10-24-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Skeç En İyi Arkadaş
Skeç en iyi arkadaş
EN İYİ ARKADAŞ
Çocuk Kitapları Haftası Piyesi
Kişiler
Gülseren - Dede - Ayşegül - Murat - Baba
1 Perde
(Bir kitaplık odası Dolaplar, etajerler kitaplarla doludur Köşede bir çalışma masası ve yanında birkaç koltuk bulunmaktadır Yaşlı, ak sakallı bir ihtiyar, bu koltuklardan birine oturmuş, kitap okumaktadır Bu sırada biri erkek, öteki kız iki çocuk saygılı bir şekilde ayaklarının ucuna basarak içeri girer )
Gülseren— (ihtiyarların yanına iyice sokularak) Dedeciğim!
Dede— (başını okumakta olduğu kitaptan kaldırarak) Ne var yine yavrum! Kitabımı rahat rahat okumayacak mıyım?
Ayşegül— Annem, babam yemeğe bekliyorlar sîzi
Dede— (canı sıkılmış gibi) Yemek, yemek, yemek  Başka şey düşündükleri yok şu insanların  
Ayşegül— Ama dedeciğim, yemek yemeden nasıl yaşarız sonra?
Dede— (gülümseyerek) Haklısın tatlı kızım  Ama insanlar yemeği bu kadar sevdikleri kadar okumayı da sevmiş olsalardı, dünya daha güzel olurdu sanırım
Murat— (Gülseren'in arkasından) Dünya güzel değil mi dedeciğim?
Dede— Ooo! Sen de mi buradaydın? Demek beni yemeğe götürmek için çift koruyucu gönderiyorlar Ne yapalım gideceğiz çaresiz  
Murat— Babam da annem de çok üzülüyorlar siz yemeğe gelmeyince Yemeğin tadını bulamıyoruz, diyorlar
Dede— Haklılar  Onlara bir diyeceğim yok Benim yerimde olsalar, onlar da pek az yemeği düşünürlerdi
Gülseren— Okumak o kadar tatlı mı dede?
Dede— Elbette, dünyada okumaktan tatlı çok az şey vardır Hatta bence hiçbir şey yoktur  
Murat— Dede! Siz neden başkalarının dedeleri gibi sokağa, kahveye, parka çıkmıyorsunuz? Arkadaşlarınız yok mu sizin?
Dede— (gülümseyerek) Arkadaşsız insan olur mu? Benim birçok arkadaşım var Beş on günde bir onlarla konuşurum Bu da bana yeter
Gülseren— Galiba yalnızlığı çok seviyorsunuz
Dede— Yalnız olduğumu da nereden çıkardın!  
Gülseren— Ama dedeciğim, bütün gün evde, bu odada yalnız değil misiniz?
Dede— Kim söyledi size yalnız olduğumu?
Murat— Yalnız olduğunuzu her gün görüyoruz ya!
Dede— Yanılıyorsunuz öyleyse, benim bu odada her gün yüzlerce arkadaşım, dostum var  
Gülseren— (elini ağzına tutup gülerek) Hah hah ha  Çok şakacısınız dedeciğim
Dede— Şaka mı? Ne şakası!
Murat— Elbette şaka dedeciğim Hani o yüzlerce dediğiniz arkadaşlarınız! Neredeler?
Dede— Hepsi de yanı başımda, karşımda duruyorlar
Gülseren— Şu anda burada değiller herhalde  
Dede— Neden olmasınlar? Buradalar işte  
Ayşegül ve Murat— (hayretle) Buradalar mı?
Dede— Evet buradalar Neden şaşırdınız öyle?
Ayşegül— Affedersiniz dedeciğim Burada kimseyi göremiyoruz da  
Dede— (gülerek) Ya!  Demek göremiyorsunuz öyle mi? İsterseniz sizi onlarla tanıştırayım Ne dersiniz? Murat— Kimlerle tanıştıracaksınız?
Dede— Arkadaşlarımla  Murat— Korkarız biz 
Dede— Neden korkuyorsunuz 
Murat—Sizin görünmeyen arkadaşlarınızdan 
Dede— Sen de Murat gibi mi düşünüyorsun Gülseren!
Gülseren— Hayır ama yine de  
Dede— Evet Tamamla sözünü  Yine de  
Gülseren— Yine de görünmeyen varlıklarla tanışmak gelmiyor içimden  
Dede— (Kahkahayla güler ) Hah hah hah ha  Demek korkuyorsunuz
Murat— Ancak masallardaki cinler, periler görünmez dedeciğim  Sizin arkadaşlarınız da görünmediğine göre  
Dede— (Sözünü keser ) Birer cin, peri olmalı değil mi?
Gülseren— Başka türlüsü aklımıza gelmiyor  
Dede— Benim arkadaşlarım öyle görünmeyen cinsten değil  Hepsi de gözle görülür, elle tutulur şeyler…
Murat— (hayretten ve korkudan büyümüş gözlerle) Fakat bize görünmüyorlar işte 
Dede—Tanışmak istiyor musunuz?
Gülseren— Bize kendilerini gösterecekler mi?
Dede— Görmek istedikten sonra her zaman görürsünüz  
Murat— Bize bir kötülük yapmazlar değil mi?
Dede— (Yerinden doğrulur ) Sizi saçma masallarla çok korkutmuş olmalılar Gelin size arkadaşlarımı göstereyim Onları tanıyınca ne kadar zararsız, üstelik de yararlı şeyler olduğunu göreceksiniz (Her ikisinin de ellerinden tutarak kitap dolaplarından birinin önüne götürür ) İşte arkadaşlarımdan birkaç tanesi burada duruyorlar  
|
|
|