ForumSinsi - 2006 Yılından Beri

ForumSinsi - 2006 Yılından Beri (http://forumsinsi.com/index.php)
-   Köşe Yazıları (http://forumsinsi.com/forumdisplay.php?f=494)
-   -   Bir önceki Cenaze Namazı, Haçın Gölgesinde Kılınmıştı (http://forumsinsi.com/showthread.php?t=93494)

delishhhh 09-30-2009 08:20 AM

Bir önceki Cenaze Namazı, Haçın Gölgesinde Kılınmıştı
 
NICE, Akdeniz sahilindeki bir Fransız şehridir...
1994'ün 12 Mart akşamı, Nice'den bir telefon geldi. Sultan Abdülmecid'in orada yaşayan torunlarından Melike Giraudy "Hanımsultan" arıyor ve Orhan Efendi'nin, tam ismiyle Mehmed Orhan Osmanoğlu'nun vefat ettiğini haber veriyordu...
Sultan İkinci Abdülhamid'in torunu olan Şehzade Orhan Efendi, Osmanlı Hanedanı'nın önceki gün toprağa verdiğimiz son reisi Osman Ertuğrul Efendi'nin üç yaş büyük amcazadesi ve hanedanın ondan önceki reisi idi.
Seneler boyunca devam eden münasebetimiz neticesinde birbirimize çok yakınlaşmıştık.
Ertesi sabah, İstanbul'dan hemen Nice'e gittim. Orhan Efendi'nin yeğenlerinden biri, Gazi Osman Paşa'nın torunlarından Bülent Osman da Paris'ten geldi, öğleden sonra Melike Hanımsultan'ın evinde buluşup cenazenin ne zaman, nasıl ve nereye defnedileceğinin hazırlıklarına başladık.
Orhan Efendi'nin sadece Müslümanlara mahsus mezarlığa defnedilebilmesi zordu. Müslüman mezarlığı gayet pahalı idi, o anda kimsede bu işe yetecek kadar para yoktu. Neticede, Nice'in "Batı Yakası" denen ve değişik dinlere mensup olanların bir arada yattıkları alelâde mezarlıkta karar kıldılar.
Asıl mesele, cenaze namazının nasıl ve kimler tarafından kılınacağıydı, zira cemaat yoktu.
Nice'in yabancı işçilerin yaşadığı bir mahallesine gidildi, "Halife Abdülhamid'in torunu vefat etti" dendi, dört Tunuslu bulundu ve biri "İmamlığı ben yaparım" dedi.

İSTANBUL TOPRAĞI SERPTİK
Orhan Efendi'nin ertesi günkü cenaze merasiminde, ailesinden sadece üç kişi vardı: Sultan Abdülmecid'in soyundan gelen Melike ve Emire Hanımsultanlar, Gazi Osman Paşa'nın torununun çocuğu Bülent Osman ve hanımsultanların eşleri...
Ailenin haricinden de sadece ben...
Açık mezarın birkaç metre ilerisinde ağaçtan yapılmış koskoca bir haç vardı; etrafta da, üzerlerindeki taşlarda yazan isimlerden, sâkinlerinin dinlerini ve milliyetlerini anlayamadığımız başka mezarlar.
Cenaze namazı haçın gölgesinde kılındı, sonra toprak atıldı, yanımda götürdüğüm İstanbul toprağını da serptik, hanımsultanlar yanlarında getirdikleri buketleri mezarın üzerine koydular ve sonra onun her gün mutlaka uğradığı "Lion d'Or" isimli kafeye gidip hâtırasını yâdettik.
Osmanlı Hanedanı'nın son reisi Osman Ertuğrul Efendi'nin önceki gün Sultanahmed Camii'nden binlerce kişilik cemaatin iştirakiyle kalkan cenazesi, bana hanedanın önceki reisinin Nice'deki bu hüzünlü defnini hatırlattı...
NESLİŞAH SULTAN'IN TEKLİFİ
Habertürk'ün sürmanşetinde dün, imparatorluk devrinde dünyaya gelen ve bugün hayatta bulunan son sultan olan Neslişah Osmanoğlu'nun bir açıklaması vardı. Açıklamada "Saray görmüş tek bir şehzade kalmadı; bundan böyle 'Hanedan resi' değil, 'Aile Reisi' kavramı olmalı" deniyor ve fiillen son Hanedan Reisi'nin, 1944'te vefat eden Halife Abdülmecid Efendi olduğu ifade ediliyordu.
Dün, Neslişah Sultan ile görüştüm. "Hanedan sona erdi" demenin pek doğru olmayacağını, ailenin ve dolayısıyla hanedanın devam ettiğini ama "hanedan reisi"nin yerini "aile reisi"nin alması ve bir "aile şûrâsı" kurulması gerektiğini söyleyip şöyle dedi:
"Büyükbabam Halife Abdülmecid Efendi, bir şûrâ kurmuştu. Başında, kendisi vardı. Şehzade Osman Fuat Efendi, babam Şehzade Ömer Faruk Efendi, sâbık Dahiliye Nazırı Damad Şerif Paşa ve annem Sabiha Sultan şûrânın üyeleri idiler. Şehzadelerin ve sultanların nasıl yaşadıklarını kontrol eder, ihtiyacı olanlara ne şekilde yardım yapılacağına karar verirlerdi. Ailemizin artık böyle bir şûrâya ihtiyacı var".

MURAT BARDAKÇI


Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.