Şengül Şirin
|
ölçek iktisadı/kamu iktisadı
ölçek iktisadı
içsel ölçek iktisadı, işletme boyutlarının büyümesiyle, İşgücünün daha fazla uzmanlaşmasının, ileri teknik kullanılmasının, alış ve satışların daha akılcı örgütlenmesinin bir sonucudur, içsel İktisat, bir firmanın büyümesine doğrudan bağlıdır ye maliyet fiyatında bir azalmaya yol açar içsel iktisat, özellikle bir işletmenin büyük boyutlu olmasıyla elde ettiği üstün pazarlık gücünden doğar, örneğin, İşletmenin verdiği mal siparişlerinin büyük olması daha elverişli fiyat koşulları elde etmesini sağlar
Ölçek iktisadı işletmenin boyutlarıyla birlikte sonsuzca artmaz, belli bir boyuttan sonra "eksi İktisat" yada dev firmaların eşgüdüm ve yönetim güçlüklerinden doğan ölçek zararları görülebilir
işletmelerden başka İktisadi birimlerde de ölçek iktisadına rastlanır Nitekim, kentlerin optimal boyutları hakkındaki araştırmalar bazı hizmet tipleri için kentte nüfus başına düşen harcamalarla, yerleşim yerlerinin boyutları arasındaki İlişkileri saptamaya çalışır (gerçekte, belediye hizmetlerinin maliyetlerindeki eşitsizlikler boyuttan başka etmenlerle açıklanır: kentlerin yoğunluk ve büyüme derecesi, idari hizmetlerin yönetimindeki etkinlik, personelin etkinliğini denetleme olanağı vb )
kamu iktisadı
Kamu harcamalarının son derece artması karşısında, iktisat kuramcıları, 1965'ten bu yana, devletin neden böyle bir etkinliği üstlenmek zorunda kaldığını, ve bununla ilgili görevleri yerine getirmek için özel kesimden çekilen kaynakların ne büyüklükte olduğunu soruşturmaya başladılar Sorunun özü, ulusun yararlanılabilir kaynaklarının özel kesimle kamu kesimine tahsisinin tüketicilerin gereksinimleri bakımından optimal olup olmadığıdır Ülke kaynakları üzerinden kamu için alınan pay, ülkeden ülkeye büyük ölçüde değişmektedir: eğitim harcamaları özel kesime ya da kamu kesimine bağlanabileceği için, ülkeler arasında hiçbir biçimde karşılaştırılamaz Oysa kamu harcamaları çoğu kez siyasi ölçülere göre kararlaştırılmaktadır
R A Musgrave'ın bir sınıflandırmasına uyularak, salt betimsel olmak üzere, devletin İktisat alanına müdahalesi, işlevlerine göre üçe ayrılabilir: kaynakların çeşitli üretici etkinliklere ya da tüketime tahsisi işlevi; yeniden bölüştürme İşlevi (birçok devlet etkinlikleri, iktisadi birimlerin mal varlıklarını ve gelirlerini etkiler); düzenleme işlevi (iktisadi gelişmenin denetlenmesi ve kimi zararlı etkileri düzeltilmek İstenmesi durumunda)
Özellikle, Samuelson gibi bazı amerikan yazarlarınca savunulan bir anlayışa göre, devlet, bireylerin amaçlarına erişmek için kullandıkları basit bir araçtır Bu yüzden, bu yaklaşıma "bireyci" yaklaşım ya da değişim kuramı adı verilir Gerçekten de, bu kuramın yandaşları için, devletin kendi başına bir varlığı yoktur, bireylerin davranışlarının bir yansımasından başka bir şey değildir
Devlet çerçevesinde alınan İktisadi kararlar gerçekte hiç de devletin tutumuna dayanan kararlar değildir, tıpkı piyasa çerçevesi içinde alınan kararların piyasadan kaynaklanmadıkları gibi Siyasi karar süreçleri -piyasada olduğu gibi- bireysel seçimlerin ortaya çıkmasını sağlamaya yönelik teknik araçlardan başka bir şey değildir Böylece, bireyci yaklaşım, geleneksel iktisat kuramının temel varsayımını, yani İktisadi etkinliğin başında ve sonunda yer alan tüketicinin egemenliğini bir kez daha doğrular, iktisadi etkinliğin konusu, gereksinimlerin tatminidir ve bu tatminin gerçekleşmesi, bireylerin özgür seçimine dayanır; bireylerin özgür seçimi ise, onların kişisel tercihlerine göre dile gelir Ama, bu gereksinimlerin tatmini için zorunlu olan bazı mallar, piyasa mekanizması çerçevesi içinde etkili bir biçimde üretllemez: o zaman, bu kolektif malların üretimini kolaylaştırmak ya da sağlamak için devletin müdahalesi zorunlu olur ve bireylerin bazı gereksinimlerinin toplu tatmini konusunda ortaya koydukları istence dayanır Böylece devletin tek tek üyelerinin amaçları dışında amaçları yoktur ve hiçbir biçimde özerk bir karar birimi oluşturmaz
