Konu: Hititler
Yalnız Mesajı Göster

Cevap : Hititler

Eski 09-08-2010   #3
Şengül Şirin
Varsayılan

Cevap : Hititler






HİTİTLER, Orta Anadolu'da İÛ XIX -XII yy'lar arasında yaşamış ve büyük bir İmparatorluk kurmuş eski halk
"Hitit" kavramı, İO III binyıl'da Halys (Kızılırmak) havzasında oturan ve aynı addaki dili konuşan hatti halkından gelmektedir Anadolu'nun yerli halkı olmayan, ancak göç tarihleri ve Anadolu'ya giriş yolları kesinlik kazanamamış bulunan (B'dan Trakya ve Boğazlar üzerinden, D'dan Kafkaslar üzerinden ya da Balkanlar'ın Karadeniz'e kıyısı olan yörelerinden deniz yoluyla Orta Karadeniz'e geldiklerine ilişkin değişik tezler vardır) bu halk hint-avrupa dil ailesine bağlanır Küçük gruplar halinde Anadolu'ya gelen yeni halk hatti halkına karıştı İÛ II binyıl'da bu karışımdan ortaya çıkan halk, ülkenin adı olan Hatti'yi kullandı ve hatti dilinden bir ölçüde etkilenmiş olan dillerine de Nesa kentinden ötürü nesa dili dendi Ancak günümüzde İÛ II binyıl'da Halys havzasında oturanlara Hititler, dillerine de hititçe denmektedir


• Tarih İlk hitit adlarına, uzun süre "Kap-padokia tabletleri" (İÛ XIX- XVIII yy) diye bilinen çivi yazılı metinlerde rastlanmıştır Asur ticaret kolonileri çağından beri küçük krallıklar ya da beylikler halinde yönetilen Anadolu'da, bu beylikleri bir yetke altında birleştirmeye yönelik ilk hareket, Nesa kralı Pithana'nın oğlu, Kussara kralı Anitta'dan geldi (İÛ XVIII yy) Anit-ta'nın Anadolu'daki ilk siyasal birliği oluşturan bu girişimi, Boğazköy'de (Hattuşaş) ortaya çıkarılan ve Anitta* metni diye bilinen çivi yazılı tabletlerle aydınlanmıştır Hatti'nin birleşmesi Kussara kralı Hattuşili l'in (Labarna) [İÛ 1640-1610], devletin merkezini Hattuşaş'a taşımasıyla tamamlandı Eski hitit krallık döneminin ilk kralı olarak kabul edilen Hattuşili f'le Anitta arasındaki yaklaşık yüz yıllık süreç henüz doldurulamamıştır Bu kral egemenliğini, Anadolu'nun B'sındaki Arzava ile Suriye' nin K'indeki Yamhad, hurri krallıklarına zorla kabul ettirmeye çalıştı Mursilis i (İÛ 1610'a doğr-1590), K Suriye'de Yamhad'ı yakıp yıktı (İÛ 1600'e doğr) K Suriye' nin ve Halpa'nın (Halep) fethi Mursilis l'e Mezopotamya kapılarını açtı, Babil'e baskın yaptı (İO 1595/1594) Ama krallık ve-rasetiyle ilgili yasaların bulunmayışı, her saltanatın sonunda kanlı taht kavgalarına yol açtı Mursilis l'in öldürülmesinden sonra, mitanni halkı tarafından bir araya getirilmiş olan Hurriler, Suriye'deki topraklarını geri alırken, Hattuşaş'taki cinayetler birbirini izledi Hitit devletine katılan birçok bölge elden çıktı ve Hititler, Halys yayı içindeki çekirdek bölgelerine çekilmek zorunda kaldılar Bu kargaşa dönemine Telibi-nu (İÛ XVI yy sonu), tartışmalara meydan vermeyecek yasal önlemlerle son vermeye çalıştı Böylece ilk monarşi yönetiminin temelleri atılmış oluyordu Tellbinu K'den gelen kaşka saldırılarını önledi Ancak onun ölümünden sonra huzursuzluk yeniden başladı

