Yalnız Mesajı Göster

Geçmişten Bugune Kars

Eski 11-04-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Geçmişten Bugune Kars



Doğu Anadolu Bölgesinin kuzeydoğusunda yer alan Kars, doğuda Ermenistan, güneydoğuda Iğdır, güneyde Ağrı, batıda Erzurum, kuzeyde de Ardahan ili ile çevrilidir İl toprakları yüksek dağlarla kuşatılmış ve genelde batı-doğu doğrultusunda uzanan akarsularla derin biçimde yarılmış geniş bir plato görünümündedir İlin Kuzeyini Kabak, Kısır ve Akbaba Dağları ebgebelendirir Dumanlı Dağı (2699 m) ilin başlıca yükseltisi olup, doğusunu engebelendirmektedir Güneyinde ise Karasu ile Aras Dağlarının uzantıları yer almaktadır İlin belli başlı yükseltileri ise; Sarıkamışın güneyinde Çamyazıya doğru uzanan Süphan Dağı (2909 m), Allahuekber Dağları üzerindeki Allahuekber Tepesi (3120m), Kars Ovasının yakınlarında uzanan Ağadeveler Dağı (2423 m), Hacıhalil Dağı (2366 m), bu dağın kuzeyinde yer alan Borluk Dağı (2450 m), Arpaçay vadisinin güney kesimlerindeki Tarhan Dağı (2617 m), Çıldır Gölü yakınlarındaki Kısır Dağıdır Bunların yanı sıra, Karsın kuzeydoğusunda Yağlıca Dağı (2970 m), Sarıkamışın güneyinde ise Aladağ (3134 m) yer almaktadır



Erzurum-Kars platolarının doğu kesimini oluşturan, il topraklarının orta kesimindeki düzlükler 2000-2200 m yüksekliğindedir Büyük bir plato özelliği gösteren il topraklarının %51i platolarla, % 19u ovalarla, %30luk kısmı ise dağlık ve tepelik alanlarla kaplıdır

Karsın bulunduğu alan, jeolojik devirlerde 3Zaman sonu ile 4Zaman özelliği göstermektedir Bazalt, andezit ve killi bir toprak yapısı gösterir Kuzey kısımlar tamamen bazalt nitelikte olmasına karşılık vadi ve ovalarda değişik örtüler tespit edilmektedir İl alanlarında sönmüş, yuvarlak volkanik tepeler ve bunlardan çıkan lav ve küllerin çevreye yayılması sonucunda yaylalar ile ovalar oluşmuştur

Türkiyede yüksek ovalara en güzel örnek olarak Kars ovaları gösterilmektedir Bu ovalar Allahuekber Dağları ile Sarıkamış-Kars platosu arasında doğuya doğru açılan büyük çöküntü oluğunda yer almaktadır Özellikle Kars Ovası 2500 km2lik alanı ile Doğu Anadolunun en geniş ovasıdır



Akarsu vadileri boyunca sıralanan ovaların arasında yer alan Kars Platoları, Aras Vadisine doğru alçalır Bu platolar doğudan kuzeydoğuya doğru genişler ve yükseklikleri de artar Kars platoları kalın bir volkanik tüf tabakası ile kaplı olup, yükseltileri 1500 ile 2000 m arasında değişir Bu platoların geniş ve dalgalı olan kesimlerinde küçük düzlükler ve çöküntü gölleri bulunmaktadır Kars platoları Sarıkamışın güneyinden başlayarak doğuda Arpaçay vadisine, kuzeyde Başgedikler düzlüğüne kadar uzanır Platonun Sarıkamışın güney ve doğusuna düşen kesimleri ormanlarla kaplıdır

