Yalnız Mesajı Göster

Hz. Ebû Bekir (R.A.) (571 - 634)

Eski 10-21-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Hz. Ebû Bekir (R.A.) (571 - 634)




Hz Ebû Bekir (RA) (571 - 634)

Asıl adı Abdülkâbe olup, İslâm’dan sonra Hz Muhammed (SAV)'in ona Abdullah adını verdiği kaydedilir Azaptan azad edilmiş mânâsına "atik"; dürüst, sadık, emin ve iffetli olduğundan dolayı da "sıddık" lâkabıyla anılmıştır Teymoğulları kabilesinden olan Ebû Bekir'in annesinin adı Ümmü'l-Hayr Selma, babasının ki Ebû Kuhafe Osman’dır Künyesi Abdullah ibn-i Osman ibn-i Amir ibn-i Amir ibn-i Murca et-Temî’dir

Hz Ebû Bekir, 571'de Mekke'de dünyaya gelmiş, güzel hasletlerle tanınmış ve iffetiyle şöhret bulmuştur İçki içmek câhiliye döneminde çok yaygın bir âdet olduğu halde o hiç içmemiştir O dönemde Mekke'nin ileri gelenlerinden olup, Arapların nesep ve ahbâr ilimlerinde meşhur olmuştur Kumaş ve elbise ticaretiyle meşgul olan Hz Ebû Bekir, hayatı boyunca Hz Muhammed'in yanından ayrılmamış, çocukluğundan itibaren aralarında büyük bir dostluk kurulmuştur Hz Peygamber birçok hususlarda onun görüşünü tercih ederdi Umûmî ve husûsî olan önemli işlerde ashâbıyla müşavere eden Hz Muhammed (SAV) bazı hususlarda özellikle Ebû Bekir'e danışırdı (İbn Haldun, Mukaddime, 206)

Teymoğulları kabilesi Mekke'de önemli bir yere sahipti Ticaretle uğraşıyorlar, toplumsal temasları ve geniş kültürlülükleri ile tanınıyorlardı Babası Mekke eşrafından olan Hz Ebû Bekir, Mekke'de "eşnak" diye bilinen kan diyeti ve kefalet ödenmesi işlerinin yürütülmesiyle görevliydi

MÜSLÜMAN OLUŞU

Hz Ebû Bekir, Hira dağından dönen Hz Muhammed ile karsılaştığında, Hz Muhammed O'na, "Allah’ın elçisi" olduğunu söyleyip "Yaratan Rabbi'nin adıyla oku" (el-Alâk, 96/1) diye başlayan âyetleri bildirdiği zaman hemen ona: "Allah’ın birliğine ve senin O'nun rasûlü olduğuna iman ettim" demiştir Hz Hatice'den sonra Hz Muhammed'e ilk iman eden O’dur Hazreti Muhammed (SAV) İslâm’ı tebliğinin ilk zamanlarında kiminle konuştuysa en azından bir tereddüt görmüş, ancak Ebû Bekir tereddütsüz bir şekilde kabul etmiştir Hatta Hz Muhammed, "Bütün insanların imanı bir kefeye, Ebû Bekir'in ki bir kefeye konsa, onun imanı ağır basardı " diye lâtif bir benzetme de yapmıştır Mü'min Ebû Bekir, hayatının sonuna kadar tüm varlığını İslâm’a adamış, bütün hayırlı işlerde en başta gelmiştir

Ebû Bekir, Mekke döneminde güçlü kabilelere mensup kişileri İslâm’a kazandırmaya çalıştı, öte yandan müşriklerin işkencelerine maruz kalan güçsüzleri, köleleri korudu; servetini eziyet edilen köleleri satın alıp azad etmekte kullandı Bilâl, Habbab, Lübeyne, Ebû Fukayhe, Amir, Zinnire, Nahdiye, Ümmü Ubeys bunlardandır Kendisi de Mescid-i Haram'da müşriklerin saldırısına uğramış olan Ebû Bekir, iman ettikten sonra İslâm’ı tebliğe gizli gizli devam ediyordu Annesi, hanımı Ümmü Ruman ve kızı Esma da iman etmiş, fakat oğulları Abdullah, Abdurrahman ve babası Ebû Kuhafe henüz iman etmemişlerdi

Müşriklerin eziyetleri çoğalıp müslümanlara yapılan baskılar arttıktan sonra Hz Muhammed (SAV), Hz Ebû Bekir'e de Habeşistan’a göç etmesini söylemiş ve Ebû Bekir yola çıkmış; ancak Berkü'l-Gimâd'da Mekke'nin ileri gelen kabilelerinden İbn-i Dugunne ile karsılaştığında İbn Dugunne onu himayesine aldığını ve Mekke'ye dönmesi gerektiğini belirterek, ikisi birlikte Mekke'ye dönmüşlerdir Böylece on üç yıl Mekke'de Hz Muhammed'in yanında kalan Hz Ebû Bekir, Hz Ayşe'nin rivâyetine göre, Hz Muhammed hicret emrini alıp Ebû Bekir'e gelerek ona beraberce hicret edeceklerini söyleyince Ebû Bekir sevinçten ağlamaya başlamıştı (İbn Hisâm, es-Sire, II, 485)

Hz Muhammed'in bir gecede Mekke'den Kudüs'e oradan Sidretü'l Münteha'ya gittiği isrâ ve Mirâc hâdisesini duyan müşrikler bunu Hz Ebû Bekir'e yetiştirdikleri zaman; "O dediyse doğrudur" demiştir Bu sözünden sonra Ebu Bekir'e; ihlâslı, asla yalan söylemeyen, özü doğru, itikadında şüphe olmayan anlamında, "Sıddîk" lâkabı verildi Kur'an tâbiriyle, "O, ne iyi arkadaştı " (en-Nisâ, 4/69) denilebilir

İşte Hz Ebû Bekir (ra) ile Hz Muhammed (SAV), o iki arkadaş beraberce Sevr dağındaki mağaraya hareket ederek hicret etmişlerdir

HİCRETİ

Sevr mağarasına ilk giren Hz Ebû Bekir, (ra) mağarada keşif yaptıktan sonra Hz Muhammed Mustafa (SAV) içeri girmiştir Ebû Bekir'in kızı Esma yolda yemeleri için azıklarını hazırlamıştı Onlar Mekke'den ayrılınca müşrikler her tarafa adamlarını yollayarak aramaya başladılar Kureyş kabilesinin müşrikleri Ebû Cehil başkanlığında Esma'nın evini aradılar, hakaret edip dayak attılar Hz Ebû Bekir (ra) hicret yolculuğuna çıkarken yanına bütün parasını almıştı Buna rağmen kızı Esma onun nerede olduğunu, nereye gittiğini müşriklere söylememiştir İz süren Mekkeli müşrikler Sevr mağarasına kadar geldiler Hz Muhammed bu sırada Kur'ân'da anlatıldığı biçimde şöyle diyordu: "Üzülme, Allah bizimledir" (et-Tevbe, 104/40) Nitekim Allah ona güven vermiş, göremedikleri askerleriyle onu desteklemiştir Müşrikler tüm aramalara rağmen onları bulamadılar Mağarada üç gün kaldıktan sonra Medine'ye yönelen Hz Muhammed ile Ebû Bekir Küba’ya vardılar



Alıntı Yaparak Cevapla