![]() |
Arkadaş - Garip Bir Olay
ARKADAŞ Vietnam Savaşı sonrası... Evine dönmekte olan bir asker San Francisco'dan ailesini aradı: "Anne, baba eve dönüyorum, ama sizden bir şey rica ediyorum. Yanımda bir arkadaşımı da getirmek istiyorum." "Memnuniyetle, O'nunla tanışmak isteriz", diye cevapladılar. Oğulları "Bilmeniz gereken bir şey daha var." diye devam etti. "Arkadaşım savaşta ağır yaralandı, bir mayına bastı ve bir koluyla ayağını kaybetti. Gidecek hiçbir yeri yok ve O'nun gelip bizimle kalmasını istiyorum." "Bunu duyduğuma üzüldüm oğlum. Belki O'nun başka bir yer bulmasına yardımcı olabiliriz." "Hayır. Anne, baba O'nun bizimle kalmasını istiyorum." "Oğlum." dedi babası. "Bizden ne istediğini bilmiyorsun. O'nun gibi özürlü biri bize korkunç yük olur. Bizim kendi hayatımız var ve bunun gibi bir şeyin hayatımıza engel olmasına izin veremeyiz. Bence bu arkadaşını unutup eve dönmelisin. O kendi başının çaresine bakacaktır." Oğlu o anda telefonu kapattı. Ailesi O'ndan bir süre haber alamadı. Ama birkaç gün sonra, San Francisco polisinden bir telefon geldi. Oğullarının yüksek bir binadan düşüp öldüğünü öğrendiler. Polis bunun intihar olduğuna inanıyordu. Üzüntü dolu anne-baba hemen San Francisco'ya uçtular ve oğullarının cesedini tespit etmek için şehir morguna götürüldüler. Anne - baba oğullarını hemen tanıdılar yalnız bilmedikleri bir şeyi de öğrenince dehşete düştüler: Oğullarının sadece bir kolu ve bacağı vardı... |
Arkadaş - Garip Bir Olay
arkadaş hikayesi tane çok iyi arkadas varmis. Bunlar üniversite yillarinda tanismislar. Okul bitince biri memleketine yani mardine gitmis, digeri isi Istanbul'da kalmis. Istanbullu bir Gün mardine gitmis arkadasini ziyaret etmek için. Arkadasinin evinde kalirken binada bir kiz görmüs. Arkadasina sormus ve o da onun komsunun kizi oldugunu söylemis. Istanbullu geri dönmek zorunda kalmis. Mardinli isi ayarlamis ve Istanbullu gelip o begendigi kizla evlenmis. Bir zaman sonra Mardinlinin isleri bozulmus. Tek çare, otobüse atlamis ve durumu çok iyi olan arkadasinin yanina gitmis. Sirketin kapisindan girmis ve dogruca sekretere çikmis. Adini vermis ve odaya girmek için hazirlanmis. Sekreter onu engellemis ve patronun böyle birini tanimadigini söylemis. Mardinli çikmis disari. Battigina mi yansin, arkadasindan yedigi kaziga mi yansin, dolanip durmus. Yolda bir ihtiyar bunu durdurmus. Ne derdinin oldugunu sormus. Önce birsey söylememis ama sonra bütün olayi anlatmis. Yasli adam, "Ben yasliyim ve miras birakacak hiç kimsem yok. Senin istedigin parayi ben vereyim sana. Ama borç olarak degil. Sanki benim oglummussun gibi. Zaten hiç oglum olmadi" demis .Önce kabul etmemis mardinli, sonra israra dayanamamis. Memleketine dönmüs. Islerini düzeltmis ve ülkenin sayili zenginleri arasina katilmis. Bir gün bir davete katilmak için Istanbula geçmis. Orada eski arkadasina rastlamis. Ne kadar kaçinsalar da bir araya gelmek zorunda kalmislar. Ve aralarinda söyle bir konusma geçmis: -O gün zor durumdaydim. Yanina geldim. Ama beni taninamazliktan geldin. Niye? -O gün benden çiktiktan sonra yasli bir adama rastladin degil mi? -Evet. Sen nereden biliyorsun bunu? -O benim babamdi. Senin geldigini duyunca durdum düsündüm. Eger sana borç verseydim. Ömür boyu karsimda boynu bükük kalacaktin. Bunun olmasini istemedim. Bu yüzden hemen pesinden babami gönderdim. Babamin sana verdigi para benim paramdi. -Himmm. Senin karin var ya -Evet -Benim nisanlimdi... |
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.