Hitit devletinin zayıfladığı ve Anadolu'nun düşman saldırılarına uğradığı bu dönemin kral adları da kesinlik kazanamamıştır Tuthalya l'in (ya da Tut-halya II) [İÛ XV yy ikinci yarısı] tahta geçmesiyle Hitit devleti için yeni bir dönem başladı Kraliçe Nikalmati'yle birlikte devleti yöneten bu kral mitanni halkını ve Ar-zavalılar'ı yendi, Kaşkalar'la uğraştı Yazılı metinlerden, bağımsız boylar halinde yaşayan Kaşkalar'ın saldırılarına karşı tanrılara yakarıldığı, kaşka beylerine toprak bağışlandığı anlaşılmaktadır Büyük Hitit imparatorluğu'nun ilk güçlü kralı sayılan Şuppiluliuma başa geçtiğinde (İÛ 1371'e doğr- 1345'e doğr) Hitit krallığı batmak üzereydi Şuppiluliuma Anadolu birliğini sağladıktan sonra K Suriye, Fırat'ın B bölgeleri, D Anadolu ve K Güçlenen Asur ve Mısır'a karşı önlem olarak oğullarını Kargamış ve Halpa'ya kral olarak atadı Suriye'deki küçük krallıkları yanına çekerek nüfuz alanını Mısır'a dek genişletti Mısır kraliçesiyie anlaşarak oğlu Zannanza'yı bu ülkeye firavun olarak göndermeye karar verdi Ancak daha sonra Arnuvanda ve kraliçesi Aşmunikal zamanında Kaşkalar'ın başkent Hattuşaş'a saldırıları önlenemedi Anadolu'ya doğru devletin sınırlarını genişletti

Ancak Zannanza Mısır'a ulaşamadan öldü ya da öldürüldü Bunun üzerine Şuppiluliuma Mısır'a sefer düzenledi (yaklş İÛ 1350'ler) Bu olay Mısır-Hitit çatışmalarının başlangıcını oluşturdu Mitanni halkıyla savaşarak Vaşu-ganni'yi yağmaladı Büyük bir tarih yazıcı olarak bilinen Mursilis II (İÛ 1344'e doğr -1315) daha çok anlaşmalar yoluyla imparatorluğun sınırlarını güvence altına aldı, Arzava, Azzi-Hayaşa, Mitanni gibi komşu ülkelerle iyi ilişkiler kurdu Muva-tallis (İÛ 1315'e doğr-1295), daha sonra kral olan kardeşi Hattuşili lll'ün yardımıyla Kaşkalar'ı yendi, B'da Ahhiyava'ya, G -B'da Arzava'ya karşı başarılı seferler düzenledi imparatorluğun merkezini yeri saptanamayan, hitit metinlerinde Aşağı Ülke'de olduğu bildirilen Dattaşa'ya taşıdı (Yukarı Ülke'de Hattuşili lll'ün güçlenmesinden tedirgin olduğu için ya da G -D'ya, Suriye'ye yapacağı seferleri kolaylıkla yönetebilmesi için bu yola başvurduğuna ilişkin değişik görüşler vardır) Bunu yaparken devletin yönetimini yazmanların başı Mittannamuva'ya bırakması da İlginçtir Ramses ll'nin Mısır tahtına geçmesi (İÛ 1301-1235) Hititler'in Suriye siyasetini olumsuz yönde etkiledi Baskılar sonucu Suriye kralları Hititler'le yaptıkları anlaşmaları bozarak Mısır'ın yanında yer almak zorunda kaldılar

