Konu
:
Musevi Türkler ...
Yalnız Mesajı Göster
Musevi Türkler ...
11-25-2012
#
1
Prof. Dr. Sinsi
Musevi Türkler ...
Musevilik’i kabul eden tek Türk kavmi Hazarlar’dır
Bunu söylerken tabii ki Musevilik’in çok büyük bir olasılıkla siyasal amaçlarla kullanılmak için benimsendiğini belirtmeden geçemeyeceğiz
Zaten saray yöneticileri tarafından kabul edilen bu yeni din halkı hiç bağlamadı
Onlar yine eski şaman geleneklerini sürdürerek yaşamaya devam etti
“Bir uygarlık cilasına sahip olanların tümü tarafından sadece resmi din terk edildi
Ama bu
-Müslümanlığı kabul etmeden önce- her zaman yeni dinlere sürüklenmiş olan Türkler’e özgü bir özellik değildi
Bununla birlikte yaptıkları seçim yine de şaşırtıcıydı: Musevilik’i kabul ettiler
Uzun süre
anlamı apaçık bazı Arapça metinler umursanmayarak
Hazarlar
Musevi bir halk yapılmak istendi: ‘The History of The Jexish Khazars’
Batılılar’dan
onların tarihini yazmış başlıca kişi olan Dunlop’un kitabının adı budur
Ama anlaşılan bu dini sadece yönetici sınıf kabul etmiştir ve bu olayın tarihi de tartışmalıdır
İbrani kaynakları
söz konusu olayın tarihini 8
yüzyılın ilk on yıllarına kadar geri götürmek eğilimindedir
Öte yandan
büyük tarihçi Mesudi (öl
956-957) ise söz konusu olayın Halife Harun-ür Reşid devrinde cereyan etmiş olması gerektiğini öne sürmektedir ki bu daha akla yakın görünmektedir
IX
yüzyılın ortasında Hıristiyanlığı kabul ettirmek için Hazarlar’a
Bizanslılar tarafından Aziz Kiril gönderilmiş olduğuna göre (851-863)
anlaşılan
tüm dini inançları götürenlerin önünde büyük olanaklar vardı
Aziz Kiril
Türkler’in din adamlarına gösterdikleri tüm saygıyla karşılandı ve hükümdarın masasında bazı hahamlarla ilahiyat tartışmaları yapmak olanağını buldu
Bu duruma layık olduğu önemi vermek gerekir; çünkü böyle bir olayla ilk olarak karşılaşıyoruz
Ama bu olay
hiç de çeşitli din inançları arasındaki kendiliğinden yad da düzenlenmiş tartışmaların bir ilk ve en yetkin örneği değildir ve tarihte bu konuda daha birçok örnek bulunabilir
Hazar ülkesinin genel ya da özellikle şu ya da bu dönemdeki dini statüsünün ne olduğunu ve orada Yahudi dininin gördüğü ilginin derecesini bilmek olanağı yoktur
İmparator Romanos I Lekapenos’un (919-944) Yahudiler’e zulmetmesi
birçok Yahudi’nin Hazar ülkesine sığınmasına yol açtı
Bunun
orada önceden bulunan Yahudi topluluğunun gücünü artırmış olması gerekir
Ama Sicilya’da yaşamış coğrafyacı İdrisi’nin (ölümü 1166) de belirttiği gibi
çok hoşgörülü olan ve anlaşılan herkesin düşüncelerini büyük bir özgürlükle açıkladığı Hazar toplumunda
ister Musevilik
ister b
aşk
a bir din olsun
hiçbir zaman bir devlet dini olarak görülmemiştir
İbn-i Rüşd’e göre (10
yy
) Hazar hükümdarı Musevi idi ama halkı öbür Türkler’in dinine inanmayı sürdürüyordu ve zaten büyük olasılıkla
halk yığınları Şamanizmi hiçbir zaman unutmamışlardı
Mesudi’ye göre Musevilik baskın dindi ve yedi yargıç vardı; iki Müslümanlar
iki Hıristiyanlar
iki Yahudiler için ve bir tane de Hıristiyan olmayan Ruslar
Slavlar ve diğerleri için
Böylece kendini ortaya koymuş olan üç din arasındaki eşitlik
biçimsel ya da formalite gereği mi
yoksa bu dinleri benimseyenlerin sayılarının eşit olmasının sonucu muydu
bilinmiyor
Bu arada
Müslümanlığın rakibi öbür iki büyük dine oranla
özellikle 9
yüzyılda büyük bir gelişme göstermiş olduğu anlaşılmaktadır
Örneğin Müslümanlığı
kuşkusuz taktik gereği kabul etmiş bir kağandan söz edilmektedir
Böyle bir bağlamda ise
bir çeşit dini kayıtsızlık ya da daha çok
