Yalnız Mesajı Göster

Tarihte Kadın Ressamlar ...

Eski 10-07-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Tarihte Kadın Ressamlar ...



Kadın Ressamlar



Tarihte kadın ressamlar

Müfide Kadri
1889'da doğan Müfide Kadri, küçük yaşta resim ve musikide gösterdiği kabiliyetle dönemin sanat üstadlarını hayrete düşürmüştür Bu arada meşhur Osman Hamdi Bey resimlerini görünce gözlerine inanamamış ve gözü önünde resim yaptırarak Müfide Kadri'nin kabiliyetini görmüş ve ikna olmuştur

Müfide Kadri, Osman Hamdi'nin tavsiyesi ile bir süre Halil Paşa'dan ders almıştır Çok genç yaşta ilk kadın resim öğretmeni olmuştur Resim çalışmalarının yanısıra beste çalışmaları da vardır Ancak çok genç yaşta (22 yaşında) 1911'de aramızdan ayrılmıştır Yakın akrabası, ünlü müzisyen Rauf Yekta Bey tarafından Karacaahmet'teki mezarına özel bir mezar taşı yaptırılmıştır

Ölümünden sonra Müfide Kadri'nin güzel resimleri satışa çıkarılmış, bazıları da Almanlar tarafından satın alınmıştır

Türk resminde önemli bir yere sahip olan sanatçı 1889 yılında Üsküdar’da doğdu Çok küçük yaşta anne ve babasını yitirdi Kadri bey tarafından evlatlık olarak alındı Anne ve Babası da muhtemelen Kadri Bey’in yakın çevresindendir Kadri Bey, o yıllarda dini bilgisi ve büyük serveti ile tanınan Altunizade’nin bütün mal varlığının gelir ve gider hesap işlerine bakan ünlü bir zattır

Müfide Kadri’nin iyi bir eğitimden geçmesi için çok çaba sarf edildiBu durum o yılların varlıklı ailelerin başvurduğu bir yöntemdir Bu yüzden Müfide hanımın hiç okula gitmesine gerek kalmazDaha 7-8 yaşlarından itibaren güzel sanatların her alanında olağanüstü bir yeteneği bulunduğu ortaya çıkan Müfide Kadri’nin bu yetenekleri çevresinde dikkat çeker Aldığı özel eğitimin ardından 10 yaşına geldiğinde yaptığı resim çalışmaları resim yeteneğinin de ortaya çıkıp anlaşılmasını sağlarSuluboya ile yaptığı ilk eserler görenleri bir hayli şaşırttı

Müfide Kadri hanım,dönemin ressamları içinde öne çıkan ve Malik Aksel tarafından ilk kadın ressam olarak değerlendirilen bir sanatçıdır Kısa süren hayatına baktığımızda Müfide Kadrinin yoğun bir resim hayatı olduğu görülmektedir Bu durumda anne ve babasını bebek yaşta kaybetmesinin sonucunda adeta resme sığındığını gösterir

Bir rastlantı sonucu Müfide Kadri’nin resimlerini gören dönemin müze müdürü ve büyük ressam Osman Hamdi bey gördüklerine inanamaz ve ona yanında resim yaptırırOsman Hamdi bey Kadri beyinde aile dostu olduğundan ona özel der vermeye başlar ve kendi tavsiyesi ile bir sürede Halil paşadan ders alır Osman Hamdi çok başarılı bulduğu Müfide hanımın bu yeteneği akademinin İtalyan asıllı profesörü Valeri tarafından da taktir edilir Müfide hanım bir süre prof, Valeri’den de suluboya ve kara kalem desen dersleri alır Müfide’nin bir resmine karma bir sergide yer verir Resim görenlerin ilgisini çeker Daha sonra Osman Hamdi bey teşvikleri sonucu bir başka resmi Almanya’da sergilenir, orada ilgi görür ve bir ödül kazanır Ödül olarak kazanılan altın madalya Maarif Nezareti kanalıyla eve kadar gönderilir ve bu olay büyük ilgi uyandırır Bu sergiden kazandığı altın madalya resim sanatında daha büyük bir tutkuyla yönelmesine yol açar

Müfide Kadri’nin resim alanındaki başarıları ve üstün yeteneği ona resim öğretmenliği yolunu açar Fransızca konuşan doğu ve batı edebiyatı üzerinde zengin bilgisi bulunan ve resim yapan Müfide Kadri Nümune mekteplerine bir yıl kadar resim dersleri verir Daha sonrada Süleymaniye de Nümune-i İnas adlı kız okullarında resim, nakış ve musiki hocalığı yapar (Resminde olduğu kadar müziktede başarılı olmuştur Ud, keman ve kemençe çalmanın yanı sıra bestelerde yapmıştır Sözleri Selahattin Bey’e ait olan “Tenan-i Şebap” adındaki bestesi döneminde ünlü sanat dergilerinde yayınlanmıştır) Bu sırada IIAbdulhamit’in kızı Adile Sultan’a sarayda resim derleri verilir

