Yalnız Mesajı Göster

Cevap : Psikanaliz ve Folklor

Eski 07-09-2010   #9
Şengül Şirin
Varsayılan

Cevap : Psikanaliz ve Folklor



Bu insan hayvanlar bize, devler, cüceler, periler ve hayaletler gibi her biri hakkında çok fazla şey söyleyebileceğimiz fantezinin diğer figürlerini hatırlatırlar Hantal bir aptallık içinde, kibarlıktan yoksun olan ve çocukları canavar gibi yutan dev kavramının, yetişkinler, özellikle ebeveynler hakkındaki çeşitli çocuk düşüncelerinin bir yansıması olduğunu şu anda genel olarak kabul ediyoruz, ve aynı şeyi soytarıların ve cücelerin cinsel anlamını göz önüne aldığımızda da söyleye*biliriz, ki Thumbkins ve Rumpelstiltskin bunların tipik örneklerindendir Hayaletlere inanmak folklorcular tarafından doğal olarak çok ilgi çekici bulunmuştur, ve burada yine bunların ve psikanalizcilerin çalışmaları arasındaki işbirliği ile çok büyük avantajlar elde edileceği düşüncesini öne sürüyorum

Kesinlikle çok açıktır ki, eğer hayaletleri (ve ilgili ruhsal olayları) inceleme çalışmalarımızı şahitlerin öznel durumlarını hesaba katmadan, sadece ta*mamen nesnel yönlerin araştırılmasıyla kısıtlı tutarsak, çok çabuk bir şekilde bir sınıra varırız Böyle çalışmalarda, iç dünyanın ve dış dünyanın oynadığı rollerin ayrımını, sadece ikinci ile ilgilenerek, ki neredeyse her zaman bu yapılmaktadır, yapamayız Psikanaliz doğal olarak birinci problemle ilgilenmektedir, ve hayalet korkusu, onları görme eğilimi ve bunun gibi şeyleri yeterince incelemek durumundadır Ancak böyle zihinsel vakaları açıklığa kavuşturup tedavi ettikten sonra bunların kökeni ve anlamı hakkında kesin şeyler söylemek mümkündür, bunun ebeveynlerden biri veya her ikisiyle de alakalı, gücünü ve sonuçlarını abartmanın zor olduğu bilinçaltı ölüm dilekleri ile esas olarak bağlantılı olduğunu gösteren çok fazla kanıt bulunmaktadır

Bu geniş açıklamaları da yaptıktan sonra, yazımda daha önce sorduğum iki soruya dönelim, bunlar şans problemi ve folklor yaşantılarının türetildiği bilinçaltı süreçlerinde cinsel sembolizmin neden bu kadar beklenmedik derecede büyük bir yer tuttuğu idi Yeterince garip bir biçimde, bu iki sorunun cevabı esasen aynıdır Her iki konu da, içinden herkesin geçtiği, herkesin unuttuğu, ve dolayısıyla hakkında hiçbir bilinçli bilgin bulunmayan gelişimdeki zorlu bir fazdan kalan belli kor*kular ve dileklerle ilgilidir Belki de bu, Freud ismi ile birlikte anılan ve çocuğun bütün sonraki gelişiminde silinemez bir iz bırakan, her çocuğun içinden geçtiği yoğun ensest düşkünlük safhası olarak bildiğimiz olağanüstü keşiftir Bununla bağlantılı olarak korku ve nefret gibi iki tane değişmeyen tepki ortaya çıkar, ve hemen arkalarından suçluluk gelir


Cezalandırılma endişesi, normal cezalandırılma korkusu ve düşmanlıktan ayrı olarak, bilinçli olarak içinde yer aldığı bağlam ne olursa olsun, her zaman bu asıl mevzu ile alakalı bilinçaltında bulunmaktadır Günah duygusu ensest dileklerle bağlantılı olarak doğar, bilinçaltı tarafından bütün günahlar ensest olarak algılanır, ve dolayısıyla bütün suçluluk ve ahlaki cezalandırma, hayat boyunca bu asıl fikirlerle içinden çıkılmaz bir şekilde sarılmış olarak kalır “Ensest” kelimesi, Sanskritçe’de “disiplin altına alınmamış”, “cezalandırılmamış” anlamlarına gelen bir sözcükten türetilmiştir Dikkat çekilmesi gereken diğer bir sonuç da, genelde talihsizlik kavramına kadar uzatılan bilinçaltı içerisindeki cezalandırma kavramının yer aldığı yoldur