duygular gevşek olmadığı için
bir çeşit Bağdaştırmacılık (Senkretizm) gelişmiş olmalıdır
Zaten bununla ilgili olarak
Dağıstan’da bir Hazar hükümdarının aynı anda üç büyük dinin birden propagandasını yaptığı anlatılır
Sadece Araplar’ın seferleri
karışıklığa
hatta bazan bu seferler sırasındaki davranışlarına tepki olarak bir caminin ateşe verilmesine ya da bazı b
aşk
a şiddet gösterilerine yol açıyordu
Türkçe konuşan ve sayıları yirmi bin kadar olan özellikle Polonya ve Kırım’a yerleşmiş
bugün ise aralardan göç etmiş Karaimler ya da Karaitler’in
Hazarlar’ın soyundan geldikleri genellikle kabul edilmez
Dolayısıyla
demek ki Batı Türk dünyasının Musevilikle bazı b
aşk
a ilişkileri de olmuş ve Museviliği benimsemeye pek elverişli görünmüş olması olanaksız değildir
”
J
P
Roux
Türkler’in Tarihi
S
82-83
“Hazar Kağanlığı’nın önemli bir özelliği
kağanlıkta tam bir din hoşgörüsünün hüküm sürmesiydi
Hazar Halkı’nın büyük kısmı şamanlığa mensup olup
eski Türk dinini devam ettirmişlerdi
Fakat üst tabaka
kağan
beyler ve saray erkanı Yahudi dinindeydiler
İslamiyet de yaygındı
Bilhassa tüccar zümresinin Müslüman olduğu bilinir
Hıristiyanlar da az değildi
Hazar kağanlığı’nın tarihinde Hazar üst tabakası
yani kağan ve etrafındakilerin Yahudiliği kabul etmiş olması dikkat çekicidir
Hazarlar’ın üst tabakasanının Museviliği kabul ederken
siyasi düşünceyle hareket temiş olmaları akla çok yakındır
Komşuları olan Bizans’ın Hıristiyanlığı ve diğer büyük komşusu Abbasiler’in Müslümanlığı karşısında
Hazar beylerinin
büyük dinlerden üçüncüsü olan Museviliği benimsemekle
Bizans ve Abbasiler’in siyasi nüfuzlarından uzak kalacaklarını düşünmüş olmaları mümkündür
Aynı Hazarlar gibi
Bulgarlar da komşusu Ruslar’ın nüfuzundan uzak kalıp
bağımsız yaşamak için
Müslümanlığı kendiliğinden siyasi amaç gereği kabul etmişlerdir
Abbasiler nasıl olsa uzaktı… Ama bunun sonu… Tatarlar (Yazar Bulgarlar demek istiyor
)
Hıristiyanlığa karşı bir dinde oldukları için Korkunç İvan tarafından acımasız bir şekilde cezalandırılacaktır
… Hazar Devleti’nde yaşatılan inançların farklılığı kadar
bu devlette yaşayan insanların mensup olduğu boylar da farklıydı
: Uygur
Hazar
Bulgar
Peçenekler
İstanbul’u kuşatan Arap ordusuna karşı Bizans
Hazarlar’dan yardım istemiştir (718)
Bizans’ın yardımına koşan Hazarlar
Araplar’ın hıncını üzerine çekmişti
Arap-Hazar düşmanlığı hiç eksilmemiştir
Hıristiyan Bizans’la Müslüman Araplar’ın Museviler’e karşı yaptıklarını
Hazar hanları karşılıksız bırakmamış
bir ara
İtil’deki camiin minaresini yıktırarak müezzinini öldürtmüştür
Seyid İbn Emir el-Haraşi
Maslama ve Mervan bin Muhammed adlı Arap komutanlarının başında bulunduğu Arap ordusu
8
yüzyılın başlarında Hazarlar’a karşı bütün şiddetiyle saldırıya geçer
Hazar kağanını Müslümanlığa zorlar
Fakat
Arap yayılmacılığına
hilesine
zalimliğine karşı direnen Hazarlar
İslam’ı kabul etmemekle beraber
Doğu Avrupa’yı bu Arap vahşetinden korumuştur
… Hıristiyan Bizans’ın Hıristiyan Rus ile birleşip
güvenilir müttefiki olan Musevi Hazarlar’a saldırmasının din farkından kaynaklandığı şüphesizdir
Çoğu zaman inanç sorunu
çıkar kaygılarını unutturabilir
Çünkü inanç farkı
insanlar ve toplumlar arasındaki barışmaz en derin düşmanlığı doğuran tek amildir
Dinler veya dine benzer değişmez inançlar
insanlığı her zaman kavgalara
huzursuzluklara sürüklemiştir
”
Prof. Dr. Sinsi
Kullanıcının Profilini Göster
Prof. Dr. Sinsi Kullanıcısının Web Sitesi
Prof. Dr. Sinsi tarafından gönderilmiş daha fazla mesaj bul