Prof. Dr. Sinsi
|
Osmanlıca Sözlük (Ş Harfi)-Osmanlıca Sözlük (Ş Harfi)İle İlgili Kelimeler...
Osmanlıca Sözlük (Ş Harfi)-Osmanlıca Sözlük (Ş Harfi)İle İlgili Kelimeler  
Osmanlıca Sözlük (Ş Harfi)-Osmanlıca Sözlük (Ş Harfi)İle İlgili Kelimeler 
Osmanlıca Sözlük (Ş Harfi) ŞAAB Ayrılmak * Yarmak
ŞA'AR Kıl büken
ŞAAR Ağaç, şecer
ŞAB (Bak: şap)
ŞA'B (C : şuub) Tâife, cemaat Kabile
ŞA'B Ayrılmak Dağılmak * Islah etmek, düzeltmek * Helâk etmek * Kırmak
ŞA'BAN (Şâbân) Arabi ayların sekizincisi Mübârek Şuhur-u selâsenin (Üç ayların) ikincisi
ŞABAŞ f Alkış etme, alkışlama Aferin deme Bir hareketi güzel bulmaktan dolayı alkışlamak veya hediye vermek
ŞABAŞHÂN f Beğenip alkışlayan
ŞABB Genç, delikanlı, yiğit
ŞABB-I EMRED Bıyığı, sakalı henüz çıkmış delikanlı
ŞABBE Genç kadın
ŞA'BEZE El çabukluğu
ŞAB-HANE f Şap çıkarılan yer
ŞABİH Misil olan, nazir, benzeyen
ŞABUB (C : Şeabib) Sağanak yağmur
ŞACİNE (C : Şevâcin) Ağaçlı ve meşeli dere
ŞACİR Ayak altında ızdırap çekmek
ŞAD f Sevinçli, ferahlı, memnun, mesrur, şen, bahtiyar
ŞADAB (Şâd-âb) f Suya kanmış, sulu Taze
ŞÂD-ÂBÎ f Sulu olma, suya kanmışlık Tazelik
ŞADABTER (şâd-âbter) f Çok su verilmiş, fazla sulanmış
ŞADAN f Sevinçli, bahtiyar
ŞAD-HAB f Uykusu tatlı
ŞADIRVAN Etrafında bulunan bir çok musluklardan ve bir fıskiyeden su akan havuz tarzında kubbeli çeşme Şadırvanlar daha ziyade cami avlularında halkın abdest almaları için yapılırdı
ŞADİ f Sevinçlilik, memnunluk, mesruriyet, gönül ferahlığı
ŞADİ Mahkeme hademesi Mübâşir * İlimden, edebiyattan hissesi olan * Nağme ile şiir okuyan
ŞADİHE Alından buruna varana kadar olan beyazlık
ŞADKÂM f Çok sevinçli
ŞADMAN (Bak: şadüman)
ŞADNAK f Gönlü memnun, mesrur
ŞADÜMAN (şâd-mân) f Mesruriyet, sevinçlilik * Mesrur, bahtiyar
ŞAE Diledi, istedi, murad eyledi
ŞAFAK Tan zamanı Güneş doğmağa yakın zaman veya güneş battıktan sonraki alaca karanlık Gündüz * Nahiye Cânib * Nasihat eden kimsenin "Nasihatım te'sir etsin, sözüm tutulsun" diye ıslah için gayret göstermesi * Merhamet * Harf
ŞAFAK-ÂLUD f şafak gibi, şafak renginde
ŞAFAK-GÛN f Şafak renkli, kızıl
ŞAFE Ayakta çıkan ve dağlamayınca gitmeyen çıban
ŞAFİ Hastaya şifa veren (Allah C C ) * Yeter görünen, kifayet eden
ŞAFİ' (Şefaat den) Şefaat eden Bir kimsenin suçunun bağışlanması için vasıtalık eden
ŞAFİÎ Şâfiî mezhebinden olan (Bak: İmam-ı Şâfiî)
