![]() |
Çalgı Toplulukları Caz Müziği Toplulukları
Caz Müziği Toplulukları Caz müziği toplulukları, caz müziklerini seslendirmek üzere oluşturulan topluluklardır. Caz müzik topluluklarında genelde saksafon, trompet, klarnet, trombon, piyano, kontrbas, gitar gibi çalgılar kullanılır. İnsan sesi ön plandadır. Bestelenmiş şekliyle seslendirilmiş olmasının yanı sıra genellikle doğaçlama olarak çalınması en büyük özelliğidir. Kaynak : Wikipedia |
Cevap : Çalgı Toplulukları Caz Müziği Toplulukları
daha ayrıntılı bilgi yokmuuuuuuuuuu ?????????????????????
|
Cevap : Çalgı Toplulukları Caz Müziği Toplulukları
Caz öncülerinin çoğu müzik okullarına gitmemiş,temel müzik eğitimi görmemişti.Bu nedenle müzik dilini ve armoni dağarcığını deneme-yanılma yöntemiyle geliştirmek zorundaydılar.Kuralları belirlemeye sanatçının anlatım özgürlüğü ile topluluğun dağılmasını önleyecek ortak yükümlülükleri bağdaştırmaya uğraşıyorlardı.Caz her zaman görünürdeki bu büyük aykırılıktan güç almış,hem bireysel müzikçinin sanatı,hem de komünal bir deneyim olmuştur.
İLK CAZ ÜSLUPLARI Özel çalgı yapısına dayanan kolektif doğaçlama geleneğinin 20.yüzyıl başlarında Louisiana'da ortaya çıkması toplumsal ve işlevsel etkenlere bağlanabilir.Siyahlar arasında toplu müzik.bugün kolayca kavranamayacak kadar önemli bir yer tutuyordu.New Orleans'da müziksiz toplumsal etkinlik neredeyse düşünülemezdi.Doğum,evlenme,vakfiz ,cenaze,piknik,geçit töreni,yürüyüş ve her türlü kutlama hep müzikli olurdu.Doğal olarak bu müzik çoğu zaman açık havada çalınıyordu.Trompetin o dönemdeki tartışılmaz üstünlüğü bu olguyla açıklanabilir.New Orleans cazının ilk önderleri başta Bolden,onu izleyen Freddie Keppard ve King Oliver'dan Louis Armstrong'a kadar hep trompetçiydiler. Klasik New Orleans üslubunda trompetin görevi temanın melodik çizgisini ortaya koyup geliştirmektir.Trompet ,trombon ve klarnetle birlikte basit ,ama güçlü bir üçlü oluşturur.hem birbirleriyle ilişkili,hem de bağımsız olan bu üç ses müzik boyunca sürekli duyulur..Solo geleneğinin eksikliği ise henüz solo yapacak düzeyde müzikçilerin yetişmemiş olmasıyla açıklanabilir.Bu tür sanatçıların ortaya çıkışı ,sıkı bir kolektif doğaçlamaya dayanan New Orleans üslubunun çökmesine yol açtı.Bir başka neden de,bu tür müziğin en yaygın çalındığı Storyville adındaki gelenevler semtinin 1917'de kapatılması oldu.Orkestralar kiralayan ya da en azından kırmızı ışıklar altında ragtime ritimleri çalacak bir piyanist çalıştıran Storyville batakhaneleri ,caz müzikçisinin ekonomik zincirinde önemli bir halkaydı. Saksofoncu Sydrney Bechet otobiyografisinde Jazz sözcüğünün ,yerel argoda cinsel birleşme için kullanılan jass deyiminden türediğini ileri sürer.Bir başka sava göre ise jazz,ya da jasser'den gelmektedir.Jazz'ın İngilizce argoda hızlandırmak ,canlılık vermek,diriltmek anlamında ve gene cinsellikle bağlantılı kullanılışı ,gerek tarihsel köken gerek anlam açısından Bechet'a haklılık kazandırır. 1917'de Storyville'in resmen kapatılışı ile işsiz kalan caz müzikçilerinin Kuzey kentlerine göç etmelerinden önce bile,caz New Orleans dışında duyulmaya başlamıştı.New York'ta çalan bir grup beyaz Güneylinin oluşturduğu Original Dixieland Jass Band daha 1917'de ilk plak kaydını gerçekleştirmişti.1918'de ise,New Orleans'ın trompet kralı olarak tanınan King Oliver iş bulabilmek için Chicago'ya göç etti ve iki yılda ününü sağlamlaştırınca,öğrencilerinin en yeteneklisini yanına çağırarak orkestrasını güçlendirmek istedi.Bu öğrenci New Orleans'da yetişen en parlak müzikçi ve cazın yerel bir lehçe olmaktan çıkıp uluslararası bir dile dönüşmesine önemli katkıları olan Louis Armstrong'du. Armstrong yaratıcı solo yeteneğiyle klasik New Orleans üslubunun katı grup geleneğini kırdı ve doğaçlama yapan solocunun üstünlüğünü