10-21-2012
|
#1
|
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Sen Son Değilsin Bakışlarımda
Ne kaldı geriye?
Sırtımda bir elin sıvazlaması mı?
Güvensizlik mi?
Ciğerime çöreklenen kuru bir öksürük belki de senden kalan
Dereden geçmek için bulamadığım yollarda el salladın da ne oldu sanki Gittin 
Ve şimdi uzaklardasın
Gözlerimdeki son nemin düşmesinde asılı kalan uzaklıkta
Türlü çeşitli yarınlarda buluşur muyuz bilmiyorum,
Hangi sahillerde ismimiz yazılır ve kim kalır geride 
Ola ki kuşların cıvıltısında çarpışır yüreklerimiz,
Belki de yok olur nefsimizde mutluluklarımız
Bilinmezlerde kucaklaşırız zamana bıraktığımız hırslarımızdan arınmışlığımızla
Zaman  
Hangimiz gider önce kokusunu alıp ta diğerinden,
Hangimiz pes eder yanılgılarında alışkanlıkların
Sadece kızgınlık mı?
Korkmak mı dersin karanlıklardan
Bütün ışıkların gölgesinde kaçmak mı ansızın
Korkular senin olsun, sıradanlıklar da
Aşk ta, ayrılıklar da, başlangıçlar da
Ben sende değil aynalarda bırakıp yalnızlığımı
Rüzgarı giyinip, yıldızları takıp saçlarıma,
Çiçeklerin kokusunda yok olmak istiyorum
Ayrılık mı yakar en çok dudaklarımı, öpüşünden kalan buruk tat mı?
Ellerim mi çok üşür, yüreğim mi?
Bilinmezlerle, bilmek istemediklerimle gidiyorum
Canımın yanması biter bir gün nasılsa
Çok değil üç beş yıl en fazla
Sonrası buruk bir gülümseme her anımsayışta
Daha önce de yaşadım, sen de son değil bu yaşadığım
Ömrümün sonuna kadar da yaşayacağım
Pencerelerim bir müddet kapanacak yine hayata,
Sonra birileri gelip senin gibi aralayacaklar,
Yabancı olsalar da tanışacaklar yaralı yanlarımla
Önce iyileştirmeye çalışacaklar
Ben uzaktan seyredeceğim alaycı gülüşlerimle
Her iyileştirmede biraz daha tuz basacaklar yaralarıma
Biliyorum  
Sen de öyle yapmıştın
Her sevişinde biraz daha incitmiştin yüreğimi
Canımı acıtmamak adına daha çok acıtmıştın
Acıyan benim canımdı, sen nerden bileceksin ki ne kadar acıdığımı
Nasıl dağlandığımı
Anlatamam ki sana
Ben seni hiç acıtmadım ki o kadar
Acıtamam ki
Kıyamam  
Çilek kokusundayım bugün, ellerim birer yağmur damlası
Gözlerimden acıya rağmen umut akar
Dere olur yolunu bulur ırmaklara
Ordan da denize karışır, tuz olur
Kaç yürek yangını söner baharda, çiçek olur
Sen nerden bileceksin ki?
Lavinya bahçesinde karışır birbirine renkleri, kokuları
Unutamadığımsın
Unutamadığım her an’dasın
Gözlerine öyle yakışırdı ki kar
Her kar yağışında gözlerim olurdun
Senin gözlerinle bakardım dünyaya, senliği giyinirdim karın ayazında
Senin yangınınla ısınır, direnirdim yarınlara  
Yarın da yaşanacak camların buğusu, rüzgarın uğultusu
Sen son değilsin bakışlarımda
Yaşadıkça yaşanılası değilsin, biter gidersin parmak uçlarımda
Hem seni, hem bir başkasını dinleyebilirim,
Yüreğime sokabilirim senin olmadığın kadar
Az sonra belki unuturum seni şairlerin ölümünde, şiirlerin gizeminde
Şimdi ve sonra
Ne zaman seni düşünsem yüreğim buz tutacak aslında
Unuturum dediğime bakma
Gözlerim dolu dolu olacak anne kucağının sıcaklığında,
Günler dayanılmaz, uzaklıklar aşılmaz olacak senin yokluğunda
Martı çığlıkları susar, şarkılar hüzün olur
Savrulur bir toz bulutu kulaklarımda son bulur
Bu sabah sen varsın yağan yağmurun kokusunda
Yarın da olacaksın
Aslında sen bensin, ikimiz aynı kişi
Birimiz değil, ikimiz de deli 
İçimizdeki dertler yalan mı?
Artık bitsin gitsin  
Hiç bir şey bırakmadan 
Tavus kuşunun tüylerinde asılı kalmak istiyorum
Büyülü bir bakış, acılı bir nakış  
Yeni başlangıçlardan korkarım hep, zordur
Benimseyene kadar iğreti durur üzerinde
Heyecanlıdır da, ayazdır
Senden önce de öyleydi, sonra da 
Acılara zırhlıyım ben, yeni başlangıçlara şüpheli
Eksik 
Hep bir şeyler eksik kalır senden sonra
Bir seninle tamamlanmıştım buğdayların başağında,
akasyaların ballarında
Yerlere düşmeden topladığım yağmur damlalarında  
Geriye dönüşler ne boş
Dönen ne bulur, bulmak için mi döner
Geride bıraktığı enkazı mı merak eder sadece
Sorular hiç bitmiyor değil mi?
Ola ki günün birinde biter de
Her yeni güne elma şekerlerinin tadında,
Balonların uçkunluğunda başlarız
Güleriz içimizdeki çocuğun sevinçlerinde
Arsız duygu kırıntılarından arınmak bir ağacın gölgesinde
Soyunmak kırgınlıklarımı,
Dupduru bir başlangıç belki de gözlerimin ışıltısında
Sana bırakıp ta bütün aydınlıkları
Tükenmek  
Tesellisi var mı bilmiyorum tükenmişliğin
Boşluklar dolar mı anlamsızca gidişlerde
Ne yana dönse dünya, aynı mı olur günler geceler
Yoksa onlarda mı yitip gider boşluklarda
Her şey anlamsızlaşır da
Yenilenir mi içimizdeki benler, senler, olmayan bizler  
-alıntı-
|
|
|
|