gibi bu alanda da çeşitli sorunlar olacaktır
Fakat konu inanç olduğunda başka sorunlarla karşılaşırız
Bunlar: Dil kaynak görecelik (kültürel yorumlama) doğruluk vBulletin
sorunlardır
Bizim çalışmamız müzik odaklı bir çalışma olduğu için diğer alanların sorunlarına değinmeği düşünmüyoruz
Çünkü böyle bir yönelim yazının boyutlarını ve konunun boyutlarını genişleteceği gibi aynı zamanda haddimizi de aşmamıza neden olabilir
İslami kaynaklarda müzik konusu çeşitli tartışmalarla açıklanmaya çalışılmıştır
Biz yazımızda konuyu daraltmak ve okuyucuyu yormamak için tasavvuf müziği üzerinde duracağız
İSLAM VE MÜZİK
Önceki yazımızda
1
değindiğimiz tasavvuf kelimesi ve anlamı üzerinde durmadan kısa bir hatırlatma ile yetinelim
Kişinin inancı yorumlamasıbireysel olarak inanç sahibi olması ya da gizemcilik ile açıklanan bir kelimedir
2
Tasavvuf müziğinin doğuşunu dini müziğin doğuşundan ayrı tutmak doğru değildir
Aslında her ikisi de dindışı müziğin sonrasındadır
"Gelişen musikinin din lehine istifade edilmesinden daha tabii bir şey olamazdı
Nitekim din dışı musikiye ait nağmelerin ve seslerin Kur'an'ın kıraatı üzerindeki tesirleri erken bir zamanda görülmeye başladı
Aynı zamanda "zühdiyat"ı yani ilahileri de bu nağmelerle söyleme temayülü belirdi
Bu devrede Arap musikisi üzerinde Bizans ve İran musiki sanatlarının tesiri bariz bir şekilde kendisini gösterdiğinden aynı tesirler din dışı musiki vasıtasıyla Kur'an tilavetine ve ilahilerin: "Ehl-i Kitab" ve "Ehl-i Fısk"ın melodileriyle okunmaya başlandığını gören zühd ve takva sahibi Müslümanlar: 'Kur'an'ı ehl-i kitabın ve ehl-i fıskın melodileri ile okumak caiz değildir' tarzında bir prensip ortaya attılar ve bu prensibi daha sonra bir hadis şeklinde rivayete başladılar
Bu hadisin meali şudur: 'Kur'an'ı Arap dili musikisi (lühunü'l- arap) ile okuyunuz fasık ve günahkarlarla ehl-i kitap olan Musevilerin İsevilerin nağmeler (lühun)inden sakınınız
3
Sayın Uludağ'ın çalışmasından da anlaşıldığı üzere müzik konusu islamiyet için önemli bir konu olmuş ve çeşitli görüşler ortaya çıkmıştır
Hicri II
Asır sonuna doğru zühd
4
devri yerini Tasavvuf'a bırakmıştır
Bu devirde yavaş yavaş tarikat ve tekkeler doğmaya yaygınlaşmaya başlamıştır
Bu gelişmeler ile birlikte ortaya dini müzik çıkmış ve tasavvufta buna sema denmiştir
"
kuruluş halinde bulunan dini musiki daimi surette fıkıh ve hadis alimlerinin tenkidine (dış tenkid) maruz kaldığı gibi bütün zahidlerin ve hatta bazı sufilerin hücum hedefi olmaktan (iç tenkit) da kurtulamadı
Tasavvufta 'Dini musiki' yerine ısrarla 'Sema' kullanılmıştır
5
Bu kullanımın çeşitli nedenleri vardır
En önemli nedeni ise "keyf ve nefis ehli ile karıştırıl"
6
masını istememişlerdir
Ünlü İslam bilgini Gazali ise müziğin kendisinin nötr olduğunu söyler
"
ahlaksızlığa yönlendirici ve gayri meşru olduğu tarzlar hariç müziğin yasaklığına dair bir açık delil bulunmadığı"
7
sonucuna varır
Ayrıca Gazali müziğin zamana mekana ve içinde bulunulan gruba göre haram ya da helal olma durumunun değiştiğini söyler
Yukarıdaki görüşlerden anlaşılacağı gibi müziğin İslamiyet içinde yasak olmadığı kesindir
Müziğin insanları bir uyuşturucu gibi kötülüğe sevk etme durumu ortaya çıktığında ise yasağın sınırı başlamış olmaktadır
TASAVVUF MÜZİĞİ'NİN ÜLKEMİZDEKİ DURUMU
Geleneksel müziğimizde iki ana ayrım bulunmaktadır
Birincisi enstrümantal müzik diğeri ise edebi yanı olan sözlü müzik
Sözlü müziğin incelenmesi ve anlamlandırılması edebi yanından ötürü kolaydır
Çünkü sözleraraştırmacıyı yönlendirme işlevi görür
Geleneksel müziğimizin İslamiyet ile birlikte gelişen formuna dini müzik tekke müziği tasavvuf müziği vBulletin
denir
Aslında ülkemizin kültürel durumu nedeni ile müzik türlerine yönelik adlandırmalar tam olarak yeterli değildir
Sınırlar keskin ve belirgin olmamakla beraber kaba da olsa tür sınıflaması yapılmaktadır
Bu konuda en bilinen türler: Alevi-Bektaşi müziği Mevlevi müziğiTekke müziği ve Cami müziğidir
"Türk dini musikisi nitelik bakımından cami musikisi ve tekke (tasavvuf) musikisi olmak üzere iki türde incelenmiştir
"
8
Cami müziği ile tekke müziğini ayıran en önemli unsur; enstrümandır
Cami müziği insan sesi dışında bir enstrüman kullanmaz (A capella)
Tekke müziğinde ise enstrüman eşliğinde ibadet yapılır
Oransay cami müziğini "Çalgıya hiç yer vermeyen İslam dinsel metinlerini ezgileyip etkili kılmaktan başka amaç taşımayan bir musiki"
9
diye tanımlar
10
Geleneksel müziğimizin iki ana damarı Halk ve klasik dediğimiz türleridir
Bu ayrımdaki tanımlamalar konusunda tam bir görüş birliği yoktur
Örn
Klasik müzik saray müziği sanat müziği vBulletin
ile halk müziği bölgesel müzikler etnik müzik vBulletin
tanımlamalar yapılmaktadır
11
Genel olarak Türk müziği ve halk müziği bilinen ayrımdır
Tasavvuf müziği denilince akla Türk müziği makamları
12
ile icra edilen müzik gelir
Aslında bu müzik türünü de ikiye ayırmak mümkündür
Birincisi halkın yaptığı ibadetlerde kullandığı tür; daha çok Alevi'lerde görülür
İkincisi; Tekkelerde yapılan Bektaşi Mevlevi vBulletin
tarikat müzikleri
Mevleviler namaz dışında sema ile ayrıca müzikli ibadet yaparlar
"Ayin denilen bu besteler her birine Selam denilen dört kısımdan meydana gelir
Güfte genellikle Mevlana Celaleddin-i Rumi'nin şiirlerinden seçilir
Araya başka tasavvuf şairlerinin bazı şiirleri de katılabilir
Fakat şiir sahiplerinde yine Mevlevilik aranır
Mevlana'nın şiirleri Mesnevi veya Divan-ı Kebir isimli eserlerinden alınır
Bu şiirler Farsça olduklarından ayin güfteleri de Farsça'dır
"
13
Ayinler dört kısımdan oluşur
Bunlara; birinci ikinci üçüncü ve dördüncü selam denir
"Ayin sırasında dönen yani sema eden dervişlere Semazen çalan ve okuyanların oturduğu yere Mutrıb; mutrıbdaki müzisyenlere Mutrıb Hey'eti denir
Mutrıb'da görevlere göre de ayrım yapılır: Ney çalanlara Neyzen; kudüm çalanlara Kudümzen; ayin okuyanlara Ayinhan; nat okuyana Na't-han denir
