10-11-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Tutsak (Devamı-15)
- Şahin yetiş oğlum, diye seslendi annesi  
Gecenin bir yarısıydı  
Şahin neye uğradığını anlayamadan, sesin geldiği yöne, anne babasının yatak odasına
koşar Annesi babasının başını avuçları arasına almış, bey bey diye bağırıyordu
Şahin, telaşla:
- Ne oldu anne? diye seslendi
- Bilmiyorum, oğlum bilmiyorum  
- Şahin hemen ambulans için telefona sarıldı  
Babasını yoğun bakıma aldılar  
Doktor yanlarına gelerek:
Kalp krizi geçirmiş, tehlikeyi atlattı, korkulacak bir şey yok, her şey yolunda, merak etmeyin
Der ve oradan uzaklaşır  Kalp krizi mi? diye birbirlerine korkulu bakakaldılar  
Derin bir nefes alarak, oldukları yere mıhlandılar Birbirlerine sarılıp hem sevinçten hem
üzüntüden ağladılar sessizce  Duyguları iç içe geçmişti Dua etmekten başka çareleri yoktu
Şahin annesini de teselli etmeye çalışıyordu Ama içinden ya babama bir şey olursa!
ben ne yaparım biz ne yaparız, diye korkulara kapılıyor ve belli etmemeye çalışıyordu  
Koridorda ki banklarda, sabahlamışlardı Gözleri; üzüntüden, yorgunluktan, ağlamaktan
kan çanağı olmuştu Bir hayli bitkin düşmüşlerdi  
Bir süre sonra doktor tekrar yanlarına gelerek:
- Yoğun bakımdan çıkardık, normal odaya aldık hastanızı, hadi tekrar geçmiş olsun, dedi
Derin bir nefes alarak:
- Peki ne zaman görebiliriz?
- Hemşire hanım birazdan yanınıza gelecek, yardımcı olacak bekleyin lütfen
- Çok teşekkür ederiz  
- Rica ederim, yanlız hastayı fazla yormayın lütfen  
- Tabi tabi, doktor bey  
Doktor bey çoktan uzaklaşmıştı yanların, birazdan hemşire yanlarına gelerek:
- Benimle gelin, lütfen, der Onları babasının yattığı odaya götürür  
Odaya girdiklerin de babası uyuyordu
Hemşire:
- Birazdan uyanır, der ve odadan çıkar
Öylece baktılar, üzülmek yoktu üzmekte yoktu Bunu biliyorlardı
İyi olduğunu görmenin rahatlığıyla, tebessümlü bakışlarla uyanmasını beklediler  
Arkası yarın 
|
|
|