Yalnız Mesajı Göster

İspartanın Senirkent İlçesi Tanıtımı

Eski 10-14-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İspartanın Senirkent İlçesi Tanıtımı




Ispartanın Senirkent İlçesi Tanıtımı

Senirkent Isparta'nın bir ilçesidir Senir kelimesinin anlamı Eski Türk dilinde (Göktürkçe`de) Dağ Yamacı, Dağın Eteği anlamına gelmektedir Türk dünyası coğrafyasında sonu kent ismiyle biten batı Türk dünyasının son yerleşim yeridir(Yarkent,TaşkentSenirkent) Okuma yazma oranı %100 dür Cumhuriyet tarihinde, ilk defa kendi talebelerinin rahat okuyabilmeleri için başka şehirde (Afyon)öğrenci yurt binası yapan ilçe halkı, aynı zamanda ilk Türk Ocakları`nın şubesini de açmıştır İslam inancını ehli sünnet ve Hoca Ahmet Yesevi, Hünkar Hacı Bektaş Veli anlayışıyla yoğurmuş olan Senirkent halkı, ülkeye kazandırdığı bürokrat devlet adamları ile gurur duyar

Senirkent ovası tarihten önceki çağlardan itibaren insanların yerleşip yaşadığı bir bölgedir

Tarih öncesi yerleşimlerin kalıntılarına ovanın doğu yarısındaki sekiz hüyükte rastlanmaktadır Bu hüyüklerde, tarım araçlarının aşındırmasıyla meydana çıkan çanak-çömlekten (MÖ 4000–3000 KALKOLİTİK) taş-Maden devri, Eski Bronz (MÖ 3000-2000 ); HİTİT (MÖ 2000-1200 ); FRİKYA-İRAN (MÖ 1200-332 ); HELENİSTİK ( Büyük İskender’in ön Asya’yı istilâ ettiği çağ ( MÖ 333-135 )); Roma ( MÖ 135- MS 395 ); BİZANS(395-1182) ; OSMANLILAR (1385-1923 ) ve CUMHURİYET dönemi:

İRAN, Helenistik ve ROMA çağlarında Hüyüklerin dışında şehirler meydana gelmeye başlamıştır

(Apoloniya) Uluborlu; şimdiki Zincirli çevresinde idi(Tumandos) Yassıviran önceleri kırbağlardaki hüyüğün bulunduğu yerde iken önce güneye doğru yayılmış, Roma’nın son çağlarında bölgede asayiş bozulunca dağların eteğine doğru Değirmen kırı (MANDAS KIRI-ULTARLI-KİRAZLIK) denilen bölgeye taşınmıştır Bizans şehri bu yerdedir Türk fütuhatından sonra terk edilen bu şehrin doğusunda şimdiki YASSIVİRAN kasabası bulunmaktadır

FİRİGYA devrinde şimdiki Alcıbar’ın birkaç yüz metre doğusunda bir şehir vardı Doğu eteğindeki kayalara oyulmuş kemerler orada yaşayan insanların tapınakları idi YUNAN-ROMA çağı kaynaklarında adı geçen HARMALA şehri burası olmalıdır Senirkent’e en yakın yerleşim merkezi PLİNİSTRA şehri idi ki Senirkent’in iki km kuzey-batısındaki Gömüler mevkiinde idi

BİZANS çağında bu şehrin kalıntıları ile inşa edilmiş olan ÇANLI KİLİSE’nin temelleri hâlâ görülmektedir Sağören’den ve Papa çayından gelen sellerin sürüklediği teressübat bu şehrin kalıntıları üzerinde üç metre kalınlığında bir tabaka meydana getirmiştir 1970’li yıllarda Papa çayının yeni ana kanalı açılırken burada ROMA çağına ait büyük bir şehrin temelleri meydana çıkarılmıştır

IX yüzyıl boyunca ABBASÎLERİN Antitoroslar (Tarsus-Erzurum doğrultusu) boyunca uzanan BİZANS sınırına yerleştirdikleri bir milyona yakın TÜRK her yıl RUM (ANADOLU) ÜZERİNE Gazâ icra ediyorlardı Bu gazâların hatıraları çeşitli menâkip kitaplarında yer almaktadır

Uluğbey’deki VELİ BABA menakibinde (Türkçe 600 sayfa) HASAN Gazî’nin bu savaşlarda şehit olduğu ve daha sonra gelen gazilerden (ZEYD-İ SADİS) tarafından şimdiki HASAN GAZÎ (VELİ BABA) nın Uluğbey’deki mezarı üzerine; yıktırılan çanlı kilisenin taşları ile kubbeli bir türbe yaptırılmıştır