Mutrıb hey'etinin başı Kudümzen başı'dır
Neyzenlerin başı Neyzen Başı'dır
14
Diğer türler ise: Na't durak Mi'raciye İlahi şugul'dur
Ayrıca camilerde enstrumansız okunan mevlit ilahi kur'an'ın melodik okunuşu Ezan vBulletin
tasavvuf müziği içinde değerlendirilebilir
Aleviler geleneklerini cem ve muhabbetlerde şiir-müzik eşlikli ibadet ve toplantılar ile aktarırlar
Müzikli toplantılarda varolan hikayeleri ve geçmişe yönelik bilgileri aşıklar anlatır
Aleviliğin uzun yıllar konumları gereği kamusal alanda yok sayılması nedeni ile Vahit Lütfü salcı bunların müziğini Gizli Müzik tanımlaması ile anlatır
"Halk edebiyatının açık kısmı Divan edebiyatçılarının ve Osmanlı lisancı ve terkibcilerinin gürültülerine ve tahakkümlerine boğularak iltifatsızlığa uğramış ve görünmemiş; gizli kısım ise alevi Türk kabilelerinin süregeldikleri (İslami Türk) gizli mezhepciliğinin gizli anane ve törelerine karışarak onlarla beraber meçhuliyete sürüklenmiş ve şimdi de kaybolmak üzere bulunmuştur
"
15
Aleviler müzikli ibadetlerinde halk müziği türünü kullanırlar
16
Bektaşilerden müzikal açıdan ayrıldıkları nokta makamsal müziktir
Aşıkların söylediği dini içerikli müzikli sözler Alevi-Bektaşi pirlerinin dedelerinin şiirlerinden alınmadır
Eşlik olarak bağlama kullanılmakta hatta bağlamaya telli kur'an denmektedir
Fundamentalistler bağlamayı ve müzik aletlerini şeytan icadı diye eleştirdikleri dönemde Aşık Dertli şu dizeleri ile yanıt vermiştir
Telli sazdır bunun adı
Ne ayet dinler ne kadı
Bunu çalan anlar kendi Şeytan bunun neresinde
Alevi müziğinin tüm repertuarını tasavvufi bir boyuta indirgemek yanlış olur
Aleviler de günlük yaşamlarında mistik ögeler içermeyen türküler söylerler
Alevi müziğini de sözlü ve sözsüz diye ikiye ayırabiliriz
Sözsüz müzikte tür olarak cuş havaları peşrevler ve semahlar sayılabilir
Sözlü müzikte ise: deyiş nefes duvaz-ı imam miraçlama vBulletin
türler vardır
17
Kısa bir miraçlama örneği:
Geldi cebrail çağırdı
Hak Muhammed Mustafa
Hak seni Mirac'a okur
Davete kadir Huda
Şah Hatayi'm vakıf oldu
Bu sırrın ötesine
Hakk'ı inandıramadı
Özü çürük ervaha
Geleneksel müziğimiz içinde tasavvufi yanı olan müziğimiz ibadet sırasında topluca ya da bireysel olarak varlığını sürdürmektedir
Değişen kültürel yapı müziğin melodik biçemini değiştirmekte sözler ise ağırlıklı olarak değişime direnmektedir
Dinsel-Tasavvufi müziğin en önemli unsuru olan ritm ve edebi yan müziğin efendisi olma özelliğini korumaktadır
Bu müzikleri anlamanın birincil koşulu o guruba ait olmak ya da mistik kodları çözmek için gerekli kültürel donanıma sahip olmak gerekir
Sonuçta; ibadet de bir çeşit katarsis işlevi görmekte bunun aracısı yapanlara göre değişmektedir
Prof. Dr. Sinsi
Kullanıcının Profilini Göster
Prof. Dr. Sinsi Kullanıcısının Web Sitesi
Prof. Dr. Sinsi tarafından gönderilmiş daha fazla mesaj bul