Prof. Dr. Sinsi
|
Diksiyon Çalışmaları
Güzel ve etkili konuşmada diksiyon (söyleniş-telaffuz-pronounciation) yani seslerin doğru çıkarılması son derece önemlidir Fonetik bilgisi seslerinçıkarılışını inceler Diksiyon ise buna ek olarak daha geniş bir kapsamda, ses organlarının doğru sesleri çıkarabilecek şekilde eğitilmeleri üzerinde odaklanır Bu yönüyle diksiyon önemli ölçüde fonetiğe dayanır Ancak biz bu bölümde konunun fonetik yönü üzerinde ayrıntılı durmayacağız
Türkiye'de seslerin çıkarılmasında yörelere göre farklılık vardır Ancak güzel seslendirmede daha çok İstanbul ağzı esas alınır Seslerin gerektiği gibi çıkarılabilmesi için ses aletlerinin- gırtlaktan başlayarak dil, dudaklar, çene ve buruna kadar tüm ses aletlerinin eğitilmesi gerekir Bu çerçevede aşağıda çeşitli alıştırmalar yer alacak
Alıştırmaları yaparken ses çıkışlarını netleştireceğiz İyi boğumlanma yani heceleri netleştirerek seslendirebilmek için dudak tembelliğini ortadan kaldırmamız gerekir Sesleri ses organlarını abartılı kullanarak çıkaralım Aşağıdaki doküman dört bölümden oluşmuştur: Birinci bölüm ses organlarının eğitimine ilişkin alıştırmalar; ikinci bölüm, sesli harflerin çıkarılışı; üçüncü bölüm sessiz harflerin çıkarılışı ve kullanımını anlatmaktadır Dördüncü bölüm ise sesli ve sessiz harflerin cümle içinde karışık şekilde kullanımına ilişkin alıştırmalardan oluşmaktadır
Bu alıştırmalarda verilen örnek cümle veya hecelerin bıkmadan ısrarla tekrar tekrar seslendirilmesi gerekir Bu çalışma sürdürüldükçe seslerin ağızdan akarcasına çıkmaya başladığını, başlangıçtaki zorlanma veya tutukluğunortadan kalktığını göreceksiniz
Diksiyon sesin güzel çıkmasını ve sözlerin doğru seslendirilmesini amaçlayan sanatın adıdır Diksiyon bu yönüyle ses ve söz üzerinde odaklanmıştır Sözün içeriğinin kodlanması yani etkili iletişim diksiyon sanatının dışında kalan bir konudur Ancak konu üzerinde oluşturulan eserlerde bir karmaşanın mevcut olduğunu da itiraf edelim
Bu öğeler söyleniş-fonetik, boğumlanma, vurgu, durak ve ulamadan oluşmaktadır
Fonetik seslerin doğru çıkarılmasıyla ilgilenen bir alandır Boğumlanma, seslerin birbiri ardına tam ve tok şekilde kaybolmadan çıkarılması alanıyla ilgilenir Vurgu, söylemedeki monotonluğun kırılmasını sağlayan, her dilde kendine özgü gelişen bir telaffuz konusudur Yazı noktalaması ve duraklarıyla konuşma noktalaması veya durakları birbirinden farklı olabilmektedir Durak bölümü, bu sorunun çözümünü amaçlamaktadır Ulama çalışmalarına gelince,bu çalışmalar kelimeler arasında uyumlu geçişler sağlamayı amaçlamakta ve dilin doğal kurallarından yararlanmaktadır
SÖYLEYİŞ-FONETİK
Söyleniş bölümünde sesli ve sessiz harfleri ayrı ayrı inceleyeceğiz Türkçe'de 8 adet sesli ve 21 adet sessiz harf vardır Sesli harfleri "ünlü", sessiz harfleri
de "ünsüz" kelimesiyle tanımlayacağız Türkçe'mizdeki ünlüler "a, e, ,ı, i, o,
ö, u, ü"den oluşur
Ünsüzler ise "b, c, ç, d, f, g, ğ, h, j, k, l, m, n, p, r, s, ş, t, v, y, z" den oluşur
Söyleniş bölümünde ünlü ve ünsüz harflerin fonetiğini öğreneceğiz Aşağıda konular hem anlatılmış hem de gerekli alıştırmalar birlikte verilmiştir
DİKSİYON (2)
ALIŞTIRMA: FONETİK
Ünlüler
A
Konuşma dilimizde birbirinden ayrı söylenen iki (a) vardır Bunlardan biri (kalın a) diğeri de (ince a) dır Her iki (a) bazen uzun, bazen kısa okunabilir Bu iki (a) yı söylerken birbirinden ayırt etmek için (ince a) nın üzerine şu ( ^ ) işareti koyarak gösterelim
Kalın A
Şu şekilde söylenir: Dil doğal duruşunu değiştirerek ortaya doğru biraz
yükselir, dudaklar hareketsiz, yanaklar gevşek ve çeneler açık aaa aaaa aaaa
Elâlem ala dana aldı ala danalandı da biz bir ala dana alıp aladanalanamadık
Akrabanın akrabaya akrep etmez ettiğini Ağlarsa anam ağlar, kalanı yalan ağlar
İnce A
(Kalın a) ya oranla daha ileriden söylenen bir ünlüdür Dilimize geçen yabancı
kelimelerden gelmiştir Bu kelimelerin başında, ortasında ve sonunda bulunur
