10-21-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Otomobil Aydınlatma Sistemleri Teknik Bilgiler
Otomobil Aydınlatma Sistemleri TEknik Bilgiler
Xenon Far Sistemleri, Otomobil Aydınlatma Sistemleri ::
TEknik Bilgiler
Tarihçe
1908  Otomobilde dinamonun kullanılmaya başlanması ile birlikte elektrikli ampuller de kullanılmaya başlandı Bu ampullerin en kötü yanı aniden ve sıkça bozuluyor olmasıydı
Farda ışığı yola direkt olarak yansıtan parabolic aynalar kullanılıyordu Işığın dağılımı o kadar kötüydü ki, geceleyin karşılaşan iki otomobilden biri durmak zorunda kalıyordu
1917  Özel kaplamalı metal reflektör ve yeni ampul soketlerinin kullanılmaya başlanması Bu reflektörlerde daha gelişmiş odaklama ayarları yapılabiliyordu
1919  Kısa ve uzun far için ayrı reflektörler kullanılmaya başlandı Bu düzenleme ile birlikte ışığın dağılımı sorunu da kısmen çözülmüş oldu
1925  Kısa ve uzun far ışığının aynı reflektörde üretilmesi için yapılan çalışmalar sonuç vermeye başladı Böylece maliyet daha da azaltılabilecekti
1926  Stop lambası kullanılmaya başlandı
1931  Ön sis farı kullanılmaya başlandı Sis farı özel optik yapısı ile kısa farın aksine yüzeyi aydınlatıyor, ışığın siste geri yansımasını engelleyebiliyordu
1945  Asimetrik ışık deseninin kısa farlarda kullanılmaya başlanması ile yolun sağ tarafına daha fazla ışık yansıtılması sağlanarak karşıdan gelen trafiğin üretilen ışıktan rahatsız olması engellendi
1958 Birleşmiş Milletler Avrupa Ekonomik Komisyonu (UNECE) yayınladığı tüzükler ile üye ülkeler tarafından uyulması gereken otomobil aydınlatmasının tüm standartlarını belirledi
1962  Otomobil aydınlatmasında kullanılan ilk halojen ampul olan H1 üretildi
1966  Arka sis farı kullanılmaya başlandı
1967  H3 ampul üretildi
1971  H4 ampul üretildi
1974  3 stop lambasının gerideki sürücüyü daha iyi uyardığı bir psikolog tarafından keşfedildi
Elektrikli far seviye ayarlama mekanizması kullanılmaya başlandı
1983  Elipsoidal far üretildi
1988  Free form far üretildi
1992  Xenon far ilk defa BMW 7 serisinde uygulandı
H7 ampul üretildi
Ledli 3 stop lambası ilk defa BMW 3 Cabrio'da kullanıldı
1993  Şeffaf ön camlı free form far üretildi
1997  Mavimsi ışık veren ampuller ve Xenon gazı içeren yüksek performanslı halojen ampuller üretildi
1999  H8, H9, H11 ampulleri üretildi 
2000  Bi-Xenon far ilk defa Saab 9 5 serisinde kullanıldı
2001  Merkezi aydınlatma sistemlerinin ilk denemeleri Bu sistemde otomobil içinde merkezi olarak bulunan Xenon ampulünün ışığı fiberoptik kablolarla farlara dağıtılmaktaydı
2002  StATIk ve dinamik dönebilen farların geliştirilmesi Bu sistemde far ışıkları direksiyon pozisyonu ve virajın durumuna göre 15º açı ile yön değiştirebiliyordu
2003  Dönen farlar Avrupa ülkelerinde kullanılmak üzere onay aldı
Ledli park ve gündüz sürüş farı (DRL) ilk defa Audi A8'de kullanıldı
Statik ve dinamik dönebilen far ilk defa Opel Signum'da birlikte kullanıldı
Genel bilgiler
Farlar neden buğulanır ?
Farın yakılması, dış ortam ısısının aniden azalması, motor veya radyatörün ısısının etkisi ve benzeri nedenler farın içindeki ısıyı artırır Isının etkisi ile farın iç yüzeyindeki nem içeri doğru yayılır Farın içindeki havanın nemi doyum noktasına ulaşınca da nem farın soğuk kısımlarında yoğunlaşarak buğuyu oluşturur
Çoğunlukla otomobilin kullanılıp park edilmesinden sonra buğu oluşmasının nedeni bu esnada far içindeki ısının en yüksek değerine ulaşmış olması ve hava dolaşımının olmamasıdır Sağ ve sol farlar bulundukları yerler açısından farklı ısı etkilerine maruz kaldıklarından farklı tepkiler gösterebilirler
Nemin dışarı atılması için farın çeşitli noktalarında havalandırma delikleri bulunmaktadır Buğunun kendiliğinden temizlenmesi pek çok faktöre bağlıdır
-Otomobilin uzun süre farlar tamamen kapalı veya kısa+uzun farlar yakılarak kullanılması veya,
-Otomobilin uzun süre farlar tamamen kapalı park halinde bekletilmesi
buğuyu temizleyebilir
Renk sıcaklığı nedir ?
