10-19-2012
|
#1
|
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Mor Soğan Besin Değerleri
Mor soğan besin değerleri
İnsanoğlu dünya üzerinde var olduğundan beri bitkileri başlıca yiyecek ve yakacak olarak kullanmış, daha önemlisi hastalıklarına çareyi bu yolda aramıştır Yirminci asrın sonunda dahi bitkiler sentetik yapılı ilaçlara alternatif olma özelliklerini korumuşlardır Bugün eczahanelerimizde ilaçlarımızın hammaddeleri büyük çoğunlukla bitki, hayvan ve sentetik kaynaklıdır Bunlardan bitki kaynaklı olanlar ilaçların 1/3’ünü oluşturmakta olup bu maksatla bitkilerin kökleri, gövdeleri ve çiçekleri kullanılmaktadır

Ülkemizde hammaddesi bitki olan halihazırda 122 ilaç bulunmaktadır Tedavi maksadıyla ise 500’ den fazla bitki türü kullanılmaktadır Dünyada bu gayeyle kullanılan şifalı bitki sayısı 20 000’i aşmaktadır Bugün modem hekimlik, amansız hastalıklar olan kanserin, AIDS’in ve daha birçok tedavisi mümkün olmayan hastalıkların dermanını yine tabiatta, özellikle bitkilerde aramaktadır Allah’ın şifa verici binlerce harika moleküllerden yapılmış eczalarla doldurduğu tabiat, öyle kıymetli bir şifa hazinesidir ki, bu hazine incelendiğinde birçok hastalıkların dermanı birer birer gözlerimizin önüne serilmektedir Günümüzde artık havuçta bulunan B Karotin’in AIDS’e karşı vücudun direncini artırdığı tesbit edilmiştir
Tabiattaki şu vakıaya kafa yormak gerekir: Bütün olumsuz çevre faktörlerine rağmen tam kontrol edilemese bile, ot yiyen hayvanların insanlardan daha az hastalandıkları tahmin edilmektedir Bu üstünlükte hayvanların yedikleri şifalı bitkilerin rolü büyüktür
Kullanılması binlerce yıl öncesine dayanan şifalı bitkilerin önemi hakkında tarih boyunca İbn-i Sina, Biruni, Ebubekir Razi, Paracelcius gibi ünlü tıp alimleri, şifalı bitkiler alanında önemli çalışmalar yapmışlardır Bugün analitik kimya dalında modern analiz metodları geliştirilerek şifalı bitkilerde hastalıkları tedavi edici veya hafifletici bir veya daha fazla etkili maddenin varlığı tesbit edilmiştir Bitkiler, birden fazla etkili madde ihtiva etmeleri halinde, farklı hazırlama usulleriyle değişik hastalıklara karşı kullanılmaktadır Yani bir başka hastalığı tedavi edebilmek için, o hastalığa karşı şifalı olan etkili maddeyi açığa çıkarabilecek özel hazırlama metodları geliştirilmektedir
Bitkilerin bünyesinde bulunan ve hastalıkları tedavide kullanılan kimyevi maddeler sentetik olarak imal edilmiş ve bunun sonucunda dev ilaç sanayileri doğmuştur Halihazırda ülkemizde sentetik hammaddeli ilaç tüketimi trilyonları aşmıştır 30-35 yıl öncesine kadar alternatifsiz olarak kullanılan sentetik ilaçların, kullanan insanlarda azımsanmayacak derecede
yan etkileri görülmektedir
Bazılarının alışkanlık yaptığı ve çevre kirlenmesinde önemli role oldukları tesbit edilmiştir Ayrıca sentetik ilaçların şifalı bitkilerin aksine genellikle yalnız bir etkiye sahip olduklarını görüyoruz Şifalı bitkiler uzun süre kullanıldıkları için varsa yan etkileri bilinmekte, daha ucuz ve bol ilaç elde edilebilmektedir Sentetik ilaçların bu olumsuzlukları insanoğlunu yeniden şifalı bitkilere yöneltmiştir Bugün Avrupa’da insanların % 8O’i şifalı bitkilere güvenmektedir Bu sebeple dünyanın dev ilaç firmaları milyarlarca dolar harcayarak, bitki kaynaklı ilaç hammaddeleri tesbiti için okyanus diplerinde, Amazon ormanlarında araştırmalar yapmaktadır Artık birçok şifalı bitki tıbbın ve kozmetik sanayinin gözdesi haline gelmiştir
