| 
				  Cevap :  Suikastler Tarihi 
 
            Kennedy Suikastı
 O suikast yapılmasaydı
  22 Kasım 1963 günü  Dallas halkı için A  B  D  Başkanı Kennedy'nin şehri ziyaret ettiği tarih olarak bir süre hatırlanacak  sonunda unutulup gidecekti  Ama öyle olmadı  Sonucu bugün bile tartışılan suikast nedeniyle  22 Kasım 1963 günü  Dallas şehri ve Kennedy adiyle birlikte tarihe geçti   
 O gün Başkan Kennedy
  beş ay önce tasarlanan bir gezi için  yanında kurulla birlikte Teksas'ın Dallas şehrine gelmişti  Gezinin amacı  1960 seçimlerinde karşı parti olan Cumhuriyetçilere oy veren bu şehirde  havayı Demokrat Parti lehine değiştirmekti   
 Gökyüzü açık ve güneşliydi
  Saat 11  50 sularında uzun bir araba dizisi  Dallas caddelerinde ilerlemeye başlamıştı  Başkan Kennedy  açık bir otomobilin içindeydi  Yanında eşi Jagueline Kennedy  önünde Vali Connaly oturuyordu  
 Otomobil
  Houston ve Elm caddelerinin kesiştiği yere vardığında  saatler 12  30'u göstermekteydi  Az sonra  bir demiryolu geçidinin altından geçeceklerdi  Yolun iki yanında sıralananları selâmlayan Başkan'ın sağında  Teksas Okul Kitapları Deposu görülüyordu  Suikastçının bu yapıdan ateş ettiği ileri sürülmeseydi  bu yapının Başkan Kennedy'nin sağında olmasının hiç bir önemi kalmayacak  öteki yapılar gibi  ondan da söz edilmeyecekti  
 O sırada bir amatör sinemacı
  8 milimetrelik makinesiyle  Başkan Kennedy'nin Dallas sokaklarındaki gezisini filme alıyordu  Daha sonraları bu renkli filmin kendisine milyonlarca dolar kazandıracağını düşünmeden düğmeye basıyordu  Film birkaç kere eşe dosta gösterildikten sonra bir kıyıya atılacak  belki de bir daha el sürülmeyecekti  Filmi çekerken  makinenin vizöründen  Kennedy'nin otomobilinde olağanüstü şeyler olduğunu şaşkınlık içinde gördü  O da  kalabalığın çoğunluğu gibi  silah seslerini duymamıştı ama  film makinesinin penceresinden gördükleri gerçekten heyecan vericiydi; Kennedy birden ellerini ensesine götürmüş ve öne doğru eğilmişti  Sonradan yapılacak otopside  bu kurşunun Kennedy'nin ensesinden girip omurgasının sağına kadar ilerlediği  kravatının düğümünde bir delik açarak boğazından çıktığı anlaşılmıştı   
 Bu sırada gürültüyü duyan Vali Connaly de geriye dönmüş
  fakat aynı anda yediği bir kurşunla sırtından yaralanarak  yanında bulunan eşinin kucağına yığılmıştı  üçüncü kurşun da hedefini bulmuş  Kennedy'nin başının arkasından girip büyük bir yara açmıştı  Şimdi  Başkan da  karısı Jacqueline Kennedy'nin kucağında yarı cansız olarak yatıyordu     
 İlk şaşkınlık geçip Başkan Kennedy'nin bir suikasta uğradığı anlaşılınca
  F  B  I  ajanlarından Hill  Başkan'ın üstü açık arabasına arkadan atlayarak kendisini kurşunlara siper etmiş  Jacqueline Kennedy'yi de yere yatırmıştı  Otomobil bütün hızıyla Parkland Memorial hastanesine kadar böylece gitti  Ama artık her şey için çok geçti    
 Hastanede
  Kennedy'yi kurtarmak için elden gelen bütün çabalar gösterildi  Fakat Başkan'ın nabzı duyulmayacak ölçüde az atıyordu  Nefes almasını sağlamak için  boğazının yarılıp bir boru yerleştirilmesi de işe yaramadı  Saat 13’te kurtarma çabalarına son verilmiş  bir papazın yaptığı son dini görevden sonra A  B  D  Başkanı Kennedy'nin öldüğü resmen açıklanmıştı  Vali Connaly ise  aldığı ağır yaraya rağmen kurtulacaktı   
 Bundan sonra Başkan yardımcısı Johnson
