Prof. Dr. Sinsi
|
Osmanlıca Sözlük Lügat A Harfi
Osmanlıca Sözlük Lügat A Harfi
A
A 1928 senesinde alınan Türk alfabesinin "a" harfi, Osmanlıcadaki elif ve ayın harflerine yakın bir ses verir
A Nida edatı olup, kelimenin sonuna gelir "ey" mânası verir Aynı veya farklı iki kelime arasına gelirse, sözün mânasını kuvvetlendirir "rengârenk, lebaleb" gibi
AB f Su * Mc : Yağmur * Letâfet, güzellik * İtibar * Irz, nâmus * Vakar * Cilâ *Keskinlik
AB-I ÂBİSTENÎ Nebatların beslenip büyümesi için zaruri olan su ve yağmur * Gebeliğe sebep olan su, meni
AB-I ADÂLET Doğruluğun ve adaletin feyz ve bereketi
AB-I BÂDE-RENG Kanlı göz yaşı
AB-I BESTE Buz * Mc : Billur, sırça
AB-I CİĞER Ciğer suyu * Göz yaşı
AB-I ÇEŞM Göz yaşı
AB-I DEHÂN Ağız suyu, salya
AB-I HAYAT Kan Ebedî hayata sebep olan hayat suyu (diye tâbir edilen) bu kelime, edebiyatta : "çok güzel ifâde, lâtif söz, parlaklık, letâfet" mânalarında geçer * Tas : Aşk-ı hakiki, aşk-ı ilâhi, ilm-i ledün, mârifetullah´tan kinayedir Âb-ı Hızır, âb-ı hayvan, âb-ı beka gibi isimlerle de söylenir
AB-I HUFTE Durgun su * Buz * Billur * Kınında bulunan kılınç
AB-I HURDENÎ İçme suyu İçilir su
AB-I KEVSER Kevser âb-ı hayatı Kevser letâfeti
AB-I LEZİZ Leziz, tatlı su
AB-I MUSAFFÂ Temizlenmiş, tasfiye edilmiş su Saf su
AB-I REVAN Akar su * Kalpteki ferahlık
AB-I RÛY Yüz suyu, şeref, haysiyet, nâmus
AB-I ŞOR Acı su * Göz yaşı
AB-I YAH Buzlu, soğuk su
AB-I ZEN f Küçük havuz * Su birikintisi * Yumuşak, lâtif sözlerle hatır alan ve bu manâda emir (Bak : Avzen)
AB Kusur, ayıp, noksanlık
ABA´ Kaba, ahmak kişi
A´BA Ağırlıklar, yükler, mes´uliyetler * Sandık
ABA Ekseriyetle yünden yapılmış, bol giyimli bir libas, elbise (Peygamber Efendimiz de (A S M ) bu libası giyerlerdi )
ÂBÂ (Eb C ) Babalar, pederler * Mc : Mürşidler, ileri gelenler
ÂBÂ VE ECDÂD Analar, babalar, dedeler
AB´AB Taze civanlık * İbrişim halı * Dağ tekesi * Yumuşak yünden yapılan kisve
ÂBAB Otu bol olan yerler, çayırlar, otlaklar, mer´alar
ABAB (Abb) Suyu nefes almadan içmek * Işık, nur, ziyâ
AB´ÂB Uzun boylu kimse * Güzel huylu ve sabırlı adam
ABAD Ebedler Sonsuz gelecek zamanlar
ABAD f Mâmur, şen * Çok dolu
A´BAD Köleler
ABADAN f Mâmur, şen İmâr edilmiş
ABADÎ Bayındırlık, mâmurluk, şenlik * İmar edilmiş olan * Hindistan´ın Devlet-âbad şehrinde ipekden yapılmış bir yazı kağıdı
ABÂDİLE Abdullah isimliler
ABÂDİLE-İ SEB´A Meşhur olan yedi Abdullah isimli sahabe-i kiram (R A ) (Abdullah İbn-i Abbas, Abdullah İbn-i Ömer, Abdullah İbn-i Mes´ud, Abdullah İbn-i Ravâha, Abdullah İbn-i Selam, Abdullah bin Amr bin As, Abdullah bin ebi Evfâ (R A ) (Asr-ı saadette Abdullah ismiyle anılan ikiyüz yirmi sahabe-i kiram hazerâtı vardı )