Onun kararları gerçekte bireylerin toplu kararlarından başka bir şey değildir Mali otoriteler, yalnızca bazı toplu amaçların gerçekleşmesini sağlayan bir kanaldır Böyle bir açıdan bakıldığında, kamu gücünün, tüketicilerin, değişim mekanizmaları aracılığıyla elde edemedikleri mal ve hizmetleri sağlamakla kaldığı düşünülebilir Bu durumda, kamu İktisadının alanı, "kolektif mallar"ın incelenmesi olur
"Global" denilen ikinci bir anlayışsa devleti, kendi amaçlarına göre hareket eden bağımsız bir iktisadi birim olarak görür Bu görüş kimi avrupalı yazarlar (özellikle Alaln Barrere) tarafından savunulmaktadır Bu yazarlar, tüketicinin egemenliği varsayımını eleştirirler Gerçekten, Schumpeter'ln de söylediği gibi, günlük yaşamın en sıradan davranışlarında bile, tüketiciler iktisat kitaplarına uygun davranmazlar: kitlesel üretim, reklamın rolü, bu varsayımın, dolayısıyla bireysel yaklaşımın geçerliliğini azaltmış görünmektedir Devlet organik bir bütün olarak anlaşılan toplum adına davranan tek bir karar birimi olarak görülmelidir Devlet yalnızca kimi gereksinimlerin toplu tatmin aracı değil gerçek bir iktisadi birimdir Devletin, kendi öz amaçları bulunan bir iktisadi özne olarak tanınması, bir eylem "eşiğl"nin aşılmasına bağlıdır, bu eylem eşiğinin ötesinde, kamu güçleri, ekonominin genel bütününe karşı duyarlı duruma gelirler Bu biçimde anlaşılan devlet, kârlarını en yükseğe çıkarıp, zararlarını en aza indirmeye çalışacaktır (ama toplumsal bakımdan değerlendirilen kâr ve zararlarını) Devletin amacı, kendi gereksinimlerinin tatmini değil, toplumun gereksinimlerinin tatminidir Bireyci yaklaşımdan farklı olarak, devlet tarafından üretilmesi gereken kamusal malların seçimi tıpkı gelirlerin yeniden dağılımıyla ilgili kararlar gibi siyasal bir karar sonucudur
—Tarıms ikt Toplumların maddi gelişmesine koşut olarak, tarımın ekonomideki göreli payı, ulusal muhasebe deyimiyle, azalmaya yüz tutmaktadır Bu evrim, tarımsal etkinliğin tüm olarak azalmasından değil, öbür kesimlerin artan bir hızla büyümesinden ileri gelmektedir Gerçekte, tarımsal etkinlik her gün biraz daha karmaşıklaşmakta, yeni tekniklerin uygulandığı alanlar her gün biraz daha genişlemekte, başka ticari ve sanayi etkinliklerle kurduğu bağlar her gün biraz daha güçlenmektedir Bunun için, tarımsal iktisadın alanı yaygınlaşıp çeşitlenmekte, bir bilim olarak gösterdiği gelişme bu derin değişikliklerden beslenmektedir
Tarım iktisatçılarının başlıca inceleme konusu, uzun bir süre, üretim etkinliğinin İçinde gerçekleştiği birim olmuştur: tarım işletmesi Bu işletme biçimi, tarım iktisatçılarının çalışmalarını üzerinde yoğunlaştırdıkları başlıca konu olarak kalır, çünkü tarımın iki temel özelliği özellikle burada kendini gösterir: biyolojik araçlara başvurma ve alan zorunluluğu Bu özellikler o kadar önemlidir ki, tarımsal iktisadın, iktisat biliminin özgün bir dalı olarak var olması gereğini doğrulamaya fazlasıyla yeter Gerçekten de, tarım, sanayinin tersine, üretimini canlı varlıklar, yani bitkiler ve hayvanlar aracılığıyla yapar, bu yüzden, üretim süreçleri ister İstemez doğal biyolojik süreçlere bağlı kalır Ayrıca, doğrudan doğruya ya da dolaylı olarak zorunlu dayanağı toprak olduğundan, tarım İşletmesinin belirli bir coğrafi bütünleyicisi vardır Bu durum, bir fabrika İçin sözkonusu olmayan bir alan gereksinimi ve tüketimi biçiminde kendini gösterir