Müfide Kadri hiç evlenmemiştir Bir ara asker ressamlardan Sami Yetik ile evlendirilmek istenmişsede ileri derecede tüberkiloz olması nedeniyle bu olay gerçekleşmemiştir Müfide Kadri, 1912 yılında 22 yaşında yaşamını yitirir Ölümü üzerine devrin kültür ağırlıklı gazete ve dergilerinde duygusal yazılar yayınlanır Yakın akrabası, ünlü müzisyen Rauf Yekta bey tarafından Karacaahmet’deki mezarına özel bir mezar taşı yaptırılır

Ölümünden sonra yakınları Müfide Kardi’nin geride kalan 40 dolayındaki resmini, sergilenip satılmak üzere Osmanlı Ressamlar Cemiyeti’ne verdi Resimler 1912’de sergilendi elde edilen gelir cemiyete bağışlandı Resimlerin bazıları Almanlar tarafından satın alındı Müfide Kadri’den kalan pek az resim de özellikle kadın portrelerinde modelin fizik yapısı kadar iç dünyasını dışa vurmakta başarılı bir yol izlediği görülür
Click here to view the original image of 700x486px





BELKIS MUSTAFA

1896'da İstanbul'da doğdu İnas Sanayi-i Nefise Mektebi'nin ilk öğrencilerindendi Okuldaki başarısı farkedilince eğitim için Berlin'e yollandı Oradaki eğitimini tamamladıktan sonra Türkiye'ye döndü Ancak üstün yeteneği nedeniyle ikinci kez Berlin'e yollandı 1925 yılında orada öldü














MELEK CELAL





Tepedelenli Ailesi'nin kültürlü kızlarından biri olan Melek Ziya, 1896 yılında İstanbul'da doğdu Sanayi-i Nefise'de ve yurtdışındaki Güzel Sanatlar Okulları'nda eğitimini tamamladı Kıbrıs'ın tanınmış kişilerinden Celal Sofu ile evlilik yaptı uzun yıllar İstanbulda Moda'da oturdu İkinci evliliğini Almanya'nın ünlü doktorlarından Lampe ile yaptı Melek Celal son yıllarını yerleştiği Münih kentinde geçirdi ve 1976 yılında orada öldü Eski eserlere derin tutkusu dolayısıyla el işlemelerinden ve giysilerden oluşan geniş bir koleksiyonu vardı Kitaplar ise, bir diğer merakıydı, Fransızca, İngilizce ve Almanca yayınlanmış kitapları da vardır



EMİNE FUAT TUGAY



Geniş kültür bilgisi ve İngilizce yazdığı Oxford tarafından basılan kitabı ile tanınan Emine Fuat, meşhur Mareşal Gazi Ahmed Muhtar Paşa'nın torunu ve ünlü Kumandan, Bakan ve Büyükelçilerden Mahmud Muhtar Paşa'nın kızıdır 1897 yılında İstanbul'da doğdu Resim eğitimini Zürih'te ve Almanya'da yaptı Eşi, ünlü elçilerimizden Ahmet Hulusi Tugay'dı Emine Fuat hayırseverliği ve özellikle de hayvanlara olan düşkünlüğü ile de tanınmıştı Tarih ve sanat bilgisi, değişik kültürler ve insanlara olan alakası ile devletimizi de muhtelif ülkelerde olgunlukta temsil etmiş, değerli sefirelerimizdendi 1975 yılında vefat etti

GÜZİN DURAN





Güzin Duran'ın Portresi, Kağıt Üzerine Pastel, 385x28 cm

Musiki ve hat sanatkârlarının soyundan gelen Güzin Hanım, 1898 yılında İstanbul'da doğdu İnas Sanayi-i nefise mektebinin ilk öğrencilerindendi Burada tanıştığı hocası Prof Feyhaman Duran'la evlendi

Az sayıda resim çalışması olmasına rağmen el işlemeleri ve Karagöz malzemelerinin koleksiyonu ile de tanınır Güzin ve Feyhaman Duran çifti evlerini ve eserlerini müze olarak bağışladılar 1981 yılında Güzin Duran aramızdan ayrıldı

NAZLI ECEVİT

Asker kökenli bir aileden gelen Nazlı Ecevit, 1900 yılında İstanbul'da doğdu Babası Albay Emin Bey, büyükbabası Ferik Salih Paşa'dır Annesinin babası ise padişah yaverlerinden Kirat Paşa'dır

Nazlı hanım, meşrutiyet döneminde kızlar için açılan İnas Sanayi-i nefise mektebi'nin ilk öğrencilerindendi Ankara ve İstanbul'da resim öğretmenliği yapmıştır Her tarzı başarı ile fırçasına aktarmıştır Mesleği ile ilgili derneklerde başkanlık yapmıştır 1985 yılında vefat etti

Manzara, portre ve ölü doğaları ile tanınır 1922-1947 yılları arası verdiği aradan sonra tekrar resme başlamış 1948-75 arası Devlet Resim ve Heykel Sergi'lerinin hemen hemen hepsine katılmıştır Eserleri çoğunlukla yağlıboya, suluboya, pastel ve karakalemdir


Alıntı Yaparak Cevapla