Konu
:
Siyah İnci Kitabın Ana Fikri Kahramanları Ve Özeti
Yalnız Mesajı Göster
Siyah İnci Kitabın Ana Fikri Kahramanları Ve Özeti
10-21-2012
#
1
Prof. Dr. Sinsi
Siyah İnci Kitabın Ana Fikri Kahramanları Ve Özeti
Siyah İnci Kitabın Ana Fikri Kahramanları Ve Özeti
Siyah İnci (Anna Sewell) - Siyah İnci Kitabın Ana Fikri Kahramanları Ve Özeti
SİYAH İNCİ
Denizin kıyısındaki küçücük bir kumsalın çevresini saran tepeler kumsalın iki yanından denize doğru yengeç kolları gibi uzanmıştı
Kumsal kollarını açmış denizi kucaklamak istiyordu… Denize uzanan kayalara dalgalar çarpıyor köpürerek beyazlaşıp üstlerini örtüyordu
Dalgalar çekilince kayaların koyu renkli ıslak çıplaklığı görünüyordu…
Küçücük kumsal koyun içindeki denizle kucaklaşmış sessizce güneşlenirken çevredeki tepelere doğru bakınca kumsalın yeşil otlar arasında kaybolduğu ileride yeşil örtünün yer yer ağaçlarla gölgelendiği görülüyordu
Burası insan eli değmemiş doğanın en güzel köşelerinden birisiydi…
İşte masalımız bu güzel doğa parçasında dalgaların dövdüğü kayaların hemen dibinde geçer…
Denizdeki dalgalar öfkelerini dindirmek için kayalara çarparken buralara küçük yaşam tohumlarını taşımışlar
Bazıları çekilen dalgaların gücüyle yeniden denize dönmüş
Bazıları kaygan yüzlü kayalara tutunmayı başarıp minik yaşamlarını başlatmışlar
Bu minik yaşam bir süre sonra yeşilli kahverengili yosunlara dönüşmüş
Bundan sonra kayalara çarpan dalgalar yosunları da okşamışlar
Yosun tutan kayaların dibinde başlayan yaşam yiyecek bulmak için buraya gelen diğer canlılarla süslenmiş
Kayaların arasında gürültüyle kırılan ve köpüren dalgaların dibinde yaşamın sessiz canlılığı sürüyormuş…
Dalgalarla sürüklenerek kayalara değin gelen küçük bir midye tam kayalara çarpmak üzereyken yosunlara tutunup parçalanmaktan kurtulmuş
Yosunların arasından yuvarlanarak denizin dibine değin inmiş
Burada yaşamını sürdürebileceği kuytu bir köşeye yerleşmiş
Sırtını dayadığı kayalardan destek alıp yosunların arasındaki besinleri yiyerek yaşamını sürdürmeye başlamış
Güvenlik içinde büyüyüp gelişen midye çevresine yayılan yavrularıyla mutlu bir yaşamın sürüyormuş
Bazen balıklar yosunların arasından süzülüp midyelerin yanına gelirmişler
Midyeler suyun içinde süzülen kıpır kıpır dolanan balıklara ağızları açık baka kalırmış
Çünkü midyelerin kayalara yapışmış yosunlara sarılmış yaşamı balıkların özgür yaşamına hiç banzemezmiş
Midye kendi çevresine bağımlı yaşamını düşünüp balıklara benzemediğine çok üzülürmüş
Böyle durumlarda hüzünlü göz yaşları kabuğunun içine yayılırmış
Deniz suyuna karışan gözyaşları kabuğun içinde ince bir sedef katmanı oluştururmuş
Midye ağzını açınca beyaz sedef katman suyun içinde parıldayarak balıkların dikkatini çekermiş
Balıklar ışıl ışıl parıldayan sedefe doğru yüzermiş
Midye gözyaşlarından oluşan sedefin balıkların ilgisini çektiğini bilemez onların kendi iç güzelliğine tutkun olduklarını anlayamazmış
Onun istediği; balıklar gibi gezip çevresini ve evreni öğrenmekmiş… Kayalara yapışık yaşam onun hoşuna gitmiyormuş
Bazı geceler karanlık sularda kimselere belli etmeden sessizce ağlarmış…
Günlerden bir gün hırçın dalgalar kumsaldan kaldırdıkları küçücük çakıl taşlarını kayalara savurmuşlar
Kayalara çarpınca çıtırdayarak akan yuvarlanan küçük çakıl taşları denizin dibine düşmeye başlamışlar