  kendisini Washington'a götüren uçakta  Yargıç Bayan Saran Hughes’in önünde ant içerek 36  Cumhurbaşkanı oluyordu  Bayan Jacqueline Kennedy de  uçakta yapılan bu ant içme töreninde hazır bulundu  Üzerindeki elbisede  kocası John Fitzgerald Kennedy'nin henüz kurumamış kanları  iri lekeler halinde görünüyordu   
 BÜTÜN bunlar olup biterken
  polisin verdiği bilgilere ve daha sonraları hazırlanan rapora göre  Lee Harvey Oswald adlı biri  saat 12  37'de Teksas Okul Kitapları Deposundan çıkmış  Elm sokağındaki duraktan otobüse binmişti  üç ya da dört dakika sonra  suikast yüzünden meydana gelen trafik tıkanıklığı nedeniyle  iki blok ötede otobüsten inmek zorunda kalmıştı   
 Oswald
  bir taksiye atlayarak  şoföre evine pek yakın olan North Barkley'e gideceğini söyledi  Saat 13'e doğru  Başkan Kennedy'nin can verdiği dakikalarda evindeydi  Evde pek az kalmış  aceleyle yeniden dışarı çıkmıştı   
 Suikasttan aşağı yukarı 45 dakika sonra Oswald
  evinden on mil uzaktaki 10  caddeyle Patton Bulvarının kesiştikleri noktada  devriye polisi Tippit'i dört tabanca kurşunuyla öldürüyordu  Daha sonraları düzenlenen rapora göre Tippit bu sırada  telsizle kendisine tarif edilen şüpheli birisini aramaktaydı   
 Suikast sanığıyla polisi vuranın aynı kişi olduğu akla ilk gelen düşünce oldu
  Aramalar da bu değerlendirme açısından yapılıyordu  İhbar üzerine  polis Tippit'i vuranın  Teksas sinemasına girdiği öğrenilince  yapı kuşatıldı  Salonda ışıklar yakılıp Oswald silahıyla birlikte sinemada yakalandığında  saatler 14'ü gösteriyordu   
 Sanık hakkındaki soruşturma derinleştirilince
  bir ara Rusya'ya gittiği ve orada bir Rus kadınıyla evlendiği  komünist eğilimli olduğu ortaya çıkmıştı  Aynı gün polis  sanığın evinde karısı Marina'ya Oswald’ın tüfeği olup olmadığını soruyor  olumlu karşılık alınca da  bütün aramalara rağmen tüfeği bulamıyordu   
 24 Kasım pazar günü Oswald
  Dallas Emniyet Müdürlüğünden hapishaneye götürülecekti  Sanığın öldürüleceği yolunda polise birçok ihbar yapıldığı halde  Oswald'ı büyük bir tedbirsizlik içinde  meraklılardan ve gazetecilerden oluşan bir kalabalığın arasından geçirdiler  Televizyon da bu sahneyi yayınlıyordu  Tam bu sırada  gazetecilerin bulunduğu yerden fırlayan bir adam  elindeki tabancayla Oswald'ı yaylım ateşine tuttu  Yedi dakika sonra Parkland Hastanesine kaldırılan Oswald da Kennedy gibi kurtarılamayarak ölüyordu   
 Başkan Kennedy'yi öldürmekten sanık Oswald'ı herkesin gözü önünde vuran Jack Ruby geçmişi oldukça karanlık ve kirli işlere girip çıkmış bir kişiydi
  Fakat o  Oswald'ı  Başkan Kennedy'ye yapılan suikast kendisini çok etkilediği için öldürdüğünü ileri sürüyordu  Yapılan yargılama sonunda da  14 Mart 1964 yılında ölüme mahkûm edildi   
 Kennedy'ye yapılan suikastı incelemek ve karanlık noktaları aydınlatmak için kurulan Warren Komisyonu şu sonuçlara varıyordu: Kennedy'yi vuran Lee Harvey Oswald’tı
  Katil bu cinayeti herhangi bir devlet ya da kuruluş adına işlememiş  kimseden de yardım görmemişti  Oswald'ı yetişme biçimi ve yaradılışındaki olumsuz yönler bu suikasta itmişti  Raporda  polisin ve güvenliği sağlamakla görevli kişilerin tedbirsizliği sorumsuzca davranışları da eleştirilmekteydi   
 Warren Raporu
  Amerika'da olduğu kadar bütün dünyada da yeterli bulunmamıştı  Bu rapor dışında da  Kennedy olayı üzerine eğilenler oldu  Özellikle gazeteci Buchanan'ın hazırladığı ve kendi adıyla anılan rapor    bunların arasında en önemlisidir  Bu rapor  büyük gürültülere yol açmış  kafalarda zaten var olan kuşkuları daha da arttırmıştır   
 Akla ilk gelen soru şu oluyordu; Kennedy'yi gerçekten Oswald mı öldürmüştü?