Renk sıcaklığı ışığın rengidir, ışığın miktarı ile bir ilgisi yoktur Renk sıcaklığı artırıldığında ışıktaki mavinin payı artar, kırmızının payı azalır
Işık miktarı nedir ?
Işık kaynağından tüm yönlere doğru yayılan ve göz hassasiyeti ile değerlendirilebilen ışığın gücüdür
Birim : Lümen (lm)
Far yapısı - Dizayn
Parabolic (desenli camlı) : Otomobil farlarının atası olan bu tip farlar artık kullanılmamaktadır
Ampulün ürettiği ışık parabolic reflektörden ileriye yansıtılır Farın önündeki desenli ön cam ışığı kırarak istenen yönlerde (üst karanlık-alt aydınlık, asimetrik desen) düzgün dağılımını sağlar
Optik mesafe 15-40 mm arasında değişmektedir Bu uzaklık azaldıkça üretilen ışık genişler Far reflektörü ne kadar büyük olursa verdiği ışık ta o kadar fazla olur
İki reflektörlü versiyonda genellikle H7 veya H1, tek reflektörlü versiyonda H4 ampul kullanılarak kısa ve uzun far ışığı elde edilir
Free form (şeffaf camlı) : 1990'lı yılların sonlarından itibaren kullanılmaya başlanan bu tip farlar günümüzde üretilen otomobillerin yaklaşık hepsinde bulunmaktadır
Güçlü bilgisayarlar ve özel optik yazılımları ile reflektör üzerinde optik mesafeden bağımsız onbinlerce farklı yansıma noktası oluşturulur Işığın dağılımı bu yansıma noktalarında şekillendiğinden şeffaf ön cam kullanılabilmektedir
Bu sayede performans %50 kadar artırılmış, farklı far dizaynları geliştirilebilmesine olanak tanınmıştır
İki reflektörlü versiyonda genellikle H7 veya H1, bir reflektörlü versiyonda H4 ampul kullanılarak kısa ve uzun far ışığı elde edilir
Elipsoidal (mercekli) : Bu tip farların kullanımı gün geçtikçe yaygınlaşmakta, teknolojinin gelişmesine paralel olarak farklı alanlarda kullanılabilmesi için (bi-xenon far, dönen far vb ) sürekli geliştirilmektedir
Güçlü bilgisayarlar ve özel optik yazılımları ile reflektör üzerinde eliptik bir yansıma yüzeyi oluşturulur Reflektörün önündeki siper üretilen ışığın istenmeyen kısmını keser Öndeki mercek te kalan ışığı toplayarak ileri yansıtır
Bu sayede daha küçük ve etkili yansıma yüzeyleri oluşturulabilmekte, farklı desenlerde ışık dağılımı elde edilebilmektedir Genellikle 60-70 mm çapında mercekler kullanılmaktadır Merceğin çapı büyüdükçe ışık deseni genişler
Genellikle kısa far elipsoidal projektörlü, uzun far ise free from reflektörlü olarak tasarlanır Elipsoidal projektörde H7 veya Xenon, free form reflektörde H7 veya H1 ampul kullanılarak kısa ve uzun far ışığı elde edilir
Far yapısı - İşlev - Sürüşe uyumlu (AFL)
Günümüz otomobillerinde kullanılan geleneksel farlar sabit yapısı nedeni ile hava ve yol koşullarına uyum sağlayamadığından yetersiz kalmaktadır Sürekli aynı bölgeyi aydınlatan geleneksel farlar, virajlarda dönülen yönü, şehiriçinde köşeleri ve yayaları, otoyollarda yüksek hızdan dolayı görülmesi gereken uzun mesafeleri aydınlatamamaktadır
Yapılan araştırmalar sonucunda, sürücülerin katettikleri toplam yolun %25'ini gece koşullarında katettikleri, ancak gece koşullarında meydana gelen ölümlü kaza adedinin gündüz koşullarından yaklaşık 2 katı fazla olduğu tespit edilmiştir
Günümüz otomobilleri hız, dönüş açısı, eğim, yağış, aydınlık gibi değerleri sensörleri aracılığı ile rapor edebilmektedirler Elde edilen bu verilerle "akıllı" farların yönlendirilmesi sonucunda ideal aydınlatmanın sağlanması mümkündür GPS verilerinin değerlendirilmesi ise test aşamasındadır
Tarihçe : Daha gelişmiş farlar otomobil mühendislerinin en eski hayallerinden biriydi Bilinen ilk sürüşe uyumlu far, 1948 yılında ABD'li Preston Thomas Tucker tarafından üretilen Tucker Torpedo'da kullanılmıştır Ortada bulunan 3 far ön tekerleklerin açısına bağlı olarak sağa-sola dönebiliyordu Bu otomobilden sadece 51 tane üretildi
Avrupa'da bu konuda ilk ilerleme Fransa'da kaydedildi 1967'de makyajlanan Citroen DS'te direksiyon yönüne göre dönebilen uzun farlar kullanıldı Bu sistem yasal sınırlamalardan dolayı sadece uzun farlarda kullanılabildiği için diğer üreticiler tarafından pek ilgi görmedi
|
|
|