![]() |
Sicilya-Tarihi-Ekonomisi
6 Eklenti(ler)
Sicilya-Tarihi-Ekonomisi
http://frmsinsi.net/attachment.php?a...1&d=1261861355 Akdeniz'in en büyük adasıdır. Bağlı olduğu İtalya'nın en güney ucundan 16 km genişliğindeki Messina Boğazı ile ayrılır. Kuzeyindeki birkaç küçük adayla birlikte özerk bir yönetim bölgesi oluşturur. Sicilya kabaca üçgen biçiminde, doğal güzelliğiyle ünlü bir adadır. Yüzölçümü 25.460 km2'dir. Kuzey kıyısında yükselen sarp dağlar, İtalya anakarasındaki Apennin Dağları' nın uzantısıdır. Doğu kıyısı yakınlarındaki Etna, 3.323 metre ile Avrupa'nın en yüksek etkin yanardağıdır. Adanın büyük bölümü kuzeyden güneye doğru alçalan engebeli bir yayladır. Özellikle kuzeyinde dar kıyı ovaları yer alır. Sicilya'da yazlar sıcak ve kuru, kışlar ılık geçer. Yağış oranı düşüktür. Adanın başlıca sorunlarından biri susuzluktur. Yamaçları örten doğal orman örtüsü tarım için toprak kazanmak amacıyla neredeyse bütünüyle yok edilmiştir. http://frmsinsi.net/attachment.php?a...1&d=1261861355 Sicilya İtalya'nın yoksul bir bölgesidir. Bir ada oluşu ve ülkenin en güney ucunda yer alışı yüzünden İtalya'nın öteki kesimleriyle ilişkisi kesik gibidir. Halkın büyük bölümü çiftçilikle geçinir. Adada, anakarada yaşayan İtalyanlar'ın bile anlamakta güçlük çektiği bir lehçe konuşulur. İtalya'da yetişen limon ve portakalların çoğu Sicilya'da üretilir. Alçak yamaçlarda ve kıyı ovalannda turunçgillerden başka zeytin, badem, üzüm ve çeşitli sebzeler yetiştirilir. Sicilya'nın kuzey kıyısında yer alan Palermo'nun gerisindeki vadi, tadına doyulmaz portakallarından ötürü "Conca d'Oro" (altın kabuk) adıyla anılır. Batıdaki Marsala Ovası şarabıyla ünlüdür. http://frmsinsi.net/attachment.php?a...1&d=1261861355 Sicilya'nın engebeli iç kesimleri, 1950'lere kadar çok düşük ücretle işçi çalıştırılan büyük çiftliklere bölünmüştü. 1950'den bu yana devlet bu toprakları kamulaştırarak köylüler arasında paylaştırdı. Adada en çok buğday ekilirse de, üretim düşüktür. Engebeli çayırlar koyun ve keçi otlatmaya elverişlidir. Bundan başka az sayıda sığır beslenir. Ada halkının büyük bölümü tepelerde kurulu kasaba ve köylerde yaşar. italya balıkçılık filosunun yaklaşık dörtte birini Sicilya'nın balıkçı tekneleri oluşturur. En çok orkinos avlanır. Adada balık, meyve ve sebze konserveciliği yapılır. Oldukça katışıksız halde kükürt elde edilir. Başlıca sanayileri petrol çıkarımı ve arıtımı, kimyasal madde, plastik eşya, çimento ve gübre üretimidir. http://frmsinsi.net/attachment.php?a...1&d=1261861355 Kuzey kıyısında doğal bir liman olan Palermo adanın yönetim merkezidir. Başlıca büyük kentler Catania ve Messina'dır. Messina' da 28 Aralık 1908 günü tarihin en büyük depremlerinden biri oldu. Bu depremde 83 bin kişi, yani kent nüfusunun yarısından çoğu yaşamını yitirdi. İtalya ve Sicilya'daki demiryolları Messina ile anakara arasında işleyen bir feribotla birbirine bağlanır. Adanın karayolları iyidir. Ama, köyler arasındaki yollar taşlık ve dar olduğu için yükler ancak eşek sırtında taşına-bilmektedir. Tarih Sicilya'da ilk yerleşimler 10 bin yıl kadar önce kurulmuştu. Adada İÖ 8. yüzyılda Fenikeliler ve Yunanlılar yerleşim merkezleri kurdular. Özellikle güneydoğudaki liman kenti Siracu-sa'da Eski Yunanlılar'dan kalma pek çok kalıntıya rastlanır. İÖ 3. yüzyılda Roma'nın ilk eyaleti olan Sicilya, ortaçağ başlarında Vandallar, Ostrogotlar, Bizanslılar ve Arap-lar'ca istila edildi. 11. yüzyılda ise İtalya'nın güneyi ile birlikte Norman egemenliğine girdi. 13. yüzyıl sonunda İspanyollar'ın eline geçti. http://frmsinsi.net/attachment.php?a...1&d=1261861355 1443'te İspanyollar İtalya'nın güneyi ile Sicilya'yı birleştirdikten sonra bölge İki Sicilya Krallığı adıyla anılmaya başlandı. Ama bu birlik 16.-19. yüzyıllar arasında zaman zaman kesintiye uğradı. 1815'te resmen İki Sicilya Krallığı adını aldı. 1860'ta Giuseppe Garibal-di 1.000 gönüllüsüyle Sicilya'ya çıktı (bak. Garibaldi, Giuseppe). Ada ertesi yıl, yeni kurulan birleşik İtalya Krallığı'nın bir parçası oldu. 1947'de ise bölgesel özerklik kazandı. Sicilya'nın kendi parlamentosu vardır. Roma' daki İtalyan hükümeti de adaya her türlü yardımda bulunmaktadır. http://frmsinsi.net/attachment.php?a...1&d=1261861355 Sicilya, dünya çapında yaygın bir suç örgütü olan Mafya'nın doğum yeri olarak da ünlüdür. Adada ortaçağın sonlannda istilacı Norman, İspanyol ve Arap yönetimlerini devirmek amacıyla mafie adı verilen gizli silahlı gruplar örgütlenmişti. 1820-48 yılları arasında, çiftliklerinde çok az oturan toprak sahiplerinin mülklerini haydutlara karşı korumak amacıyla kiraladığı bu gruplar giderek bağımsızlaştı ve başına buyruk bir güç oldu. II. Dünya Savaşı'ndan sonra özellikle Palermo'da yuvalanarak rüşvet, şantaj, kaçakçılık işlerine girdi. Kan davası gütme, sır saklama ve hiçbir koşulda adalet için resmi makamlara başvurmama ilkesinden hareket eden mafya üyelerinin bir bölümü ABD'ye göç ettikten sonra bu ülkede 20. yüzyılın en büyük suç örgütünü kurdular. Nüfusu 5.051.413'tür (1985). |
Sicilya’daki ölüler evi
3 Eklenti(ler)
Sicilya’daki ölüler evi
Sicilya’nın Palermo kentindeki sıradışı müze, pek çok ziyaretçi ağırlıyor. 1800’lerden kalma erkek cesetleri, 90 yıl önce zatürreden yaşamını yitimiş bir kız çocuğunun hiç bozulmamış yüzü, pelerinin altından iskeleti görünen bir rahip ve yüzlercesi... http://frmsinsi.net/attachment.php?a...1&d=1261861693 Ürpertici mumyalar yaşam üzerinde düşünmenizi sağlıyor. http://arsiv.ntvmsnbc.com/i/blank.gif Palermo gibi, Sicilya’nın pek çok kentinde, doğal nedenler sonucu kuruyan ve din adamlarına mumyalaştırma konusunda esin kaynağı olan 2 bini aşkın ceset ziyaretçiler için sergileniyor. Yüzyıllar öncesindeki yaşama ve ölüme dair bilgiler sunan, Sicilya’nın Ölüler Evi’nin öyküsü, National Geographic Türkiye’nin Şubat sayısında yer alıyor. http://arsiv.ntvmsnbc.com/i/blank.gif Palermo’daki havaalanının adı, Falcone-Borsellino. Yetmişli yılların Amerikan polisiye dizilerini çağrıştıran ve daha önce duymadıysanız eğer, bunun için kimsenin sizi suçlamadığı isimler bunlar. Her ikisi de organize suçların çok eski tarihlerden bu yana ele geçirdiği Sicilya’da bu gidişe bir son vermeyi deneyen, ölümü göze alacak kadar cesur yargıçlardı. İkisi de suikaste kurban gitti. Burada halk yabancılarla Mafya hakkında konuşmayı pek sevmiyor; bu, utanç verici bir iç mesele ve aslında Sicilya sakinleri dışında kimseyi ilgilendirmeyen, kendilerine özel bir trajedi onlara göre. Sicilya sır tutan bir yer. Bunu başkent Palermo’nun kararmış yüzlü barok sokaklarında hissedebiliyorsunuz. Temkinli ve erkeksi bir yer burası, güzel ve talihsiz... Sicilya tarihinde, Avrupa’nın en dokunaklı, en sefil romantik öykülerinden biri yatıyor -bu insanlar ta 1950’li yıllara kadar Batı dünyasının en fakir köylüleriydi. Yüzyıllar boyunca, sonu gelmeyen kan davalarının, adaletsizliğin, sömürünün, namus cinayetinin ve mafya yasalarının hüküm sürdüğü, mandalina çiçekleri ve tütsü kokusuyla kuşatılmış, kıt kanaat bir yaşam içinde çabalayıp durdular. http://frmsinsi.net/attachment.php?a...1&d=1261861693 Sicilya’da dökülen kan, çağlar boyunca, dökülecek kanı getirdi peşi sıra. Palermo’daki Kapuçin Manastırı, pek de içinde sakladıklarını ele veren bir görünüm sergilemiyor. Mafyanın 1992’de Yargıç Borsellino’yu katlettiği kentin diğer ucunda, sessiz bir meydanda, bir mezarlığın yanı başında yer alıyor. Kapı önünde bir köşede, birkaç seyyar satıcı var; kartpostal ve rehber kitap satma telaşındalar. İçeride ise, masa başında oturan bir keşiş, bilet ve gelen ziyaretçilere yine kartpostal ve adaklık incik boncuk satıyor. Durgun bir gün; keşiş gazete okuyor. Merdivenden inip, ahşaptan yapılma bir Meryem Ana heykelinin yanından geçince, katakompa, ölülerin bekleme odasına açılan kapıya geliyorsunuz. Şaşırtıcı derecede büyük; yüksek, kemerli tavanları ve birbirine dik açılarla açılan upuzun koridorları var. Serin ve nemli; havada ekşi, baharatımsı bir toz ve çürüyen kumaş kokusu asılı. Güneş ışığı, yüksekteki pencerelerden dağılıp gelen solgun huzmelere dönüşüyor. Floresan ampullerin titreşen ışığı, havaya morgu andırır, cansız bir parlaklık ekliyor. Duvarlarda asılı, banklarda oturan, köhne kutularında dinlenen yaklaşık 2 bin ölü var burada. En iyi giysileri üstlerinde; mesleklerini ele veriyor. Burada onlardan başka hiç kimse yok. http://frmsinsi.net/attachment.php?a...1&d=1261861693 Rosalina, 1920 yılında, iki yaşındayken ölmüş. Ölü bir bedenin kurutulması ve korunması, Avrupa’da özellikle Sicilya’ya özgü bir şey. İtalya’nın diğer bazı yerlerinde de örneklerine rastlanıyor ancak, büyük bölümü, yaşayanlarla ölüler arasındaki ilişkinin çok güçlü olduğu Sicilya’da bulunuyor . Ne tam sayıları biliniyor, ne de kaçının -ölülere adak nesnesi gibi yaklaşan dini düşünce tarzından rahatsızlık duyan rahiplerce- katakomplardan alınıp mezarlara gömüldüğü... Bu durumda aklınıza bir soru geliyor: Bir insan bunu neden yapar? Çürümekte olan cesetleri neden sergiler? Kafam bu sorularla karışmış bir halde aralarında dolanırken, tam olarak neler hissettiğimi anlamaya çalışıyorum. Batı kültüründe ölü bedenler genel olarak ortada pek sık görülmez -üzeri örtülür ölümün, gözlerden saklanır. Burada ise ölüm gözler önünde; esrarengiz duruşlarından sanki kişisel tavırları ve özellikleri okunuyor. Cesetleri pek de sağlıklı sayılamayacak bir ilgiyle incelerken -demek ki ölüm işte böyle bir şeymiş-, yaşayanlarla ölüler arasındaki en büyük farkın, ölülere, yaşayan insanların asla hoş görmeyeceği bir şekilde, çok yakından, büyük bir merakla, gözlerinizi dikip bakabilmek olduğunu fark ediyorum. |
Cevap : Sicilya-Tarihi-Ekonomisi
3 Eklenti(ler)
Sicilya
İtalya'nın 1948 Anayasası ile kısmi bölgesel özerklik verilmiş 20 bölgesinden birisidir. Önemli Şehirleri: Palermo bölgenin merkezi olarak kabul edilmekte, kendi çevresinde merkez durumundaki diğer kentler Messina, Catania, Agrigento, Siracusa, Trapani, Ragusa, Enna, Caltanissetta olarak sıralanabilir. Kaydadeğer bir antik Roma mirası vardır (Siracuza, Gela, Agrigento, Selinute and Eraclea). Taormina, Etna Yanardağı ve Agrigento Tapınakları Vadisi görkemli anıtları gezilecek yerler arasındadır. Bölgenin ünlü geleneksel festivali Agrigento Badem Çiçeği Fuarıdır. |
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.