ABAJUR Fr Lamba siperi
ABAK İcab etmek Lâzım olmak * Yapışmak
ABAKİYE Lâzım olmak * Yapışmak * Zahmet
ÂBAL Develer
ABAL Dağ kili
ABALET Ağırlık
ABA Kule
ABAM şişman kimse
ABA-PUŞ f Aba giyen, derviş * Fakir
ÂBAR (Bi´r C ) Kuyular Su kuyuları * f Hesap defteri
ABAT Koltuk altları
ABB Işık, nur, ziya * Güzelleşme
ABBAS Resul-i Ekrem Aleyhissalâtu Vesselâmın amcalarındandır ve Mekke´nin fethinde Müslüman olmuştur * Arslan, gazanfer
ABBASÎ Resul-i Ekrem´in (A S M ) amcası Hz Abbas´ın neslinden gelen veya aynı sülâleden gelenlerin kurdukları devlete mensup olan
AB-BERİN f Akarsu ve şelâle kenarlarında suyun tazyikle akmasından meydana gelen içi oyuk kovuk
AB-CAME f Su kabı
AB-ÇERA f Kahvaltı
ABD Kul, köle, Allah´ın kulu Mahluk, insan Hizmetçi (Hür´ün zıddı) "Abd kelimesi Allah´ın bazı isimleriyle birleştirilerek erkek isimleri meydana getirilir Abdullah (Allah´ın kulu) Abdulbâki (Ebedi olan Allah´ın kulu) gibi Bu isimleri taşıyan insanlar buna lâyık olmaya çalışmalıdırlar "
ABDAL t Safdil, ahmak, bön * Afganistan´da yaşıyan bir Türk kavminin adı, bu kavimden olan kimse * Anadoludaki bazı göçebelerin adı ve bunlardan olan kimse * Derviş, ermiş, kalender Kendini Allah´a adamış Ona teslim olmuş, bu yolda çile çekmiş kimse (Bak : Ebdal)
ABDAN (Ab dan) Bahçe kovası, bahçe sulamaya mahsus süzgeçli kova * Sidik kesesi, mesane
ABDAR f Parlak * Sağlam vücudlu * Su veren hizmetçi * Mc : Ter u tâze, tap taze
AB-DEST f Namaz ve sair dini ibadetler için usulüne uygun olarak, el, ağız, burun, yüz, dirseklere kadar kolları ve topuk kemiği üzerine kadar ayakları üçer defa yıkamak ve kulaklara, başa ve enseye meshetmektir * Azarlama, paylama
ABDESTAN f Su ibriği, abdest ibriği
ABDEST-HANE f Ayak yolu, helâ * Abdest alacak yer
ABDİYET Kulluk * Kul olduğunu bilerek dininde, emredildiği üzere ibâdet ve itaatte bulunmak
ABDULAZİZ 32 Osmanlı Padişahıdır Hilâfeti (Hi: 1277-1293) seneleri arasındadır Mithat Paşa ve arkadaşları tarafından bilek damarları kesilerek şehid edilmiştir
ABDULHAMİD LL (mi: 1842-1918) 34´ üncü Osmanlı Padişâhıdır 33 yıl saltanatta kalmış olan bu şefkatli Sultan,İslâmiyete son derece bağlı idi Yüksek bir siyaset adamı ve devlet işlerini bizzat takibeden bir zattı Memlekette bolluk ve refahı te´min için çalıştı (R Aleyh)
ABDULKADİR Allah´ın kulu
ABDULKADİR-İ GEYLANÎ (Bak: Geylânî)
ABDULKAHİR-İ CÜRCANÎ (Bak: Cürcanî)
