Prof. Dr. Sinsi
|
Mu Uygarligi Ve Anadolu
Mu uygarligi ve Anadolu
Mu'uygarlığı ve Anadolu Mu Uyğarlığı Hakkında Mu Uyğarlığı Bilgi Mu Uyğarlığı Tanımı Batik Uygarliklari yakindan inceledigimizde, dünya tarihine baska bir gözle bakmayi ögrenebiliriz
Batik kita Mu'nun kesfedilmesiyle birlikte insanligin ve dünyamizin tarihine daha farkli bir gözle bakmak zorunda kaliyoruz Geçmisimizin ya da dünyamiz üzerinde yasamis olan uygarliklarin, bilinenden çok daha eski oldugunu ve bu uygarliklarin; gelismislik düzeyi, kullandigi esyalar vs gibi birtakim arkeolojik bulgulardan çok daha önemli 'ezoterik' bilgilere sahip oldugunu görebilmekteyiz Bu sebeple, Mu Uygarliginin günümüzdeki tarih anlayisindan daha derin bir anlayisla ele alinmasi gerekmektedir
Üzerinde yasadigimiz Anadolu topraklari birçok uygarligin besigi olmustur Ayrica Anadolu'nun güneydogusundaki Mezopotamya bölgesinde kurulan Sümer, Babil, Asur gibi önemli uygarliklarla da sürekli bir etkilesim içinde bulunmustur Ancak bilinen tarihin biraz daha derinlerine inip baktigimizda (özellikle Anadolu'da) bugüne kadar pek dikkate alinmamis Batik Uygarliklarla Anadolu arasindaki baglanti oldukça dikkate degerdir
Ezoterik bilgilerimize göre Dogu ve Bati uygarliklarinin iki ana kaynagi vardir Bunlardan biri 'Atlantis' digeri de büyük Anavatan 'Mu Uygarligi'dir Batik Mu Uygarligi konusunda elde mevcut belgeler o kadar birikmistir ki, bu belgelere dayanarak dünya beser tarihinin geçmisi yeniden yazilsa, kuskusuz pek çok sey degisecektir
Bu büyük kitanin varligini kanitlayan belgelere genel olarak baktigimizda sunlara rastlariz: Hindistan, Çin, Burma, Tibet ve Kamboçya'da bulunan çesitli yazilar, kitaplar; Naakal tabletleri, kitabeler ve efsaneler; Yukatan ve Orta Amerika'da bulunan eski Maya yazitlari, tabletler, semboller ve efsaneler; Pasifik adalarinda özellikle Tahiti, Samoa, Tonga, Cook gibi adalarda bulunan arkeolojik kalintilar; Meksika ve Meksiko City yakinlarinda bulunan tas tabletler; Kuzey Amerika'da bulunan ilkel Amerikalilarin yazilari ve kitabeleri; eski Yunan filozoflarinin kitaplari Bu belgelerden en önemlileri arkeologlarin da bilimsel belge olarak gördükleri pismis topraktan yapilmis tabletlerdir Bu tabletlerdeki bilgilere göre; Mu Uygarligi, Pasifik Okyanusunda var olan on binlerce yil önce yesermis ve yaklasik 12 000 yil önce çesitli depremler ve volkan patlamalariyla birlikte sulara gömülmüs olan bir uygarliktir Atlantis kitasiyla Mu kitasi hemen hemen ayni dönemde batmis olmasina ragmen Atlantis daha çok taninir Oysa bugünkü bilimsel bulgularin isiginda, Mu kitasinin Atlantis'ten çok daha yasli bir kita oldugunu, üzerinde yüz binlerce yil pek çok kültürün olustugunu, bu kültürlerin Anakitadan Atlantis ve diger bölgelere yayildigini ve Dünya tarihinde en az Atlantis kültürü kadar önemli bir yeri oldugunu ögrenmis bulunmaktayiz J Churchward, Mu uygarliginin eldeki mevcut belgeler incelendiginde 50 000 yildan daha önce basladigini söylemektedir Ve bu tarihi jeolojik arastirmalar da dogrulamaktadir