Midye o güne değin dalgaların bunca hırçın olabileceklerini bilmiyormuş
Bazı yosunlar bile kayalardan kopup dalgalarla uzaklara sürüklenmişler
Bir ara ağzı açık fırtınaya izleyen midye dalgalarla yuvarlanan küçücük bir çakıl taşının ağzından içeriye girmesine engel olamamış
Midye ağzını kapatmaya çalışmış ama çok geç kalmış
Taş çoktan göğsünün üzerindeymiş
Midye ağzını kapayınca oraya yapışmış
Midye neye uğradığını anlayamamış
Acıyla kıvranmış
O taştan kurtulmak istemiş ağzını açmış kaslarını germiş ama tüm çabaları boşunaymış
Taşın artan ağırlığını hissettikçe ondan kurulamadığını anlıyormuş
Tutsaklar gibi sürdürdüğü yaşama bir de göğsünün tam ortasına yerleşen kara bir taşın ağırlığı eklenince midyenin gözü kararmış yaşam çekilmez olmuş
Olanak buldukça ağzını açıp göğsüne yapışan kara taştan kurtulmak istemiş
Dalgalardan çevresinde dolanan balıklardan yosunların arasında gezinen diğer kabuklu deniz hayvanlarından yardım beklemiş
Umutları hep boşa çıkmış
Beklediği yardım hiç gelmemiş…
Karamsarlık midyenin tüm benliğini kaplamış
Karanlıkta akıttığı göz yaşları deniz suyuyla sertleşirken salt kabuğuna bulaşmıyor taşın çevresini de sarıyormuş
Küçük çakıl taşı çevresini saran kara sıvının katılaşmasıyla büyümeye başlamış
Midye iyice huzursuz olmuş
Taştan kurtulamamaktan daha kötüsü: Taşın büyümesiymiş
Midye: “Taş beyaz olsaydı neyse
Bedenimle sarar başkalarından saklardım
Ama bu utanç karasını bembeyaz kabuğun içinde gizlemem olanaksız” diye dertleniyormuş
Taş büyüdükçe “Herkes görecek” korkusuyla ağzını açmamaya çalışıyormuş
Çünkü göğsünde büyüyen kapkara bir taşla yaşamak onu çok utandırıyormuş
Çevresinde yüzen balıkları görünce ağzını sımsıkı kapıyormuş
Çevresine bakınıp yüzen canlı olmadığını anlayınca ancak o zaman ağzını korkuyla aralıyormuş
Eskisi gibi kayalara tutunup ağzını denizin akıntısına açmak kabuğun içindeki sedefin yansıyan parıltısını kullanarak balıkların dikkatini çekmeye çalışmak onun için artık bir düşmüş
Midye tüm neşesini yitirip kedere gömülmüş…
Bir gün ağzını hafifçe aralamış denizin akıntısını solurken yanına yaklaşıp aralıktan içeriye bakmaya çalışan balığı görünce çok utanıp hemen ağzını kapatmış
Balık midyenin çevresinde kıvrılarak dolanıp yine karşısına dikilmiş
Yüzgeçlerini açıp kapayarak:
- Niye kapattın ağzını?
- Sen niye öyle dikkatle bana bakıyordun?
- Çok değişik bir şey görür gibi oldum
- Bende öyle bir şey yok
- Yanılmıyorsam var
- Sence ne olabilir?
- Sanırım çok değerli bir şey
- Ben bir midyeyim
Midyede değerli hiç bir şey olmaz
- Hayır olur
Sen farkında değilsin
- Neyin farkında değilim?
- İncinin
Bence sende inci var
- İnci nedir?
- Midyelerde olur
Çok değerli bir taştır
İyi göremedim
Ağzını tam açmamıştın
İçerisi de karanlıktı
Sanırım senin incinin rengi de siyah
- Kapkara bir taş işte
- Çok değerlidir
Biraz ağzını açsan da görsem
Büyük mü acaba?
Midye biraz utanarak biraz da çekinerek yavaşça ağzını aralamış
Balık uzanmış aralıktan içeriye bakmış
Balık çok iyi görememiş
Kabuğun içindeki sedefin yansıttığı aydınlıktan midyenin göğsünde kocaman bir karaltı olduğunu anlamış
- Ağzını biraz daha açsana
İyi göremiyorum
Midye çekinerek ağzını biraz daha aralamış
O zaman balık çığlık atarak:
Prof. Dr. Sinsi
Kullanıcının Profilini Göster
Prof. Dr. Sinsi Kullanıcısının Web Sitesi
Prof. Dr. Sinsi tarafından gönderilmiş daha fazla mesaj bul