Yalnız Mesajı Göster

Adolf Hitler'in Politik Yükselişi

Eski 09-10-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Adolf Hitler'in Politik Yükselişi



Adolf Hitler'in politik yükselişi - 1Bölüm
Adolf Hitler'in politik yükselişi

Avusturyalı bu genç adamın başlangıçtaki hayali ressam olmaktı ama akademiye kabul edilmedi

Hitler kendinden geçerek ve ağlayarak attığı nutuklarla milyonlarca Alman'ı büyüleyerek kendisine bağlayabilmişti
Avusturya vatandaşı olarak doğan Adolf Hitler’in, Almanya’nın tek hakimi olmasına kadar geçen süreç Birinci Dünya Savaşı sırasında başladı

Kendi ülkesinde asker kaçağı, Almanya’da kahraman asker

Savaştan kısa bir süre önce Münih’e gelmiş ve Alman ordusuna gönüllü yazılmıştı Oysa kendi memleketinde askerlik yapmaktan kaçıyordu Avusturya polisine yakalandığı bir sırada askere gönderilmek istenmiş ancak yapılan sağlık kontrollerinde ‘askerliğe elverişli olmadığı’ sonucuna varılmıştı

Münih’te gönüllü katıldığı Alman birliği Bavyera Gönllüler Bölüğü ile birlikte Fransa ve Belçika’da aktif muharebelerde yer alan Hitler, hızlı bir koşucuydu Sıklıkla düşman ateşine maruz kalmış ama her seferinde kendisine verilen görevleri başarıyla yerine getirmeyi bilmişti

Önce 1914’te ikinci derece Demir Haç ve sonra da 1918’de birinci derece Demir Haç madalyasıyla ödüllendirildi ki Alman vatandaşı olmayan bir askerin Alman ordusunda alabileceği en yüksek nişan buydu

Savaş sırasında karargahlar arası habercilik görevlerini yerine getirmekten başka, cephede bile resim yapabilecek ve kendini sanatla ilgili çalışmalarına verecek vakit bulabiliyordu Hatta ordu gazetesinde basılacak ‘eğitim amaçlı’ desenler de çiziyordu

1916 yılında bacağından vurulup cephe gerisine gönderilse de 1917 Mart’ında tekrar cepheye döndü Bütün bu süreçte rütbesi yükselmese de, askerlik ve savaşın ne olduğunu iyice kavramıştı

15 Ekim 1918’de düşmanın hardal gazı saldırısına maruz kaldığı için geçici olarak kör olduğu için sahra hastanesine kaldırıldı Kendi kaderinin “Almanya’yı kurtarmak” olduğuna o sırada karar verdiği düşünülmektedir Zehirli gaz kullanarak Yahudileri yok etmek fikrinin de o sırada aklına geldiği söylenir Netekim ‘Kavgam’ adlı kitabında “Büyük savaşın başında hatta savaş sürerken, ülkeyi çürüten on-on beş bin Yahudi’ye zehirli gaz tatbik edilseydi cephede kaybedilen milyonlarca insan boş yere kurban edilmemiş olacaktı” diye yazmıştır

Almanya’ya çok uzun zamandır hayrandı, savaş sırasında bu hayranlık ‘ihtiraslı bir vatanseverliğe’ dönüşmüştü Ancak Hitler 1932’ye kadar Alman vatandaşı olmadı

Birinci Dünya Savaşı sonunda Almanya mağlup ve umutsuz

Kasım 1918’de hatta bir takım yabancı topraklar hala Almanya’nın elindeyken savaşın yenilgiyle sonuçlanması karşısında Hitler şok olmuştu Bu nasıl olurdu? Pek çok diğer Alman milliyetçisi gibi Almanya’nın ‘arkadan bıçaklandığına’ inanıyordu Almanya savaş alanında yenilmemişti ama sivil liderler, politikacılar ve Marxistler (sonradan bunlara ‘Kasım suçluları’ denecekti) Almanya’yı arkadan bıçaklamış ve Versailles anlaşmasının imzalanmasına razı olmuşlardı

(Bu süreç Türk tarih kitaplarında “Almanlarla birlikte Osmanlı da savaşta yenilmiş sayıldı” olarak anlatılmıştır)

Versailles anlaşmasıyla Almanya pek çok topraktan çekilmekle kalmadı, ordusu dağıtıldı ve çok ağır ekonomik şartları yerine getirmeye zorlandı Polonya’nın tekrar ‘yaratılması’ (o tarihte Alman toprağıydı) mutedil Almanları bile çileden çıkarmıştı (2Dünya Savaşı’nın 1 Eylül 1939’da Almanya’nın Polonya’yı işgaliyle başladığı hatırlanırsa, bu konunun Almanya için ne kadar önemli olduğu da anlaşılabilir)

