Prof. Dr. Sinsi
|
Edebiyat Makaleleri Gecenin İçinden Geçerken
Edebiyat Makaleleri Gecenin İçinden Geçerken
Hayret ki gece yazılır hep şarkılar ve hep gece yaşanır hayatlar; gece yapılır gözyaşı ile tevbeler, ıslatılır seccadeler Bir gece vakti yazılan şarkılar, geceye yazılan şarkılardır aynı zamanda ve bir gece vakti yaşanan hayatlar sahibini yaralar sadece Herkesin gece olabildiği tek şey, hiç kimse olmaktır Ve hiç kimsenin, gecenin içinde hiçbir hükmü yoktur
Hükümsüz insanlar geçer gecenin içinden, sabaha dek Kimileri bir sokak lâmbasının fersiz ışığında arar kendilerini, kimileri solgun ve titrek bir mumun alevinde yitirir benliklerini Kimileri için hayat henüz vardır, kimileri içinse sonsuz bir kaygıdır o Bir bebek için boşluğa fırlatılan çığlıktır gece, bir ölü için mezardaki sığlıktır, iki hece Bir yıldız sağanağının altında yaşansa da çoğu zaman, tek bir yıldızınız bile olmaz size kalan Bin yıldız geçer de başınızın üzerinden, bir yıldızdır sevdalandığınız Sevda olur yıldızın adı da sizsinizdir yine geceye arta kalan
Bir rüyadır hiç olmadığı kadar gerçek Hem geçmiş vardır içinde, hem de gelecek An'dır, geçmişi ve geleceği bir çırpıda silecek 
Sancıdır gece, bilinmeyene gebe Bıçaktır gece yüreğinizde, istemeseniz de Yalnızlıktır gece fildişi kulesinde
Eski bir dostun eskimeyen sesinde saklı kalan hüzündür Saklı kalan aslında, geceden hep gizlediğin yüzündür
Savaştı, gece, orduları olmayan Yüzlerce ölü vardır içinizde ve bir o kadar öldüremediklerinizle kendi kavganızdır gece, kendi sevdanızdır da  Ya da ikisinin ortasında, yoğun bir bilmece Kimi zaman yıldızdır dostunuz, kimi zaman ay, ama kırgınsınızdır hep güneşe
Gül ile bülbülün hikâyesinde, gülün adı, bülbülün kanıdır gece Ve aynı hikâyede gece, ilham olur aşka düşen bîçâre gence
Leyl'dir gece, kelimelerin en karanlığıdır Leyla olur gece, sebebi mecnunluğundandır
Yusuf'un gözleridir gece, Züleyha'ya Yusuf'un sözleridir gece, Züleyha'ya Züleyha bir ince sızıdır ki, aynı gecelerde, yazgısı düşer ay yüzlü Yusuf'a
Yazıdır gece, semaya yazılan kaderdir gece, alna kazılan
Bir sırdır gece kulağa fısıldanan, bir yardır gece omzuna yaslanılan
Kelebeğin kanadında naif doku, gülün bağrında yaralı koku, bülbülün sesinde hüzünlü buğudur gece
Eylülün ortasında vurulan aşklar gibi, ağlatır gece Garip bir sonbahar bestesi bırakır da ellerine, yanaklarından süzülen birkaç damla yaş kalır geriye
İki dudağının arasında fısıltı, iki sevdanın arasında yanılgıdır gece
Yâre yazılan nâme, yârdan gelen nâğme ve ümitsiz bir baş eğmedir gece
Bir sözdür ki telaffuzu yoktur Bir közdür gece ki, yaktığı yer çoktur
Duâya açılan ellerde yalvarıştır gece
Bir kalemdir gece, yazdığı harf adedince, acı düşer suretine
Bir kâğıttır gece, kalem üzerinden geçtiği sürece, yıldız olur gözlerinde
Gece benim 
Ben geceyim 
İzin ver ey sevgili! Gecenin içinden, gül kokulu yıldızlar toplayıp yüreğine serpeyim 
Gece benim 
Ben geceyim 
İzin ver ey sevgili!
Gece benim, ben geceyim Gecenin içinden geçerken, içinden gece geçen yine benim  
|