Prof. Dr. Sinsi
|
Atlas Okyanusu'na Yenilen 'Cihan Pehlivanı'koca Yusuf
Bundan tam 105 yıl öncesinde, yani 1898'deyiz; sıcak bir Temmuz saba*hı  Avrupa'ya gi*den 'Marselles' gemisinde tüm yolcular güvertede dola*nıyorlar  Marseilles, Atlas Okyanusu'nun sisli sabahında ağır ağır yol alırken, aniden kulakları sağır eden bir gürül*tü duyuluyor
Koca Okyanus'ta, Marse*illes başka bir gemiye çarpı*yor!
Güvertedekilerin birço*ğu denize dökülürken, ön ta*rafı yırtılan Marseilles, bir an*da yarıya kadar suyun içine gömülüyor
Gemi hızla batıyor ve he*men herkes, birkaç dakika içinde, kendini suyun içinde buluyor Filikalara binebilen*ler ancak şanslı bir azınlık Yolcuların çoğunu, Atlas Ok*yanusu yutuyor
Denize düşenlerden biri de 'Cihan Şampiyonu' Koca Yu*suf ,
Koca Yusuf yüzerek bir filikaya yaklaşıyor ve iri elle*riyle, filikanın kenarına tutu*nuyor Ama Koca Yusuf'un iri elleri, 120 kilogramlık vücu*dunu inanılmaz bir güçle fili*kaya çekmeye çabalarken, filika da yalpalıyor Filikadakiler, bir anda paniğe kapılıyor*lar  Bu dev adam, filikaya çıkmaya çalışırken, sandalı batırabilir; filikadakilerin hepsi de Atlas Okyanusu'nun dibini boylayabilir! 
Filikaya alınmayan Koca Yusuf, Kanlar içinde Atlas Okyanusu'na tuş olur
Canlarını kurtarma içgü*düsüyle filikadakiler, Koca Yusuf'un başına ve ellerine küreklerle vurmaya başlıyorlar Vuru*yorlar, vuruyorlar ve sonunda, bu dev adamı filikadan uzaklaştırmayı ba*şarıyorlar
Koca Yusuf, el*leri ve yüzü kan içinde, baygın düşüyor ve Okyanus suların*da gözden kayboluyor 
İşte böylece, dünyanın ye*nemediği 'Cihan Pehlivanı' Koca Yusuf'u, 1898 Tem-muzu'unda, Atlas Okyanusu tuşa getiriyordu 
Greko-Romen stilde güreşen ilk sporcumuz
Koca Yusuf, Deliorman'ın Şumnu yakınlarında, Kareli Köyü'nde dünyaya gelir Do*ğum tarihi kesin olarak bilin*memekte, 1859 olduğu tah*min edilmektedir Koca Yu*suf, Avrupa ve Amerika'da yaptığı güreşlerle dünyaya ün salan ve Greko-Romen stilde güreşen ilk sporcumuz olarak tarihe geçmiştir
Ustasının, Kareli Köyü ya*kınlarındaki Nascı Köyü'nden 'Kel İsmail' olduğu söylenir Yusuf'a 'Koca' lakabı, onu dönemin ünlü güreşçilerinden 'Küçük Yusuf'tan ayırt edile*bilmek için verilmiştir
Koca Yusuf'un heybetli bir görün*tüsü vardı
Kolları, diz kapaklarını aşarcasına uzun, kütük gövdeli, elle*ri de çok iriydi Yaptığı el enseler*den ötürü, rakipleri ona 'Demir Pençe' diye de anarlardı: 1 88 boyun*da, 120 kilo ağırlığındaydı
Kırkpınar'da yaptığı güreşler, onun ününü ülke ça*pında duyurmuştu
Yusuf'u henüz dünya tanı*madan Kırkpınar'da yaptığı güreşler, onun ününü ülke ça*pında duyurmuştu Kırkpınar'da zamanın devleri Adalı Halil, Kurtdereli Mehmet Pehlivan, Filibeli Kara Ahmet, Katrancı Rüstem ve Filiz Nurullah'ı yağlı güreşlerde hep mağlup etmişti Koca Yusuf  Kel Aliço ve Hergeleci İbra*him ile yaptığı güreşlerde ise, Koca Yusuf galip gelemedi; ama mağlup da olmadı 