İl topraklarını Aras Nehri sulamaktadır Batıdan il topraklarına giren Aras Nehri, Kağızman yöresinde genişleyerek, kuzeyden gelen Arpa Çay ile birleşir, Iğdır Ovasını suladıktan sonra Türkiye sınırlarından dışarı çıkar Kars ilinde irili ufaklı çok sayıda göl bulunmaktadır Bunların başlıcaları Çıldır Gölü (bir kısmı Ardahan ili toprakları içerisinde yer alır), Aygır Gölü, Kuyucuk Gölü, Turna gölleri ve yapay Arpaçay Baraj Gölüdür Deniz seviyesinden 1768 m yükseklikteki Karsın yüzölçümü 9442 km2 olup, toplam nüfusu 182495tir



Doğu Anadolu Bölgesinin en soğuk bölgesinde yer alan Karsta yüksek yayla iklimi görülmektedir Kışlar uzun ve sert, yazlar ılık ve serin geçer Bu bölgenin iklim, Türkiyede soğukların en yüksek dereceye çıktığı ve uzun sürdüğü yerdir Bunun nedeni, yüksek dağ sıralarıyla denizlerin ılımanlaştırıcı etkisinden ayrılması, yüksekliğin fazla olması, Kış mevsiminde Büyük Asya Kara Kütlesi üzerinde yerleşen soğuk ve ağır hava kütlesi (Sibirya yüksek basınç merkezi)nin buraya kadar sokulmasıdır

İlin ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır Yetiştirilen başlıca ürünler, arpa, buğday, çavdar, fiğ, mısır, soğan, patates, şeker pancarıdır Ovalarda sebze ve meyve üretimi yapılır Kayısı, karpuz, elma, kavun, erik ve armut yetiştirilir Az miktarda da ceviz, üzüm, salatalık, domates ve lahana yetiştirilir Hayvancılıkta ise büyük ve küçükbaş hayvan besiciliği yapılmaktadır Mor Karaman Koyunu, kıl keçisi, sığır ve süt ineği yetiştirilmekte olup, buna dayalı olarak mandıralarda kaymak tereyağı, peynir üretilir Ayrıca pastırma ve kavurma yapımı da çok yaygındır Kıl, yün ve yapağı da keçe, kilim, heybe dokumacılığı yapılır Arıcılık ön plandadır



Karsın kalkınmada öncelikli iller arasında olmasından ötürü, Et balık Kurumu Kars Kombinası ve Süt Endüstrisi Kurumu, Kars SEK Mama Mamülleri İşletmesi, yem ve çimento fabrikaları vardır Küçük sanayi de oldukça yaygındır İl yer altı kaynakları yönünden zengin olmamakla beraber, Kağızman yöresinde kaya tuzu, asbest, magnezit; Sarıkamış yöresinde perlit, tuz yatakları ve maden suyu kaynakları bulunmaktadır

Kars Anadolunun en eski yerleşim alanlarından birisidir Tarih öncesi çağlardan itibaren sürekli bir yerleşimin burada olduğu, arkeolojik araştırmalar sonucu, özellikle höyük ve mağaralardaki buluntulardan anlaşılmaktadır Alt Paleolitik Çağa ait buluntulara Susuz ilçesi, Cilavuz Dere düzlükleri ile Kars Platosunda rastlanmıştır Bunlar, şölyen-aşölyen tipte işlenmiş bir el baltası; Ağzıaçık Suyunun batısındaki düzlüklerde oval çevreli , iki yüzü çok güzel işlenmiş, ucundan biraz kırılmış bir diğer aşölyen baltası; Ani çevresinde ele geçen bir el baltası; Yazılıkayanın yaklaşık 6 km güneyinde, Tombultepe yamaçlarında püskürük kayalardan yapılmış, şölyen tipte el baltaları ve iri yongalardır