ŞAFİN (ŞEFUN) Göz ucuyla bakan kişi
ŞAGB Ayıplamak * Cidal, dövüş, niza * Şerri tahrik etmek
ŞAGİL İşgal eden, tutan * Meşgul eden, meşgul edici * Meşgul olmayı gerektiren * Bir mülkte oturan
ŞAGR Köpeğin bir ayağını kaldırıp bevletmesi
ŞAGRABİYYE (C : Şegârib) Ayak bağlamak
ŞAGŞAGA Süngüyü vurduğu kimsede hareket ettirmek
ŞAGVA' (C : Şuguv) Dişleri birbirine muhalif olup kimi fazla kimi eksik olan kadın
ŞAGZEBİYYE (C : Şegâzib) Ayak bağlamak
ŞAH f Ağaç dalı Budak * Boynuz Karın * Su arkı * Alın * Kadeh
ŞAH f Pâdişah İran veya Afgan hükümdarlarının nâmı * Bir yere hâkim olan zât Sâhip * Asıl * Atın ön ayaklarını yukarı kaldırarak durması
ŞAH-I MERDAN "Mertlerin şahı" meâlinde Hazret-i Ali Radiyallahü anh'ın bir nâmı
ŞAH-I RİSALET Risaletin Şahı Hz Muhammed (A S M )
ŞAH Ayıp
ŞAHA f Boyunduruk
ŞAHADET (Şehâdet) Şâhidlik * Bir şeyin doğruluğuna inanmak * Delâlet Alâmet, işaret, iz * Allah (C C ) rızâsı yolunda hayatını fedâ etmek Din için muharebeden şehitlik (Bak: Şehid)
ŞAHADET GETİRMEK Kelime-i Şehadet olan $ kelâmına inanıp söylemek Bir Allah'tan başka ilâh olmadığına; Muhammed Aleyhissalâtü vesselâm'ın, Allah'ın Resulü olduğuna inanarak söylemek
ŞAHADETNAME f Bir işin yapılmasına müsaade veren resmî izin kâğıdı Vesika Diploma
ŞAHAMET Semizlik, yağlılık, şişmanlık
ŞAHAN (şâh C ) f şahlar, pâdişahlar
ŞAHANE Şah gibi, şaha yakışır bir surette
ŞAHB Yaradan kan akmak * Emzikten süt akmak * Rengin değişmesi
ŞAHBAL (Şehbal) f Kuş kanadının en uzun tüyü
ŞAHBAZ f İri ve beyaz doğan kuşu * Mc: Çevik ve becerikli Yiğit, şanlı, kahraman
ŞAHBEYT Edb: Bir şiirin en güzel beyti Gazelde matla'dan sonraki beyt
ŞAHDANE f İri inci tanesi * Kenevir tohumu
ŞAHDAR f Dallı, budaklı ağaç * Dallı boynuzlu hayvan
ŞAHENŞAH f Pâdişahlar pâdişahı Şâhlar şâhı En büyük pâdişah
ŞAHESER f Üstün ve büyük eser Eserin şâhı * Yüksek değerde olan
ŞAHET-İL VÜCUH "Yüzleri, bahtları kara oldu, yüzleri kararsın  " meâlinde
ŞAHIS (şahs dan) Ölçmek için dikilen ve işaret tutulan nişan * Belirten
ŞAHIS (C : Eşhâs) Kişi, kimse İnsanın cismanî hey'eti * İnsanın uzaktan görülen karaltısı