O zamanlar güreş müsabakaları Av*rupa ve Amerika'da çok popülerdi
Yaptığı güreşlerle ünü ya*vaş yavaş Avrupa'ya yayılan Koca Yusuf, 1897 yılında or*ganizatör Doublier tarafından Paris'e götürüldü O zamanlar güreş müsabakaları Av*rupa ve Amerika'da çok popülerdi
Boks ringine benzer bir alan*da yapılan gü*reşler, halkın çok ilgisini çeki*yor, uluslararası şöhretler güreşe ilgiyi çoğaltıyor*du Seyredenlerin bahis oynaması ser*bestti Yusuf'un Paris'e götürülme nedeniyse, kendisi de güreşçi olan organizatör Doublier'nin şampiyon Fransız güreşçi Fernard Sabes'e duyduğu kindi 
Doublier, Fransa şampi*yonluğu için, Bordeaux do*ğumlu Fernard Sabes ile karşı*laşmış; Sabes, 1 73 boyunda ve 88 kilo ağırlığındaki Lyonlu ufak tefek Doublier'yı mağlup et*miş ve Fransa'da 'Güreşin Kralı' ol*muştu
Artık Doubli*er'nin en büyük düşmanı ve raki*bi Sabes idi Onun yenilmezli*ğine muhakkak son verecekti Doublier , İşte bu hırs ve kinle, Türkiye'ye gelip Koca Yu*suf'u, Filiz Nurullah'ı ve Fili*beli Kara Osman'ı Paris'e gö*türdü; Doublier, sokakta da*yak yiyen çocuğun bunu hazmedemeyip ağabeyini çağır*ması gibi, Sabes'in karşısına Koca Yusuf'u çıkaracaktı
Koca Yusuf, grekoromen öğreniyor
Ama ortada büyük bir so*run vardı: Koca Yusuf, Greko-Romen güreşi bilmiyor*du  Eski güreşçi, yeni mena*jer Doublier'nin Greko-Romen güreşi Yusuf'a öğret*mekten başka çaresi yoktu!
Doublier, Koca Yusuf'a bacaklardan tutulmayacağını söyleyince, Koca Yusuf hayretler içinde kaldı Öyle nasıl güreş tutulabilirdi ki? Daha sonra, iki güreşçi egzersize başladılar Bir ara Koca Yu*suf, Doublier'in elini öyle bir yakaladı ki, Doublier elinin kırıldığını zannederek bırak*ması için yalvardı Böyle sık*manın gereksiz olduğunu söy*ledi Yusuf'a  Yusuf ise, "Biz*de öyle yarım yamalak yaka*lamak olmaz, ya tutarsın ya da tutmazsın" diyerek, Doublier'in elini tekrar yakalayıp kendine doğru çekti ve külçe gibi onu yere attı Doubliler, Koca Yusuf'a fazla bir şey öğretemeyeceğini anlayarak ça*lışmalara ara verdi ve organi*zatörlük görevine geri dön*dü 
Koca Yusuf-Sabes karşı*laşması, Fransa'da büyük yankı uyandırdı
Dört saniyelik güreş
Güreş başla*dığında Doublier, her iki gü*reşçiden de daha heyecanlıydı
Gongla birlikte, ilk atağı Sabes yaptı Ama Sabes oldu*ğu yerde kaldı; Koca Yusuf ise iki eliyle Sabes'm hamlesini durdurup aynı anda onu ense*sinden yakaladı ve öbür eliyle de işini bitirdi: Koca Yusuf-Sabes karşılaşması, tamı tamı*na 4 saniye sürmüşrü!
Sabes'ten sonra Koca Yu*suf'un rakibi Paul Fournier ol*du Yusuf için, bu maçın öne*mi büyüktü  Menajeri Doub*lier, "Eğer bu maçı alırsak ge*lecek bizimdir," diyordu Paul Fournier maçı almak için çok uğraştı; ama Yusuf'un bir el ensesi ile anında yere kapak*landı!