Orta Paleolitik Döneme ait Musteryen tipi bir alet Borluk Vadisinde; Yazılıkaya Tombultepe yakınındaki Kurbanalan mağarasında da benzeri aletlere rastlanmıştır Yörede Üst Paleolitik Döneme ait avcılık ve toplayıcılığın farklılaştığı, araç gereç yapımının geliştiği, bulunan aletlerden anlaşılmaktadır Bu dönemde duvar resimleri de ortaya çıkmıştır Camışlı Köyünün batısında, Aladağın doğu yamaçlarındaki Yazılıkayada bazalt yapılı bir kayanın dik ve düzgün yüzünde biri büyük, biri küçük iki panoya rastlanmıştır Bu panolarda insan ve hayvan figürlerine yer verilmiştir Dağ keçileri, geyikler ve eşeklerden oluşan bu figürler, bu dönemde avcılık ve toplayıcılığın yaygın olduğunu göstermektedir Ayrıca Kurbanalan Mağarasında ProfDrKılıç Köktenin yaptığı araştırmalarda da Üst Paleolitik Döneme ait, taş araç ve gereçler bulunmuştur ProfKöktenin yapmış olduğu araştırmalarda Paleolitik Dönemden sonra Mezolitik ve Neolitik Döneme tarihlenen araç, gereç ve duvar resimleri ortaya çıkarılmış, çevrede menhirler, dolmenler ve kromlekler bulunmuştur Kağızmanın güneyinde Mısır Dağının olduğu yerde yapılan araştırmalar ve Ani ile Azat Gölündeki höyüklerde Kalkolitik Dönemin sürdüğünü gösteren buluntular ortaya çıkarılmıştır Bakırla kalayın karıştırılması ile elde edilen tunç aletlere Yazılıkayadaki küçük deney çukurunda ve Kurbanağa Mağarasında rastlanmıştır Ayrıca burada el yapımı çanak çömlekler ile yapı kalıntılarına ait olduğu sanılan iri taş yığınları ile karşılaşılmıştır



Kars yöresi MÖIXyüzyılda Urartu egemenliğine girmiştir Urartu Kralı IISardur MÖVIIIyüzyılda Sevan Gölünün batısındaki toprakları ele geçirmiş, daha sonra Kimmerler ve İskitler yöreyi istila etmiş, Medler de MÖ560da Urartu egemenliğine son vermiştir Bazı tarihlerde MÖVI Yüzyıldan başlayan Armeniai Krallığının ve Prensliklerinin burada hakim olduğundan söz etmektedirler Pers yönetimi altında Satraplık görevini üstlenen bu prensliklerin başlıcaları Orontes Hanedanı (MÖ400-200), Artaksias Hanedanı (MÖ200) idi Romalılar Artaksias hanedanından IITigranı yenerek bölgeyi ele geçirmişlerdir Romanın Araxes eyaleti olan yöre, Romalılar ile Partlar arasında sürekli el değiştirmiştir Bu yöre daha sonra Sasanilerle Bizanslılar arasında da çekişmeye neden olmuştur VIIyüzyılda Arap akınları buraya kadar ulaşmış ve IXyüzyıla kadar da Araplar buraya egemen olmuştur Arapların denetiminde kurulan Ermeni yönetimlerinden Bagratlı Hanedanının bir kolu Ani ve Karsta hüküm sürmüştür Bizanslılar 1045te yöreyi ele geçirmiştir XIyüzyılın ortalarında Selçuklu akınları başlamıştır Selçuklu hükümdarı Alpaslan 1064te yöreye hakim olmuş, merkezi Ani olmak üzere Selçuklulara bağlı Ani-Şeddadlılar Hükümeti kurulmuştur 1064 yılında Sultan Alparslan tarafından fethedilmesinin ardından Kars ve çevresi, Selçuklulara bağlı beylikler tarafından idare edilmeye başlanmıştır 1071 Malazgirt Zaferinden sonra Sultan Alparslan Erzurum, Erzincan, Tercan ve Pasinlerle birlikte Karsı da kumandanlarından Kasım Beye vermiştir