kabul ettirdi.Böylece 1920'lerin sonunda ortaya çıkan Chicago üslubunun bir anlamda öncülüğünü yapmış oldu.1925 ve 1928'de Armstrong'un Hot Five ve Hot Seven gruplarıyla yaptığı plak kayıtları caz klasikleri arasında yer alır.Armstrong bu plaklarda hem o güne kadarki bütün gelişmeleri özetlemiş ,hem de daha sonra hep geçerli olacak melodik efektlere yer vererek caz geleneğini zenginleştirmiştir. İçki yasağı döneminde yasadışı içki kurumunun üs olarak benimsediği Chicago,caz müzikçileri açasından bir önceki 10 yılda Storyville'inkine benzer bir işlev yüklendi.1920'de Armstrong'un da gelişi ile Chicago yeri caz merkezi oldu.1920'lerin ortalarında genç beyaz müzikçilerin Armstrong gibi öncülerden etkilendiği görülüyordu.New Orleans Rhythm Kings bu grupların önde gelenlerinden biriydi.Ama Chicago üslubu daha sonraları olgunlaştı ve trompet ,trombon,klarnet üçlüsünü koruyarak giriş ve sonuç bölümündeki ana temanın ortak yorumunu ,ortalarda yer alan bir dizi soloyla birleştirdi. Kaynak;AnaBritannica cilt 7 sayfa 342-343 frmsinsi.net için yazılmıştır. |
Cevap : Çalgı Toplulukları Caz Müziği Toplulukları
Chicago üslubu terimi ne coğrafi nede müziksel açıdan kesinlik taşır.çok çeşitli,hatta karşıt eğilim ve yetenekler için kullanılır.Üslubun önde gelen sanatçısı Bix Beiderbecke,armonik kuruma duyduğu ilgi ve kornetinin saf tonu ile Armstrong'un tam karşıtıdır.Orta sınıf Alman göçmeni bir aileden gelen Beiderbecke'nin sezgisel üslubunun kökeni Siyah Armstrong'unkinden çok farklıydı.Caz tarihini etkileyen öbür beyaz Chicago'lu ise,klarnetçi Benny Goodman oldu. SONRAKİ GELİŞMELER. 1920'ler boyunca teknik ve düşünsel düzeyde sürekli bir gelişme armoni arayaşılarında artan bir cüret gözlendi.Böylece 1930'ların solocularının altın çağına dönüştüren pek çok üslup da biçimlenmeye başladı.Caz tarihinin en yetenekli müzikçilerinden biri olan tenr saksafoncu Coleman Hawkins ,hot jazz türüne özgü derin,ateşli tonuyla ve güçlü biçim duygusuyla çalgısına cazda önemli bir yer sağladı.1934-39 arasındaki Avrupa turnesiyle de cazı bu kıtaya tanıtan ilk sanatçılardan biri oldu. 1920'lerin başında New Orleans Rhythm Kings,Jelly Roll Morton ve King Oliver orkestralarının başlattığı eğilim,1920'lerin sonunda yazılı nota kullanan daha geniş orkestralarca sürdürüldü.Fletcher Henderson,Paul Whiteman,Chick Webb ,Jimmie Lunceford.Benny Moten gibi müzikçilerin yönettiği orkestarlar,orkestranın çeşitli bölümlerinin düzenli bir ritme karşı çaldığı ve sonraları Swing olarak bilinen üslubu geliştirdiler. Cazda arılığı savunanlar "orkestra cazı" terimini bile çelişik bulur,caz doğaçlanan bir müzikse,caz orkestrası olamayacağını ileri sürer.Henderson caza canlılık verenin doğaçlama değil,caz ruhunu korumak olduğunu savunan ilk müzikçilerden biriydi.Henderson'a göre ,tek tek müzikçiler kendi yazılı bölümlerini soloda olduğu gibi kendini keşfetme duygusuyla çalabiliyorsa,onların solo yetenekleri,toplu yorumu da caz tanımı içine sokabilirdi.1920'ler boyunca Henderson örneğini izleyerek ortaya çıkan çeşitli gruplar seslerini ülkenin her yerinde duyuramadıysalar,bunun en önemli nederi renklerinin "siyah" olmasıydı. Swing,Count Baise,Benny Goodman ,Artie Shaw ve Dorsey kardeşlerin gruplarınca 1930'larda doruğa ulaştırılan bir müzik biçimi oldu.Bu dönemde büyük orkestra salgınının şaşırtıcı yayılışında çeşitli etkenler rol oynadı.1933'te içki yasağının kaldırılması bunların en önemlilerinden biriydi.Toplumsal alışkanlıkların değişmesi,az müzikçilerinin büyük bölümünü başlıca iş bulma olanaklarından yoksun bıraktı.1930'ların ortalarında cazın yeni bir dinleyici kitlesi bulma zorunluluğu doğmuştu ve bunun cazda büyük orkestra eğilimi ile çakışması,swing dönemi olarak bilinen dans çılgınlığının koşullarını hazırladı.