ForumSinsi - 2006 Yılından Beri

ForumSinsi - 2006 Yılından Beri (http://forumsinsi.com/index.php)
-   Tarih / Coğrafya (http://forumsinsi.com/forumdisplay.php?f=656)
-   -   Osmanlı Ordusu (http://forumsinsi.com/showthread.php?t=74137)

Şengül Şirin 05-03-2009 08:13 PM

Osmanlı Ordusu
 
8 Eklenti(ler)
Osmanlı Devleti Ordusu veya resmi adıyla Ordu-yi Hümâyûn (Osmanlıca: اردوي همايون) Osmanlı Devleti'nin ordusudur. Osmanlı Devleti Ordusu'nun tarihi iki ana döneme ayrılabilir. Klasik Dönem, Osmanlı Devleti'nin kuruluşu olan 1299 yılı ile 19. yüzyılın başlarındaki askeri reformlar arasındaki dönemi kapsamaktadır. Modern Dönemde ordu, Hava Ordusu, Deniz Ordusu ve Kara Ordusu olmak üzere üçe ayrılmıştır.


http://frmsinsi.net/attachment.php?a...1&d=1301139193


Osmanlı Ordusu Muharebe Sancağı 1453-1798


Osmanlı Ordusunun kuruluş tarihi olan 1363 (H.730) yılından 1363 yılı olayları, ölümler, doğumlar ve diğer önemli gelişmeler

Yeniçeri Ocağı''nın lağvı (kaldırılması) olan Yeniçeri, Hıristiyan çocuklarından devşirme yöntemi ile yetiştirilen askerdir. I. Murat'ın veziri Çandar Hayrettin Paşa'nın yardımıyla kurduğu bu sistem de, devlet kendi Hırıstiyan tebasından ve bazen eline düşen harp esirlerinden bazı çocuklara el koyuyordu. Acemi Oğlanı denilen bu çocuklar, önce bir tür köylü ailesinin yanına veriliyordu. Orada Türkçe öğreniyor, İslam dininin, Türk örf ve adetlerine göre yetiştiriliyordu. Devşirilir devşirilmez sünnet edilip, kendilerine bir müslüman ad
...

1826 (H. 1241) yılına kadar geçen yaklaşık beş yüzyıl içinde Osmanlı genel kuvveti haliyle birçok değişikliklere uğramıştır.

Osmanlı ordu teşkilatı, Anadolu Selçukluları, İlhanlılar ve Memlüklüler devletlerinin askeri teşkilat yapılarından belirli ölçülerde yararlanılarak kurulmuştur. Osmanlı İmparatorluğu Ordusu'nun Başkomutanlık görevini Hakanlar yapmışlardır. Yaya ve atlılardan oluşturulan kısma "yaya”, süvarileri ise "müsellem” şeklinde adlandırılmıştı. Kapıkulu Ocakları'nın kuruluşuna kadar savaşlarda fiili olarak hizmet gördüler.


...

Yeniçeri''ler 1000 kişiden oluşurken Yeniçeri, Osmanlı Devleti'nde askeri bir sınıftır. Yeniçeriler, Padişah'a bağlı Kapıkulu Ocakları'nın piyade kısmıdır. Yeniçeriler, Osmanlı Devleti'nin sınırlarının genişlemesi ile alınan çocukların küçüklükten alınarak yetiştirilmesi ile oluşturulur. Devletin ilk yüzyıllarında yararlı olan bu sistem, daha sonra bozulması ile değişik sorunları birlikte getirdi. Yeniçeri ocağı II. Mahmud tarafından kaldırıldı.
...

Kanuni Sultan Süleyman döneminde 12.000, Kanunî Sultan Süleyman Osmanlı Devleti'nin onuncu sultanı ve İslam halifelerinin yetmiş beşincisi. Babası Yavuz Sultan Selim Han, annesi Aişe Hafsa Sultan olup, Kanûnî lakabıyla meşhur oldu. Avrupalılar Büyük Türk ve Muhteşem Süleyman lakaplarını verdiler. Sultan Süleyman Osmanlı hanedanı içinde en uzun süre tahtta kalan padişahtır.

III. Mehmed döneminde 45.000 kişiye ulaşmıştır. 17 nci yüzyılın ortalarında tasarruf nedeniyle sayıları yarı yarıya indirildiği halde 18 nci yüzyıl başında 70.000, ortalarında 80.000''e çıkmış, Sultan Üçüncü Mehmed (1566 - 1603) 26 Mayıs 1566'da Manisa'da doğdu. Babası Sultan Üçüncü Murad, annesi Safiye Sultan'dır. İsmini, Fatih Sultan Mehmed'e benzemesi için, büyük dedesi Kanuni Sultan Süleyman koydu. Orta boylu, kumral saçlı ve güzel yüzlüydü. Çok kuvvetli bir ilim tahsili yaptı ve Tacüt-Tevarih yazarı Hoca Sadeddin Efendi'den dersler aldı.
...

III. Selim döneminde 110.000''e, II. Mahmud döneminde de 140.000 kişiye ulaşmıştır.

http://frmsinsi.net/attachment.php?a...1&d=1301139193

Cebehane Karakullukçusu Cephane Muhafızı Cebehane Çorbacısı Cephane Subayı Bostancı Saray Muhafızı Satır Tören Kıtası Eri


Yeniçerilerin kuruluşu ve düzenlenmesi Kanuni döneminde tamamlanarak ortalarının sayısı 196 olmak üzere sınırlandırılmıştır. Bu sayı sonuna kadar değişmez kaldığı halde sayıca yukarıda belirlendiği üzere bazan arttırılmış bazanda eksiltilmiş olduğundan ortalar da doğal olarak mevcudunun değişmesini gerekli kılmıştır. Önceleri her yeniçeri ortası 60, 70 ve daha sonraları 100 kişiden oluşurken, 18 nci yüzyılda 2000—3000 kişilik ortalar görülmüştür.

Diğer kapıkulu ocaklarından da zamana göre arttırma ve eksiltmeler olmuştur. Kapıkulu süvarisi de başlangıçta yalnız sipahi bölüğünden ve sayıları da birkaç yüz kişiden oluşurken sonraları bölüklerinin sayısı altıya vardırılmış ve mevcuttan bazan arttırılma bazanda eksiltilerek 17 nci yüzyıldan sonra 20.000''i aşmıştır. Fakat sonraları alınan bazı kararlar sonucunda kuvvetleri gittikçe azalmış önem ve saygınlıkları da kalmamıştır.

Ülkeler zaptedildıkçe bu ülkelerin tımar, zeamet ve has''ın Padişahlar tarafından ödüllendirilerek, savaşta yararlık gösterenlerden hak sahiplerine bölündüğünden, topraklı süvarisinin sayıları gittikçe çoğalmış, Kanuni döneminde yaklaşık olarak 150.000 atlıyı bulmuştur. 17 nci yüzyıldan sonra doğrudan doğruya devlet hazinesine giren gelirleri çoğaltmak arzusu ile açık bulunan tımar ve zeamet, başkalarına verilmesinden vaz geçilerek, bunların kiralanması Hükümetçe daha uygun görüldüğünden bu süvarinin sayısı gittikçe azalmıştır.

Evliya Çelebi, Kanuni devrinde topraklı süvarisinin yani tımar, zeamet ile bunların yasal olarak savaşta çıkarmaları gereken Cebelu''ların Kanuni Süleyman''ın yasasınca Rumeli''de 74600, Anadolu''da 91600 ki toplam olarak 166200 süvariden oluştuğunu bildirmektedir. Yine IV. Sultan Mehmet Han''ın saltanatı başlarında meydana gelen bazı fetihlerden dolayı bu sayıların 179.200''e ulaştığını bildirmektedir.

http://frmsinsi.net/attachment.php?a...1&d=1301139193

Yol Haseki Saray muhafız subayı Çuhadar Padişahın giyeceklerini muhafaza edip taşıyan Bölükağası Yeniçeri bölük kumandanı


Askeri güçler toplamına gelince, bu da bir ölçüde kalmamıştır. Yabancı tarihçilerden Marsigli Sultan Süleyman Han Hazretleri tarafından konulan askeri yasa gereğince kapıkulu ocakları askeri güçlerin 74148 mümtaz eyaletlerin süvarisi ile beraber Topraklı süvarisinin toplam 174192, deniz askerlerinin de 5572, böylece genel Osmanlı kuvvetlerinin 299012 kişiden oluştuğunu fakat İkinci Viyana muhasarasiyle başlayan ve onyedi yıl süren Avusturya savaşından sonra askeri kuvvetlerin biraz daha azaltıldığını yazmakta ve iddia etmektedir. Fakat Osmanlı tarihçilerin verdiği bilgiye göre ise Osmanlı kuvvetlerinin bu seferden sonra da sayıları hayli yükselmiş bulunuyordu.

Çünkü Osmanlı tarihlerine göre bu seferlerden hemen sonra kapıkulu askerlerinden olmak üzere 70394 yeniçeri, 12153 cebeci, 5084 topçu, 676 top arabacısı, 15000 süvari ki toplam 103307 kişilik bir askeri kuvvet bulundurulduğundan, Marsigly''ye göre ise Kanuni Süleyman yasasınca kapıkulu askeri İçin sınırlandırılan 74.000 küsur kişiden noksan değil hatta belki yarısı dolayında fazla olduğu kayıt ve izah olunmaktadır.

Kanuni Sultan Süleyman Hazretlerinin 300 top, 300.000 kişilik bir ordu ile Macaristan''a vardığı yabancı yazarlarca rivayet edilmiştir. Bu sıralarda geniş Osmanlı ülkelerinin diğer yönlerinde de yurtiçi asayişinin sağlanması, düşmanlık belirtileri göstermeleri muhtemel olan diğer sınır komşularının gözetimi için küçük kuvvetler ayrılması gerektiğinden, genel Osmanlı kuvvetleri Marsigli''nin bildirdiği sayıdan çok daha fazla idi.

http://frmsinsi.net/attachment.php?a...1&d=1301139193

Çırak Esnaf Esnaf Çırağı Usta Küçük Rütbeli Yeniçeri Subayı Kalyoncu Yelkenli Gemi Efradından Tulumbacı' Yeniçeri Ocağında Etfaiye Eri


Gerçekten, Marsigli''nin askeri sınıfların sayılarına ait broşürüne koyduğu cetvel incelenirse, mevcut olan askeri sınıflardan bazısının kuvvetini almadığı görülür. Bu kaydedilmeyen askeri sınıfların kuvvetleri de Marsİgli''nin verdiği sayıya eklenirse Osmanlı genel kuvvetin 500.000 kişiye yaklaştığı görülür.

Evliya Çelebi elinde fermanla maaş alan vazife isteklisi asker sayısının Kanuni devrinde 500.000, IV. Mahmud Han döneminde 566.000 kişi dolaylarında olduğu bildirilmektedir. Savaş sırasında tımar ve zeametlerden yararlık gösterebilenler Padişah ordusuna eklenebilecek çok sayıdaki gönüllüler bu hesaba katılmamışlardır.

Böylece verdiğimiz bilgilerden anlaşılacağı gibi barış halinde yaklaşma veya durumun müsaadesinde askeri İndirim yani kısıtlama ile tasarrufa çok uyulduğu zamanlar dışında olmak üzere normal durumlarda genellikle Osmanlı Devleti Kuvvetleri toplamı 400.000 ile 500.000 kişi dolaylarında idi ki, herhalde 400.000 den aşağı değildi. Bunca büyük askeri kuvvetleri o sıralarda Avrupa''da silah altına almaya hiçbir devletin gücü yetmezdi.

Askeri Ödenekler

Askeri kuruluşlar, konusunda verilen bilgilerden anlaşılacağı gibi, önceleri askeri ödeneklerin, askeri sınıflara göre çok çeşitleri vardı. Kapıkulu denilen hassa askerlerinin ödeneği maaş, tayınlar ve giyecekten ibaret olup, doğrudan doğruya devlet hazinesinden verilirdi. Maaşları günlük itibari ile ve ulufe adiyle her 3 ayda bir kez ve özel merasime uyularak ödenirdi.

http://frmsinsi.net/attachment.php?a...1&d=1301139193

Kalpaklı Şubara Neferi Nizamı Cedid Neferi Şubara Neferi III. Selim Kurduğu Yeni Ordu Erlerinden


Önceleri yeniçerilere günde 1 akçe bağlanmışken sonraları günlük ulufe leri 3''er 1600 yılına doğru beşer, 17 nci yüzyılda ise 7''şer akçeye yükselmişti. O vakitler akçe denilen ufak paranın her üç tanesi 90 ayarında bir dirhem gümüşten basılırken, zaman geçtikçe gümüşün ayarı düşürülmüş olduğundan, erlerin günlük ulufe leri de o oranda arttırılmıştır. Son zamanlarda 23 ve 25 akçeye kadar yükseltilmiştir.

Günlük ulufe lerin kurallarca üçer veya beşer akçeden ibaret olduğu dönemlerde bile "Terakki" adı verilen bazı emektarların muharebe ve muhasaralarda "Serdengeçti" ve "Dalkılıç" yazılanların ulufe lerine zamlar yapıldığı için gerçekten erlerin ulufeleri farklı olduğundan içlerinden 15 akçeye kadar ulufesi olanlar bulunurdu.

Cebeci, topçu, arabacı gibi öteki kapıkulu ocaklarına bağlı erlerin gündelikleri de aşağı yukarı yukarıda yazılan miktarlar dolayında idi. 16 ncı yüzyıl sonunda "Altı Bölük" erleri denilen kapıkulu süvarisinden baş erlerinin 13''er, orta bölükler erlerinin 11 ''er, aşağı bölükler takımının da 9''ar akçe gündelik ulufeleri olduğu, "Terakki" bağışı İle ulufeleri çoğaltılan emektarların da doğal olarak daha çok aldıkları tarih sayfalarında yazılıdır.

16 ncı yüzyıl sonlarında daha madeni paraların karıştırılmadığı zamanlarda yeniçeri ağasına günde 500, altı bölük ağalarına 120''şer, cebeci başına 60 akçe, diğer ocak ağaları ve subaylarına da o oranda ulufe verilirdi. Yeniçeri erlerine günlük ulufeden başka silah masrafları karşılğı olarak senede bir kere "keman behâ" adıyla da 30 akçe ödenirdi.

Askeri Tayınlar

Ekmek, et, bulgur ve sade yağdan ibaret olup, cuma geceleri için pirinç de verilirdi.

Yabancı yazarlardan Padişah Ordusuna ve tutsak olarak er arasında bulunmuş olan "Marsigly" 17 nci yüzyılda her ere günde 100 dirhem ekmek, 60 dirhem et, 50''şer dirhem bulgur ve sade yağ verildiğini, cuma geceleri de bulgur yerine elli dirhem pirinç ile helva da dağıtılmasının adet olduğunu bildirmektedir.

http://frmsinsi.net/attachment.php?a...1&d=1301139193

Kulluk Neferi Karakol Bekleyen Yeniçeri Keçeli Yeniçeri Neferi Odabaşı Yeniçeri Kışlası Amiri Kulluk Bayrakdarı Karakol Amiri


Eyaletler askerinden ve yerli kulu sınıflarından azab, sekban, icareli, topçu ve lağımcılar kısmen eyalet paşaları ve sancak beyleri tarafından, kısmen de doğrudan doğruya devlet hazinesine giren gelirler ile İdare ve iaşe edilirlerdi. Yukarıda adları sayılan erlerden müsellem ve yörüklere ise devlet tarafından boş arazi gösterilmiş, bunlar aşar ve başka vergilerden bağışık tutulmuşlardı.

Serhat kulu sınıfından olanlar, kısmen maaşlı, kısmen de kendi arzularıyla görev yapan gönüllülerden oluştuğundan, maaşsız olarak kullanılırlardı.

Topraklı Süvarisinden has ve zeamet sahiplerinin savaşta çıkarmaları özel yasalarla saptanan atlılardan herbirine yılda 5000 akçelik aşar geliri bağlanmış olduğu yukarıda anlatılmıştı.

Tımarlılar içinde, 3 veya 6000 akçelik yıllık geliri olanlar bulunur idiysede, bunlar bir İki eyalete özgü olduğundan başka eyaletlerde tımar 5000 akçe olduğu için gerek bunlar gerekse az çok "Terakki" ye erişenler tarafından çıkarılacak "Cebelu"ların da devlete yılda 5000 akçeye hizmet ettikleri kabul olunabilir.

Böylece, tüm topraklı süvarisinin her biri için devletin ödediği yıllık harcama 5000 akçeden ibaretti. Bu süvarinin kuvveti, 150.000 kişi sayıldığına göre, devletin yalnız bunlar için, yıllık, 750 milyon akçe harcama yaptığı belirlenir.

Kanuni döneminde bir dirhem gümüşten 3 akçe basıldığı ve madeni paraların karışımlı olması nedeniyle o zamanki gümüş değerinin bugünkü bedeli yaklaşık olarak 30 para eder.

Ancak o zamanlar, gümüş madeni şimdiki kadar ihraç olunmadığından az bulunabildiği için değeri fazla olduğundan ticaret dünyasında bir akçelik gümüşün gördüğü işi 5—6 akçelik gümüşle görmek, yani o zaman bir akçeye alınan yiyeceği bugün ancak 5—6 akçe ile almak olanağı vardır. Kanuni döneminde devletin yalnız topraklı süvarisi için tahsis ettiği masrafların bugünkü değeri hesaplanırsa 600 milyon frank''ı geçtiği gerçeği ortaya çıkar. Bu da zamanın da Fransa Hükümetinin tüm kara ordusu için harcadığına eşit büyük para tutarıdır.

Kaynak

Bu yazı Osmanlı Askeri Teşkilatı ve Kıyafeti / Mahmut Şevket Paşa / KKK / 1983 kitabından alımıştır.

Osmanlı Kara Ordusu

Klasik Dönem


http://frmsinsi.net/attachment.php?a...1&d=1301139193

Salma Neferleri Padişahın Ziyaretlerinde Maiyet Efradından Nöbetçi Kale Muhafızı Haseki Ağa Yeniçeri Ocağında İtibarlı bir Sınıftan Kimse


Osmanlı ordu teşkilatı,
..

Anadolu Selçukluları, Anadolu Selçuklu Devleti, Selçukluların Anadolu’da kurduğu devlettir. Türklerin Anadolu’ya yerleşmesi 1071’deki Malazgirt Savaşı’ndan sonra hızlandı. Selçuklu komutanı Kutalmışoğlu Süleyman Şah (I. Süleyman Şah), Anadolu’daki fetihleri batıya yayarak 1075'te İznik’i Bizans’tan aldı ve burayı başkent yaparak bağımsızlığını ilan etti.
...

İlhanlılar ve İlhanlılar yada İlhanlılar Devleti, Cengiz Han'in (Çingiz Han)torunu Hülagû Han tarafından, merkez Tebriz olmak üzere İran'da kuruldu (1256). "İlhanlı" ismi; "Büyük Kağanlı" anlamına gelmektedir. Çünkü İlhanlılar'ın kendi bayrakları ve paraları olsa da, bir çeşit eyalet sistemiyle yönetilmekteydiler ve Moğollar'ın Büyük Kağan'ına bağlıydılar. İlhanlı kelimesinin tartışılan bir başka anlamı ise; İl-eyalet hanı olabileceğidir. Son derece büyük ve hızlı hareket eden bir orduları vardı
...

Memlüklüler devletlerinin askeri teşkilat yapılarından belirli ölçülerde yararlanılarak kurulmuştur.


...

Osmanlı İmparatorluğu Ordusu'nun Başkomutanlık görevini Osmanlı Devleti, 13. yüzyıl sonlarından 20. yüzyılın ilk çeyreğine değin varlığını sürdüren Türk devleti. Anadolu'da kurulmuş, sınırları tarihi boyunca çok değişmekle birlikte en geniş döneminde bugünkü Arnavutluk, Yunanistan, Bulgaristan, Yugoslavya, Romanya ye Akdeniz'in doğusundaki adaları, Macaristan ve Rusya'nın bazı kesimlerini, Kafkasya, Irak, Suriye, Filistin ve Mısır'ı, Cezayir'e kadar tüm Kuzey Afrika'yı ve Arabistan'ın bir bölümünü kapsamıştır.
..

Hakanlar yapmışlardır.

Yaya ve atlılardan oluşturulan kısma "yaya”, süvarileri ise "müsellem” şeklinde adlandırılmıştı. türk, moğol ve tatar hanları için hükümdarlar hükümdarı anlamında kullanılan bir ünvan
...Detaylı bilgi için linke tıklayınız.
Kapıkulu Ocakları'nın kuruluşuna kadar savaşlarda fiili olarak hizmet gördüler.

Kapıkulu Ocağı, Osmanlı Devleti`nin sürekli ordusunu oluşturan ve doğrudan padişaha bağlı olan yaya, atlı ve teknik sınıftan asker ocaklarına verilen addır. Kapıkulu ocaklarının kurulmasından önceki dönemde Osmanlı Devleti`nin askeri gücünü yayalar ve müsellemler oluşturuyordu.
...

Osmanlı Devletinin temeli atılırken Osmanlı Devleti, 13. yüzyıl sonlarından 20. yüzyılın ilk çeyreğine değin varlığını sürdüren Türk devleti. Anadolu'da kurulmuş, sınırları tarihi boyunca çok değişmekle birlikte en geniş döneminde bugünkü Arnavutluk, Yunanistan, Bulgaristan, Yugoslavya, Romanya ye Akdeniz'in doğusundaki adaları, Macaristan ve Rusya'nın bazı kesimlerini, Kafkasya, Irak, Suriye, Filistin ve Mısır'ı, Cezayir'e kadar tüm Kuzey Afrika'yı ve Arabistan'ın bir bölümünü kapsamıştır.
..


süvari olan beylik kuvvetlerinin yerine vezir Alâaddin Paşa ile Kadı Cendereli Kara Halil'in tavsiyeleriyle Türk gençlerinden oluşan ayrı ayrı biner kişilik yaya ve müsellem isimleriyle muvazzaf iki sınıf piyade ve süvari kuvveti kuruldu.

Osmanlı Devleti’nin beylik-devlet siyasetinden imparatorluk siyasetine geçişi imparatorluk içinde bağımsız güç bırakmak istemeyen, merkezi otoriteyi devşirme-kapıkulu-yeniçeri-enderun sistemiyle sağlamlaştırmak isteyen II. Mehmet ile başlamıştır.

II. Mehmet Yeniçeri ocağına büyük önem vermiş
..

Çandarlı ailesinden sonra Çandarlılar (Çandarlı ailesi), yetiştirdikleri dört büyük sadrazam ile Osmanlı Devleti'nin Kuruluş Döneminde gerek askeri ve gerek idari ve siyasi alanda teşkilatlandırılmasında birinci derecede rol oynayarak büyük emekleri geçmiş, İstanbul'un fethi öncesindeki yaklaşık yüz yılın isimleriyle birlikte anılmasına yol açmış bir ailedir. 15. yüzyıl sonlarında ailenin bir diğer ferdi de kısa bir süre için sadrazamlık yapmıştır.
...

vezir-i azamlığa Sadrazam ya da Vezir-i Azam Osmanlı Devleti döneminde padişah adına devlet işlerini yöneten en yüksek derecedeki görevliye verilen isimdi.
...

devşirme-kapıkulu kökenliler getirilmeye başlanmış ve Devşirme, Osmanlı İmparatorluğu'nun ele geçirdiği özellikle Rumeli ve Balkanlardaki Hristiyan topraklardan genç ve yetenekli çocukların toplanarak, sıkı bir eğitim altında üstün bir asker ve yönetici sınfı oluşturma sistemidir.
..

yeniçeri-devşirme aristokrasisi Cem ve Yeniçeri, Osmanlı Devleti'nde askeri bir sınıftır. Yeniçeriler, Padişah'a bağlı Kapıkulu Ocakları'nın piyade kısmıdır. Yeniçeriler, Osmanlı Devleti'nin sınırlarının genişlemesi ile alınan çocukların küçüklükten alınarak yetiştirilmesi ile oluşturulur. Devletin ilk yüzyıllarında yararlı olan bu sistem, daha sonra bozulması ile değişik sorunları birlikte getirdi. Yeniçeri ocağı II. Mahmud tarafından kaldırıldı.
...

II. Beyazıt arasında çıkan taht kavgasında belirleyici rol oynayarak tımarlı sipahi-Türk aristokrasisine karşı üstünlük sağlamışlardır. Ayrıca bu devirde çok fazla kadın alış verişi olmuş,ilişkileri arttırmıştır.Mutlaka her gece bir şölen yapılır, kadınlar da bu şölenin baş rol oyunculuğunu yapardı.


...

Kanunî Sultan Süleyman'ın ölümü ile, devletin henüz karalarda üstünlüğü, iç denizlerde hakimiyeti ve sosyal düzeni devam etmekte idi.

http://frmsinsi.net/attachment.php?a...1&d=1301139193

Kumbaracılar Tımarlı Ulufeli Tımarlı Subayı


Duraklama Döneminde artık ihtiyaç kalmayan yaya ve müsellemler ve voynuklar gibi bazı eski askeri birlikler kaldırılmıştır. Kapıkullarının sayısı Osmanlı Devleti'nin onuncu sultanı ve İslam halîfelerinin yetmiş beşincisi. Babası Yavuz Sultan Selim Han, annesi Aişe Hafsa Sultan olup, Kanûnî lakabıyla meşhur oldu. Avrupalılar Büyük Türk ve Muhteşem Süleyman lakaplarını verdiler.
...

1610'larda 40.000'e çıkmış, tımarlı sipahi sayısı 20.000'e düşmüştür. Sonuç olarak, tımar sisteminin bozulmasının en olumsuz tarafı, devletin iktisadi yapısına yansımasıdır.

Gerileme döneminde, Avrupa örnek alınmaya çalışılmış, teknik ve ekonomik alanlarda yapılanmaya gidilirken Donanmanın yenilenmesi gibi askeri birtakım yenileşme çabalarına gidilmiştir.

1610 yılı olayları, ölümler, doğumlar ve diğer önemli gelişmeler
...

III. Murat döneminden itibaren kapıkulu ocaklarına kanunlara aykırı asker alınarak sayılarının artırılması Yeniçerilerin geçim sıkıntısını ileri sürerek askerlik dışında işlerle uğraşmaları
III. Murat, (d. 4 Temmuz 1546 – ö. 16 Ocak 1595). 12. Osmanlı padişahıdır. II. Selim'in Nurbanu Sultan'dan olan oğlu ve varisidir. 1574'ten 1595'e kadar 21 sene Osmanlı Devleti'nin başında bulunmuştur. Saltanatı süresince veziri olan Sokollu Mehmet Paşa'nın etkisinde kalmıştır. Saltanatı döneminde eşi Safiye Sultan, özellikle Sokollu Mehmet Paşa'nın ölümünden sonra devlet yönetiminde oldukça önemli bir rol üstlenmiştir.
...

İltizam sisteminin yaygınlaşması üzerine tımar sisteminin önemini kaybetmesi ve eyaletlerde asker yetiştirilmemesi Denizcilikle ilgisi olmayan kişilerin donanmanın başına getirilmesi
İltizam, eskiden devlet gelirlerinin (vergilerin) bir bölümünün belli bir bedel karşılığında devlet tarafından kişilere devredilerek toplanması yöntemi.
...

Avrupa’da meydana gelen harp teknolojisindeki gelişmelerin takip edilmemesi gibi etkenler Avrasya olarak bilinen eski dünya kıtasının batısındaki büyük yarımada olan Avrupa, Sami dillerde Erep (yahut Irib) Güneşin Battığı taraf anlamına gelir. Fenikelilerden Yunanlılara geçen bu ad, Yunanca'da Europa olmuş ve Ege Denizi'ne göre batıda bulunan ülkelere bu ad verilmiştir.
...

Osmanlı askeri sisteminin bozulmasına neden olmustur.

Osmanlılar ile ilgili olarak aşağıdaki başlıkları kullanarak bilgi alabilirsiniz.
...

Kapıkulu Ocağı

Kapıkulu Piyadeleri ve süvarilerinden oluşmuştur. Kapıkulu Piyadeleri; Kapıkulu Ocağı, Osmanlı Devleti`nin sürekli ordusunu oluşturan ve doğrudan padişaha bağlı olan yaya, atlı ve teknik sınıftan asker ocaklarına verilen addır. Kapıkulu ocaklarının kurulmasından önceki dönemde Osmanlı Devleti`nin askeri gücünü yayalar ve müsellemler oluşturuyordu.

Acemi Ocağı, Birinci Murat döneminde Osmanlı ordusunun asker gereksinimlerini karşılamak için kurulmuş (1362) örgüt. Pençik usülüne göre, savaşlarda alınan tutsakların beşte birinin devlet hesabına yetiştirilmesi için önce Gelibolu'da kurulan Acemi Ocağı'na ayrılanlara acemi oğlanı denir, hem Türkçe'yi iyi konuşmaları hem de İslam geleneklerine göre eğitilmelerini sağlamak için, Türk köylerine çiftçilerin yanlarına verilirlerdi.
...

Yeniçeri Ocağı, Yeniçeri, Hıristiyan çocuklarından devşirme yöntemi ile yetiştirilen askerdir. I. Murat'ın veziri Çandar Hayrettin Paşa'nın yardımıyla kurduğu bu sistem de, devlet kendi Hırıstiyan tebasından ve bazen eline düşen harp esirlerinden bazı çocuklara el koyuyordu. Acemi Oğlanı denilen bu çocuklar, önce bir tür köylü ailesinin yanına veriliyordu. Orada Türkçe öğreniyor, İslam dininin, Türk örf ve adetlerine göre yetiştiriliyordu. Devşirilir devşirilmez sünnet edilip, kendilerine bir müslüman ad
...

Cebeci Ocağı, Cebeci Ocağı Osmanlı askerî teşkilâtında, silâhların tedariki, muhafazası ve sefer zamanında cepheye götürülmesiyle vazifeli kapıkulu ocağı. Ocağın mensuplarına, "Cebeciler" denilmektedir.
...Detaylı bilgi için linke tıklayınız.
Topçu Ocağı, Topçu Ocağı Osmanlılarda kapıkulu ocaklarının yaya kısmından olup, top dökmek ve top kullanmakla vazifeli askerlerin mensup olduğu ocağa verilen ad.
...

Top Arabacılar Ocağı, Humbaracı Ocağı, Lağımcılar, Sakalar, Kapıkulu Süvarileri: Silahtar, Sipah, Sağ Ulufeciler, Sol Ulufeciler, Sağ Gureba bölüğü, Sol Gureba bölüklerinden oluşmakta idi.

Eyalet Askerleri

Eyalet askerleri; Yerli Kulu; Azab, Sekban , Tüfenkçi, İcareli, Lağımcılardan, Serhat Kulu: Deliler (Deli), Gönüllüler, Beslilerden, Topraklı Süvari ve Tımarlı Sipahilerden oluşmakta idi.

Akıncılar, savaşlarda keşif amaçlı en önden de gider,düşman hakkında ön bilgiler edinirlerdi ve Osmanlı Devleti tarihinde önemli bir yere sahiptirler. Akıncılardan bin kişinin komutanına binbaşı, yüz askerin komutanına yüzbaşıonbaşı denilirdi. Bunların hepsinin üstünde de akıncı beyi denilen akıncı kumandanı vardı buna Akınal ve akıncı sancak beyi de denilirdi.

ve on neferinkine de Modern Osmanlı Ordusu

Osmanlı kara Kuvvetlerinin yeniden teşkilatlanması, Balkan Savaşları yenilgisinin hemen sonrasında başlanarak, I. Dünya Savaşı öncesinde tamamlanmıştır. Bu teşkilatlanmaya göre Kara Kuvvetleri, Harbiye Nezaretine bağlı dört ordu müfettişliği halinde, biri bağımsız 13 kolordu ve bunlara bağlı 38 piyade tümeni (ikisi bağımsız) ve dört süvari tümeninden oluşmaktaydı. Ayrıca Çanakkale ve İstanbul Boğazları ile; Çatalca, Edirne, Erzurum, İzmir Müstahkem Mevkileri de Kara Kuvvetleri Teşkilatında yerlerini koruyorlardı.

Çanakkale Cephesini ilgilendiren Birinci Ordu karargahıyla İstanbul'daydı ve 4 Kolordudan oluşmaktaydı. Yalnız 4. Kolordu 3-4 Kasım 1914'te İzmir'e nakledilmiştir.

Çanakkale Savaşı: Birinci Ordu ve Çanakkale Boğazı'nın savunmasından sorumlu 3. Kolordudur.
Kafkasya Cephesi: Üçüncü Ordu kafkas cephesinden sorumludur ama 1915, gelindiğinde yok denecek kadar azaldığında İkinci Ordu ile takviye edilmiş ve bu iki ordunun durmu Mart 1917 de yok denecek duruma geldiğinde Kafkas Ordular Grubu oluşturulmuş ve Haziran 1918 taruz amaçlı Doğu Ordular Grubu olarak yeniden düzenlenmiş ve başımsız olarak düzenlenen İslam Ordusu bu gruba kâğıt üzerinde bağlanmışdır.

Harp Okulu'ndan mezun olunca mülazım-ı evvel (teğmen), Harp Akademisi'nde birinci sınıfa geçince mülazım-ı sani, Harp Akademisi'ni bitirince erkanıharp (kurmay) yüzbaşı rütbeleri alınıyordu.Harp Akademisi'ne sadece Harp Okulu'nu iyi dereceyle bitirenler alınırdı. Rütbeler şöyledir;

Müşîr
1. Ferik
Ferik
Mirliva
Miralay
Kaymakam
Binbaşı
Kolağası
Yüzbaşı
Mülâzımı evvel
Mülâzımı sâni
Çavuş
Onbaşı
Nefer

Deniz Kuvvetleri

Osmanlı Devleti'nin denizcilikle ilgilenmeye başlaması İzmit ve GemlikKaresi ilinin alınması ile başlamaktadır. Karesi Beyliği gemilerinden faydalanılarak, Rumeli'ye geçen Osmanlı, 1390 yılında Gelibolu'da önemli bir tersane yapmıştır.

Saruhanoğulları,Aydınoğulları ve Menteşeoğulları beylikleri gibi denizde kıyısı olan beylikler, Osmanlı Devleti'nin idaresine girince, onların tersanelerinden de istifade edilmişti.

taraflarının, daha sonra da Askeri Ödenekler

Osmanlı Ordusu kuruluş tarihi olan 1363 yılından yeniçerilerin kaldırıldığı 1826

Kanuni devrinde devletin yalnız topraklı süvarisi için yaptığı masrafların bugünkü değeri 600 milyon frank'ı geçmektedir ki bu da zamanın Fransa

yılına kadar geçen yaklaşık beş yüzyıl içinde genel kuvveti haliyle birçok değişikliğe uğrar. Hükümetinin tüm kara ordusu için harcamasına eşit bir tutardır.Askerî Tayınlar

Askerî tayın ekmek, et, bulgur ve sade yağdan ibaret olup, cuma geceleri için de pirinç verilirdi.

Osmanlı Ordusu'nda eğitim

Mühendishane-i Bahr-i Hümayun, tersane ve donanmanın geliştirilmesi ve de tersane halkının eğitilmesi amacıyla kurulan denizcilik okulu.

Aşiret Mektebi, Sultan İkinci Abdülhamid Han tarafından, 21 Eylül 1892

tarihinde Aşiretlerin yoğun ve hakim olduğu bölgeleri muhafaza etmek için, bunların reislerinin ve ağalarının çocuklarını, Osmanlı kültürüyle yetiştirerek devlete ve saltanata bağlamak amacıyla açılan okul. Aşiret çocukları subay olarak da yetiştirilmiştir.Osmanlı

Ordusu'nda kullanılan silahlar

Osmanlı ordusunda; alem kılıç, ok, sapan, bozdoğan, topuz da denilen gürz, kamçı, döğen, balta, meç, şimşir, gaddara, yatağan, hançer, kama, mızrak, cirit, kantariye, kastaniçe, süngü, zıpkın, tırpan, çatal, halbart, mancınık, müteharrik kule, şayka, zarbazen, miyane zarbazen, şahî zarbazen, şakloz, drankı, bedoluşka, marten, ejderhan, kolonborna, miyane, balyemez adlarındaki toplar şişhaneli karabina, çakmaklı, fitilli çeşitleriyle tüfek, tabanca, zırh, karakal, miğfer, dizçek, kolçak, kalkan da düşman silâhından muhafaza için kullanıladı


Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.