10-11-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Kuran'da Elbette Başörtüsü Yoktur!
Kuran'da elbette başörtüsü yoktur!
Hakkında Kuran'da elbette başörtüsü yoktur!
Kuran'da elbette başörtüsü yoktur!
Köşe yazıma başlamadan önce selam eder; büyüklerin ellerinden küçüklerin gözlerinden öperim 
Ve “büyük küçük demeden” bazı gazeteci ve yazarların utanmazca tavırlarına karşı tavır geliştirir, acayip sinirlenerek yazıya girerim
Ve giriyorum 
Son günlerde medyada gündeme gelen şu üç haber dikkat çekiciydi
İlki, Huysuz Virjin ismiyle maruf Seyfi Dursunoğlu'nun giydiği “zenne” kıyafeti ile ilgili olarak RTÜK'ün yasak kararı almış olması idi 
Açıkçası Huysuz Virjin tiplemesinden hoşlanan biri değilim, çünkü bu tipleme benim espri anlayışıma hitap eden bir tipoloji ve prototip değil 
Tamam benim espri anlayışıma hitap etmiyor ama, Huysuz Virjin'in kadın kıyafeti giyerek program yapmasına RTÜK'ün yasak getirmesi de benim demokrasi anlayışıma hitap etmiyor
Kaldı ki birileri kadın kıyafeti giyerek parodi yapar; bazıları da içişleri bakanlığı zamanında “Ermeni dölü ” diye hitap edecek kadar “errkeg” laflar eden Meral Akşener gibi siyaset yapar!
Eh, “Ermeni dölü ” diyerek bir ırkı alenen tahkir ve tezyif ederseniz, birileri çıkar ve “plan yaparak” bir Ermeni'yi katleder 
Ve katledilen o Ermeni'nin “dölünü” de(!) babasının sözlerini gazetesinde yayınladı diye mahkum eder 
“Huysuzluk” işte böyle bir şeydir ve beni “huylandıran da” şudur:
Siz ki, Huysuz Virjin rolüyle güldüremediğiniz beni o rolü oynayana yasak getirerek güldürmeyi başardınız (Hayır; tam da burada “Ağlayayım mı güleyim mi, bir türlü karar veremedim ” diye yazan kabiliyetsiz yazar cümlesi kurmayacağım!)
“Medyaya düşen” bir diğer haber ise şuydu:
Selçuk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğretim üyesi Doç Şahin Filiz SKY Türk'teki bir programda “Türban Yahudi geleneğidir ” demiş 
Bunu haber yapan gazete ise başlığa şunu “münasip görmüş”:
“Kuran'da başörtüsü yoktur diyen doçente soruşturma açıldı ”
(Bu da ayrı bir Türkçe hatası Kuran'da elbette başörtüsü yoktur! Kuran'da bazı inananlar için olsa olsa başörtüsü takma “emri” vardır )
Şimdi bu başlığı okuyan şu kanaate varır ve der ki: “Adam Kuran'da başörtüsü emri yer almıyor dedi diye hakkında soruşturma açılıyor Evet evet, bu hükümet ülkeyi adım adım şeriata götürüyor ”
Bu hükümetin bu ülkeyi adım adım şeriata götürdüğü yok da, bazı gazeteci ve yazarların koşa koşa geri zekalılığa doğru gittiği bir gerçek!
Çünkü bu memlekette “Kuran'da başörtüsü yasağı yoktur ” dedi diye o kişi hakkında soruşturma açılmayacağını düşünemeyen biri, şayet “ileri zekalı” değilse mutlak surette geri zekalıdır 
Oysa Doç Şahin Filiz hakkında YÖK kanununda yer alan bir maddeye dayanarak “Üniversite yönetiminden izin almaksızın şehir dışına çıkması” nedeniyle soruşturma açılmış 
İşin can sıkıcı taraflarından biri de bu zaten 
Hani yeni YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan basın toplantısında ağzına türban ya da başörtüsü sözcüğünü almadan yapmış olduğu konuşmada “Bilimselliğe ve insan haklarına aykırı tüm yasaklar kalkacak ” demişti ya 
İşte bu demokrat tavır karşısında bazı kalemler ne demişti: “Üniversitede başka ne yasak var ki Başkan sadece türbanı kastetti ”
Ama aynı kalemler bu kez “izin alma” koşulu getiren bu düzenlemeye karşı geliyordu; karşı gelmeleri haklıydı ama haklı olana karşı gelmeleri tutarsız ve samimiyetsizdi
Son yasak ise gazetelerde küçük bir sütunda yer aldı 
Prof Atilla Yayla “Kemalizm geriliğe tekabül eder ” dediği için yerel mahkemede beş yıl hapse çarptırıldı 
Oysa ortalıkta “Din gerilemeye tekabül eder ” diyen onlarca “receppekerkafası” yazar var; onları mahkum edene ben henüz rastlamadım
(Elbette bu sözü söylemek de serbest olmalıdır Ben bir samimiyetsizliğe işaret ediyorum Bu parantezi açmak zorunda kaldığım için de utanıyorum!)
Mahkeme deyince aklıma geldi 
İki gün önce, Kartal Sulh Hukuk Hakimi, Başbakan Tayyip Erdoğan'ın şehitlere “kelle” dediği iddiasıyla açılan davada Başbakan'ı 3 yeni kuruş tazminat ödemeye mahkum etti
Oysa ben hakim olsaydım, davalıyı değil üç kuruş tazminat isteyen davacıyı mahkum eder ve gerekçe olarak da “bir şehidin bedeli üç kuruş mudur?” derdim!
İşte “üç kuruşluk menfaat” için “ucuzluk” yapmak böyle bir şeydir 
Ve kendini bu kadar “paralamak” da matah bir şey değildir!
Fikri Akyüz
|
|
|