ABDULLAH Allah´ın kulu * Bu isim Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmın mübarek ve şerefli isimlerindendir Çünkü, Allah´a itaat ve ibadette, kulluk yapmada devamlı ve en ileride olup bütün ömürlerinde Cenab-ı Hakka maddi manevi bütün hâlâtında itaatttan ayrılmamıştır (A S M ) Hem muhterem babasının adı da Abdullah´tır
ABDULLAH İBN-İ ABBAS (R A) Ashab-ı Kiram´ın fakih ve müctehidlerindendir Resul-i Ekrem´in (A S M ) amcasının oğludur Ashâb-ı Kirâm arasında mümtaz bir mevki´e hâizdir Sahih-i Buhari´de mezkûr olduğu üzere Resul-i Ekrem (A S M ), Abdullah hakkında : "İlâhi onu dinde fakih kıl ve kitabını ona öğret!" diye dua buyurmuştu Bu âli duaya mazhariyetinden dolayı zamanın en bilgin şahsiyeti olmuştu Resul-i Ekrem´in (A S M ) hadislerini ezberlemekte, tefsir, hadis, fıkıh ve ferâiz gibi yüksek ilimlerde eşsizdir Hz Ömer ve Osman´ın (Radiyallahü anhüma) hilâfetleri zamanında müftülük vazifesini ifâ ediyordu Kur´anın tefsirindeki müstesna kudretinden dolayı Habr-ül-ümme, Tercemân-ül-Kur´an, Sultan-ül-Müfessirin gibi yüksek lâkablarla Ashab ve Tabiin arasında şöhret buldu 1640 hadis rivâyet etmiştir Hicretin 68 yılında 70 yaşında olduğu hâlde Tâif´de ebedî hayata kavuşmuştur (R A )
ABDULLAH İBN-İ ÖMER Bi´setten bir yıl önce doğdu Hicri yetmişüç tarihinde Haccâc-ı Zalim´in emri ile şehid edildi (R A ) Sahabe-i Kirâmın ileri gelenlerinden ve Resul-i Ekrem Aleyhissalatü Vesselâmın çok bağlılarından ve dâima onun ahlâkını yaşamağa çalışanlardandı Hz Ömer Radıyallahü Anh´ın oğlu idi Hilâfet ve Valilik işlerine hiç karışmadı Müttaki, cömert, kanaat sahibi, halim bir zat olup kendini dünyaya bağlaması ihtimali olan bir malı olsa derhal onu sadaka verir veya hediye ederdi (R A )
ABDULLAH İBN-İ ZÜBEYR Ebu Bekir-i Sıddık´ın kızı Esma´nın oğludur Muhacirlerden ilk doğan çocuk olup cesaret, şecaat, ibadet ve takvası ile meşhurdur Zübeyr ibn-i Avvam´ın oğludur Yezid´in saltanatını kabul etmedi ve Mekke´de dokuz sene halifelik yaptı 73 yaşında şehid edildi (R A )
ABDURRAHMAN BİN AVF Aşere-i mübeşşereden ve çok fedakar olan Sahabelerdendir İlk müslüman olan sekiz kişiden birisidir Bütün ihya-yı din için olan muharebelerde çok fedakârlıkta bulunmuş, birisinde yirmibir yerinden yaralanmıştı Bir gazada oniki dişini birden kaybetmişti Medine´ye ve Habeşistan´a hicret edenlerdendi Çok zengin idi Bir defa otuz köleyi birden azad etmişti Hicri 31 tarihinde 71 yaşında vefat etti
ABE´ Kıymet Ehemmiyet Meta´
ABE İşaret, alamet * Cemaat, topluluk
ABECE Ahmak kimse
ABED Hayâ etmek Arlanmak * Hışım etmek, kızmak * Uyuz hastalığı
