09-16-2009
|
#1
|
KRDNZ
|
Atatürk ve Çek..
Atatürk bir gün yakın çalışma arkadaşlarıyla Beyoğlu'nda yeni açılan
Turkuvaz isimli bir lokantaya gitti
Lokantanın sahibesi, Atatürk'ü karşısında görünce hemen özel bir masa
hazırlamaya girişti Ama Atatürk onu engelledi, bulduğu boş bir masaya
ilişti Modern görünümlü insanlar keyif içinde yemek yiyor, mekânın şıklığı
dikkat çekiyordu
Burada gördükleri çok etkilemişti Atatürk'ü  Böyle bir lokantanın
yaşaması
gerektiğini düşünerek kadına, "Sizin için ne yapabilirim?" diye sordu
Kadın da böyle bir lokali geliştirmek için çok para gerektiğini ama hiç
parası kalmadığını anlattı
Bunun üzerine, yaverinden çek karnesini istedi Mustafa Kemal ve o günler
için hatırı sayılır miktarda bir para yazdı Çeki kadına uzatacaktı ki tam
bu sırada uzanan bir el, onun elini tuttu
Bu elin sahibi, genç bir doktor olan Reşid Galip'ti Reşid Galib Atatürk'ün
kulağına eğildi fısıldadı:
- Bu parayı vermemelisiniz efendim!
Şaşkınlıkla "Neden?" diye sordu Atatürk  
- Çünkü bu para amaca uygun harcanmış olmaz!
"Allah, Allah  " diye söylendi Türkiye Cumhuriyeti' nin kurucusu ve
çıkıştı:
- Benim param değil mi, nereye istersem oraya harcarım!
Genç doktor kibarca direndi:
- Hayır efendim, sizin paranız değil Milletin parası  Size, sadece
emanet o para!
Atatürk genç doktorun gözlerinin içine bakarak önce çeki yırttı, sonra da
oturduğu yerden kalkarak mekândan ayrıldı, Ankara'ya döndü
Birkaç gün sonra İstanbul’da kalan Reşid Galib'e bir telefon geldi
Karşıdaki ses, "Maarif Vekilliği'ne atandığını" (Milli Eğitim Bakanı)
müjdeliyordu
***
***
Keşke bugün de "devlet Adamları”nın yanında birer Reşid Galib olsa  Ve
onlar da trilyonlarca parayı; gözlerini kırpmadan restorasyona, arabalara,
şatafata harcayabilen bu insanların ellerini tutup, engel olabilse  
Oysa ne bugünkü devlet adamları Atatürk kadar olgun, ne de bugünün
aydınları
Reşid Galib kadar cesur 
alıntı
__________________
Garbın âfâkını sarmışsa çelik zırhlı duvar Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imânı boğar, 'Medeniyyet!' dediğin tek dişi kalmış canavar?
Ey ŞaiR! Bana Yağmurdan bahsetme, yağdır
|
|
|