Selçuklu yönetiminden sonra Kars ve Ani Gürcülerin eline geçmiş, 1230da Moğollar buraya hakim olmuş ve şehirleri yıkmışlardır Moğol egemenliği yörede 1356ya kadar sürmüş, onu Altınordu ve Karakoyunlu yönetimleri izlemiştir Timurun 1387deki istilasından sonra yöre yine Karakoyunluların egemenliğine girmiştir Akkoyunlu ve Safevilerin yönetiminden sonra Kars, Kanuni Sultan Süleyman tarafından 1534te Osmanlı topraklarına katılmıştır
IIIMuratın Lala Mustafa Paşaya verdiği emirle onarılan Kars Eyalet Merkezi konumuna getirilmiştir 1876 tarihli vilayet salnamelerine göre yöre, Erzurum vilayetine bağlı Kars sancak merkezi konumunda idi XIXyüzyıl boyunca sürekli Rusların saldırı ve kuşatmalarına uğramış, 1876da Ruslar tarafından işgal edilmiştir Karsta, 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşından sonra Ruslar tarafından Kars, Ardahan, Oltu ve Kağızman Sancaklarından oluşan bir Askeri Valilik (oblast) kurulmuştur Ayastefanos Antlaşması (1878) ile Ruslara bırakılmıştır Osmanlıların IDünya Savaşına girmesi ile birlikte Rus Çarlığı 1 Kasım 1914te Doğu Anadoluya doğru saldırıya geçmiş, 6 Kasımda başlayan ve altı gün süren Köprüköy Savaşında Ruslar yenilmiştir



1915 yılında Enver Paşa komutasındaki Osmanlı ordusu Karsı kurtarmak için Sarıkamış Harekâtına başlamış, Allahuekber Dağlarında doğa ile olan mücadelesinde yenik düşmesine rağmen bir kısım asker kısa bir süre de olsa Karsa girmeyi başarmıştır Ancak, Ruslar yeniden duruma hakim olmuşlardır Rusyada Çarlık rejimini sona erdiren devrim hareketinden sonra 3 Mart 1918da yapılan Brest-Litowsk Antlaşmasıyla Kars bölgesin terk etmişlerdir Bu arada Ermeniler Kars yöresine saldırarak katliam yapmışlar, şehri yakmışlardır

Buna engel olmak isteyen Karslılar kendi olanakları ve Wilson Prensiplerine uygun olarak 5 Kasım 1918de Milli İslam Şurası adı ile demokratik bir yerli hükümet kurmuşlardır Batum, Artvin, Ahıska, Ahılkelek, Serdarabad ve Ordubada kadar Nahçıvan Türkleri de Karstaki bu yerli Hükümete katılarak sancak ve ilçe teşkilatını kurmuşlardır Ermeni ve Gürcüler yöreye bir süre egemen olmuşlar, 30 Ekim 1920de General Kâzım Karabekir buradaki Ermeni kuvvetlerini yenmiş ve Moskova ve Kars Antlaşmaları ile Türkiye sınırları içerisinde kalmıştır Türkiye Cumhuriyetinin bir ili olan Karstan, 1992 yılında Ardahan ve Iğdır ilçeleri ayrılarak ayrı birer il konumuna getirilmişlerdir



Karsta günümüze gelebilen tarihi eserler; Kars Kalesi, Sarıkamış Micingirt Kalesi, Taş Köprü, Su Kapısı, Kümbet Camisi (Havariler Kilisesi), Ani (Ocaklı) Harabeleri, Surlar, Selçuk Sarayı, Beylerbeyi Sarayı, Gamuşlu Kaya Resimleri, Büyük Katedral, Surp Gregor Kilisesi, Gençkız kayalıklarındaki Kilise, Çoban Kilisesi, Keçeli Kilise, Havariler Kilisesi, Altıgen Martyon, Kral Gagikin Surp Gregor Kilisesi, Aziz Prkch Kilisesi, Abukhamrents (Polatoğlu) Kilisesi, Yanık Kilise, Bakireler Manastırı, Küçük Hamam, Ebul Muhammeran Camisi, Menü Cehr Camisi, Selçuklu Kervansarayı, Yusuf Paşa Cami, Fethiye Cami, Evliya Camisi, Av Köşkü, Kazım Karabekir Anıtıdır Ayrıca Aktaş, Kızıltaş ve Akyaka Kaplıcaları ile Sarıkamışta Karaurganlı İçmesi, Susuzdaki Çermik ildeki doğal kaynaklardır

Alıntı Yaparak Cevapla