ABEDE (ÎÂbid C ) İbadet edenler Âbidler Tapanlar
ABEDE-İ ESNAM f Puta tapanlar Putperestler Heykele baş eğenler
ÂBEK Sulu, su dolu olan şeyler * Çıban * Civa (Hg)
ABEKET (C : Abekât) Tâne, az şey * Tuluk içinde kalan yağ bakiyyesi * Ekmek parçası * Yılan başı dedikleri ufacık akça boncuk
A´BEL Ak, beyaz * Ağaç yaprağının dökülmesi
ABEL (C : Abâl) Yassı ve enli yaprak
A´BEL (C: A´bile) Çok sert taş ki, kırmızı, beyaz veya siyah renkli olur * Taşlık dağ
AB-ENDAM f Güzellik Güzel endam
AB-ENDAZ Su mühendisi
ABERASYON Fr Sapma
ABERAT (Abre C ) Göz yaşları
ABES Davarın kuyruğunda kuruyup kalan bevl ve ters
ABES Oyuncak kabilinden faydasız ve boş amel Lüzumsuz ve gayesiz iş Tesadüfi (Bak: Gaye)
ABESE (Abs den) Çehresini çattı, sureti kerih oldu (meâlinde)
ABESE SURESİ Kur´an-ı Kerim´de sekseninci surenin ismi olup, Mekke-i Mükerreme´de nazil olmuştur Saliha Suresi, Sefere Suresi de denilir
ABESE İRCA Mantık ve matematikte bir isbat şeklidir Bir hükmün doğruluğunu isbat için, bu hükmü inkâr eden diğer hükmün yanlışlığı isbatlanır Meselâ: Allah´ın varlığının inkâr edilmesinin imkânsızlığını veya abesiyetini göstermek, Allah´ın varlığını isbat yollarından biridir Bu, "Abese irca" yolu ile isbat şeklidir
ABESİYAT (Abes C ) Faydasız ve boş şeyler
ABESİYYUN Kâinatın ve hâdiselerin başı boş, faydasız ve gayesiz, kendi kendine, Haliksız olduğuna inanmak isteyen bâtıl yoldaki felsefeciler Zamanımızda Ekzistansializm "Varoluşculuk" adı altında yeniden ortaya çıkan bir varlık ve hayat felsefesidir İki kola ayrılmıştır Bunlardan uluhiyeti inkâr edenler, hayatın, varlığın ve insanın var oluşunu abes ve gayesiz sayan ehl-i dalâlet fırkalarından biridir Hristiyanlık dünyasında bunlara karşı çıkan ikinci kısım ise: Allah´a inanılmazsa herşeyin abes olacağını, bu sebeple Allah´a inanmanın zaruriliğini müdafaa etmektedirler (Kâinatı abes ve gayesiz itikat eden felâsife-i abesiyyun gibi kendilerini başıboş, hikmetsiz, gayesiz, vazifesiz, Haliksız mı zannediyorlar Acaba gözleri kör olmuş, görmüyorlar mı ki, kâinat baştan aşağıya kadar hikmetlerle müzeyyen ve gayelerle müsmirdir Ve mevcudat, zerrelerden güneşlere kadar vazifelerle muvazzaftır Ve evamir-i İlahiyyeye müsahharlardır S )
ABEY-SERAN Fesliğen * Şiddetli emir Şer ve mekruh nesne * Bir dikenli ağaç
AB-GAH Fr Havuz, küçük göl, su biriken yer * Tıb : Karnın kaburga kemikleri kıkırdağı ve kısa kaburgalar altında olan kısmı Böğür
AB-GİNE Fr Billur * Ayna * Kılınç * Göz yaşı * Şişe, sürahi, kadeh
AB-GİR f Suyun biriktiği yer, havuz * Dokumacılıkta kullanılan fırça
