06-23-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Siyah-beyaz bir filmden kalmış Sevdamız
Siyah-beyaz bir filmden kalmış, eski bir aşka dalar gözlerim; her gecenin karanlığında saat onikiyi geçtiği zamanlarda Sokak başında nöbet tutar uykularım, bir türlü sokulmaz yanıma Yüreğimin içinde yalnızlık bekler de beni; uykusuz geçer her gecem,sabahı bekler gözlerim,yağan yağmura eşlik etmesini özlemişcesine çağlar gözlerim
Hücredeki bir mahkumun, gökyüzüne olan sevgisine eşdeğerdir sana olan sevdam benim 
Dışarı çıkma korkusu olan bir ressamın, tualine akıttığı dış dünyayı yaşatmasıydı seni gördüğümde yüreğimde kazandığında yerin  Pencereye olan aşkıydı belki de, dışarıya açılan tek yari olduğu için bedeninin  
Hiç bir zaman cesareti eline alamadı ki şu dilim
Ah sevdiğim birkez olsun yenemedim ki yüreğimde mesken tutmuş, kol gezmekte olan korkuları  Bir kez olsun inanmışken aşk denen o farklılığa, bir kere olsun katlayıp köşeye koyamadım söyleyemediklerimi sana  
Bir çocuğun cesaretine bile sahip olmayı beceremedi yüreğim  
Dilim konuşamaz  Susar   Susmak zorundadır   Susmalıdır  Ve belki de susturulmuştur  
'Gel' diyemez sana asla 'Gel' dese de 'kal'ı getiremez devamında bilirim  
Ve sen her gelişinde,yüreğimden bir parça daha kopartıp giderken uzaklara, suskun kalışımın en büyük nedenidir; senin anlamlandıramadığın, benimse bir türlü dile getiremediğim  
Anlatmadıklarım  Anlatamadıkl arım  
Ah sevdiğim,hepsi sapasarar çevremi Haykırmak isterim asıl sebebini susturuluşumun, gözlü yaşlarla bakarken ardından  Sonra aklıma gelir Utanırım  Susuveririrm daha 'g' bile diyemeden arkandan 'Gitme' demek isterken tek birşey söyleyemez dilim yüreğine Aslolan gizlenir 'ben'liğim tarafından  Sen susuşuma anlam verirsin kendince de, sevmediğime inandırırsın kırgın yüreğini  Çeker gidersin kapıyı bile kapatmadan, yıkarak herşeyi uzaklaşırsın sessiz sedasız yüreğimin karanlık sularından  
Belki bi cesaret gelirim diye, o kapı kapanmaz asla Belki yenerim dışarı çıkma korkumu da koşarım diye sana, açık durur daima 
Ama benim korkak yüreğim cesaret edemez, kapı dibine çökerek bakar sessiz sessiz  
Ressamın tualine yansıttığı gibi dışarıdaki güzellikleri, kaleme döker ellerim bendeki seni 
Her gece yanıbaşımda duran bebeğin gözlerinde seni bulur gözlerim nedensiz Belki sana benzemesidir 'ben'i alan 'ben'liğimden, belki de son zamanlarda her şeyi birbirine benzetmemdendir bilinmez Bilinmez neden hüznü seçer yüreğim  
Bir gidişinin daha sonunda 'Canım' da geldi peşinden, ruhsuz bir bedenin tüm sıkıcılığıyla kalakaldı 'ben'liğim  Ve son gidişinin ardından gene kazandı içimdeki karanlık Aslolan gerçek yine susturdu yüreğimi  Susturuldu yüreğim  Sustu Sus S  
Bu sefer dönüşü olmadığını bildiğim halde gebne seslenemedinm ardından  Özlemle beklerken gelişini, gelemeden gitmene neden oldu ellerim  
Açık olan kapıyı kapattı bvilinçsizce ve intihar etti tüm kelimelerim  Bir daha konuşmamak üzere 29 harfide katlettim, gelemeyişinin ardına alfabeyi kurban ettim  
Bu gece ay kan kırmızısı bu yüzden 
Öldürdüğüm kelimelerin, yok ettiğim harflerin ve kanayan yüreğimin geceye kattığı en önemli kanıtı oldu bu kızılvari renk, saat 'geç'e geldiği vakitlerde bende  
Ah sevdiğim, aslolan gizli kaldı yüreğimde 
Ah sevdiğim ben 'gitme' diyemedim, sen yanlış anladın  Gittin  
Ve bir aşk daha yenik düştü korkulara  
Sen gittin, ben bittim  
Ay kızıla boyandı, ölen bir aşk da siyah-beyaz filmlerde kaldı  
Yüreğim sende  Ruhum sende  
Bedenim yalnızlığımla kalakaldı  
Oysa korkak bir ressamın tuale yansıttığı sevdaya benzerdi, sana olan duygularım   Oysa hiç tahmin etmediğim kadar 'sen'le doluydu bedenim  
Sen gittin derken  'Ben' geldim peşinden  Vucudum kaldı  Vucudum kalakaldı  
Sen gittin  'Ben'liğim peşinde  ama ruhum gömüldü karanlıklara  
Dilimde susturulmuş sevdan, üşüyen ellerimde katlettiğim kelimeler  Suskun kapıya çöküp kapandı gözlerim  
Ay kızıla boyandı bu gece  
29 harfi katletti ellerim, sen ardına bakmadan gittin  Ben 'g' bile diyemeden, 'gitme' demeyi umarken  
|
|
|