'La Lutte' (Güreş) adlı ki*tabın da yazarı olan Fransız güreşçi Paul Pons ise Yusuf'a iki defa yenildikten sonra, "Ne oldun? ' diyenlere, "Üstüme bir duvar devrildi sandım" ya*nıtını verecekti
Pons, Yusuf'un el ensesini kitabında şöyle anlatır:
"Onun el enseleri rakibini bir darbede yere seriverir, Yusuf bunu o kadar hakimiyetle uy*gulayabilmektedir ki, ona karşı duracak çok az kişi var*dır Darbe o kadar önüne ge*çilmez bir şekilde iner ki, in*san kendini derhal yerde bu*lur "
Tam 1 90 boyundaki ve 120 kilo ağırlığındaki Paul Pons, Koca Yusuf'un bu el en*selerinden iki kez nasibini ala*caktır Yusuf'un savunma gü*cünü ise Pau! Pons, kitabında şöyle anlatacaktır: "Rakibin ataklarını sıfıra indirmede çok ustaydı, bizim güreşçilerimi*zin inceliklerini kavramaktan uzaktı, işini hep sürprizli dar*belerle görürdü "
Hergeleci İbrahim Pehlivan Koca Yusuf'u yenmesi için Paris'e getirtilir
Bu arada, "Bir Türk'ü an*cak başka bir Türk yenebilir" düşüncesine uygun olarak, İs*tanbul'dan Paris'e getirilen 'Hergeleci İbrahim Pehlivan' ile Koca Yusuf'un kapışması da dillere destandır
Koca Yusuf, Hergeleci'yi boyundurukla ezerken, başta Paul Pons olmak üzere, seyir*cinin yardımlarıyla onun elin*den kurtarılan ve ağzından kan gelmekte olan Hergeleci İbrahim Pehlivan, şaşkınlığını gizleyemez
Hayretle çevresine bakınırken şöyle der: "Abe, sizlere n'oluyor? Bırakın kendi usul*lerimizle güreşimizi yapalım " Ama güreş yarıda kalır
Yusuf, Amerika yolcusu
Avrupa'da yenmedik gü*reşçi bırakmayan Koca Yusuf, 11 Ocak 1898'de Paris'te, me*najeri Doublier ile Amerika turnesi için sözleşme imzalar 1 Şubat-31 Haziran 1898 ta*rihleri arasında Amerika'da güreşecek olan Koca Yusuf, bu karşılaşmalardan toplam 30 lira alacak, yemek ve otel masrafları da menajerine ait olacaktır
1898'in 28 Ocak günü, Ko*ca Yusuf Amerika'ya ayak ba*sar Bu ülkedeki en önemli gü*reşi, ABD'nin 'Milli Greko-Romen Şampiyonu' Robert ile karşılaşmasıdır, 'Dünya Şampiyonu' da olan Robert, daha önceleri Fransız Paul Pons'u da yen*miştir ve Amerika'da bir milli kahraman olarak gösterilmektedir 
Bu arada Koca Yusuf'un Avrupa'daki başarıları
Ameri*ka'da da büyük ilgi uyandır*mıştır
Milli şampiyonları Robert'in, Yusuf'u yenmesini seyretmek için Amerikalılar sabırsızlanmaktadırlar Gü*reş, Madison Square Garden'da yapılacaktır
Tüm biletler satılır ve Ro*bert lehine müthiş bir tezahü*rat başlar Güreşi, Yunanlı Pierri ile İngiliz Tom Kanon or*ganize etmişlerdir  Koca Yu*suf efsanesi, onun bu karşılaş*madaki galibiyetiyle, Ameri*ka'da da hızla yayılır
Karşısına çıkan en ünlü şampiyonları da birer birer mağlup eder
Amerika'da bulunduğu sı*ralarda Yusuf, Robert'dan sonra karşısına çıkan en ünlü şampiyonları da birer birer mağlup eder
Güreşlerini, ayakta el en*se, kaz kanadı, önden çapraz, boyunduruk, yerde bel kündesi oyunlarını tatbik ederek kazanan Koca Yusuf artık Greko-Romen'de de en bü*yüktür
1898 Temmuz'unda ana*yurda dönme vakti gelir ve bütün dünyanın önünde diz çöktüğü Koca Yusuf'u, talih*siz bir kaza, Atlas Okyanusu'nda tuşa getirir
Koca Yusuf'un son güreşi
Koca Yusuf'un son güreşi, Amerika'da Madison Scjuare Garden'da, Amerikalıların 'Milli Greko-Romen Şampiyonu' Robert ile karşılaşmasıdır İki güreşçi birbirine takdim edildikten sonra Koca Yusuf el enselerine başlar Robert her el ensede yere kapaklanır; ama çevikliğiyle hemen ayağa kalkar Amerikalı şampiyon, ringin etrafında dönüp yakalanmamaya çalışır Hemen tüm güreşlerini 4-60 saniye içerisinde bitirmeye alışmış olan Koca Yusuf sonunda beklediği fırsatı bulur: Punduna getirip rakibini yakalar yakalamaz, ringden 4 metre öteye, seyircilerin arasına fırlatıverir (üstte; bu konuda, dönemin Amerikan basınında 'Müthiş Türk' başlığıyla yayımlanan bir illüstrasyon)
Popüler TARİH
|