Çoğu sulandırılmış ticari yanı ağır basan bir müziğe dönüşmüş olmakla birlikte,caz bu dönemde dans ve balo salonlarını fethetti.1938'de Goodman'ın Carnegie Hall 'da verdiği konser swing için bir dönüm noktası oldu.Bu saygın müzik kurumunun kapıları caza ilk kez açılmıştı.Ama bir yandan yaklaşan II.Dünya Savaşı'nın ve artan maliyetlerin büyük orkestraları parçalaması,bir yandan da ticari kaygının öne geçmesi kalitesi giderek düşen müziği caz tanımından çıkardı.Bu nedenle 1938,swing döneminin sonu olarak kabul edilir. Geç swing döneminin en önemli caz müziçilerinden biri Duke Ellington'dır.Ellington,New Orleans üslubunda Morton'ın yaptığı gibi,orkestrasındaki müzikçilerin doğaçlamalarını ,güçlü renkler taşıyan iyi dengelenmiş bir kompozisyon ağıyla örmeyi başarmıştır.Besteleme geleneği,cazın sonraki aşamalarında Thelonious Monk,John Lewis,George Russell gibi sanatçılarca sürdürülmüştür. Bir yandan orkestralar yaygınlaşırken ,öbür yanda da Art Tatum (piyano),Roy Eldiridge (trompet) ,ve Lester Young ( tenor saksofon) gibi sanatların katkılarıyla ,solo doğaçlamanın önemi arttı.Aynı dönemde genellikle caz tarihinin en iyi şarkıcısı olarak kabul edilen Billie Holiday'de ortaya çıktı.Bu virtüözlerin bazısı orkestralarda kalırken,bir bölümü de küçük gruplar kurmayı yeğledi.Art Tatum'ın son derece öznel üslubu,grup dokusuna pek uymayan yapısı ile hemen hemen hiç taklit edilemedi.onun tek önemli izleyicisi yıllar geçtikçe üslubu Tatum'a yaklaşan Kanadalı piyanist Oscar Peterson oldu.Uzun yıllar Count Basie Orkestrasıile çalışan Lester Young ise,sonraki kuşak saksafoncularının üslubunu belirledikten başka savaş sonrası modern caz akımlarına da öncülük etti. Kaynak;AnaBritannica cilt 7 sayfa 342-343 frmsinsi.net için yazılmıştır. |
Cevap : Çalgı Toplulukları Caz Müziği Toplulukları
1940'lardaki Modern Caz hareketinin ilk üsluplarından biri,o zaman bilinen adıyla bebop ya da bop'tır.Akımın önderlerinden Dizzy Gillespie (trompet) ve Charlie Parker (alto saksofon) karmaşık çapraz ritimler ve beklenmedik vurgulara karşı doğaçlanan akor değişiklikleriyle yepyeni bir caz yarattılar.buna karşılık Stan Getz (tenor saksofon) ve Gerry Mulligan (saksofon) Young'dan etkilenerek ve bir ölçüde bebop'a tepki olarak cool jazz üslubunu geliştirdiler.Bop sonrası öbür gelişmeler arasında Lennie Tristano (piyano) ,Modern Caz Dörtlüsü,Gil Evans,Miles Davis ( trompet) gibi sanatçıların katkıları sayılabilir.Horace Silver ve Art Blakey orkestralarında ise blues vurgulanarak davula daha fazla önem verilen ve hard- bop olarak bilinen bir eğilim gelişti.Bu arada Ornette Coleman (alto saksofon) ,John Coltrane ve Albert Ayler (taner saksofon) geleneksel caz armoni ve moledilerini yadsıyarak düzensiz,ama sürükleyici bir ritim eşliğinde yoğun bir müzik geliştirdiler..1950'lerin sonunda ortaya çıkan ve hala önemini koruyan bu akım free jazz olarak bilinir.Don Cherry,Don Ellis gibi temsilcileri ise Avrupa etkilerinden uzaklaşarak caza Hint ve Arap müziğinden esintiler getirmeyi denedi.Swing döneminde sulandırılan ve özellikle beyazların monoton dans müziğine kaynaklık eden caza savaş sonrasında tepki gösterildiği söylenebilir.1960'ların avantgarde caz akımlarının çoğu ise,ırk ayrımını protesto amacıyla ortaya çıktıklarını ilan ediyordu.
1970'lerde ortaya çıkan rock müziğinin özellikle ritim çalgılarını kullanma eğilimi ,caz müzikçilerinin elektronik aletlerle deneyler yapmaya yöneltti.Weather Report ve Mahavishnu Orchestra gibi gruplar bunun en başarılı örneklerini verdi.Bu dönemin bir başka eğilimi de eşliksiz doğaçlama oldu.Piyanist Cecil Taylor ve Chicago Art Ensemble gibi gruplar ise free jazz geleneğini sürdürdü. Kaynak;AnaBritannica cilt 7 sayfa 342-343 frmsinsi.net için yazılmıştır. |
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.