Konu
:
Cemile Binti Sâbit (r.a)
Yalnız Mesajı Göster
Cemile Binti Sâbit (r.a)
01-10-2010
#
1
b@ron
Cemile Binti Sâbit (r.a)
Cemile Binti Sâbit (r
a)
[/b]
Ümmü Âsım Cemîle binti Sâbit el-Ensariyye radıyallahu anhâ hicretten hemen sonra Medine’de Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem efendimize biat eden ilk on hanım sahâbîden biri
Hz
Ömer (r
a)’ın âilesi
İlk oğlu Âsım’a nisbetle Ümmü Âsım künyesiyle meşhur olan bir hanım sahâbî
O
Medine’lidir
Babası Sâbit İbni Ebi’l-Aklah’dır
Annesi Şemus binti Ebû Âmir’dir
Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi vesellem efendimizin seriyye kumandanlarından ve arıların koruduğu sahâbi diye tanınan Âsım İbni Sâbit (r
a)’ın ana bir kızkardeşidir
Onun müslüman olmadan önceki adı Âsiye idi
Sevgili Peygamberimiz Medine’ye hicret edince annesi ile birlikte huzura gelerek Efendimize biat edip İslâm’la şereflendiler
Resûl-i Ekrem (s
a) efendimiz adını Cemîle olarak değiştirdi
Onun adının değişmesi konusunda bir başka rivayet daha vardır
Bu rivâyette anlatılanlar onun karakter ve şahsiyetinin daha bâriz bir şekilde görülmesine yardımcı olmaktadır
Şöyle ki:
O hicretin yedinci yılında Hz
Ömer (r
a) ile evlenmişti
İlk çocukları Âsım dünyaya gelmişti
Mutlu bir âile yuvaları vardı
Fakat Âsiye ismi gönlünü hep tırmalıyordu
Kendisine cahiliye döneminde verilen bu adı hiç beğenmiyordu
Bir gün kocasına:
“- Ey Ebu Hafs! Adım hoşuma gitmiyor
Bana yeni bir ad bul
” dedi
Hz
Ömer (r
a) ona:
“- Senin adın Cemîle olsun
” dedi
Âsiye hanım kızgın bir vaziyette biraz da sitemle:
“- Bir câriye isminden başka koyacak ad bulamadın mı?” dedi
O dönemde Hz
Ömer (r
a)’ın bir câriyesi vardı
Onun adı Cemîle idi
Bu sebebten Âsiye hanım bu ismin kendisine verilmesini bir hakaret gibi saydı
Gönlünün rahat etmesi için bu hâdiseyi Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem efendimize götürdü ve:
“- Ya Rasûlallah! Adım hoşuma gitmiyor
” dedi
Efendimiz de ona:
“- Sen Cemîle’sin
” buyurdu
O da:
“- Ya Rasûlallah! Bana bir câriye ismini mi koyuyorsun? Ömer de aynı adı koydu
” dedi
Efendimiz tebessüm ederek:
“- Bilmiyor musun
Ömer’in dilinin söylediğini ve kalbinden geçirdiğini kabul eder?” buyurdu
Fahr-i Kâinat (s
a) efendimiz’in Cemîle ismini güzel bulup tasdik ettiğini görünce bu isme razı oldu
Bundan böyle bu ad ile çağırılmayı istedi
Cemîle binti Sâbit radıyallahu anhâ’nın Hz
Ömer (r
a) ile olan evliliğinden Âsım adında bir oğlu dünyaya geldi
Bu sebeble o bundan sonra “Ümmü Âsım” künyesi ile anılmaya başladı
Sonraları Hz
Ömer (r
a) kendisini boşayınca Yezid İbni Câriye ile evlendi
Bu evlilikten de Abdurrahman adında bir oğlu oldu
Âsım ilk çocukluk yıllarını annesinin yanında geçirdi
Henüz dört-beş yaşlarında iken birgün babası Hz
Ömer (r
a) Kuba’ya gitmişti
Oğlu Asım’ın çocuklarla oynadığını görünce devesine bindirip onu götürmek istedi
Kucağına aldığını gören Âsım’ın anneannesi Şemus binti Âmir buna engel olmaya çalıştı
Torununu babasına vermedi
Hz
Ömer (r
a) karşı koymadı
Fakat hakkını aramak üzere halife’ye gelip durumu arz etti
