10-24-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Körlerin Hikayesi|Masal Ve Hikaye Özetleri
KÖRLERİN HİKAYESİ
Bir gün uzaklarda renkleri karmakarışık bir köy görmüş; alacalı bulacalı garip bir köy Yaklaşmış köye doğru Yolları bir tuhaf, evleri bir tuhaf, insanları bir tuhafmış köyün  
Girince köyün içine anlamış meseleyi Körler köyüymüş burası Kadınların, erkeklerin, çocukların, velhasıl herkesin sımsıkı kapalıymış gözleri  
Gezginci adam karar vermiş burada yaşamaya:
Hiç değilse benim bir gözüm var, diyormuş
Körler ülkesinde şaşılar kral olur, derler Ben de bunların başına geçer yaşarım
  
Körlerin gözleri yokmuş ama elleri, kulakları, burunları çok hassasmış Kendilerine göre kurdukları bir düzen içinde yuvarlanıp gidiyorlarmış
Adam şaşkın hallerine bakıyormuş onların Yürümeleri, konuşmaları doğrusu başka türlüymüş
  
Bir gün körlerden biri öteki körün malını aşırmış Sadece tek gözlü adam görmüş bunu Bağırarak ilan etmiş:
- Filanca malını çaldı falancanın
Körler:
- Nereden biliyorsun o kadar uzaktan duyulmaz ki, demişler
- Ben duymadım, gördüm Gözüm var benim Görüyorum
Körler göz diye, görmek diye bir şey bilmiyorlarmış Uzun yıllar içinde çoktan unutmuşlar bu hissi
- Ne demek görmek, demişler, nasıl görüyorsun yani, duyulmayacak mesafeden anlıyor musun ne olup bittiğini?
- Anlıyorum tabii  
- inanmayız, imtihan edeceğiz seni  
  
Adamı almışlar, uzakça bir yere dikmişler Tecrübeleriyle biliyorlarmış o uzaklıktan hiçbir şeyin işitilmeyeceğini
- Anlat bakalım, şimdi biz ne yapıyoruz, demişler
Adam anlatmış:
- Oturuyorsunuz, konuşuyorsunuz, Şu ayağa kalktı, bu elini oynattı, beriki bacağını sallıyor vs  
Derken körler bir evin içine girmişler, bağırmışlar:
- Anlatsana  
- İçeri girdiniz göremiyorum ki  
Körler bilmedikleri için içeri girmenin ne olduğunu:
- Ne olmuş yani içeri girmişsek Elli santim fark etti, anlat anlat, demişler
- Arada duvar var görmüyorum
Körler :
- Sen atıyorsun, demişler Demincek tesadüf etti
Bak, şimdi bilemiyorsun
- Çıkın dışarı, söyleyeyim
- Bu kadar uzaktan duyunca ha içersi, ha dışarısı, ne çıkar yani  
- Ben duymuyorum, ben görüyorum, diyormuş adam
- Öyle şey olmaz, demiler Sende bir bozukluk var Saçmalıyorsun, acayip şeyler söylüyorsun Hekime muayene ettireceğiz seni  
  
Adamı yaka paça köyün hekimine götürmüşler Hekim de kör tabii  Elleriyle yoklamaya başlamış adamı Yoklamış ve parmaklarını adamın yüzünde gezdirirken:
- Buldum, demiş Bozukluk burada  
Adamın açık olan gözünü kastediyormuş hekim ve:
- Saçmalaması bundan dolayı, diyormuş Ben şimdi hallederim, düzeltirim onu  
Körler ülkesine kral olmaya kalkan gezginci zor bela kurtarmış kendini oradan
Körler görenleri anlayamazlar Saçmalıyor sanırlar ve onu da düzeltip kendilerine benzetmek için gözlerini çıkarmaya uğraşırlar DÜŞÜN ! KONUŞ ! DİNLE !
|
|
|