TÜRK’LERİN SENİRKENT BÖLGESİNE YERLEŞMELERİ

Malazgirt savaşından sonra (1071) Alparslan’ın amcazadesi SÜLEYMAN ŞAH; aşireti ile birlikte 1073 yılında, önce KAYSERİ ve KONYA’yı 1075’te de İZNİK’i alarak başkent yaptı Birkaç yıl sonra da bölgemiz Türklerin eline geçti Fakat birinci Haçlı seferi sırasında (1096-1105) zırhlı şövalye ve Kont’ların idaresindeki kalabalık Haçlı orduları karşısında Selçuklu’lar geri çekilirken; harekete geçen Bizans imparatoru Aleksiyos Komnenos (1081-1118) ve oğlu YOANNES KOMNENOS (1118-1143), Konya’nın batısında Sultan dağlarına kadar uzanan bütün Batı Anadolu’yu, Akdeniz ve Karadeniz kıyılarını geri alarak İÇ ANADOLU’da bir step devleti durumuna düşen KONYA SELÇUK Sultanlığını üç taraftan bir atnalı şeklinde kuşatıyordu Türkleri Anadolu’dan tamamen atmak maksadıyla büyük bir ordu ile hakerete geçen MANUEL KOMNENOS’un (1143-1180) MİRYOKEFALON Savaşında II Nci KILIÇASLAN tarafından ağır bir bozguna uğratması Türklerin Anadolu’da tekrar genişlemesine; Güneyde Antalya ve Alanya; kuzeyde Karadeniz kıyılarına ulaşmalarına imkân hazırlamıştır

Büyük bir hükümdar olan Alâeddin Keykubad (1220-1273) sınırlar üzerine Orta Asyadan kalabalık kütleler halinde göç eden Türkmen-Oğuz boylarını Bizans sınırları üzerine yerleştiriyordu Bu arada otuzbin çadır olduğu tahmin edilen HAMİT BEY’in aşireti de ISPARTA-BURDUR bölgesine yerleşti

Afyon güneyinden ANTALYA kıyılarına kadar olan bölgelerde bu aşiret tarafından bir çok köy ve kasaba kurulmuştur Şuhut’un batısındaki SENİR köy; Sincanlı’ya bağlı ikinci bir SENİR (Tınaztepe kasabası); urdur gölünün kuzey doğu kenarında SENİR kasabası; Isparta’nın 14 km kuzeyindeki SENİRCE KÖYÜ; Burdur’un KARASENİR mahallesi; Antalya’nın Gündoğmuş ilçesine bağlı SENİR köyünün HAMİTOĞULLARI’nın hakim olduğu bölgelerde bulunması bu yerleşme merkezlerinin bu aşiret tarafından kurulduğu kanaatını uyandırmaktadır Hamitoğulları döneminde SENİRKENT ovasına yerleşen aşiretler rivayete göre 9-14 oba teşkil ediyordu

Bu sırada Hacıbektaş Velî halifelerinden Şeyh Ahmet Velî şimdiki Şeyhler tekkesinin bulunduğu yere dergâhını kurarak ovada yerleşmiş olan aşîretlere İslâm dininin esaslarını telkin etmeye başlamıştır Buradaki halk Müslüman olmakla beraber devamlı göç halinde oldukları için mektep ve medrese göremediklerinden İslâmiyet hakkında esaslı bilgilere sahip değillerdi

Tekke’nin etrafında önce tekke müstahdemlerinin evleri yer almış; daha sonra bu Velî’nin manevi cazibesine kapılarak; havasının da iyi olması sebebiyle ovadan gelip buraya yerleşenlerle altmış haneli ŞEYHLER mahallesi teşekkül etmiştir Bu bölgenin OSMANLILAR’a ilhakından sonra (H:785- M:1383) MURAD-I Hüdavendigâr (I: MURAD) KARAMAN seferini müteakip (789-1387) de yeni ilhak edilen toprakları teftiş ederken SENİRKENT’ten de geçmiş; Bu arada kendisini karşılayan ahali arasında bulunan ŞEYH AHMET VELÎ’ye; Tekkenin koyun sürüsü ile Tekkeye ait IŞIKLAR YERİ’ndeki 400 dönüm araziyi öşürden muaf olmak üzere tekkeye vakfedilmesini kabul etmiş daha sonra BURSA’ya dönüşünde bu hususa dair bir FERMAN göndermiştir