Sonunda bu iki büyük ordu Kadeş savaşı'nda karşı karşıya geldi (İÛ 1299) Kardeşi Hattuşili lll'ün yardımıyla hitit orduları Şam'a kadar ilerledi, Amurru yeniden Hititler'in vasal-lığına geçti Muvatallis'ten sonra Mursilis III adıyla tahta çıkan Urhi Teşup başkenti yeniden Hattuşaş'a aktardı Hattuşili III (İÛ 1288'e doğr-1265) güçlü bir kraliçe olan Puduhepa'yla birlikte barışçı bir tutum izledi, komşu ülkelerle iyi ilişkiler kurdu Bu dönemde güçlenen Asur devleti, Hititler'le Mısır'ın yakınlaşmasına neden oldu ve tarihin bilinen en eski yazılı antlaşması olan Kadeş antlaşması imzalandı (1283) [bu antlaşmanın Mısır kopyası Karnaktapınağı'nda, Hitit kopyasıysa Hattuşaş'taki devlet arşivinde ortaya çıkarıldı], Hattuşili III dönemi anıtları ve belgeleriyle, hitit siyasal tarihinin ve kültürünün en parlak evrelerindendir Çoğu hititçe, bir bölümü de akkad çivi yazısıyla yazılmış binlerce tablet, yıllıkları, sözleşmeleri, yasaları, toprak dağıtım belgelerini ve dinsel metinleri içerir Dinsel metinler, Anadolu'nun ölü ya da yaşayan dilleriyle yazılmış ayin törenlerini ve efsaneleri yansıtır, imparatorluk kültüründe Anadolu, Mezopotamya ve hurri gelenekleri birbirine karıştı Tuthalya IV döneminde (İÛ 1265'e doğr- 1230'a doğr) hurri tanrıları önem kazandı Krallığın resmi panteonu olan ve Tuthalya IV'ün kendi kabartmasının da yer aldığı Yazılıkaya* açık hava tapınağında, hurri tanrıları da büyük ölçüde yer aldı Hitit devleti bu dönemde D'da toprak kaybederken, Alaşiya'ya (Kıbrıs) boyun eğdirdi, B'da Ege denizl'ne ulaştı Arnuvanda III (İÛ 1235'e doğr-1210), Arzava ayaklanmaları yüzünden büyük güçlüklerle karşılaştı Şuppiluliuma II (İO 1210'a doğr-1191'e doğr) Alaşiya ayaklanmasını bastırdıysa da devlet çok daha büyük tehlikelerle karşılaştı, imparatorluk bir yandan asur saldırıları, öte yandan büyük bir olasılıkla B Anadolu halklarının başkaldırısı ve Mısırlılar'ca "Deniz halkları" diye adlandırılan ve Anadolu'yu baştan başa geçerek Suriye üzerinden Mısır kapılarına dayanan toplulukların göçleri sonucu çöktü (İÛ 1191/1190)

Ancak Hititler'in yarattığı kültür Mezopotamya ve Suriye sınırında sürdü (- • Arkeolojik kazılar Hitit tarihini ve kültürünü aydınlatan ilk kazılar Boğazköy*'de (Hattuşaş) başladı Texier'in bulduğu (1834) kentte fransız E Chantre'ın başlattığı (1893) çalışmalar, H Makridi tarafından sürdürüldü (1906) K Blttel (1931-1939, 1952-1977) ve 1978' den sonra R Neve tarafından sürdürülen kazılarla hitit arkeolojisi ve epigrafi açısından çok önemli sonuçlar elde edildi; binlerce tablet, saray, tapınak, vb yapı ortaya çıkarıldı Yazılıkaya*'nın bulunması ve incelenmesiyle, hitit panteonunda yer alan tanrılara ilişkin bilgiler yoğunluk kazandı Çeşitli ekiplerce gezilen ve incelenen Alacahöyük*'te HZ Koşay ve R O Arık yönetiminde yapılan kazılarda ortaya çıkarılan on üç kral mezarı, altın, gümüş ve bronzdan yapılmış zengin buluntularıyla, Hitit öncesi halkların toplumsal, dinsel ve iktisadi yaşamı aydınlandı C VVİnckler ve T