Belki de en kötüsü “savaşın sorumlusu” olarak Almanya’nın ilan edilmesi ve savaş tazminatı ödemeye mahkum edilmesiydi Almanya, savaşın galibi büyük devletler tarafından küçük düşürülmüş ve aşağılanmıştı Versailles anlaşmasıyla Almanya’ya kabul ve dikte ettirilen bu durum, sonradan Almanya’da hem politik hem de sosyal bir yıkım yaratacak, Hitler ve NAZİ partisi işte bu yıkımın Alman halkında yarattığı umutsuzluk ve acılardan yararlanarak iktidara geleceklerdi

Savaştan sonra Hitler Münih’e döndü Bavyera Eğitim ve Propaganda Bakanlığı tarafından düzenlenen ‘ulusal düşünce’ kurslarına katıldı Temmuz 1919’da polis casusu olarak Alman İşçi Partisi’ne (DAP) sızdı Parti hakkında istihbarat çalışmaları yaptığı sırada, partinin kurucusu Anton Drexler'in Yahudi karşıtı, anti-marxist ve anti-kapitalist fikirlerine büyük hayranlık duymaya başladı

Drexler’in felsefesine göre Almanya’nın ihtiyacı; güçlü bir merkezi hükümet, Yahudilerden arındırılmış bir sosyalizm ve toplumun bütün üyeleri arasında karşılıklı dayanışma idi

Hitler o sıralarda ayrıca DAP kurucu üyelerinden ve gizli Thule derneği üyesi Dietrich Eckart’la tanıştı Eckart bir anlamda Hitler’in siyasi hamiliğini ve hocalığını üstlendi Ona nasıl giyinileceğini, topluluk karşısında nasıl konuşma yapılacağını öğretti Onu çok önemli ve yüksek seviyedeki insanlarla tanıştırdı Hitler ‘Kavgam’ adlı kitabının ikinci cildinde Eckart’a saygılarını sunmayı ihmal etmemiştir

Hitler’in siyasi yaşamı başlıyor

Hitler Mart 1920’de ordudan terhis edildi ve amirlerinin de tavsiyeleriyle kendini parti çalışmalarına adadı 1921 başlarında artık çok etkili bir hatip olmuştu Geniş kalabalıklar önünde çok etkili konuşmalar yapabiliyordu Bu durumuyla siyasi rakiplerinin de dikkatini çekti Polemikçi nutukları nedeniyle rakip çevrelerde kötü bir ün edinmeye başlamıştı

DAP Münih’te yerleşik bir partiydi ve Weimar cumhuriyetini devirerek Marxistleri ezmeye kararlı Alman subaylarını bünyesinde barındırıyordu Partinin ileri gelenleri Hitler’in giderek artan etkisini farketmiş ve nihai amaçlarına ulaşma yolunda Hitler’in ‘uygun bir araç’ olduğunu düşüncesiyle ona destek oluyorlardı

Hitler ilk defa 'Führer' oluyor

Hitler’in 1921 yazında Berlin’e yaptığı bir ziyaret sırasında parti içinde isyan çıktı Partinin yürütme kurulundaki bazı üyeler Hitler’in partiye gereksiz bir yük olduğunu düşünmeye başlamıştı Augsburg’lu sosyalistlerle bir ittifak bile oluşturdular

Hitler 11 Temmuz 1921’de Münih’e döndüğünde bu durumdan çok rahatsız oldu ve partiden istifa etti Partinin ileri gelenleri, Hitler’i kaybettikleri anda partinin fiilen sona ereceğini de dehşetle gördüler Hitler bu zayıf anı iyi değerlendirdi ve ‘kendisine diktatör yetkileri verilmesi şartıyla’ partiye geri dönebileceğini bildirdi

Parti içindeki bir takım karışıklıklar ve tartışmalardan sonra Hitler’in talepleri oya sunuldu ve partililerin 543 leyhte oyuna karşılık 1 aleyhte oyla kabul edildi Partinin bir sonraki kongresi 29 Temmuz 1921’te toplandı ve Adolf Hitler Nationalsozialistische Deutsche Arbeiterpartei’ın (Alman Sosyalist İşçi Partisi) 'Führer'i olarak ilan edildi Bu sıfat ilk defa halka açık şekilde ilan edilmiş oluyordu

Hitler birahanelerde yaptığı konuşmalarla Yahudilere, sosyal demokratlara, liberallere, gerici monarşistlere, kapitalistlere ve komünistlere veryansın ediyor bu sayede taraftar topluyordu Ona ilk katılanlar arasında Rudolf Hess, Hermann Göring ve Ernst Röhm vardı Yerel iş çevrelerinin de desteğini kazanan Hitler bu sıralarda eski general Erich Ludendorff ile de tanıştı

Hitler müthiş bir hatipti Sözcüklerin gücüyle kitleleri harekete geçirebileceğine inanıyordu Kavgam kitabında "Tarihteki en büyük dinsel ve siyasal çığları düşüren tek güç söylenen sözün sihirli gücüdür" diye yazmıştı


Alıntı Yaparak Cevapla