![]() |
Rahibe Teresa
Rahibe Teresa http://bp0.blogger.com/_61OKSic47xQ/...ibe+Teresa.jpg "Dün, geçmişte kaldı. Yarın, henüz gelmedi. Yalnızca bugünümüz var. Haydi başlayalım." "Yoksulları sevmenin mutluluğunu her daim hisset ve bunu tanıştığın herkesle paylaş. Unutma, sevgi dolu olmak, Barış dolu olmak demektir. Tanrı seni korusun." Rahibe Teresa Kimdir? Agnes Gonxha Bojaxhiu adıyla 26 Ağustos 1910 tarihinde eski Yugoslavya'nın Makedonya bölgesindeki Üsküp'te doğan Rahibe Teresa, üç kardeşin en küçüğüydü. Agnes, gençlik yıllarında, Kardeşlik adlı yerel bir gençlik grubuna katıldı. Katolik bir rahibin rehberliğinde yapılan etkinliklerde yer alan Agnes, misyonerliğe ilgi duymaya başladı. 17 yaşındayken, Tanrı tarafından Katolik bir misyoner rahibe olarak görevlendirildiğine ilişkin ilahi bir mesaj aldı. İrlandalı bir örgüt olan ve Hindistan'daki misyonerlik çalışmalarıyla tanınan Loretto Hemşireleri'ne katıldı. Bu dönemde Teresa adını aldı. Kalküta'da St. Mary's Lisesi'nde coğrafya ve temel Hıristiyanlık bilgisi dersleri verdi. 1944'te aynı liseye müdür olarak atandı. Kısa bir süre sonra vereme yakalanan Rahibe Teresa, öğretmenliğe devam edemedi; dinlenmesi ve iyileşmesi için Darjeeling'e gönderildi. Darjeeling treninde ikinci ilahi mesaj geldi. Rahibe Teresa, o anı şöyle anlatıyordu: "Hemşire Okulu'nu bırakmalı ve yoksullarla birlikte çalışmalı, onların arasında yaşamalıydım. Bu bir emirdi. Nereye ait olduğumu biliyordum; ama oraya nasıl varacağımı bilmiyordum." 1948'de Vatikan, Rahibe Teresa'nın Loretta Hemşireleri'nden ayrılmasına ve Kalküta Başrahipliği'nin denetiminde ilahi mesajın gereklerini yapmasına izin verdi. Rahibe Teresa, yoksul ailelerin çocuklarına ders vermeye başladı. Aynı zamanda temel tıp eğitimi aldı ve hastaların evlerine giderek tedavilerine yardımcı oldu. 1949'da eski öğrencilerinden bazıları ona katıldı. Grup, yerel hastanelerin reddettiği ve sokaklarda ölüme terk edilen erkek, kadın, çocuk, pek çok insanla karşılaştı. Bunun üzerine, bir oda kiralayarak, yoksulluk içinde ölmek üzere olan bu çaresiz insanlara yardım etmeye başladı. 1950'de, kilisenin de desteğiyle Kalküta Hayırsever Misyonerler Cemaati'ni kurdu. 1952'de Kalküta Belediyesi'nin verdiği arazide ilk Ölü Evi açıldı. Rahibe Teresa'nın 12 kişiyle kurduğu bu cemaat, yıllar içinde, binlerce gönüllüsüyle, dünyanın 450 noktasında yoksullara hizmet eden bir topluluk haline geldi. Rahibe Teresa, Kalküta'dan New York'a, her yerde, ölmek üzere olanlar ve terk edilmişler için sağlık evleri açtı. AIDS kurbanlarına yönelik hastaneler kuran öncülerden biri oldu. 45 yılı aşkın bir süre, dünya çapında, yoksullara, ölmek üzere olanlara ve terk edilmişlere yardım etti. 1966'da Hayırsever Misyoner Kardeşler Derneği kuruldu. Roma'da, Tanzanya'da ve Avustralya'da sağlık evleri açıldı. ABD'nin ilk sağlık evi ise 1971'de New York'ta açıldı. Rahibe Teresa, dünya barışına katkılarından dolayı büyük övgü topladı. Çalışmalarıyla pek çok ödül aldı. Bunlar arasında, Papa XXIII. John Barış Ödülü ve 1979 Nobel Barış Ödülü de bulunuyor. Rahibe Teresa, bu ödülü alırken geleneksel tören anlayışına aykırı bir tutum izleyerek ziyafet verilmesini istemedi ve 6.000 dolarlık fonun Kalkütalı yoksullara bağışlanmasını talep etti. Bu para, yüzlerce insanın bir yıl boyunca karnını doyurmaya yetecekti. Rahibe Teresa, dünyevi ödüllerin, ancak bu dünyadaki muhtaçlara yardım edilmesini sağlıyorsa önem taşıdığını söylerdi. 