Murad-ı Hüdavendigâr’ın yerine geçen oğlu YILDIRIM BEYAZIT (1389-1403) Konya’dan Ahtalya’ya giderken SENİRKENT’in iki km doğusundaki Elperek bölgesine yerleşen ELPEREK MUSTAFA DEDE’nin SENİRKENT’e gelip inşa ettiği ORTA CAMİ’ye (Elperek zade Camii’ne) 170 dönüm tarla, 10 dönüm bağ ve şimdiki garajın olduğu yerdeki Harman yerinin vakfedilmesini irade buyurmuştur Bu suretle I MURAD’ın son yıllarında (1387) Şeyh AHMET VELÎ SULTAN tarafından (ŞEYHLER MAHALLESİ); ve birkaç yıl sonra da YILDIRIM BAYEZİT HAN’ın ilk saltanat yıllarında (1390) Elperek MUSTAFA DEDE tarafından (ORTA MAHALLE) kurulmuştur Yine civardaki aşiretlerden HIDIR ÇELEBİ DEDE 16 ncı Yüzyılda Akkeçili tarafından gelerek PAZAR ve HIDIR ÇELEBİ Mahallelerinin olduğu mıntıkaya yerleşmiştir Üstü toprak dam ile örtülü HIDIR ÇELEBİ CAMİİ (PAZAR CAMİİ) onun tarafından inşa ettirilmiştir Toprak damlı bu eski caminin yerine yapılan şimdiki cami ise eskisi yıkılarak 1900-1911 yılları arasında bütün kasaba halkının seferber olması ile bugünkü haliyle yeniden yapılmıştır

Önceleri KARAASLAN tarafında yerleşmiş olan TURGUT DEDE 17 nci yüzyıl ortalarında TURGUTLAR Mahallesini kurmuştur

SENİRKENT’in çekirdeğini bu dört ana mahalle teşkil etmektedir Bugün sayısı 16 yı bulan öbür mahalleler bu eski mahallelerin büyüyerek bölünmesinden meydana gelmiştir

1901 yılında yayınlanan Konya Vilayet Salnamesinde (Yıllığında), Hamidabad Sancağı Uluborlu Kazasına bağlı Senirkent Nahiyesi hakkında şu bilgilere yer verilmiştir

SENİRKENT NAHİYESİ Müdür Galip Efendi Naib Vekili Hacı Arif Efendi Tahrirat Katibi Ahmet Efendi Aza Hacı Ali Ağa Aza İsmail Efendi Aza Hacı Veli Ağa Aza Mehmet Efendi

DAİRE-İ BELEDİYE Reis Hacı Tevfik Efendi Aza Mehmet Efendi Aza Hacı Ali Efendi Aza Hacı Hüseyin Efendi Aza Mustafa Nuri Efendi Katip Mehmet Efendi

Nahiye Merkezinde 5430 nüfus mevcut olup cümlesi İslam’dır Kasabada 1070 hane vardır

Nüfus-ı Umumiye Nahiyenin nüfus-ı umumisi 9691 neferden ibaret olup cümlesi İslam’dır

NÜFUS HAREKETLERİ

1901 yılında 5430 olan nüfus, 1927 yılında 5835, 1935 yılında 6291, 1940 yılında 11786, 1945 yılında 7094, 1970 yılında 10168, 1990 yılında 10738, 2000 yılında 13680 olmuştur

Nüfusla ilgili 100 yıllık sürecin incelenmesinden Senirkent’in başlangıçtaki nüfus birikimini devam ettiremediği, devamlı kan kaybettiği görülmektedir Mesela 1940 yılında 11786’ya ulaşan nüfus, 1945 yılında 7094’e gerilemiştir Bu dönemde, Senirkent’ten diğer yerleşim yerlerine azımsanmayacak sayıda göçlerin olduğu bilinmektedir 2000’li yıllara kadar Senirkent nüfusu 1940 yılındaki sayıya ulaşamamıştır

1901 yılında 9691 olan nahiye toplam nüfusu, 1990 yılında 24 259 olmuştur İlçe merkezi ve köylerdeki nüfus gelişimi hemen hemen aynı düzeyde gerçekleşmiştir Çünkü gerek ilçe merkezi, gerekse kasaba ve köylerde nüfus artışını sağlayacak ticari, ekonomik ve sosyal herhangi bir itici etken olmamıştır

EĞİTİM

1901 yılında usul-ı atika veçhile 16 mektebte 600 erkek talebe 315 kız talebe ile7 medresede 21 müderris ve 298 talebe mevcuttur

“Isparta vilayeti idare coğrafyası 1932” adlı eserde bulunan fotoğraftan, Turan İlkokulu binasının 1932 yılında inşaat halinde olduğu; 1949‘lu yıllarda bu ilkokulda 902 öğrencinin eğitim gördüğü anlaşılmaktadır

1949 yılında Cumhuriyet İlkokulu açılmıştır Aynı yıl Senirkent Ortaokul’u özel okul statüsünde eğitime başlamış, Mayıs 1950’de Milli Eğitim Bakanlığı’na devredilmiştir



Alıntı Yaparak Cevapla