Eski Hitit krallığı ve Hitit imparatorluğu dönemlerindeki kent mimarisinin gelişmişliği belirlendi Alişar"da H H von der Osten'in yönetiminde yürütülen çalışmalarda da Hitit öncesi Anadolu halklarına ve kültürlerine ilişkin önemli bilgiler elde edildi Karatepe" de bulunan (1947) fenikece ve hitit hiye-roglifiyle yazılmış ikidilli yazıtın, fenikece-nin yardımıyla çözümlenmesi, hititçenin okunmasını sağladı 1893-1894'te fransız E Chantre, daha sonra da Tahsin ve Nimet Özgüç'ün yürüttüğü Kültepe* (Kaneş) kazılarında ortaya çıkarılan çok sayıda çivi yazılı tablet, IÖ II binyıl'da Asurlular! ın Anadolu'daki ticaret ilişkilerinin belirlenmesinde yardımcı oldu Hititolog S Alp, H G Güterbock'un çalışmalarını sürdürüp başka tartışmalardan da yararlanarak Kaneş'in Nesa ile aynı yer olduğunu kanıtladı Acemhöyük*, Beycesultan*, Yumüktepe*, Gözlükule", Dündartepe* ikiztepe*, vd kazılar Hititler'ln yayılım ve etkileşim alanlarının aydınlanmasına katkıda bulundu

• Devlet yönetimi ve halk Hitit devleti kurulduktan sonra yönetimin baş sorumlusu olan kral tabama unvanını taşıyordu Tuthalya IV döneminde Asur'un da etkisiyle "evrenin kralı" olarak anılmaya başladı Hitit kralı aynı zamanda başrahiplik, başkomutanlık ve başyargıçlık görevlerini de üstlenmişti (kabartmalarda genellikle dinsel giysiler içinde betimlenirler) Kralın kendisinden sonra yerini alacak olan ve-liahtı seçmesi zaman zaman kargaşaya ve kanlı çekişmelere neden olmuştu Kral kimi zaman veraset seçiminde Panku denilen Soylular meclisi'ne de danışıyordu Devlet yönetiminde tavananna sanını taşıyan kraliçe de söz sahibiydi Kraliçeler devlet İşlerinde kralla birlikte anılıyor, resmi belgelere ve anlaşmalara mühürlerini basıyor, dinsel görev üstleniyorlardı

Hititler'de halk "özgür" insanlar ve kölelere ayrılmıştı Özgür insanların ve kölelerin hakları yasalarla belirlenmişti Bir de Namra denilen, savaş ganimeti olan ve ucuz İşgücü olarak çalıştırılan, sürülen sivil tutsaklar vardı Bunlar özgür insanlar ve köleler gibi toplumsal bir sınıf sayılmıyorlardı Hitit devletinden sonra da Önas-ya'da, Asur ve Urartu devletlerinde, yurtlarından çıkarılıp başka bölgelere yerleştirilen insanlara rastlanmaktadır Bunların Anadolu'nun kültür sentezine katkıda bulundukları kuşkusuzdur