AB-HANE f Abdest bozacak yer Helâ, tuvalet
ABHER Nergis çiçeği, * Dolu kap
AB-HURDE f Su içen
ABIK Sebebsiz olarak sahibi yanından kaçan köle * Civa (Hg)
ABÎ f Ayva * Suda yaşayan ve suda meydana gelen * Çok mâvi
ABÎ Kurban payı
ABÎ Çekinen * Tiksinen * Sakınan * Nazlanan
ABİD İbadet eden Zâhid Çok ibadet eden * Köle
ABÎD Kullar Köleler
ABİD f Kıvılcım
ABİDANE f Kul olarak, ibâdet edene yakışır surette
ABİDAT-I İSLÂMİYE İslâm medeniyeti anıtları
ABİDE Uzun müddet dillerde destan olup kalan beliye ve dâhiye * Bir milletin târihinde büyük bir değeri hâiz olan vak´a * Fesahat ve belâgatı dolayısıyle benzeri söylenemeyen şiir * Tarihte yüksek ve hâkim bir mevkide olan vak´aları veya büyükleri yaşatmak için yapılan bina * Azametiyle, güzelliğiyle insanı hayrete uğratan mebani (Süleymaniye ve Ayasofya câmileri gibi ) Uzun müddet yaşıyan edebî, ilmi, sinai eserler * Geçmiş devirlerden kalma tarihi veya bedii kıymeti olan binalar, kaleler ve harabeleri * Dikilmiş sütunlar ve bunların üzerindeki resimler, nakışlar, yazılar * Abidenin arapçadaki manası bizdekinden başkadır: Kendisinden nefretle, haşyetle bahsolunan, uzun müddet dillerde destan olup kalan dâhiye ve beliyyeye denir (Türk İslâm Ansiklopedisi)
ABİDE İbâdet eden kadın (Abide-i zâhide gibi)
A´BİDE (Abd C ) Köleler Abid
ABİDEVÎ Abide gibi Abideyi andıran, âbideye benzeyen şekilde
ABİL Koyun, at ve deve gibi hayvanlara iyi bakan * Çayırda otlayarak suya muhtaç olmayan hayvan
ABİLE f Su üzerindeki kabarcık * Sivilce Çıban
ABİR (Ubur´dan) Bir yerden geçen, giden yolcu Geçen * Hz İbrâhimin (A S ) dedelerinden birisinin adı
ABİS Asık suratlı, ekşi yüzlü kimse * Arslan
ABİS Alaycı, saygısız
ABİS Denizlerdeki dokuzbin metreyi geçen derinlikler
ABÎSE (C: Abayis) Tarhana
ABİST f Gebe, hâmile
ABİSTEN f Gizli, gizleme * Gebe * Dişilik
ABİSTENÎ f Hâmilelik, gebelik
ABİŞHOR f Hayvan sulama yeri * İçme kabı * Dinlenmek için kısa bir duraklama, teneffüs * Günlük yiyecek
ABİŞTGÂH f Gizlenecek yer, gizli yer
ABİY Kısmet, nasib,
ABİYE Örtü ile yüzünü örten, utangaç kız veya kadın
ABKAME f Anadolunun bazı doğu illerinde ve Bağdat´da yapılan, turşu veya salataya benzer bir çeşit yiyecek maddesi * Ekşi hamurdan pişirilerek sirkeye konulan ve turşu olarak kullanılan bir gıda maddesi