Hadiseyi iki taraftan da dinleyen Hz
Ebu Bekir (r
a) Âsım’ın annesine verilmesini uygun gördü
Hz
Ömer (r
a) da bu karara uymak zorunda kaldı
Âsım gençlik ve delikanlılık çağı gelince babası Hz
Ömer (r
a)’ın yanına geldi
Onun terbiyesinde ve himayesinde yetişti
Evlilik çağına gelince babası tarafından evlendirildi
Âsım’a eş seçimi konusunda Hz
Ömer (r
a)’ın titizliğini gösteren menkîbe dilden dile bugünlere kadar ulaştı
O hikâyede evlenecek gençlere ne ibretli dersler verilmektedir
Âsım İbni Ömer uzun boylu
iri yapılı
son derece asîl
cömert
hiç kimseyi incitmeyen ve kimsenin aleyhinde bulunmayan bir kişilik ve karaktere sahipti
Ağabeyi Abdullah İbni Ömer kendisine sövüp hakaret etmeye yeltenen birine: “Ben ve kardeşim Âsım kimseye sövmeyiz
” derken onun üstün ahlâka sâhip bir genç olduğunu tasdik etmiştir
Cemîle binti Sâbit (r
anhâ) bir İslâm hanımefendisi olarak oğlu Âsım gibi tarihte adalet ve takvasıyla meşhur Emevî halifesi Ömer İbni Abdilaziz’in de büyük annesi olma şerefine mazhar bahtiyar bir hanımdır
Bu şerefe oğlu Âsım’ın evliliğiyle başlayan ve kız torunu ile devam eden bir nesle sahib olmasıyla ermiştir
Şöyle ki:
Hz
Ömer (r
a) halifeliği döneminde gece sokaklarda dolaşır
halkın emniyet ve huzurunu kontrol ederdi
Bir hastanın feryadını duysa durup ilgilenir
derdine çare olmaya çalışırdı
Bir çocuğun ağladığını işitse
sebebini sorar ve yardımına koşardı
Bu maksatla dolaşırken bir gece yarısı evin birinden bir ses duyar
Ana ile kız arasında geçen bir münakaşaya şâhit olur
Kızın anasına karşı dürüst ve tatlı sözlü hareketi Hz
Ömer (r
a)’ın gönlünü fetheder
Kız:
“- Anneceğim! Halife’nin süte su katmama emrini duymadın mı? Nasıl hile yapabiliriz? Kötü bir iş bu
” diye konuşur
Annesi fikrinde ısrar eder ve:
“- Kızım! Bizim burada süte su koyduğumuzu halife nereden görecek
nereden bilecek ve nasıl işitecek?” der
Kendince kızını ikna etmeye çalışır
Fakat imanı bütün kızcağız bu cevaptan asla hoşnut olmaz
Süte su katma işini asla doğru bulmaz
Böyle bir hileyi kalben hiç kabul edemez
Annesinin gönlünü kırmadan doğru bildiğinden de vaz geçmeden
dürüstlüğünü ve imânî coşkusunu gösteren bir ifade ile şöyle der:
“- Anneciğim! Bu yapılanı bu saatte halife Ömer görmüyorsa da
Teâlâ görüyor
” diye cevap verir
Hz
Ömer (r
a) imanı bütün bu kızcağızın cevabından pek hoşnut olur
Dürüstlüğüne hayran kalır
Ruhunda taşıdığı bu imanın bir mükâfatı olarak onu oğlu Âsım’a nikahlar
Bu mesud evlilikten bir kız çocukları dünyaya gelir
İlerinin adalet ve takvasıyla meşhur olacak olan Emevî halifesi Ömer İbni Abdülaziz rahmetullahi aleyh işte süte su katmayan bu anne ve Âsım gibi yiğit bir babanın neslinden gelen kız çocuğundan dünyaya gelmiştir
Cemîle binti Sâbit (r
anhâ)’nın hayatı hakkında kaynaklarda fazla bilgi bulunmamaktadır
Onun ne zaman vefat ettiği de bilinmemektedir
ondan razı olsun
Rabbımız şefaatlerine mazhar buyursun
Amin
Mustafa Eriş
Altınoluk Dergisi
__________________
b@ron
Kullanıcının Profilini Göster
b@ron tarafından gönderilmiş daha fazla mesaj bul