09-07-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Nazan Bekiroğlu Sözleri
Nazan Bekiroğlu yazıları - Nazan Bekiroğlu cümleleri - Nazan Bekiroğlu kitaplarından alıntılar
……
Cennet: kaybettiği
Havva: bulamadığı
Yıllarca Adem Havva’yı aradı
Hiç pişman olmadı, hiç şikayet etmedi
Kalbi hiç kaymadı, güveni hiç sarsılmadı
Yoruldu ama yolundan dönmedi
~ ~ ~
Bütün yorgunlukları arkasında bırakmış,
aşılmaz zannedileni aşmakla onanmış
Bir kere değil çok kere, bir şeyle değil çok şeyle sınanmış
Bir dünya yolculuğu geçmişti üzerinden Adem’in
Ama belli ki cennet bir kere yitirilse bile kazanılabilir bir şeydi
Baştan ayağı dikkat kesildi Adem ve Havva’yı bekledi
Belliydi Havva’nın geleceği, gelmeyecek olan böyle beklenmezdi
Bir rayiha gibi içine düşen umutla Adem:
“bekliyorum öyleyse gelecek” dedi
Bu kadar çok çağırdığı için
Bir devri kapadığını, bir devri açtığını fark etti
Ân geldi;
Adem, Havva ile iki dünyanın birleştiği yerde bir araya geldi
Gelen Havva değil, yitirilmiş cennetti 
*****
Elif  Mim  ve Nun
Gayrısı sükûn  
*****
"İstanbul sokaklarında korku
kol gezmeye başladı
Nerdesin?
İçimde yankılanan isimle sin!
Kalıcı mısın gidici misin sin?
Öfkem de rızam da
Kaderim sin!"
*****
*****
 
''bir kalb için ne kadar cok acı  ben katibü'l esrarım kalpler kuşanırım,sevdalar alırım,uçurum kenarları bu yüzden rüzgar ve ölüm kokar bu yüzden kendi yazdıgım sonunda dönüp dolaşıp bana geliyor
bütün anlamlara bitişik anlamı cözünce,bilince bilmenin bilincini,ademe öğretilen isimlere dönüşüyor bütün sözler neticede
hasretle baslayıp vuslatla bittiğinde hikaye;tüm yaşananlar tabiri sonraya bırakılmış bir rüya gibidir bu dünyada aksa da nil,cennetten cıkan dört ırmaktan biridir
degil mi ki ben katib -el esrarım kimi yazarak öldüm kimi ölerek yazdım
konan göcer,
dogan ölür elbet
ırmak denize ,deniz ırmaga kavuşur sonunda RUH KAYNAGINA KAYNAK DA RUHUNA MUHTAC DEGİL Mİ ŞUNUN ŞURASINDA  
*****
''  oysa sevmek,en fazla neyi sevdiğini fark etmek demektir ve seven biraz da neyi sevdiğini bilendir her aşk O'na cıkar sonunda O'ndan başkasını sevmek imkansız gibidir
seven sevdiğini neden sevdiğini bilse de bu böyledir,bilmese de bu böyledir''
*****
"kapat gözlerini önce ve hadi aç şimdi kendi içine değil mi ki, ''aslolan gözlerin kapalıyken yaşadıkların'' hala en güzel hikayeleri dünyalar bir araya gelse anlamayacaklara mı anlatmaktasın? ve sen hala sağırlar ordusuna senfoniler mi çalmaktasın? ne seni hazmedebilen ne de senin hazmedebildiğin bir alemde için sızlıyor, biliyorum içine bak, imkansız bir şey olmadıgını göreceksin kapat gözlerini gitsin ama aç kendi içine "
*****
hayat bir denizdi çokca kalbini kalemle ve yazıyla yormuş kişiler için  
duracağı günü bilmeden denizde yol alırdı her kaptan ve bir yandan ağa takılanlara bakar
bir yandan altını çizdiği satırlara dalardı  
burada bir seyir defteri açıldı  altını çizdiği satırları ya da ağına takılanları yazmak isteyenler için  
ilk sayfanın ortasına kurşun kalemle şöyle bir söz yazıldı:
"Ateşi besleyen şey onu söndürebilecek şeydi aslında: Rüzgâr "
Nazan Bekiroğlu / İsimle Ateş Arasında
*****
İnci, susuzluğuyla ağzını nisan yağmuruna açmışlığının kefaretini ve karnında inci büyütmüş olmanın bedelini "kırılmakla" ödeyen istiridyenin hakkı olmuş olmasın sakın ?
istiridyeyi kırmazsan inci çıkaramazsın!
istiridye kimin?
Denizin
Ya deniz ?
Susalım!
-İnci Kimin Hakkı?-
*****
"Aşk çok şeymiş ama onun da mânası hâline göreymiş Aşk olsaydı kıvamı bozulmazmış Bir kalbi buraya, kalpsizlik toprağına savurmazmış Onunki aşk değilmiş başka bir şeymiş Aşk değil tenmiş Sen değil benmiş Sevda değil hışımmış Belâymış Kerbelâymış  Ve haklıymış Âdem Haklıymış habercilerin ilki Belâ aşktan büyükmüş Allah hepsinden "( Lâ'dan )
*****
"Çölde gezen Mecnun bir gün çocuklar tarafından kayalara çizilmiş, kendisi ile Leylâ'nın sûretini görür Ve Leylâ'nınkinin üzerinden bir kalem geçirir karalar onu Görenler kınayarak, ayıp değil mi, derler, bari onunkini bırak da kendininkini sil Âşık maşuka perdedir, diye cevap verir Mecnun İlk bakışta, Leylâ ile kendisi arasına giren "Leylâ'nın sûreti"ni terk olarak çözümlenebilecek bu davranış, sonunda Mecnun'un Leylâ'yı da terk etmesiyle neticelenecek bir tavrın ifadesidir
Leylâ kendi sûretine göre asıl, Mevlâ'ya göre sûrettir çünkü
Her sûret bir önceki sûrete göre asıl, ama bir sonraki asıla göre de sûret hükmündedir Her sûret bir önceki sûrete göre vuslat, bir sonrakine göre hasret  
Ve bu hasret mutlak olanda son bulur sadece Çünkü orada bütün sûretler hükümsüzdür artık  "
Mavi Lâle/Nazan Bekiroğlu
|
|
|