Prof. Dr. Sinsi
|
Ona &Quot; El-Emin &Quot; Derlerdi ! [ Şiir ]
Ona " EL-EMİN " Derlerdi ! [ Şiir ]
Hakkında Ona " EL-EMİN " Derlerdi ! [ Şiir ]
ONA, "EL-EMÎN" DERLERDİ
Peygamber Efendimiz, henüz “Gençlik çağı”nda,
Çok takdîr edilirdi insanlar arasında
Onun yumuşaklığı, güzel huy ve ahlâkı,
Hayrân bırakıyordu kendine cümle halkı
Şaşılacak derece “Doğru söz”lülüğünden,
“El-emîn” lakâbıyla meşhûr oldu o günden
O zaman Arablarda, her kötülük, şer vardı,
Koyu bir câhiliyyet devri yaşıyorlardı
İçki, kumar ve faiz, vardı her kötü ahlâk,
Putlara taparlardı en kötüsü olarak
O, bu fenâlıklardan, hep uzak duruyordu,
Özellikle putlara hiç yakın olmuyordu
Kendi koyunlarını, Ciyâd dağı yanında,
Güderdi hep çocukluk ve gençlik yıllarında
Hem te'mîn ediyordu bu yolla geçimini,
Hem de uzak tutardı onlardan kendisini
Tam “Yirmi” yaşlarında bulunduğu zamanda,
“Âsâyiş” diye bir şey yoktu Arabistanda
Yâni zulüm ve fesat, her yeri kaplamıştı,
Can ve mal emniyyeti, mâlesef kalmamıştı
Mekkenin yerli halkı, yolculara çok defâ,
Yaparlardı her türlü zulüm, ezâ ve cefâ
Ticâret veyâhut da Beytullahı ziyâret,
İçin gelenlere de yaparlardı eziyyet
Türlü haksızlıklara uğrayanlar da ancak,
Merci' bulamıyordu hakkını arayacak
Bu sırada Yemen’den, ticâret maksadıyle,
Biri geldi Mekke’ye, çok mal ve eşyasıyle
“Âs bin Vâil” adında biri zor kullanarak,
Gasp etti mallarını, zulüm ile alarak
O dahî bu haksızlık ve zulüm karşısında,
Çıkıp feryâd eyledi “Ebû Kubeys” dağında
Bu vak’ayla iyice karışmıştı ortalık,
Bu, bardağı taşıran “Son damla” oldu artık
Hâşim oğullarıyle diğer kabîlelerin,
İleri gelenleri toplanıp etti yemîn
Şöyle ki, “Bundan sonra, hiçbir insana artık,
Aslâ yapılmıyacak bir zulüm ve haksızlık
En ufak haksızlığa uğrarsa biri eğer,
Hakkı alınacaktır” diye karâr verdiler
Her türlü haksızlığı önlemek gâyesiyle,
“Adâlet Cem’iyyeti” kuruldu böylelikle
Böyle bir cem’iyyetin kurulmasında o gün,
Te'sîri çok olmuştu genç yaşta “O Resûl'ün
Mekkede te'sîs olan bu cem’iyyetle artık,
Önlendi tamâmiyle bu "Zulüm" ve "Haksızlık"
Önceki o âsâyiş, tekrâr kurulmuştu tâm,
Hem dahî uzun müddet te'sîri etti devâm
Peygamberlikten sonra, bir gün buyurdular ki:
(O günkü sözleşmede bulunmuştum ben dahî
Öyle bir cem’iyyette bulunup hizmet etmek,
Bana, yüklü servetten sevimlidir daha pek
Öyle bir sözleşmeğe çağrılsam şimdi şâyet,
Elbette, seve seve eder idim icâbet )
|