MU konusuyla Atatürk de ilgilenmis, o dönemde birçok tarihçimizi bu konuda arastirmalar yapmak için görevlendirmis ve New York'tan getirttigi Churchward'in eserlerini bölümlere ayirtarak resmi ve özel kurumlarin 60 kadar çevirmenine kisa sürede tercüme ettirmisti Atatürk bu çeviriler üzerinde önemle durup pek çok notlar alarak bu konudaki çalismalarini sürdürdü Ayrica o dönemdeki tarihçilerimizden Tahsin Mayatepek'in Mu Uygarligi ile ilgili Meksika'da yapmis oldugu arastirmalarinin raporlarini da incelemis ve konudan çok etkilenmisti Atatürk, özellikle insanin yaratilisi, Mu'nun insanligin anayurdu oldugu, ilk insanin orada yaratildigi, Mu'nun batis nedenleri, göçleri, kolonileri; Orta Asya, Uygurlar ve Anadolu ile ilgili kisimlarin altlarini çizerek okumus ve notlar almistir Bu sekilde Atatürk Türklerin kökenini arastirmaya yönelik daha pek çok çalismalar yapmis, Türklerin Maya ve Inkalarla olan benzerliklerini bulmustur Atatürk'ün o dönemde dilimize çevirttigi J Churchward'in kitaplari bugün Anitkabir'de Atatürk'ün kitaplarinin bulundugu bölümdedir (J Churchward'in elli yillik arastirmalarini içeren MU uygarligi ile ilgili dizi kitaplar Ege Yayinlari tarafindan Batik Kita Mu'nun Çocuklari, Kayip Kita Mu, Mu'nun Kutsal Sembolleri adlariyla yayinlanmistir )
Mu Uygarligi'nin kesfi
Mu Uygarligini tanimamizi saglayan ilk arastirmaci, Ingiliz Albay James Churchward'dir J Churchward Mu ile ilgili ilk arastirmalarina Hindistan'da bulundugu sirada baslamis ve elli yili askin bir zaman içerisinde tüm dünyayi dolasarak Mu ile ilgili pek çok belge elde etmistir Aslinda pek çok kutsal kitapta ve pek çok kültürün mitolojisinde Pasifik Okyanusunda bir kitanin yer aldigina, bu kitanin üzerinde on binlerce yil hüküm süren ileri bir uygarligin yesermis olduguna ve bu uygarligin yozlasarak yok olduguna dair atiflar yer almaktaydi Örnegin, Hintlilerin'Ramayana Destani'nda, Maya Kutsal metinlerinde ve Misir'in Ölüler Kitabi'nda kismen ya da açikça Mu Uygarligindan söz edilmektedir Fakat Mu Uygarligini dini ve mitolojik kimliginden siyirip, konuyu bilimsel bir temele oturtan ilk kisi J Churchward'dir
Hindistan'da görevli bulundugu sirada bir tapinaga konuk olan J Churchward Batik Mu Uygarligi hakkinda ilk bilgilerini bu tapinaktaki arsivlerden edinir Naga-Maya dili denilen, çesitli sekillerden, sembollerden olusan çok eski ve ölü bir dilde yazilmis olan bu tabletler Mu kutsal metinlerinden kopya edilmistir Naga-Maya dili Hindistan'daki arkaik sanskritçe olarak bilinen en ilkel Hint dilinden daha eskidir J Churchward Naga-Maya dilini bilen basrahipten bu ölü dili 2 yillik bir çalisma sonunda ögrenir Ve rahibin de yardimiyla bu tabletlerde yazilanlari çözer Burada yazilanlara göre, bu yazilar 15 000 yil önce yazilmis olup Hindistan'a Mu'nun bilim rahipleri dedikleri 'Naakaller' tarafindan getirilmis tabletlerdir J Churchward bundan sonra Güney Pasifik adalarina, Orta Asya'ya, Misir'a, Sibirya'ya, Birmanya'ya, Avustralya'ya, Orta Amerika gibi daha birçok yerlere giderek Mu'nun varligina iliskin pek çok kanit elde eder
J Churchward'dan baska Amerikali bir Jeolog-arkeolog olan William Niven da 1921-1923 yillari arasinda yaptigi Meksika kazilari sirasinda buldugu 2600'ü askin tabletlerde Mu Uygarligi'nin varligina iliskin geçerli kanitlar elde etmistir Tabletleri inceleyen Carneige Enstitüsü uzmanlari bunlarin gerçek tabletler oldugunu ve simdiye dek bilinen hiçbir uygarliga ait olmadiklarini açiklamistir Niven'in arastirmalarini duyan Churchward Meksika'ya gelerek bu tabletleri inceler ve bunlarin Hindistan'da gördügü tabletlerdeki Naga-Maya diline çok benzeyen bir dilde yazilmis oldugunu görür Bu tabletler bugün Meksika Müzesinde bulunmaktadir ve 12 000 yil önce yazildigi düsünülmektedir
Niven ve Churchward'in buldugu tabletler disinda Mu'ya iliskin diger bilimsel belgeler ise sunlardir:
-Yukatan'da hazirlanmis eski bir Maya kitabi olan 'Troano El Yazmasi' Bugün British Museum'da bulunmaktadir