Şifalı bitkiler bugün ülkeler arasında geniş ölçüde ithal ve ihraç edilebilen, bütçesi milyarlarca dolara ulaşan bir topluluktur Ülkemiz, birçok şifalı bitkinin ana vatanı olmasına rağmen, bu pazarda yerini yeteri kadar alamamıştır Şifalı bitkilerin özellikle Avrupa’da kullanımı o kadar artmıştır ki, artık bugün İsviçre’de ve bu arada ülkemizde sentetik tansiyon düşürücü ilaç yerine kokusu alınmış sarımsak verilebilmektedir,
Şifalı bitkiler, tıpta önemli bir yere sahip olmalarına rağmen hastalıkların tedavisinde kullanılması yegane yol değildir Bu bitkilerin kullanımı klasik tedavi usullerinin terkini gerektirmemeli, ayrıca bu bitkiler aaafi olarak değil doktor kontrolünde kullanılmalıdır Çünkü bu bitkilerin bazıları çok zehirli, bazıları yüksek dozda zehirli, bazılarının bileşimleri karmaşık olduğu için ezbere kullanılmaları çok sakıncalıdır
KALBİN DOSTU SOĞAN
Soğan eski çağlardan beri gıda olarak kullanılan şifalı bir bitkidir Binlerce yıl önce taşlara yazılan yazılardan fevkalade yararlı olduğunu görüyoruz Soğanın halk hekimliğinde kullanılması binlerce yıllık tecrübeye dayanır Bunlar papirüs kağıtlarına veya taşlara yazılarak ifade edilmiştir Soğanın birçok hastalıklara karşı kullanılması ihtiva ettiği bazı etkili maddelerden ileri gelmektedir Mesela taşıdığı sulfosid sebebiyle antibiotik etkiye sahiptir
Soğanın, halk hekimliğinde uzun süre kullanılan ve bilimsel olarak da kliniklerde etkisi tesbit edilen iki önemli tedavi edici özelliği vardır
Kalbi güçlendirir, dolaşım bozukluğunu giderir: Soğan suyu kalbi güçlendirmektedir Ayrıca kan basıncını (tansiyonu) düşürücü etkiye sahiptir Kan yapımına yardımcı olur ve ağır kansızlık vakalarını ortadan kaldırır Kan temizleyici etkisi yanında kalp çarpıntısını giderir Kalp hastalıklarının belki de başında kalp enfarktüsü gelmektedir Bu şifalı bitki kalbimizi enfarktüse karşı da korumaktadır Koruma mekanizması şöyledir:
*İhtiva ettiği flavonoid etkisiyle damarları genişletir, yüksek tansiyonu düşürür
*Kanı sulandırır
*Kolesterolü düşürür
*Taşıdığı esterler kanın pıhtılaşmasını önler
Bunun için soğan ya muntazam ve sürekli olmak üzere çiğ yenmeli veyahut da günde üç defa yemeklerden önce birer çorba kaşığı soğan suyu içilmelidir
Soğanın daha çok pişik yönden destek olması gibi faydaları sebebiyle birçok psikosomatik hastalıkta önemli tesiri olduğu düşünülmektedir Bu tesir aşırı endişeyi ortadan kaldırmasından veyahut da stresi yok etmesinden ileri gelmektedir Bunun için soğan düzenli ve sürekli olarak çiğ yenmelidir
Bu iki önemli etkisi yanında soğan, daha birçok hastalıkların tedavisinde veya korunmasında kullanılmaktadır Bunlara kısaca değinelim:
*Burun kanamalarını durdurmak amacıyla soğan yumrusu ikiye kesilir yarısı burnun önüne bağlanır
*Soğan mide mukozasındaki bezlerin salgısına uyarıcı etki yaptığı için iştah açma özelliğine sahiptir Bu sebeple iştahsızların salatada veya çiğ olarak bol soğan yemeleri gerekir
*Çocuklarda bağırsak parazitlerini dökmek üzere aç karnına günde üç defa yemeklerden önce birer tatlı kaşığı soğan suyu içilmelidir
*Karın sancılarına ve mide kanamalarına karşı çok ince doğranmış soğan süt içerisinde kaynatılarak içilir Dibinde toplanan soğanlar ise yenir
*Mide ve bağırsaklarda gaz oluşumuna, ayrıca mide boğaz yanmasına karşı ince doğranmış soğan ekmekle yenir
*Ayak, bacak, karın, göğüs ve ellerdeki şişmelere karşı günde üç defa yemeklerden önce birer çorba kaşığı soğan suyu içilir
|
|
|
|