Tarımsal iktisat tarımsal üretimin biçimlerini bütün bu özellikleri hesaba katarak çözümler Büyük bir çeşitlilik gösteren bu biçimler, ekolojik koşulların, toprak mülkiyeti biçim ve yapılarının, toprağı değerlendirme biçimlerinin, nüfus baskısının, tekniklerin durumunun, üretim tiplerinin, ticaretin ve sanayinin gelişme derecesinin, devletin rolünün vb çakışan etkilerinden kaynaklanır (-► TARIM yöntemi ) Bu çeşitlilik çiftçinin, işlettiği topraklar üzerinde bir araya getirdiği üretim etmenlerinin ve doğrudan bu etmenlerin bileşiminin onun üretim biriminin içinde yer aldığı toplumsal yapının ayırıcı özelliklerini oluşturduğunu gösterir Çiftçinin etkinliğinin sonucu için de aynı şey söylenebilir Bu sonuç, bir yandan elde ettiği ürünlerin bir bölümünü öztüketimlnde kullanması ve piyasanın yarattığı parasal gelir yardımıyla, kendi geçimini sağlaması öte yandan, işletmenin fiziksel olarak yeniden üretilmesidir Tarımsal iktisat, işte bu bileşimlerin yasalarını ve sonuçlarını İnceler Bu da bize, aynı zamanda, hem tarım işletmesinin işleyiş mekanizmalarını ve dönüşümlerini anlamak, hem de bunun yönetimini iyileştirmeyi, yani belli bir iktisadi sistem içinde etkinliğini artırmayı sağlayacak araçları oluşturmak olanağını sağlar
Tarımın evrim yasalarından biri de ekonominin öteki öğeleri: sanayi, dağıtım, tüketici, devlet güçleri, vb ile bağlarının giderek gelişmesidir Bu yasa, değişik derecelerde olmak üzere, her işletmeyi İlgilendirir, İnceleme de üretim birimi düzeyinde bunun sonucu olan değişiklikleri ortaya koyar, ama burada genel olaylar sözkonusu oduğuna göre, bu yasanın tarımın tümü üzerindeki etkilerinin ölçülmesi de çok önemlidir Bunun için, tümüyle tarım kesimin in (yani temel üretim birimleri genel bütününün), bir bölge, bir ülke, bir ülkeler grubu içinde kendisini çevreleyen sosyo-ekonomlk bütünle bağlarının çözümlemesi, tarımsal İktisadın önemli amaçlarından birini oluşturur
Bu bağların en eski ve en genel alanı değişim"dir Bütün toplumlar beslenme konusunda tarımlarına güvendiklerinden, üreticilerin tüketici karşısına doğrudan çıktıkları köy pazarlarından, üreticilerle sanayi firmaları arasında yapılan soyut ve ürkütücü antlaşmalara kadar uzanan çeşitli pazarlar düzenlenmiştir Birbirlerinden çok farklı olmalarına karşın, bu değişim tipleri bir yandan çabuk bozulan, zamanda toplu, mekanda dağınık, yıldan yıla değişen tarımsal arzın özelliklerini, bir yandan da ödeme gücü bulunan talebin pek esnek olmayan niteliğini taşırlar Tarım piyasalarının işleyişinin bazı özgül koşulları buradan kaynaklanır ve özellikle iktisadi mekanizmalar kendiliğinden işler durumda olduğu zaman, çiftçilere ödenen fiyatların, dolayısıyla da üreticilerin gelirinin çok değişken olması biçiminde kendini gösterir Bu nedenle, piyasa ekonomisinin gelişmiş olduğu, çiftçilerin meslek örgütleri aracılığıyla isteklerini duyurabildikleri ülkelerde, tarım pazarlarının düzenlenmesi son zamanlarda büyük bir iktisadi ve siyasal önem kazanmıştır Bunun sonucu olarak, devlet ve meslek kuruluşları, fiyat güvencesi sistemleri ortaya çıkmış, arzı türdeş ve toplu duruma getirmek amacıyla çiftçiler bir araya gelmişlerdir, vb Değişimlerde oluşan ve çiftçilerin ancak bir ölçüde yararlanabildikleri bu yapısal değişiklikler tarım-besin sanayisinin, tarım kesimi tarafından teslim edilen ürünlerin denetimi amacıyla işe karışmasıyla büsbütün güçlenmiştir Tarım kesimi bakımından bu müdahale, onun bağımlı bir kesim olma durumunun daha da ağırlaşması biçiminde özellikle de bütünleşme olayı olarak ortaya çıkmıştır