• Din Hititler, ilişkide bulundukları toplumlardan uygun gördükleri her şeyi aldıklarından dinleri de değişik kökenli öğeler içerir Eski hitit metinlerinde Hatti, Hurri, Pala, Luvi, K Suriye ve Mezopotamya kökenli pek çok tanrıyla karşılaşılır Bu tanrıların adları ve nitelikleri özellikle Boğazköy arşivlerinde ele geçen metinlerden ve Ya-zılıkaya açık hava tapınağındaki betimlemelerinden bilinmektedir Hitit panteonunda, sayıları yüze yaklaşan hatti kökenli tanrıların başında Fırtına tanrısı (Taru) gelir, yanında Arinna kentinin Güneş tanrıçası (Vuruşemu) yer alır Fırtına tanrısının oğlu olan Telibinu ise bereketi simgeler Hitit panteonunda özel bir yeri olan hurri kökenli tanrılar arasında Fırtına tanrısı Teşup ile karısı Hebat (Arinna'nın Güneş tanrı-çasıyla eşittir) ön sırayı alır (Yazılıkaya'da Teşup Namnl ve Hazzi adlı İki dağ tanrısının sırtlarına basar biçimde, Hebat ise kutsal hayvanı aslan üzerinde gösterilir) Bu çiftin oğulları olan Şarruma Tuthalya IV'ün koruyucusudur Hint-avrupa kökenli Hititler'ln Anadolu'ya gelirken getirdikleri Şiu Işık tanrısıydı Şlu daha sonra genel olarak tanrı anlamında kullanılan bir kavram oldu Luvi tanrıları daha çok başkent Hattuşaş dışındaki kült merkezlerinde kutsanıyordu Sihirle ilgili ayinlerde adı geçen bu tanrılar arasında Kubaba, Dattaş, Tar-hunza sayılabilir Hitit tanrıları arasında en ilgi çeken grup hintli tanrılardır Hurri-Mİ-tanni aracılığıyla Hititler'e geçen bu tanrılar arasında, günümüzde de Hindistan' da kutsanan indra, Varuna, Mitra belirtilebilir Sümerler'ln Anu-Ea-Enlll, Samiler'in Sin-Şamaş-iştar üçlü tanrıları da hitit panteonunda yer alıyordu Hititler ayırca ölen krallarını da tanrılaştırıyorlardı

Ele geçen metinlerden ve kabartmalardan hitit tanrılarının İnsan biçiminde düşünüldüğü anlaşılmaktadır Tanrı betimlerinin bulunduğu kabartmaların en ünlüsü olan Yazılıkaya'nın yanı sıra, Eflatunpınar, Fasıllar ve Gâvurkale anıtları sayılabilir
• Edebiyat Hitit edebiyatı örnekleri, dillerinin çeşitliliği yanı sıra, karmaşık bir kültürün özelliklerini yansıtmalarıyla da dikkati çeker Hitit dini gibi, edebiyatı da hatti, hurri ve Mezopotamya etkileri taşır Bunlar tarih yazıcılığı, dualar, ilahiler, efsane ve destanlardan oluşur Efsane ve destanların hatti ya da hurri kökenli oldukları ve Hititler'ln bunlara kendilerinden fazla bir şey katmadıkları görülmektedir Ele geçen metinler arasında tanrı Telibinu'ya ait olduklarından Telibinu * efsanesi ya da Kaybolan tanrı efsanesi olarak bilineni en ün-lüsüdür Hurri mitolojisinin özelliklerini taşıyan ilginç hitit destanlarından biri de tanrıların babası Kumarbi'ye aittir Kumarbi' şarkıları olarak nitelenen bu destan dizisi içinde Ullikummi* şarkısı'yla Hedammu* efsanesi belirtilebilir Gurparanzah* efsanesi günümüze çok eksik olarak ulaşmıştır

• Sanat Hitit dini ve edebiyatındaki yabancı öğelerin kolaylıkla saptanabilmesine karşılık, sanattaki etkileşimler belirlenememektedir, hatta Hititler'in Anadolu'ya gelirken getirdikleri kültür öğeleri de bilinmemektedir Hurriler'in hitit sanatı üzerindeki etkileri de kesinlik kazanmadı Bu sanatın ilk belirtileri Alacahöyük*'te ortaya çıkarılan kral mezarlarında ele geçen buluntulardır (silahlar, süs eşyaları, altın kaplar, güneş kursları, heykelcikler) Bunlar yüksek nitelikleriyle dikkati çeker Eski Hitit krallığı döneminde uzun, gaga ağızlı, tek renkli seramikler, hayvan biçimli kaplar görülür Bu dönemde canlı sahnelerin yer aldığı taş kabartmalarla karşılaşılır (Boğazköy'deki uzun mızraklı savaşçı figürü) Bitik*'te ve inandık*'ta bulunan kutsal evlenme töreni betimli vazolar da öykülü sanat üslubuna yakındır

