ForumSinsi - 2006 Yılından Beri

ForumSinsi - 2006 Yılından Beri (http://forumsinsi.com/index.php)
-   Edebiyat / Dil Bilgisi (http://forumsinsi.com/forumdisplay.php?f=658)
-   -   L..İle Baslayan Deyimler Ve Aciklamasi (http://forumsinsi.com/showthread.php?t=570351)

Prof. Dr. Sinsi 08-25-2012 10:26 PM

L..İle Baslayan Deyimler Ve Aciklamasi
 


Lafını (sözünü) etmek: Bir şey üzerinde konuşmak."Artık lafını etmeyin şu adamın!"

Lafını (sözünü) bilmek: Tutarlı ve mantıklı konuşmak. sakıncalı olmayan ve birini kırmayan sözler söylemek. saygılı ve yerinde konuşmak."O daima lafını bilir bir insan olmuştur."

Laf işitmek: Birisi tarafından paylanmak. azarlanmak."Çabuk ol. senin yüzünden laf işiteceğiz öğretmenden."

Laf olsun diye: Rastgele. belli bir amaç gütmeden."Kızma canım. laf olsun diye söylemiştir o sözleri."

Laf (söz) taşımak: Aralarını açmak maksadıyla birinin bir kimse hakkında söylediği hoş olmayan sözlerini o kimseye ulaştırmak. söz getirip götürmek."O laf taşıyıcı adamdan uzak durmalısın."

Laf (söz) yetiştirmek: Bir söze karşılık vermekte gecikmemek. durmadan konuşmak.

Laf (söz) yok: "Kusursuz. eksiksiz. eleştirilecek bir yanı dahi yok" anlamında kullanılır."Arkadaşıma laf yok. o mert mi mert biridir."

Lâhavle çekmek: Sıkıntıyı. öfkeyi gidermek. sabır telkin etmek için "Lâhavle" ile başlayan duayıokumak. "Lâhavle çekmeden başka bir şey yapamadım."

Lamı cimi yok: "Hiçbir bahane. itiraz. mazeret. duraksama. karşı gelme yok" anlamında kullanılır."Lamı cimi yok. bu akşam bize geleceksiniz. tamam mı?"

Lastikli söz: Değişik mânâlara gelen söz.

Leb demeden leblebiyi anlamak: Daha sözün başında ne demek istediğini anlamak. anlayışlı ve kavrayışlı olmak.

Leke sürmek: Suç yüklemek. birinin onurunu sarsacak biçimde iftirada bulunmak."Zorla kadıncağıza kara bir leke sürdüler. Allah`tan hiç korkmadılar."

Leşini çıkarmak: Çok feci dövmek."Beş kişiydiler. adamın leşini çıkardılar."

Leşini sermek: Öldürmek."Ben de onun leşini sermezsem..."

Leyleğin yuvadan attığı yavru: Yakınlarından ilgi görmeyen. çevresinin uzaklaştırdığı kimse.

Lokma ağzında büyümek: Herhangi bir sebepten. acı ya da üzüntüden dolayı lokmasını yutamamak. yiyememek."Ağzında lokmalar büyümeye başladı. gözleri dolu dolu oldu."

Lokmasını saymak: Birinin ne kadar yediğine bakmak. çok yiyeceğinden korkmak.

Lök gibi oturmak: Bir yere bütün ağırlığıyla çökmek. oturup kalmak."Sedire lök gibi oturunca gacur gucur sesler duyuldu."

Lügat paralamak: Anlaşılmaz. süslü. parlak. ağdalı. konuşma dilinde geçmeyen kelimelerle konuşmak."Lügat paralamak hoşuna gitmeye başlamıştı."

Lüpe konmak: Değerli bir şeyi bedavadan. emek sarf etmeden ele geçirmek.


Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.