Yalnız Mesajı Göster

Doğadaki Düzen Ve Denge Nasıl Oluşuyor?

Eski 10-19-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Doğadaki Düzen Ve Denge Nasıl Oluşuyor?




Doğadaki Düzen ve Denge Nasıl Oluşuyor?

Doğadaki Düzen ve Denge Nasıl Oluşuyor?Toplumsal Sistemde Denge ve Düzen Nasıl Oluşturulabilir?

konusunda toplumumuzu bilgilendirmek öncelikli bir yer almalıdır diye düşünüyorum

Jeoloji-Paleontoloji-Toplum ilişkileri başlığı altında paleontoloji dersi notlarına eklediğim bir bölümün önsöz ve sonsöz kısımlarını aşağıya ekleyerek sizlere düşüncelerimi aktarmak istedim

ÖNSÖZ:

İnsanlık doğa ve dünyanın nasıl oluşup-geliştiğini, hayatın nasıl oluştuğunu anlamaya ve hayatına bir anlam vermeye çalışmaktadır Bunun için bilgi gerekmektedir Toplumumuzda egemen mevcut bilgiler iki farklı hayat görüşü ileri sürmektedirler

Bunlardan en eski olanı yaratılış görüşüdür Bu görüşe göre, doğa-dünya ve hayat varlıkların haricinde olan çok büyük ve ebedi bir varlık tarafından oluşturulmuştur Bu hayat sisteminde insanın özel bir yeri vardır Diğer tüm canlılardan farklı olarak, insanın ruhu vardır ve bu ruh, ölüm sonrası dönemde öteki dünya denilen başka bir dünyada ebedi olarak yaşayacaktır

İkinci hayat görüşü, yaratılış görüşüne bir tepki olarak yaklaşık iki-üç asırdan beri oluşturulmaya başlanmıştır Evrimci görüş olarak bilinen bu görüşe göre, doğada her şey rasgele olaylar sonucu oluşuyor ve doğal seçilim denilen ve nasıl olduğu açıklanamayan bir sistemle doğaya en iyi uyum sağlayanlar seçilip hayatta kalıyor, diğerleri eleniyorlar

Son çeyrek asır içinde bilgisayarlı veri değerlendirme sistemlerinin hızlı bir gelişme göstermesine paralel olarak fizik alanında doğadaki karmaşık sistemlerin tasarımları ve değerlendirilmelerinin kolaylaşmasıyla birlikte “dinamik sistemler teorisi” gibi yeni fizik dalları oluşmaya başlar Eskiden fizikçiler arasında doğa ve dünyamızda düzensizliğe doğru bir gidiş olduğu (yani maksimum entropi prensibinin geçerli olduğu) yönünde bir görüş egemenken, dinamik sistemler teorisinin oluşmasından sonra “maksimum enformasyon prensibinin” geçerli olduğu bir doğada yaşadığımız ortaya çıkmıştır Diğer taraftan kuantum fiziği deneyleri maddenin en temel parçacıklarının her zaman

a) Kendilerinin gözlemlenip-gözlemlenmediklerinin farkında olduklarını, yani çevrelerinde kendileriyle ilişki içine girmek isteyen olup-olmadığını algıladıkları ve ona göre davrandıklarını,

b) en kısa yolu seçtiklerini;

c) en kısa zamanı kullandıklarını,

d) önlerindeki tüm olasılıkları hesaplayarak işlem yaptıklarını,

e) en ekonomik konuma geçme dürtüsü içinde olduklarını,

f) evrensel ölçekte anında karşılıklı etkileşim yeteneğine sahip olduklarını

ortaya koymalarından sonra, doğadaki oluşum ve gelişimlerin “information & self-organisation” sistemi çerçevesinde gerçekleştiği anlaşılmıştır

Bu durum üzerine, yaratılış görüşü savunucuları atılıma geçip, “doğada hiçbir şey rasgele olmuyor, (intelligent design) akıllı tasarım denilen bir sistem var” diyerek kendilerini haklı göstermeye girişirler Günümüzde durum böyledir ve dünyanın her yerinde bu tartışma tüm hızıyla sürmekte ve karşılıklı güç gösterileri arasında insanlık çocuklarını nasıl eğitip-yönlendireceği konusunda tam bir karmaşa içinde bulunmaktadır

İnsanlarımız ise bu iki görüş arasında bocalayıp durmaktadır, çünkü görüşlerden hiçbiri insanlığa doğa ve dünyamızdaki hayat sisteminin oluşum, gelişim ve anlamını çelişkisiz ve mantıklı bir biçimde verememektedir Bu farklı görüşleri savunanlar ise karşıtlarının argümanlarını çürütmeye çalışarak, kendi görüşlerinin doğruluğunu ıspatlamaya çalışmaktadırlar Günümüzde hala sürmekte olan bu karşılıklı suçlama ve savunmaların kısa bir özeti şu web adresinde bulunmaktadır

Science & Technology at Scientific Americancom: 15 Answers to Creationist Nonsense -- Opponents of evolution want to make a place for creationism by tearing down real science, but their arguments don't hold up

Yeryuvarının ve hayatın oluşum ve gelişim tarihi aşamalarını araştıran jeoloji bilimi bu noktada insanlığı aydınlatıcı temel veriler sunmakta ve yukarıda özetlenen toplumsal sorunun çözümünün nasıl olacağı konusunda yardımcı olabilmektedir

Bir toplumun kalkınması o toplumun üretim potansiyeli ile orantılıdır Üretim yapabilmek için bilgi sahibi olunması şart ve gereklidir Bilgi ise, tamamen eğitsel bir sorundur ve toplumlarda egemen hayat görüşlerine göre farklı farklı düzenlenmektedir Geri kalmış toplumlarda insanlar sorunlarının çözümünü hep bir liderden, kurtarıcıdan bekleyecek şekilde bir temel eğitim alırlar ve bu nedenle aşırı şekilde tepeye bağımlı bir toplumsal hayat örgütlenmesi içine girerler Tepeye Bağımlı Örgütlenmelerde sorumluluk tamamen liderlerin sırtında olduğundan, halk düşünme tembelliğine mahkum edilmiştir Sorunlarının çözümünü bir kurtarıcıdan bekleyen halk, fikir üretme ve sorunlarını çözme çabalarına girişmez Dolayısıyla halkın bilgi üretme kapasitesi otomatik olarak sınırlandırılmış olunur Bilgi ise, verimli üretimin, kalkınmanın temel direğidir İşte bu nedenle, bilgi üretmek konusunda bir kısırlık ortaya çıkar ve toplum geri kalır

Değişim-dönüşüm içindeki bir doğa ve dünyada yaşıyoruz Değişim-dönüşüme uğramayan hiçbir varlık yoktur Değişim-dönüşümler ise varlıklar arasındaki karşılıklı etkileşimlerle oluşmaktadır İnsanlık şimdiye dek doğadaki oluşum ve gelişimlerin varlıkların dışında-üstünde olduğunu sandığı bir güç sistemiyle yönlendirildiğini varsaydığından, tepeye bağımlı hiyerarşik örgütlenmelere gitmiştir



Alıntı Yaparak Cevapla