1980'den itibaren, dünyanın her yanında, uyuşturucu bağımlıları, fahişeler ve hırpalanmış kadınlara yönelik sağlık evlerinin, yoksul çocuklara yönelik yetimhanelerin ve okulların sayısı artmaya başladı. Rahibe Teresa, 1985 yılında New York'ta AIDS kurbanlarına özel ilk hastaneyi kurdu. Daha sonra, San Francisco ve Atlanta'da sağlık evleri açıldı. Rahibe Teresa, ABD'nin en önemli sivil ödülü olan Özgürlük Madalyası ile ödüllendirildi. Rahibe Teresa, 1991'de ilk kez kendi anavatanı Arnavutluk'a (şimdi Sırbistan olarak biliniyor) geri döndü ve Tiran'da bir sağlık evi açtı. Bu yıla gelinceye kadar Hindistan'da 168 sağlık evi açılmıştı. 3 Şubat 1994'te ABD Senatosu ve Temsilciler Meclisi sponsorluğunda düzenlenen Ulusal Dua Kahvaltısı'nda, Rahibe Teresa, aile yaşamı ve kürtaj gibi konularda tüm dinleyicileri şaşırtan bir konuşma yaptı. Teresa, "Lütfen, çocuğu öldürmeyin. Ben onu istiyorum. Onu bana verin," dedi. Rahibe Teresa, Etiyopya'daki açlara, Çernobil'deki radyasyon kurbanlarına ve Ermenistan'daki depremzedelere yardım etmek için sürekli seyahat etti. Yardım arzusu ve faaliyetleri sınır tanımıyordu. 1996 Kasım'ında, onursal ABD vatandaşı oldu. Topluluğun faaliyetleri çeşit ve sayı bakımından çoğalırken, Rahibe Teresa da Tanrı adına yapılan işler için dua ediyor ve çalışmalar sürekli artıyordu. Sağlık evleri açılıyor; bazıları da politik, sosyal ya da güvenliğe ilişkin gerekçelerle kapanıyordu. Topluluk, son derece yoğun ve faaldi. Rahibe Teresa, dünyanın her yanında insanlara yardım ediyor, çocukları kurtarıyor, hemşirelere öğüt veriyor, organizasyon ve konuşmalar yapıyordu. Kimi zaman "sıradan", kimi zaman da seçkin kalabalıklara konuşma yapması için aldığı tekliflerin sayısı her geçen gün artıyordu. Mesajının hep aynı ve bir iki tümceyle anlatılabilir olmasına ve çoğu zaman doğal olarak epey "geleneksel" bir bakış açısıyla konuşmasına rağmen, dikkatle dinleniyordu. İlerlemiş yaşına rağmen, dünyanın dört bir yanında yoksullara yardım edebilmek için kaynak araştırmaya devam ediyor ve elindeki olanakların tümünü kullanarak onlara yardım ediyordu. Her kıtada, Rusya'da bile, Teresa'nın hemşireleri, İsa aşkına kimsesizlere yardım ediyorlardı. 1992 seçimlerinde görevini devretmeye hazırlanırken yeniden seçildi. 1996'da sağlığı ciddi biçimde bozulmaya başladı. Sevgiden ve çalışmaktan yorulan kalbi yüzünden devam edemeyeceğini söyledi. 13 Mayıs 1997'de, hemşireler kurulu, İsa aşkına yapılan bu onurlu işi Hemşire Nirmala'nın yürütmesine karar verdi. Rahibe Teresa, 5 Eylül 1997'de, akşam 9:30'da, Kalküta'daki sağlık evinde Cennet'e uğurlandı. Yüzünde tamamen tükenmiş; kendini tüm kalbiyle, özgürce ve koşulsuz olarak yoksullara adamış bir insanın ifadesi vardı : "Yalnızca bir Tanrı vardır ve O, herkesin Tanrı'sıdır. Bu yüzden, Tanrı'nın önünde herkes eşittir. Her zaman dediğim gibi, bir Hintliye daha iyi bir Hintli, bir Müslümana daha iyi bir Müslüman, bir Katoliğe daha iyi bir Katolik olması için yardım etmeliyiz. Çalışmalarımızın, insanlara örnek olacağına inanıyoruz. 475 candan oluşuyoruz. 30 ailemiz Katolik; geriye kalanlar Hintli, Müslüman ve Sih; kısacası tamamen farklı dinlerden. Ama hepsi de dualarımıza katılıyorlar." |
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.