 
 Çünkü bazı kimseler tarafından Başkan'a kurşunların kitap deposundan değil
  yeraltı geçidinin üzerindeki demiryolundan sıkıldığı ileri sürülüyordu  Kurşunların arkadan atıldığı da kesin değildi  Çünkü doktorlar  kurşunların giriş yönünü tespit için hiç bir çaba harcamamışlardı  
 Dallas Polis Radyosu
  suikasttan tam altı dakika sonra  yani 12  36'da Oswald’ın çok ayrıntılı bir tarifini vermişti  Oysa  o sırada kimse katilin kim olduğunu bilmiyordu  Polis  radyo aracılığıyla bu ayrıntılı tarifi nasıl ve neye dayanarak vermişti? Öte yandan  Oswald’ın bindiği ileri sürülen taksinin şoförü  müşterisinin biniş saati olarak defterine 12  30 yazılı olduğunu söylemişti  Oswald’ın suikastın işlendiği 12  30'da hem kitap deposunda hem de takside olması imkânsızdı  Fakat şoför  bu kayıtları seferden sonra yazdığını söylediği için  Warren Komisyonu Oswald’ın  12  30'dan sonra taksiye bindiği kanısına varmıştır   
 Aradan geçen yıllara rağmen bugün bile gerçek katilin Oswald olduğu kesinlikle söylenememektedir
   
 Warren Raporu’nun
  Oswald’ın Başkan Kennedy'yi hiç bir devlet ya da kuruluşun parmağı olmadan  tek başına öldürdüğü yargısı da  bu konuyla ilgili kişilerin arka arkaya öldürülmeleri nedeniyle dayanıksız kalıyordu  Dünya kamuoyu da  bu kişilerin eceliyle ölmedikleri kanısındadır  Suikastla uzaktan ya da yakından ilgili kişilerin birer birer ölmeleri  Başkan Kennedy'nin ölümünün altında başka nedenlerin yattığı kanısını doğrular niteliktedir   
 Şimdi
  Kennedy'nin suikasta kurban gittiği dakikadan sonra meydana gelen zincirleme ölüm olaylarını inceleyelim; 
 SUİKAST sanığı olarak Lee Harvey Oswald adında bir genç yakalandı
  Kendisini daha savunma olanağı bulamadan  bar sahibi Jack Ruby tarafından iki polisin arasında tabancayla vurularak öldürüldü   
 SUİKAST olayında görgü tanığı durumunda bulunan ve çok şey bildiği sanılan polis memuru J
  P  Tippit  Kennedy'den 45 dakika sonra cadde ortasında öldürüldü  Bu cinayet  Oswald’ın sırtına yüklendi  
 POLİS Tippit'in öldürüldüğünü gören ve katilin kaçtığı arabayı bir süre izleyen Reynold
  iki gün sonra dükkânının önünde tabancayla vurularak can verdi  Eski araba alım satımıyla uğraşan Reynold  polisi öldüreni gördüğünü  yeniden karşılaşacak olursa tanıyabileceğini komşularına söylemişti  Reynold'un katili bulunamadı   
 REYNOLD'un bir sevgilisi vardı
  Nancy adındaki bu kadın Jack Ruby'nin barında çalışıyordu  Reynold'un kendisine bazı "şeyler" söylediği anlaşılınca  barda olay çıkardığı gerekçesiyle tutuklandı  Ertesi gün kapatıldığı hücreden cesedi çıkarılıyordu  Polise göre Nancy intihar etmişti  Fakat hiç kimse bu "intihar" olayına inanmadı   
 TANINMIŞ gazetecilerden Jim Koethe
  suikast olayını aydınlatmak için çalışmaya girişmişti  Cinayetin üzerindeki karanlık perdeyi kaldıracağını ve yılın gazetecisi seçileceğini umuyordu  Bazı önemli ipuçları da ele geçirmişti  Fakat bir gün evinin banyosunda  boynundan bıçaklanarak öldürüldü  Onun da katili bulunamadı     
 GAZETECİ Bill Hunter da
  Kennedy suikastı konusunda delil topluyordu  Kendisini görmeye gelen iki polisten birinin eliyle öldürüldü  Verilen bilgiye göre  gazeteciyle şakalaşan polis bir ara tabancasını çekmiş ve elinden yere düşürmüştü  Tabanca yerde patlamış ve çıkan kurşun  Bill Hunter'ı öldürmüştü!    
 OSWALD'ı öldürmesinden bir gece
  önce Ruby’nin evinde yapılan önemli bir toplantıya Savcı Tom Howard da katılmıştı  Jack Ruby'nin iki polis arasında hapishaneye götürülen Oswald'ı vurmasından sonra Savcı Howard  kalp durmasından öldü  Otopsi bile yapmadan  savcıyı çabucak gömdüler   
 OSWALD'ın kaldığı pansiyonun sahibi Bayan Earline Roberts de birden bire kalp durmasından ölüverdi!