-Troano El Yazmasiyla ayni yasta olan bir baska Maya kitabi 'Cortesianus Kodeksi'dir Bugün Madrid Ulusal Müzesinde bulunmaktadir
-Paul Schlieman tarafindan Tibet'te bir Budist tapinaginda bulunan 'Lhasan Belgesi'
-Yukatan'da Mu kitasi anisina insa edilmis Uxmal Tapinagindaki Yazitlar yaklasik 12 000 yilliktir Bu tapinakta 'Geldigimiz yer olan Bati ülkelerinin anisini korumak için insa edilmistir,' diye kabartma yazilar bulunmaktadir
-Meksiko sehrinin 96 km güneybatisinda yer alan 'Xochicalo Piramiti Yazitlari' Bu piramit, üzerindeki kabartma yazilara göre 'Bati ülkelerinin yikiminin anisina' insa edilmistir
-Dr Niven'in Alaska'da buldugu Mu kitasi sembolleriyle islenmis bir totempol
-Eflatun'un Timeus ve Critias adli eserinde batik kitaya dair su sözler geçer: 'Mu ülkesinde 10 halk vardi '
Tüm bu belgelere dayanarak, özellikle Churchward'in buldugu tabletlerdeki yazilar ayrintili olarak 'Dünya ve insanin yaratilisini ve insanin ilk zuhur ettigi yerin Mu oldugunu' ifade ediyorlardi Bu tabletlerdeki yaratilis öyküsü kutsal kitaplardaki yaratilis öyküsüne çok benzer bir sekilde anlatilmisti Ayrica; kayip kitanin Pasifik Okyanusunda, Amerika ve Asya kitalari arasinda bulundugunu, Kuzey Hawaii'den Fiji ve Paskalya adalarina kadar uzandigini, dogusu ile batisi arasinda 9 500 km, kuzeyi ile güneyi arasinda yaklasik 4 500 km'lik bir mesafe oldugunu anlatiyordu Kita deniz ve bogazlarla birbirinden ayrilan 3 ana kara parçasindan olusuyordu Pasifik Okyanusuna tek tek ya da gruplar halinde dagilmis kayalik adalarin tümü, bir zamanlar Mu kitasinin birer parçasiydilar Bu kita üzerinde yasayanlar yeryüzünü kolonize etmislerdi Mu kitasi bundan 12 000 yil önce korkunç yer sarsintilarindan sonra, su ve ates girdaplari içinde kaybolup sulara karismisti ve beraberinde 83 000 yillik bir uygarligi da götürmüstü
BATIK KITA MU' NUN SAKINLERI ANTAKYA'NIN ILK ZIYARETÇILERI MIYDILER ?
Tarih, geçmisin olaylarini eldeki kaynak sayilan malzeme ve dokümanlari kronolojik sirayla tutarlilikla irdeleyerek inceleyen, neticelerini, neden ve niçin leri ile ortaya koymaya, açiklamaya çalisan bilim dalidir Tarihçi, topladigi bilgi ve belgeleri eksik dahi olsalar bir puzzle in parçalari gibi akil yürütme yolu ile birlestiren, yeniden kurgulayan kisidir Bütün bu çalismalari yaparken, arkeoloji, bibliyografya, kronoloji, paleografi, mühürbilim, yazitbilim, soybilim, antropoloji, sosyoloji ve ekonomiden faydalanir
19 yüzyilda gerçeklesen bilimsel, belgesel tarihçilik devrimine ragmen, bir tarihçi ne kadar titiz olursa olsun içinde yasadigi toplumun parçasidir Bu da geçmisi algilayisini belirleyen belki de en önemli faktördür Bilgi ve belgeleri seçmesinde, konuyu tanimlamasinda, vardigi neticede hep parçasi oldugu toplumun izlerini ÖZ BENIN de tasir, tasiyabilir Belki de bu, tarihi TEK YORUM, TEK SENTEZ dayatmaciligindan koruyan ve tarihçileri dogruyu bulmaya yönelten bilimsel evrensel bir emniyet sübabidir Hangi konumda olursa olsun INSANIN / INSANLARIN dogup büyüdügü, geçmisten gelecege baglandiklari topraklarinin, belki de suuraltindaki mesru müdafaalaridir Bu bakimdan tarihçi bütün teknolojik gelismelere ragmen SÜBJEKTIFTIR Bu yazinin sahibi tarihçi, antropolog, arkeolog degildir BIR INSAN olarak önce kendi ÖZ BENIni gelistirmek arzusu ile okumaya, ögrenmeye önem vermektedir
Burada anlatilanlarin hayal mahsulü oldugunu düsünenler olabilir Yazinin sonuna konacak kaynakçalara
|