ŞAHIS ZAMİRİ İsim yerine kullanılan ve insanlara işaret eden kelimeler Farsçada: $ (Men: ben), $ (Tu: sen), $ (U: o), $ (Mâ: biz), $ (Şümâ: siz), (İşân: onlar) Bunlar gayr-ı muttasıl (bitişik olmayan) zamirlerdir Arapçada; gayr-ı muttasıl zamirler: $ (Ene: ben), $ (Ente-sen), $(Entümâ: ikiniz), $ (Hu: O), $ (Entüm: siz), (Entünne: siz) (Müennes), $ (Nahnu: biz), $ (Hüm: Onlar) (müzekker) $ (Hünne: Onlar) (müennes)
ŞAHÎ f şaha, hükümdara ait, şah ile ilgili * Hükümdarlık, şahlık * Eski topların bir çeşiti * Nişastalı, yumurtalı bir helva * Tar: Osmanlı Padişahlarından Yavuz Sultan Selim Han'ın bastığı altun para (Bu ismin verilmesi, üzerinde "şah" kelimesinin yazılı bulunmasından dolayıdır )
ŞAHİC Eşek, hımar
ŞAHİD Şahitlik yapan Bilen, tanıyan Senet yerine geçecek kadar mâkul ve mu'teber sayılan Gören * Resul-ü Ekrem Efendimizin (A S M ) bir vasfı * Melâike-i kiram * Hazır
ŞÂHİD-İ ÂDİL Doğru sözlü şâhid
ŞÂHİD-İ EZELÎ Ezelden ebede her şey nazar-ı şuhudunda olan Cenab-ı Hak
ŞAHİD (C : Şevâhid-Şühud) Veled yatağı denilen ve çocuk ile birlikte çıkan deri
ŞAHİD f Sevgili, mahbube * Güzel, dilber
ŞAHİDE (Müe ) Kadın şâhid * Mezar taşı * Mezara dikine dikilen ve üzerinde yazı ve çiçek motifi bulunan baş ve ayak taşları * f Dilber, güzel
ŞAHİD-ZOR f Yalancı şâhit
ŞAHİH (C : Şihah) Bahil kişi
ŞAHİK Yüce, büyük dağ * Yüksek yapı veya ağaç
ŞAHİKA Dağ tepesi, zirve
ŞAHİM Semiz, yağlı, şişman, besili
ŞAHİN (C : Şevâhin) Doğan'a benzer bir kuş ki, av avlamak için terbiye olunur
ŞAHİNE Öşür memuru
ŞAHİS Büyük cüsseli, iri yapılı kimse
ŞAHİT (C : Şihât) İnce yufka olmuş nesne
ŞAHKÂR f En güzel eser Baş eser şâheser
ŞAHM Etler arasında bulunan yağ, iç yağı Don yağı
ŞAHM Bozulmak ve değişmek Fâsid ve mütegayyer olmak
ŞAHMERDAN (Şâh-ı merdan) f Mertlerin şahı, Hazret-i Ali (R A ) * Aşağı yukarı çıkan büyük demir tokmak
ŞAHM-PARE f İç yağın bir parçası Bir kısım iç yağı
ŞAHN Doldurmak * Sürüp reddetmek
ŞAHNA' Buğz, düşmanlık, adâvet
ŞAHNE İnzibat memuru, emniyet memuru
ŞAHNİŞİN f Şahların oturmalarına lâyık yer * Evin sokak üzerine olan çıkmaları
ŞAHR (ŞAHİR) Ağızını öttürmek * Islık çalmak * Sesi yükseltmek
ŞAHRAH f Büyük ve işlek yol, cadde Şaşırılması mümkün olmayan doğru ve işlek yol
ŞAHREG f şah damar, büyük damar
ŞAHS (Bak: Şahıs)
ŞAHS-I MANEVÎ Bir şahıs olmayıp kendisine bir şahıs gibi muamele yapılan şirket, cemaat, cemiyet gibi ortaklıklar Belli bir kişi olmayıp bir cemaatten meydana gelen manevî şahıs * Bir topluluğun taşıdığı manevî kuvvet ve meziyetler