ABKARÎ Mutlaka kusuru olmayan Kâmil * Bir kavmin seyyid ve şerifi, efendisi Beşer san´atı olmayan * Çok güzellik * Bir nevi döşek (Abkari: Esasen abkar´e mensub demektir Ebu Suud ve sair tefsirlerin beyanına göre Abkar: Arabın zu´münce bir Cin beldesinin ismidir ki, Arablar acib gördükleri her şeyi ona nisbetle tavsif ederek abkarî derler Mu´cem-ül Büldan´da şu tafsil mezkûrdur: Abkar; dolu, yani buluttan inen donmuş sudur Ve demişlerdir ki, cinnin sâkin olduğu bir arzdır Meselde: "Keennehüm cinn-i abkar: sanki abkar cinni gibi" denilir  Bazıları da demiştir ki: Abkarinin aslı; vasfına hırs ile rağbet olunan her şeye sıfattır Bunun da esası; çünkü Abkar´da döşeme ve saire nakışları yapılırdı Onun için her iyi şey Abkar´a nisbet edilirdi )
AB-KEND f Havuz, dere, su geçidi
AB-KEŞ f Delikli kevgir * Su çeken, sucu, saka * Kadeh sunucu
AB-KUR f Lâğım çukuru Pisliğin aktığı yol ve delik
ABL Kalın, büyük nesne * Bükmek
ABLA´ Ak nesne * Beyaz taş
ABLİSE f Tarlaya tohum atan, ekinci
ABLUKA İtl Etrafını sarıp hâriçle alâkasını kesme Bahren muhasara, denizden kuşatma
ABLUKAYI BOZMAK Muhasara hattını yarıp geçmek
ABLUKAYI KALDIRMAK Muhasarayı bırakmak
AB-NAK f Sulu, ıslak, nemli
ABONE Fr Gazete ve dergi gibi yayınlara peşin para vererek muayyen bir zaman için müşteri olan kimse
ABONMAN Fr Bir imalâtçı ile müşteri arasında düzenli satın alma için yapılan anlaşma
ABORDA İtl Deniz teknelerinin rıhtıma, iskeleye veya başka bir tekneye yanlamasına yanaşması
ABR Rüya tabir etmek Düş yormak * Yaş akıtmak Sudan veya başka yerden geçmek * Söylemeden bir şeyi düşünmek
ABRA Bir değiş-tokuşta üste verilen şey * Teraziyi ayarlamak için hafif gelen kefesine konulan ağırlık
ABRAN Ağlayan, ağlayıcı
AB-RANE f Su borularına ve su yollarına bakan mühendis
ABRAŞ Alaca benekli at * Klorofil azlığından dolayı açık renkte lekeleri olan bitki yaprağı
ABRE Göz yaşı
ABS Karıştırmak, halt * Güneşte keş kurutmak
ABS Kurumak, katılaşmak
ABS (Ubus) Huzursuzluktan yüz ekşitmek, çehreyi çatmak
ABSAL f Bahçe, koru, park
AB-SÜVAR f Su üstünde yüzen * Sudaki kabarcık
ABŞ Salâh * Hüsn İbâdet * Gaflet
AB-ŞAR f Şelâle, su akarken çıkardığı ses, şırıltı
AB-ŞİNAS f Sudan anlıyan * Gemi kılavuzu
ABT Deveyi ve koyunu hastalanmadan sağ iken boğazlamak * Kazılmamış yeri kazmak * Yarmak
ABT Yalan, Şübhe uyandırıcı hareket
ABU f Nilüfer çiçeği
ABUS Çatık çehreli asık yüzlü Yüzü ekşi
ABV Yüzün güzel olması Nizamlı oluş (Bak: Ta´biye)
AB-VEND f Maşrapa, bardak, su kabı
AB-YAR f Sulayan * Mc: Bereketlendiren, feyizlendiren
AB-YARÎ f (Asıl mânâsı sulama ise de, lisanımızda yalnız mecazi mânâsiyle bazı eski nesir yazarları tarafından kullanılmıştır) Yardım, itimat
AB-YÂRÎ-İ HİMMET Korumak için yapılan yardım, himmet yardımı
AB-YÂRÎ-İ HİMMETİNİZLE Himmetiniz yardımıyle, himmetiniz sayesinde
AB-ZEN f Küçük havuz * Banyo
|