   Pansiyoncu kadın  Kennedy'nin ölümünden az sonra  Oswald'ı otobüse binerken görmüştü  Ve bu otobüs  polis memuru Tippit'in bulunduğu yöne doğru gitmemişti  Bayan Roberts bu iddiasında direnince ölüm onun da yakasına yapıştı     
 BOYACI Hank Killam
  Kennedy suikastıyla ilgili bazı şeyler biliyordu  Çünkü Killam'ın bir arkadaşı  Oswald'la aynı pansiyonda kalıyor ve karısı Wanda  Jack Ruby'nin yanında çalışıyordu  Birçok kişiyle birlikte Killam da polis tarafından sorguya çekilmişti  Bilinmeyen bir nedenle Killam  Dallas'tan ayrılmak zorunda kaldı  Gittiği Pensacola kentinde  boynundan kesilmiş olarak bir kaldırım üzerinde bulundu  Polis raporlarında  zavallı Killam'ın bir pencere camı üzerine kaza sonucu düşerek öldüğü yazılıyordu   
 SUİKASTTAN sonra
  Ruby'yle hücresinde baş başa konuşmak olanağını bulan tek gazeteci  Dorothy Kigallen’di  Fakat o da bir gün ölüverdi  Polise göre Bayan Kigallen çok sayıda uyku hapı yutarak intihar etmişti!    
 OTOBÜS şoförü William Whaley
  suikast günü otobüs durağından Oswald'ı alarak Barkley'e götürmüştü  Hareket saati 12  30'la 12  45'ti  Şoför bunu hareket defterine yazmıştı  Oysa o sırada Oswald’ın Kennedy'ye ateş etmesi gerekiyordu  Şoför  bu iddiasında direndi  Bir gün William Whaley’in kullandığı otobüsle direğe çarparak öldü  Otuz beş yıllık şoförlük hayatında  bir gün bile kaza yapmayan Whaley'in  böyle basit bir kazada can vermesine kimse akıl erdiremedi  
 UNİON Terminal Şirketi'nin işletme şefi olan tanıklardan Lee Bowers
  Kennedy'ye kitap deposundan değil de  yolun karşı yakasından iki kişinin ateş ettiğini söylemişti  Tanıklığından kısa bir süre sonra  Bowers de öldü  Ölüm nedeniyse bir türlü anlaşılamadı   
 POLİS Tippit'in öldürüldüğünü gören başka bir tanık da
  Edward Benarides’di O da öldü  Hasta filan da değildi  Neden öldüğü de bilinemedi   
 
    VE sonunda Jack Ruby    Ruby 9 Aralıkta hapishaneden hastaneye "zafiyet" teşhisiyle götürüldü  Bir ay sonra da  hastalığının adı kanser oldu ve Ruby hemen öldü  Kanser konusunda büyük araştırma ve çalışmaların yapıldığı Amerika gibi bir ülkede  Ruby'yi bir ay içinde öldürecek kadar ilerlemiş hastalığın anlaşılamaması olacak şey değildi  Ruby ölümünden önce  yanındaki hastalara şöyle diyordu: 
 "Vücuduma kanser aşıladılar!
   " 
 Gizli bir el
  Kennedy'yi yok ettikten sonra  bu olayı aydınlığa kavuşturacak kişileri de sanki birer birer ortadan kaldırmıştı   
 Aradan yıllar geçtikten sonra bir gün
  John Fitzgerald Kennedy'nin kardeşi Robert Kennedy de  5 Haziran 1968'de Los Angeles'ın Ambassador Hotel'inde düzenlenen bir baloda vurularak öldürülüyordu  Katil  Sirhan adlı bir Filistinli Arap göçmeniydi   
 Robert Kennedy
  A  B  D  Başkanlığına Demokrat Parti’den adaylığını koymuş ve başkan adayı seçimlerinin altısından beşini kazanınca  bunu kutlamak İçin Los Angeles'te bir balo düzenlemişti  Arap göçmeni tarafından vurulmasaydı  belki de A  B  D  Başkanlığına ikinci bir Kennedy geçmiş olacaktı   
 Arap göçmeni Sirhan'a
  Ambassador Hotel salonlarında bu cinayeti işleten  Kennedyleri A  B  D  Başkanı olarak görmek istemeyen yine o gizli el miydi acaba? 
 Bu soruya verilecek karşılık
  hiç olmazsa şimdilik yok   
				__________________ Bıçak soksan gölgeme, Sıcacık kanım damlar Girde bak bir ülkeme: Başsız başsız adamlar
 NFK
 GaLiBa Bu GeCe YaĞMuRDa GöKKuŞaĞı MiSali  GüLeRKeN aĞLaMaNıN ZaMaNı |