Prof. Dr. Sinsi
|
Hanefi Mezhebi Hakkında Genel Bilgi
Hanefi Mezhebi Hakkında Genel Bilgi
HANEFİ MEZHEBİ
İmam-ı Âzam lâkabıyla şöhret bulan Ebû Hanîfe'ye izâfe edilen fıkıh ekolünün adı Ebû Hanife'nin asıl adı Numân, babasının adı Sâbit, dedesinin adı ise Zûta'dır Zûta, Irak ve İran'ın müslümanların eline geçmesinden sonra müslüman olmuş ve Kûfe'ye yerleşmiştir O ve oğlu Sâbit Kûfe'de Hz Ali ile görüşmüştür
Ebû Hanîfe H 80 yılında Kûfe'de doğdu, varlıklı bir ailenin çocuğu olarak orada yetişti Irak ve Hicaz Ebû Hanife'nin yetiştiği dönemde önemli iki ilim merkezi hâlindeydi Çünkü Hz Ömer (ö 23/643) devrinde Fustat (eski Mısır), Kûfe ve Basra gibi büyük İslâm şehirleri kurulmuş ve bu merkezlere aralarında birçok sahâbenin de bulunduğu binlerce müslüman yerleşmişti Hz Ömer Kûfe'ye fasih Arapça konuşan kabîleleri yerleştirmiş ve Abdullah b Mes'ûd (ö 32/652)'a onlara ilim öğretmesi için göndermiş, "kendisine ihtiyacım olduğu halde Abdullah'ı size göndermeyi tercih ettim" demiştir (İbnü'l-Kayyim, İ'lâmü'l-Muvakkin, I, 16, 17, 20)
İbn Mes'ûd, Kûfe'nin kuruluşundan Hz Osman'ın halifeliğinin sonlarına kadar Kûfelilere Kur'ân ve fıkıh öğretmiştir Bu sayede orası, pekçok kurrâ, fıkıh ve hadis bilginiyle dolmuştur Onun talebelerinin dört bin dolaylarında olduğu söylenir Ayrıca Kûfe'de Sa'd b Ebî Vakkas (ö 55/675), Huzeyfe İbnü'l-Yemân (ö 36/656), Selmân-ı Fârisî (ö 36/656), Ammâr b Yâsir (ö 34/657), Muğîre b Şu'be (ö 50/670), Ebû Mûsa-Eş'ar, (ö 44/664) gibi seçkin sahâbiler de bulunuyordu (en-Neysâbûrî, Ma'rifetu Ulûmi'l-Hadîs, nşr es-Seyyid Muazzam, Kahire 1937, s 191, 192) Bunlar İbn Mes'ûd'a yardımcı oluyorlardı Hz Ali Kûfe'ye geldiğinde buradaki fakihlerin çokluğuna sevinmiş,
"Allah, İbn Mes'ûd'a rahmet etsin, bu şehri ilimle doldurmuş; İbn Mes'ûd'un öğrencileri bu şehrin kandilleridir" demiştir (el-Kevserî, Fıkhu Ehli'l-Irak ve Hadisühum, Nasbü'r-Râye mukaddimesi, I, 29, 30)
Mısır'a yerleşen sahâbilerin üç yüz dolaylarında olmasına karşılık el-İclî, yalnız Kûfe'ye yerleşen sahâbilerin bin beş yüz dolaylarında olduğunu, bunlardan yetmiş kadarının Bedir savaşına katıldıklarını söyler
Kûfe'de bu alim sahâbelerden feyiz ve ilim alarak ictihad yapabilecek dereceye ulaşan tâbiîlerden bazıları da şunlardır: Alkame b Kays (ö 62/681), el-Esved b Yezîd (ö 75/694), Şurayh b e1-Hâris (ö 78/697), Mesrûk b el-Ecda' (ö 63/683), Abdurrahmân b Ebî Leylâ (ö 148/765), İbrahim en-Nehâî (ö 96/714), Âmiru'ş-Şa'bi (ö 103/721), Said b Cübeyr (ö 95/714), Hammâd b Ebî Süleyman (ö 120/738)
İşte Hanefi mezhebînin kurucusu Ebû Hanîfe (ö 150/767) böyle bir ilim ortamında yetişti Ebû Hanife'nin fıkhı, kendisinden on sekiz yıl ders aldığı Hammad b Ebî Süleyman vâsıtasıyla, İbrahim en-Nehâî, Alkame ve Esved yoluyla, Abdullah b Mes'ûd, Hz Ali ve Hz Ömer gibi sahâbe bilginlerine dayanır Hz Ömer'in Irak ekolüne etkisi tbn Mes'ûd vasıtasıyla olmuştur Hz Ali ise kazâ ve fetvâlarıyla Iraklılara önderlik yapmıştır
Kûfe aynı dönemlerde hadîs malzemesi bakımından da zengindi Müctehidlerin kullandığı ibâdet, muâmelât ve ukûbâtla ilgili hüküm hadislerinin sayısı sınırlı olduğu için, bu konularda Hicaz'ın hadis malzemesi bütün şehirlerin bilginlerince biliniyordu Çünkü onlar hacc dolayısıyla sık sık Mekke ve Medîne'yi ziyaret ediyorlardı Aralarında kırktan fazla hacc ve umre yapan vardı Sadece Ebû Hanife elli beş kere haccetmişti İmam Buhârî'nin (ö 256/869) hocalarında Affân b Müslim el-Ensârî el-Basrî'nin (ö 220/835) şu sözü Irak yöresinin hadîs bakımında ne kadar zengin olduğunu göstermeye yeterlidir: "Kûfe'ye gelip dört ay oturduk İsteseydik yüz bin hadis yazardık; ancak elli bin hadis yazdık Biz yalnız herkesin kabul ettiği hadisleri aldık Çok hadis yazmamıza Şerîk b Abdillâh (ö 177/793) engel oldu Kûfe'de Arapça'sı bozuk ve hadis rivâyetinde gevşeklik gösteren kimseye rastlamadık" (el-Kevserî, a g e ,I, 35, 36)
Affân hakkında, İbnü'l Medinî;
"Hadisteki bir harfte şüphesi olsa o hadisi almazdı"; Ebû Hatîm ise; "imamdır, sikâdır " demiştir Böyle titiz bir hadisçi kûfe yöresinde dört ayda Ahmed b Hanbel'in (ö 241/855) Müsned'indekinden daha çok hadis toplayabilmiştir
Ebû Hanife Kûfe'de önce Kur'ân-ı hıfzetti Sarf, nahiv, şür ve edebiyat öğrendi Kûfe, Basra ve bütün Irak'ın en önde gelen üstadlarından hadis dinledi ve fıkıh meselelerini öğrendi Doğuştan mantık, zekâ, hâfıza gücü ve çalışkanlığı ile ilim sahipleri arasında temayüz etti Onun ilme yönelmesinde Âmiru'ş-Şa'bî'nin etkisi olmuştur Numân, hacc seyahati sırasında, bizzat sahâbelerden hadis dinlemiş olan Atâ b Ebî Rabah (ö 115/733) ve İbn Ömer'in mevlâsı Nâfi' (ö 117/735) gibi tâbiîlerden bazıları ile temas etmiş ve onlardan da hadis dinlemiştir
|