10-11-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Düşünüyorum, O Halde Varsın..
Gecenin sıcağı emip, serin serin üflediği bir saatte; bir ayağı yamuk sedirde sallanırken gözlerimi dikmişim gökyüzüne yine seni düşünüyorum Düşünüyorum o halde varsın Hep olduğun yerde, içimin en sakınılanındasın
Kıpırtısız,
Dingin,
Yeşil gözlerinle gülümserken
Kıpırdama sakın … ( Hafızama aldım bile )
Arşivliyorum bekle biraz Tam, acılarına merhem olduğumu söylerken çektiğim fotoğrafının yanına koyuyorum Gözlerinin yeşili… iki farklı tonu nasıl da güzel Biri güneş vurmuş gibi parıltılı taze bir fidan ve diğeri puslanmış bir akşamüzerinde olgun bir koca çınar
Yaslandığım,
Dinlendiğim,
Kendime dillendiğim
Yapraklarını dökme sakın… (Dilekler bağladım bile dallarına )
Bize dair Umut yüklü, henüz yitmemiş… Defter aralarında sakladığım cıfcıflı çikolata kağıtları gibi saklıyorum seni içimin sayfalarında Kimseler bilmesin demiştin, sakınıyorum En büyük hazinem oluyorsun çocuk aklıma Korsanlardan sakınmak için kilitli tutuyorum dudaklarımı Sana susuyorum, lal olup bize “sus”uyorum Bir gülüşünle su veriyorsun gönlüme
Bulut olup,
Çisil çisil elerine yağıyorum
Sonra şımarık küçük sevgilin oluyorum
Sımsıkı sarıl, bırakma sakın… ( Kokunu çektim bile içime )
Narkoz almış gibi uykuya hazırım şimdi, sen kokulu rüyalara… Yarı baygın, yarı ölü halimdir sana en yakın olduğum zaman Elimi uzatsam değecek kadar, gözlerimi yummam yeter İşte buradasın Kolların bana açılmış Uçurtmamsın sevdaya doğru ayaklarımı yerden kesen
Savruluyorum,
Rüzgar kirpiklerimde sevişiyor
İçim çekiliyor
Takılıp gerçeklere, durma sakın… (Ben çoktan düştüm bile içine)
Zamansız oldu, biliyorum Hatta biraz da geç Akıl edemedim, düşüşleri Ben alışkınım uçurum kenarlarına, rüyalarımda çok atladım boşluğa, süzülüp parmak uçlarımda konuverdim sevdaya
Ben gerçeğe hiç böyle çakılmadım
Bilemedim
Uyandım, mahmurum ve hala aşık!! ( Acıtmadım ya seni!! )
Esra Soytürk
|
|
|