Örnek: lâla, lâstik, hâl hâlbuki, lâf, lâkırdı, lâle, lâl, kâse, lâle, lânet,
lâzım, kâzım, kâtip gibi
Lâla lâtif lâleli lâmbasını lâcivert lâke lâvabodan nâzik, nâdide şefkâte verdi
Uzun A
Bunu da (â) şeklinde gösterelim :
Önek: Nâne, nâdir, nâme, câhil, câhit, seyahât, sâdık, sâbit, kâtil, nâzik
târih, mâvi, hâttâ, hârf, dikkât, şefkât, kabahât, sıhhât, nâmus, nâne, nâsihat,
E
Konuşma dilimizde birbirinden ayrı söylenen iki (e) vardır Bunlardan biri (açık
e) diğeri de (kapalı e) dir Bu iki (e) yi söylerken birbirinden ayırt etmek için (kapalı e) nin üzerine şu (´) işareti koyarak (açık e) den ayıralım eee eeee eeee
Açık E
(Açık e) şu şekilde söylenir: Çeneler (a) ünlüsünde olduğu gibi, dil ileri doğru
yükselir Kelime başında, ortasında ve sonunda bulunur Örnek: Eş, sen, sene-
Edebi edepsizden öğren: Ekmeği ekmekçiye ver, bir ekmek de üste ver: Evlinin bir evi, evsizin bin evi var
- Bir elin nesi var, iki elin sesi var
- Sen dede ben dede bu atı kim tımar ede
Kapalı E
(Kapalı e) şu şekilde söylenir: dudak kenarları kulaklara doğru biraz yaklaşıp çeneler hafifçe sıkılır
Gece penceredeki benekli tekir kedi tenceresindeki eti yedi
I
Şu şekilde söylenir: Çıkış noktası damağın arka kısmındadır Dudakların köşesi
kulaklara doğru açılır Dil damağın arkasına doğru toplanarak dar bir geçitten
havayı bırakır Dilimizde (ı) ünlüsü kelime başında, ortasında ve sonunda bulunur Örnek: Isı, ıslık, ılıcalı ıııı ııı ııııı
- Ihlamuru ısıt: Tıkır tıkır: Mırıl mırıl: Şıkır şıkır Yığın yığın, kıpır kıpır, gıcır gıcır, ıslak ıslak, pırıl pırıl, fırıl fırıl, zırıl zırıl
İ
Şu şekilde söylenir: Çıkış noktası damağın ön kısmındadır Dudakların köşesi kulaklara doğru açılır, dil damağın iki yanına dayanarak dar bir geçitten havayı bırakır Kelime başında, ortasında ve sonunda bulunur Örnek: İz, dil, izci iii iiiii iiiii
İki dinle bir söyle- iki el bir baş içindir
Dilimizde süresi uzun olan (i) lere rastlanır:
İcat, biçare, bitap, bitaraf, veli, fenni, fiziki, cani, hayati, nihai, fuzuli, deruni
O
Konuşma dilimizde kalın ve ince olmak üzere iki ayrı O vardır
Kalın O
Çeneler açık, dudaklar birbirine yakındır ve ağız içi yuvarlaktır Kelime başlarında sık rastlanır Örnek: Ot, ova, ocak, olmak, ordu, oda, orman, ortak, bando, banyo, biblo, bono, fiyasko, tango, solo, fono, foto, radyo, stüdyo, şato, tempo, vazo, Olmaz olmaz deme, olmaz olmaz oooo oooo ooo
İnce O
Biraz daha ileriden daha az yuvarlak yapılarak söylenir
Lobutları loş locasında notalıyan normâl lort losyoncusunun lokantasında
nohutları lokumlarla karıştırdı
Ö
Çeneler ve dil (açık e) ünlüsünde olduğu gibidir dudakların alt ve üst köşeleri
birbirine yaklaşıp ağız küçük bir yuvarlak gibi olur (ö) ünlüsü çoğunlukla
kelime başında bulunur ööö ööö öööö
Örnek: öbek, öc, ödenek, ödünç, ödeşmek, ödev, öfke, öğrenmek, öğrenim, öğretim, öğünmek, öğüt, ökçe, öksürük, örs
- Ölenle ölünmez - Ölüm kalım bizim için - Önce düşün sonra söyle - Öfkeyle kalkan zararla oturur
U
Konuşma dilimizde birbirinden ayrı söylenen iki (u) vardır Bunlardan biri (kalın u) diğeri de (ince u) dur
Kalın U
Çeneler açık, dudaklar birbirine iyice yaklaşık ve ağız tam bir küçük yuvarlak
olur Örnek: Uç, ucuz, uçak, uçurum, uykucu, ulu uuu uuu uuu
Unkapanı uğradığı uğursuzluktan upuzun uzandı
İnce U
(Kalın u) ya oranla daha ileriden söylenir Ünlüsü çoğunlukla yazıda (ü) ünlüsü ile gösterilir Örnek: Rûya, rûzgâr, hûlya, gûya, lûzûm, lûtfen, lûgat, nûr, nûmara, Nûri, Gûya Hûlya rûyasında Lûtfi´ye nûmaralı nûtuk söyliyerek lûtfetmiş
Ü
Çeneler ve dil (açık e) ünlüsünde olduğu gibidir Dudakların alt ve üst köşeleri
birbirine iyice yaklaşır ve büzülür (ü) ünlüsüne dilimizde kelime başında, ortasında ve sonunda sık rastlanır Örnek: Üç, üçgen, üçlü, üçüz, üflemek, ülker, ülkü, ün, ünlem, ünlü, üreme, ürkek ,ürpermek, üzüm, üstün, üşenmek, ütü
üüü üüü
- Üzüm üzüme baka baka kararır -Ülker üzüntüden üzüm üzüm üzüldü -Ürümesini bilmeyen köpek, sürüye kurt getirir
alıntı
|