Prof. Dr. Sinsi
|
Bir Gencin Ata'ya Hitabesi
Sevgili Atam!
Bu hitabeyi gelecek güzel günlerden çoktan umut kesmiş,
Temel eğitimini tamamlamış ve ancak şimdilerde seni tanıyabilmeye başlayan, Türk istikbalinin evlatlarından biri olarak yazıyorum
Seni ilk gördüğüm günü dün gibi hatırlarım
İlkokul birdim Miniciktim Elimde beslenme çantam, önlüğümün cebinde annemin sevgisi, sınıfımda bilim öğrenecektim
Karatahtanın dört parmak üzerine ortalanmış çerçevenin içinden bana bakıyordun Bakışların keskindi
ABC'den sonra ilk öğrendiğimdin; Gazi Mustafa Kemal'din Çocuktum 
Bana, bize, tüm dünya çocuklarına bayram armağan etmiştin
Armağanını, uygun adım sol-sağ-sol Sol-sağ-sol Kutladık 
Kaçımızın ayağı su toplamıştı, kaçımız bayılmıştık  Biz bayramlarda ağlayan çocuklardık 
(Ne zaman salıncakta sallanan fotoğrafını görsem, geçen 23Nisan'lara
yanarım )
Ortaokul ve lisede hep seni anlattılar bana 
Dünyaya ancak yüz yılda bir gelen dahiydin 
Şahin bakışların vardı, hürriyete âşıktın 
En azılı düşmanlarına karşı bile merhametliydin, Ama savaş meydanlarında
karşında kimse duramazdı
Aslandın, kaplandın, kartaldın, panterdin 
Özgür geleceklere açılan pencereydin
Sözün özü benim sevgili atam;
Kodumu oturtan milli eğiticiler böyle anlatmışlardı
Beni milli bir şekilde eğitenler,
Failatün, failatün, failatün, failün ölçü sistemini, Niagara Şelalesi'nin
yükseklik ve debisini,
Yes, it is a pencil demesini, Deli İbrahim'in küpesini, Bir bir kafama
yerleştirdiler de;
Bana senin insan yönünü anlatmadılar
Sigara tiryakisi olduğunu, Rakı içtiğini, Âşık olduğunu, Evlendiğini,
Boşandığını anlattilar
Kim bilir kaç geceler Savaş meydanlarında cesetlere bakıp için için
ağladığını,
Özlemlerini, hasretlerini, Geleceği kazanmaya dair fikirlerini,
Anlatmadılar
Bana, bize, tüm dünya gençlerine Bayram armağan etmiştin
Armağanını, uygun adım sol-sağ-sol sol-sağ-sol Kutladık 
Kaçımızın ayağı su toplamıştı
Kaçımız kıçına yediği sopa yüzünden altına işemişti Biz bayramlarda bunalan gençlerdik
( Ne zaman baloda smokinli fotoğrafını görsem, geçen 19 Mayıs'lara yanarım )
Bir yandan;
Heykellerini diktik,
Dağa-taşa siluetlerini çizdik, Her kitaba, her yazıya Mutlaka senden
alıntılar yerleştirdik
Bir yandan;
Her işin kolayına kaçtık,
Ticarette kazık attık,
Üretim yerine kopyaladık,
Bilim adamlarını sindirdik,
Aydınları yargıladık,
Yoktan yere nice vatan hainleri ürettik, Çoktan yere nice amaçsız gençler yetiştirdik
Zeki, çevik ve aynı zamanda düzenciydik
Eğitimi siyasete kurban verdik,
Ekonomiyi siyasete kurban verdik, Aydınlık olması gereken gelecekleri
Siyasete kurban verdik
Varlığımız siyasi emellere armağan oldu 
Benim biricik Atam;
Biz Demokrasinin kılıcını sapından değil Keskin yanından tutmayı marifet bildik
Sözün özü sevgili Atam ;
Senin ruhunu gıdım gıdım içtik,
Tükettik  Tükettik  Tükettik 
Dedemden babama, babamdan bana Politikacı tabiriyle "enkaz devralmış"
bulunmaktayız
Bu gidişle biz, çocuklarımıza devredecek Enkaz bile bulamayacağız 
Türk'tük, doğruyduk, çalışkanlığımız şüpheli;
Birinci vazifemiz; Türk istiklalini ve Türk Cumhuriyeti'ni İlelebet muhafaza ve müdafaa etmek,
Ülkümüz; Yükselmek, ileri gitmekti 
Uzun bir yoldu 
Yorucu ve yıpratıcıydı 
Adidas'larımız eskidi, McDonalds’ta mola verdik
Belki de "Bir Türk dünyaya bedeldir" deyişini Biz "Her Türk dünyaya
bedeldir" anladığımız için emanetini,
1 milyon beş yüz seksen bin kat küçültmeyi becerdik 
Verdiğin en önemli görev:
Bu ahval ve şeriat içinde dahi vazifem
Türk istiklalini ve cumhuriyetini İlelebet muhafaza ve müdafaa etmektir,
bilirim
Muhtaç olduğum kudretin,
Sana güvenimde mevcut olduğunu belirtir, ellerinden hasretle öperim  
[size="2"]
|