ŞAHS Acı çekmek Iztırab çekmek
ŞAHSAR f Dallı budaklı ağaçlar Ağaçlık yer Koruluk
ŞAHSEN Şahıs olarak, ferd olarak Şahısça, kendi * Yalnız uzaktan görerek
ŞAHSÎ Şahsa mahsus, şahsa ait, dair Kişi ile, şahıs ile alâkalı
ŞAHSİYET Bir kimsenin kendisine mahsus ahvâli Şahıs olma Karakter sâhibi ve makbul bir insan olma
ŞAHSİYYAT Kişinin şahsına, kendine ait sözler * Birinin kendine ait münasebetsiz sözleri
ŞAHSÜVAR (C : şâhsüvârân) f Ata iyi binen
ŞAHŞAH Görevli, vazifeli
ŞAHŞAH Sözü doğru olan, yalan söylemeyen * Gayretli, bahadır kimse
ŞAHŞAHA Kuşun hızla uçması
ŞAHT (ŞÜHUT) Iraklık, uzaklık, bu'd
ŞAHTEREC şahtere otu
ŞAHUR f Ekmek fırını
ŞAHVAR (Şeh-vâr) f Şâha, hükümdara yakışacak tarzda, şah gibi * İri ve iyi cins inci
ŞAHVE Adım, hatve
ŞAHZ Keskinleştirmek
ŞAHZADE f Şâh oğlu Hükümdar veya pâdişah oğlu Prens
ŞAİBE Leke, kir * Süprüntü Pislik * Kusur Noksan Hata Eksiklik
ŞAİK Dikenli
ŞAİK(A) Şevkli, hevesli, şevk verici
ŞAİKANE f İsteklice ve şevkli olarak
ŞAİLE (C : Şüvül-Şevâil) Sütü çekilmiş deve
ŞAİR (C : Şairât) Arpa * Kurban devesi
ŞAİR Şiir yazan Sözünü vezin ve kafiye ile tertib eden
ŞAİRÂNE f şairce şaire benzer surette konuşmakla Mevzuu şiir sayılabilecek kadar hoş, lâtif olan şey
ŞAİRE (C : Şâirât - Şevâir) Kadın şair
ŞAİRE Bir tek arpa, arpa tanesi * (C : Şaâyir) Tıb: Arpacık
ŞAİRİYY Arpa satan kimse
ŞAKA' (ŞIKA') Bedbahtlık * Yaramazlık
ŞAKA' (ŞÜKU') Tulu etmek, doğmak * Çıkmak, huruç etmek * Dağıtıp perâkende etmek
ŞAKA Meşakkatli ve güç * Musibet ânında yakasını ve yüzünü yırtan kadın
ŞAKAVET (Bak: şekavet)
ŞAKCE Henüz yeni renk almış olan hurma
ŞAKIZ Gözü değen kişi * Gözüne uyku gelmeyen * Daima güneş tarafına yönelen bir nevi büyük kertenkele
ŞAKİ (Şekavet den) Haydut Yol kesen Haylaz * Her çeşit günahı işleyebilen
ŞAKİ Şekavette bulunan
ŞAKİ Şikâyet eden * Ağlayan * Hiddetli ve şevketli
ŞÂKİ-İ SİLÂH Harp âletleri keskin ve hazır olan kimse
ŞAKİFE (C : Şukuf) Su dökülmemiş saksı parçası
ŞAKİK İkiye bölünmüş bir şeyin yarısı * Öz kardeş
ŞAKİKA (C : Şakayık) Yarım baş ağrısı * Ana - baba bir olan kız kardeş Öz kız kardeş * Çatlak, yarık
ŞAKİL Yanakla kulak arası * Âdet Hilkat
ŞAKİLE Yol Tarik Meslek * Yaradılış Tıynet Seciye Mizac Bir kimsenin yaratılışının temel hususiyeti
ŞAKİR Allaha şükreden Hâlinden memnuniyetini bildiren (Bak: Şükr)
|