Ürün pazarlarının çözümlemesi, faktör pazarları'nın çözümlemesiyle tamamlanır Bu çözümleme de, bir başka egemenlik kutbunu, tarım kesiminde yer alan büyük firmaların egemenliğini ortaya koyar Söz-konusu firmalar, yalnız sanayileşmiş ülke çiftçilerine değil, ama gittikçe daha büyük ölçüde olmak üzere, gelişmekte olan üke çiftçilerine de teknoloji, fiyat ve gelişme modellerinin kabul ettirilmesinde etkili olmaktadırlar Tarıma bağlı büyük sanayi kuruluşlarının etkinliğinin uluslararası alanda her iki alanda da yaygınlaşması son dönemlerin en önemli olaylarından biridir Böylece, yeni bir araştırma ve inceleme alanı açılmıştır: besin maddeleri üretiminin dünya çapında örgütenmesi ve denetlenmesi, bunun sonucu olarak da uluslararası tarımsal işbölümü alanı
Batı toplumlarında, tarım-besin sisteminin (tarım ve tarım-besin sanayileri) evrimi, ilgili iktisadi etkenlerin (çiftçiler, firmalar, vb ) temsilcilerinin baskısı sonucu, devletin müdahalesi ve desteğiyle yürütülür Bu müdahale, içeriği özellikle söz-konusu iktisadi birimler arasındaki kuvvet oranını yansıtan bir tarım polltlkası'mn geliştirilmesi ve uygulanması biçiminde kendini gösterir Devlet, böylelikle, çiftçiler üzerinde uygulanan egemenliğe karşı belli ölçüde bir denge kurar Devlet, bu işi, en başta, bir fiyat politikası uygulayarak ve çiftçilerin gelirlerini ayarlamak ve kesimlerin uğradığı sarsıntılara daha iyi dayanabilmelerlni sağlayacak sosyal gelir transferleri düzenleyerek yapar Tarım politikaları içeriklerinin çözümlemesi ve etkilerinin gözlemlenmesi, tarımla iktisadi alanın genel bütünü arasındaki karşılıklı etkilerin anlaşılması konusunda temel veriler sağlar Gene bu amaçla, çiftçiler tarafından uzun süreden beri kurulmakta olan ve sanayicilere hep birlikte karşı koyabilmek ve devletle diyaloga girebilmek için büyük ölçüde geliştirilmiş bulunan çeşitli mesleki ve iktisadi kuruluşlar (sendikalar, kooperatifler, vb ) incelenir
Son olarak, tarımın modernleşmesinin yanı sıra, kırsal bölgelerde nüfusun azalması, gene bu modernleşme dolayısıyla çiftçiler arasında başlayan toprak edinme yarışı, başka bazı etkinliklerin, özellikle, eğlence, ulaşım ve inşaat etkinliklerinin yol açtığı mekân tüketimi, tarımsal iktisadı, alanını alan düzenlemesine doğru genişletmeye yöneltti Gerçekten de, kırsal alan düzenlemesi, özellikle kent çevresi bölgelerinde ve nüfus yoğunluğunun az olduğu bölgelerde kendine özgü bazı sorunlar ortaya çıkarır Bunlar inceleme, hakemlik ve çözüm isteyen sorunlardır, tarım iktisatçıları bu konularda katkıda bulunur Alan düzenlemesi nedeniyle tarım İktisatçıları ayrıca ekoloji (çevre sağlığı bilimi) ile de İlgilenmek durumunda kalırlar, çünkü, tarımın işlevi artık yalnızca besin maddeleri üretimi değildir, bazı durumlarda ondan doğanın korunması gibi yeni bir rol oynaması da İstenmekte, hatta, fosil enerjinin gittikçe azalması dolayısıyla, yeni enerji biçimleri üretiminde biyomas" kullanması da beklenmektedir
__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
|