Burada, diğer pek çok açıda olduğu gibi, Hıristiyan teolojisi bilinçaltı prototipini yakından takip etmektedir, çünkü o da insanlığın başına gelen talihsizlikleri günahlarımızın ilahi cezalandırılması olarak görmektedir Bütün bunlardan çıkarılacak doğal pratik sonuç şudur, bir birey gelişimi içerisindeki bu erken aşamanın üstesinden gelirken karşılaştığı güçlüklerle tam anlamıyla orantılı olarak, hayatındaki talihsizliklere günahlarının karşılığı olan bir ceza olarak mı tepki verecektir Bunlardan tabiatta tamamen sihirli olan tedbirlerle kurtulmaya çalışacaktır, veya dini açıdan bir günah işlemiş olmaktan dolayı pişmanlık duyup tövbe etme yolunu seçecektir
Bir sonraki nokta ise bilinçaltında günahların her zaman aynı şekilde cezalandırılmasıdır Buna uygun biçimde, cinsel kapasiteden mahrum olarak kısas yolunu seçer, bu erkeklerde en tipik şekilde iktidarsızlık – bu bilinçaltındaki hadım etmenin bilinçteki karşılığıdır ve kadınlarda da kısırlık olarak ifade edilir Yeterince sık olarak bu, bir elimizde verimlilik ve kısırlık ile alakalı sonsuz batıl inançlar ve uygulamalar varken, diğer elimizde de büyücülük salgınının sırrı olan ve “tutukluk” diye adlandırılan türlü tür*lü endişeler bulunurken, doğrudan bilinçli bir ifade bulur

Fakat genellikle, endişeler ve savunma tedbirleri, anlamları belirgin hale gelmeden önce yorumlanması gereken çeşitli sembolik kisveler altında ifade edilirler
Bu bağlantıdaki iki büyük konu has*talık sağlığı ve ölüm konularıdır, birisi bunların insanlığın talihsizliği içinde ne kadar büyük yer kapladığını yansıttığında bu yeterince doğal gelir Daha önce benzer bir örnekte açıkladığım gibi, sağlık hakkındaki hastalık hastalığı düşüncesi ve oransız ölüm anlayışı, bilinç altındaki suçluluk duygusu ile sakatlıktan dolayı cezalandırılma korkusunun tezahürleri olarak soruşturulduğunda daima doğru oldukları görülür

Bu karmaşık konuda en son olarak söyleyebileceğim en ilginç kısım şudur ki; yasaklanmış cinselliğin, örneğin ensest ilişkinin cezasının her zaman cinsellikte veto yemiş bir kısas şeklinde olması gibi, kötülüğü kovmak için konulmuş uzaklaştırıcı ve kötülüğe karşı koyucu tedbirler aynı kısas yoluyla amaçlarına ulaşmaya çalışırlar, veya burada bahsedilen şeye homeopati ilkesi demek belki de daha iyi olacaktır Bunun altında yatan fikrin şu olduğu gözükmektedir, herhangi korkunç bir ceza olmadan bir kişi ensest ilişki kurabileceğini kendine, sembolik olarak tabii ki, itiraf edebilseydi, cezadan muaf olmak korkularına karşı şüphelerini gidermede düşünülebilenlerin en iyisi olurdu Bu cinsel sembolizmin, folklorun çoğunluğunu oluşturan adet ve inançlarda niye bu kadar şaşırtıcı bir rol oynadığının sebebidir Yukarıda belirttiğim gibi, bu bulguları şehvetin basit belirtileri gibi göstermek hem yüzeysel hem de hatalı olurdu Bunlar kişiyi suçtan, tehlikeden, cezadan ve talihsizlikten kurtarmak için arzular tarafından dikte edilirler ve böylece doğuştan gelen cinsel iktidar yetisini ve verimliliği yeniden inşa etmek, kısacası mutluluğu sağlamak için tekrar dizayn edilirler Elimizde, ensest ilişkinin nasıl hem maksimum tehlikeli hem de maksimum güvenlikli olduğuna dair açıklama bulunuyor Ve bu da benzer davranışların, nesnelerin, inançların bir anda veya bir yerde iyi şans anlamına gelirken, bir başka zaman veya yerde kötü şans olarak değerlendirilmesinin sebebidir

Eğer bu Kongre tamamen psikanaliz ile folklorun ilişkisine ayrılmış olsaydı, böylesine geniş bir konunun sadece çok küçük bir kısmını ele almaya muvaffak olabilecekti Buna rağmen bu konunun en hayati bazı bağlantı noktaları olarak düşündüğüm şeyleri kısaca ve yetersiz bir şekilde özetledim, ve umarım belirgin bir biçimde farklı olan bu alanlarda çalışanların gelecekte yapacakları işbirliği, iki taraf için de aynı şekilde verimli olur

__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla