Yalnız Mesajı Göster

Doğal Olayların Oluşturduğu Yeryüzü Şekilleri

Eski 10-29-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Doğal Olayların Oluşturduğu Yeryüzü Şekilleri



Yeryuvarlağı, iç içe kürelerden meydana gelmiştir Bunlara geosfer adı verilir Geosferlerin yoğunlukları ve bileşimleri birbirinden farklıdır
A YERKABUĞU
Litosfer ya da taşküre olarak da adlandırılır Yerküre’nin en hafif ve en ince tabakasıdır Yeryüzünden itibaren ortalama 33 km derinliğe kadar uzanır Yerkabuğu, bileşimleri ve yoğunlukları birbirinden farklı iki tabakadan oluşur
1 Granitik Kabuk (Sial)
Bileşiminde silisyum ve alüminyum olduğundan bu ismi almıştır Yoğunluğu 2,7 – 2,8 gr/cm3 tür Katı halde bulunur Kalınlığı okyanus tabanlarında az iken, kıta tabanlarında fazladır
2 Bazaltik Kabuk (Sima)
Bileşiminde silisyum ve mağnezyum olduğundan bu ismi almıştır Yoğunluğu 3 gr/cm3 dolayındadır Sial’in tersine okyanus tabanlarında kalınlaşır, kıta tabanlarında incelir
B MANTO
Yer çekirdeğinin örtüsü durumunda olduğundan bu ad verilmiştir Astenosfer adı da verilir Yerküre’nin yaklaşık 33 km ile 2900 km derinlikleri arasında yer alır Yoğunluğu yerkabuğuna oranla daha fazladır (5 – 6 gr/cm3) Mantonun üst kısmındaki maddeler plastik özelliği gösterir Sıvı haldeki manto malzemesine mağma denir
C ÇEKİRDEK
En kalın ve ağır olan katmandır Barisfer adı da verilir Mantonun altında başlar ve Dünya’nın merkezine kadar uzanır Kalınlığı 3478 km dir Yoğunluğu 10 gr/cm3 olan ve sıvı halde bulunan üst kısmına dış çekirdek denir Bunun altında, yoğunluğu 13gr/cm3 olan ve katı halde bulunan iç çekirdek vardır Dünya’nın merkezinde sıcaklık 4500 – 5000 °C yi bulmaktadır
YERKABUĞUNU OLUŞTURAN TAŞLAR

1 Püskürük (Katılaşım) Taşlar
* İç püskürük taşlar: Mağma, her zaman yeryüzüne kadar çıkamaz Bazen yerkabuğunun belirli yerlerine sokularak katılaşır Soğuma yavaş olduğundan iri kristalli olurlar Bu taşlara örnek olarak granit ve siyanit verilebilir
* Dış püskürük taşlar: Mağmanın yeryüzünde soğuyup katılaşması sonucunda oluşur Soğuma hızlı olduğundan kristalleşme ya hiç olmaz, ya da çok az olur Bu taşlara örnek olarak andezit ve bazalt verilebilir

2 Tortul (Sediment) Taşlar

* Kimyasal tortul taşlar: Sularda erimiş halde bulunan maddelerin kimyasal yollarla çökelmesi sonucunda oluşurlar Kireçtaşı (kalker), traverten, kayatuzu, jips (alçı taşı) ve dolomit kimyasal tortul taşlardandır
* Organik tortul taşlar: Canlı kalıntılarının üst üste birikerek katılaşması sonucu oluşurlar Turba, linyit, taşkömürü, antrasit ve mercan kalkerleri organik tortul taşlardandır
* Mekanik (klastik veya kırıntılı) tortul taşlar: Akarsular, rüzgârlar ve buzullar gibi dış kuvvetlerin aşındırdığı materyalleri taşıması ve çukur alanlarda biriktirmesi sonucu oluşurlar Kiltaşı, kumtaşı

(Gre), buzultaşı (moren) ve konglomera kırıntılı tortul taşlardandır
3 Başkalaşım (Metamorfik) Taşlar
Püskürük ve tortul taşların, aşırı sıcaklık ve basınç altında kalarak değişime uğramasıyla oluşurlar Bu tür taşlar, eski özelliklerini kaybederek yeni özellikler kazanırlar Mermer, killi şist, kristalli şist, gnays ve kuvars başkalaşım taşlarının en yaygın olanıdır
İÇ KUVVETLER
A DAĞOLUŞUMU HAREKETLERİ (OROJENEZ)
1 Kıvrılma

Akarsular, rüzgârlar ve buzullar gibi dış kuvvetlerin aşındırdığı maddeler, yer kabuğunun büyük çukurluklarında biriktirilir Bu çukurluklara jeosenklinal adı verilir
Jeosenklinallerde biriktirilen tortul maddeler, çeşitli yan basınçlara uğrarlarsa kıvrılarak deniz yüzeyine çıkarlar Böylece yeryüzünün büyük kıvrım dağları oluşmuş olur Kıvrılma sonucunda yüksekte kalan kesimlere antiklinal, alçakta kalan kesimlere de senklinal denir
Avrupa’da Alp’ler, Asya’da Himalaya’lar, Türkiye’de Toros ve Kuzey Anadolu Dağları bu tür hareketlerle meydana gelmişlerdir
2 Kırılma
Yer kabuğunun eskiden beri kara haline geçmiş, katılaşmış kısımları, yan basınçlara uğradığı zaman bükülüp katlanamazlar Bu nedenle, bu gibi yerlerde kıvrılmalar yerine kırıklar meydana gelir Kırıkların iki yanındaki kısım birbirine göre yer değiştirirse, bu özellikteki kırığa fay denir Kırılma sonucunda yüksekte kalan kesimlere horst, alçakta kalan kesimlere de graben denir
Türkiye’de, en yaygın horst ve graben sistemi Ege Bölgesi’nde bulunmaktadır

TÜRKİYE’DEKİ FAY HATLARI
Kuzey Anadolu Fay Hattı (KAF): Saroz Körfezi’nden başlar, Marmara Denizi, Sapanca Gölü, Adapazarı, Tosya ve Erzincan üzerinden Van Gölü kuzeyine kadar uzanır
Doğu Anadolu Fay Hattı (DAF): Hatay grabeninden başlar, K Maraş, Adıyaman, Malatya ve Elazığ ovalarından geçerek Bingöl’e kadar sokulur
Batı Anadolu Fay Hattı (BAF): Ege Bölgesi’nde, kuzeyden güneye doğru uzanan çok sayıdaki fay hatlarından oluşur
Fay hatları, yer kabuğunun zayıf ve hareket halindeki bölgeleridir Volkanik sahalar, genç kıvrım dağları ve deprem alanlarının uzanışı fay hatlarıyla paralellik gösterir

B KITA OLUŞUMU HAREKETLERİ (EPİROJENEZ)
Kara ve denizlerde düşey doğrultudaki alçalma yükselme hareketlerine epirojenez denir Başka bir ifade ile, yer kabuğunun geniş alanlı yaylanma hareketleridir
Farklı yoğunluktaki yer kabuğu parçaları manto üzerinde dengeli bir biçimde dururlar Bu olaya izostazi, dengeye ise izostatik denge denir Herhangi bir yerde epirojenez olayının olabilmesi için, izostatik dengenin bozulması gereklidir
İzostatik dengeyi bozan yukarıdaki olaylar sonucu karalar hafiflemekte ve yükselmektedir Karalar yükselince deniz seviyesi gerilemekte, deniz altındaki alanlar kara haline gelmektedir Bu şekilde, deniz seviyesinin alçalması olayına regresyon denir
Karalardaki, lâvlar, birikmeler, buzullaşma, vb olaylar sonucunda da karaların yükü artmakta ve ağırlaşarak ya da iç kuvvetlerin etkisiyle çökmektedir
Bu alçalma sonucunda denizler karalara doğru ilerlemekte ve kara parçaları sular altında kalmaktadır Bu şekilde, deniz seviyesinin yükselmesi olayına da transgresyon adı verilir
Epirojenik hareketlere örnek olarak, İskandinav Yarımadası ve Kanada verilebilir Buzul çağında buralarda 1 – 2 km kalınlığında bir buz tabakası vardı Sonradan buzullar eriyince, karaların üzerindeki yük azaldı ve mağmaya doğru gömülen bu kara parçaları tekrar yükselmeye başladı Bu yükselme, günümüzde de yavaş yavaş devam etmektedir
Epirojenik hareketler, Türkiye’de de olmaktadır Anadolu milyonlarca yıldır yükselmekte, buna karşılık Karadeniz ve Doğu Akdeniz havzaları çökmektedir Buna bağlı olarak, Çukurova Havzası ile Ergene Ovası hızlı bir çökme içine girmişler ve tortulanma alanı olmuşlardır
C VOLKANİK HAREKETLER (VOLKANİZMA)
Yer’in derinliklerinde bulunan mağmanın, yerkabuğunun zayıf kısımlarından yeryüzüne doğru yükselmesine volkanizma denir
Katı, sıvı ya da gaz halindeki maddelerin yeryüzüne çıktığı yere volkan ya da yanardağ, bu maddelerin çıkışına da püskürme denir Püskürdüğü bilinen volkanlar etkin volkanlar, püskürdüğü bilinmeyen volkanlar da sönmüş volkanlar olarak adlandırılır
Volkanlardan çıkan akışkan maddelere lav, katı maddelere de volkan tüfü (proklastik maddeler) denir Lavların ve tüflerin yeryüzüne çıkmak için izledikleri yola volkan bacası adı verilir Yüzeye çıkan lav ve tüfün oluşturduğu yer şekline volkan konisi, koninin tepe kısmındaki çukur kısmına da volkan ağzı (krater) denilmektedir
Kraterlerin patlamalar ya da çökmelerle genişlemiş şekillerine kaldera denir Volkanların şekli ve püskürme özellikleri çıkardıkları maddelere göre değişir Volkanik etkinlikler bazen yalnızca gaz patlaması şeklindedir Bu durumda patlama çukurları oluşur İç Anadolu’da Karapınar ve Nevşehir dolaylarında bu tür patlama çukurları yaygındır Bu patlama çukurları maar olarak adlandırılır
Türkiye’deki Volkanik Sahalar

* Doğu Anadolu Bölgesi’nde; Büyük Ağrı, Küçük Ağrı, Süphan, Tendürek ve Nemrut dağları
* İç Anadolu Bölgesi’nde; Erciyes, Hasandağı, Melendiz, Karadağ, Karacadağ ve Karapınar çevresi
* Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde; Karacadağ
* Kuzeybatı Anadolu’da; Köroğlu Dağları
* Akdeniz Bölgesi’nde; Hatay yakınında Hassa çevresi
* Ege Bölgesi’nde; Kula (Manisa) çevresi

D SEİZMA HAREKETLERİ (DEPREMLER)
Yerkabuğundaki herhangi bir sarsıntının, çevreye doğru yayılan titreşim biçimindeki hareketine deprem denir
1 Volkanik depremler
Volkanik püskürmeler esnasında görülen ve etki alanları dar olan depremlerdir
2 Çöküntü (Göçme) depremleri
Kayatuzu, jips, kalker gibi kolay eriyebilen karstik sahalarda, zamanla yer altında büyük boşluklar oluşur Bu boşlukların üstü bir müddet sonra çökerse sarsıntılar oluşur Etki alanları en dar olan depremler bunlardır
3 Tektonik (Dislokasyon) depremler
Yer kabuğunun derinliklerinde basınç ve gerilimler sonucu, katmanların yer değiştirme, oynama ve kırılma gibi hareketlerinin ortaya çıkardığı sarsıntılardır Etki alanları en geniş olan ve en çok hasara neden olan depremler bunlardır
Depremin, yerin içinde oluştuğu kısmına iç merkez (hiposantr) denir Depremin yeryüzüne en kısa yoldan ulaştığı yere de dış merkez (episantr) denir Deprem bilimi sismoloji, deprem şiddetini ölçen alet de sismograf olarak adlandırılır
Depremlerin ne kadar kuvvetli olduğunu belirlemek için iki türlü ölçek kullanılır

* Richter (Rihter) ölçeği
* Mercalli – Sieberg ölçeği (Şiddet Iskalası)

Mercalli – Sieberg ölçeği sarsıntının yol açtığı zarar ve değişikliklere göre düzenlenmiştir Richter ölçeği ise, iç merkezde depremle boşalan enerjinin ölçülmesi esasına dayanır Deprem sırasında boşalan bu enerjiye depremin büyüklüğü (magnitüdü) denir
Pasifik Okyanusu, Japonya çevresi, Antil Adaları, Doğu Hint Adaları, Akdeniz çevresi ve Amerika kıtalarının batı kesimleri yeryüzünde depremlerin en çok olduğu alanlardır
Buna karşılık, eski jeolojik devirlerde oluşan Doğu Avrupa, Kanada, Sibirya, Grönland Adası, Avustralya ve İskandinav Yarımadası’nda hemen hemen hiç deprem olmamaktadır
Türkiye’deki Deprem Alanları

Türkiye nüfusunun % 60′a yakını, faal olan ve zarar verebilen deprem alanları üzerinde yerleşmiştir
Daha önce görülen Erzurum, Erzincan, Van, Bolu, Çankırı, Tokat, Adapazarı, Kütahya, Burdur, Lice, Bingöl, Dinar, Ceyhan, Gölcük ve Düzce depremlerinin büyük oranda can ve mal kaybına neden olmasında, bu kentlerin fay hatları üzerinde yer almalarının önemli rolü olmuştur
Konya Ovası, Karaman, Mersin (Taşeli Plâtosu çevresi), Ergene Havzası ve Mardin Eşiği deprem bakımından tehlikesi az olan yerlerdir

Alıntı Yaparak Cevapla