Bu sanatın başka örneklerine dönemin mühürlerinde de rastlanmaktadır Hitit imparatorluk dönemi, hitit sanatının olgunluk çağı olarak nitelenir Bu sanatın en gelişmiş alanıysa mimarlıktır Özellikle askeri mimari, o güne değin Önasya yerleşmelerinde görülmeyen bir yetkinliğe ulaşmıştır Başkent Hattuşaş bu mimarinin en dikkati çeken örneğidir Bu yerleşme, saray ve tapınak yapılarının tekniği ve tasarımıyla da hitit mimarlığının gelişmişliğini yansıtır Bazıları beş m'yi geçen büyük taş bloklardan yapılmış tapınaklar ve saraylar özenli taş iş-çillkleriyle de ilgi çeker
Alacahöyük'te ise ortostat denilen kabartmalı taş bloklardan oluşan duvar süslemeleriyle karşılaşılmaktadır

Büyük blok taş kullanımı tünel, kapı, sarnıç, mezar, vb yapılarda bindirme tekniğinde tonozların gerçekleştirilmesini sağladı Kerpiç ya da taş dolgulu, ahşap hatıllı duvar örgüsü de dönemin önemli özelliklerindendir Ayrıca kaidesiz ve başlıksız ahşap, kerpiç ya da taş sütunlar kullanılmıştır Mekânların düzenlenmesinde başlıksız planların egemen olduğu görülür Yalnızca bazı anıtsal yapılarda bu kuralın dışına çıkılmıştır Boğazköy*'de ortaya çıkarılan beş büyük tapınak bu yapı türünün aydınlanmasını sağladı Saray yapılarının önemli örnekleriyse Kültepe, Acemhöyük, Karahöyük, Boğazköy ve Alacahöyük'te ortaya çıkarıldı Bu dönemin başyapıtlarından biri de Boğazköy' ün K-D'sunda Ambarlıkaya ile Büyükka-ya arasına kurulan köprüdür (Anadolu' nun bilinen en eski köprüsü)

Mimarlıkla birlikte, onu bütünleyici bir öğe olarak kullanılan kabartmalar, hitit heykelciliğinin önemli örneklerini oluşturur (Boğazköy'deki Sfenksli kapı, Aslanlı kapı, Kral kapısı'nın iç bölümünde yer alan savaşçı tanrı kabartması) Aslan ve sfenks kabartmalı kapılar Alacahöyük'te de bulunmaktadır Sfenksli kapı'yı süsleyen ortostattarda da öykülü sanat üslubunda kabartmalar yer alır (dinsel bayram törenleri, av sahneleri) Hitit kabartmalarının en ünlüsuyse Yazılıkaya'daki tanrı betimleridir Hitit imparatorluğu sınırları içinde pek çok kaya anıtı bulunmaktadır

Bunlar çoğunlukla tanrıların kutsanması için yapılmıştır (Gâvurkale, Karabel, imamku-lu, Fıraktin, Sirkeli, Eflatunpınar, Fasıllar) Hitit sanatında taş oymacılığının önemli örnekleri arasında mühürler belirtilmelidir Eski Krallık dönemi mühürlerinde daha çok mitolojik konular ve av sahneleri işlenmiştir Hitit imparatorluğu dönemi mühürlerinde de bu gelenek sürmekle birlikte Mezopotamya (kanatlı tanrıça, kuş adam, çift başlı kartal), hurri-mitanni (yanlarında hayvan figürleri bulunan hayat ağacı, çö-melmiş canavar) motifleri de kullanılmıştır Hitit heykelciliğinin küçük yapıtları arasında çoğu bronz ya da değerli madenlerden yapılmış tanrı figürinleri de belirtilmelidir

__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla