![]() |
Karalama... Aşk..
Karalama... Aşk.. Tüm ağrılarım yalnızlıklarımı buluyor nedense… sırtını yaslayacağın insan yoksunluğu devasa özgürlüklerin ardına gizliyor ısınma ihtiyacını.. aşk.. üç kelimede oyun döngüsü… aşk sıkılgan bir gelincik gibi… zorlamanın soldurmaktan ötesine gitmediği…. Saklanıyorum bendim ardına.. tüm kazaklarımı söküp teker teker yumaklara batırır gibi batırıyorum tığları çarşaflara… aşk.. yine bulanmazda… bunca gizem bunca inat.. bunca itiş kalkış ve bunca itiraz… aşk? Bir şarkının unutulan ama yine de öylesine mırıldanan sözcükleri gibi.. ağzından çıkan anlamsız ses kırıntılarını ardına bırakman gerektiğini anlamak ise… acı mı? Değil.. sadece gerçekçi… Kozalakları bilir misin? Eline alsan buruştursan su vermesen hatta ağaçtan koparsan bile uzunca bir süre olduğu haliyle korur kendini… lakin kupkuru bir sonbahar gibidir içi… yüze güzel içe lal… bir de tepinirsen üstünde………. Bilmiyorum.. aşk denilen şey ne vakit gelir geçer gönlümden.. ne vakit ya düpedüz deli eder ya da adam gibi adam… biliyorum.. bunca şüphedeyken varlığına, olasılığı beni yerle bir eder… Aşk… yüzüne tükürdüğüm matematik öğretmenimin bile dilindeyken bunca.. sokaktaki tinerci çocukların ellerinin kirindeyken ve hatta tozlu çakıl taşlarının keskin yerlerindeyken aşk… bir gözlerimin dibinden kaçar… Yok hata payı yüksek bir insan olarak bunun da sorumlusu ben olsam gerek.. ya çok doymuşluk ya çılgınca bir açlık.. orta yoldan ise aşk geçmiyor işte…. Yok.. ezgiye vurulmuş, kelimede boğulmuş ve hatta kokuda vücut bulmuşken “ilahi”, insanda üç paralık şarlatan olmuş… yok.. bende varsa da bir delilik, zamandadır en katmerli anormallik.. Gün gene geceye dururken çinili camlar ardında, yalnızlığımı 3 aylık bebe gibi besliyorum koynumda… asla gelmeyecek bir yolcuyu bekler gibi bekliyorum omzumdaki kayalıklarda.. Ve dahi ayak izlerime basarak yürüyorum kendi kumsalımda… |
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.