Diyabetli Ayak
 

DİYABETLİ AYAK


Cerrahpaşa Plastik Cerrahi Günleri'nde bu yıl sıra dışı ve sorunları olan bir konu ele alındı. İki gün boyunca yabancı konuklarında katılımıyla 'Diyabetik Ayak' tüm ayrıntıları ile tartışıldı.

Şeker hastalığına bağlı yaralarının yeteri kadar gündeme gelmediğine dikkat çeken Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Pastik, Rekonstrütif ve Estetik Cerrahi Anabilim dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Muzaffer Altındaş, bu yaraların sadece insanların sağlığını bozmadığını, ampütasyona da yol açtığını belirtti. Altındaş: “Diyabetik ayak, yara ve enfeksiyon konusunun tüm olumsuzlukları ve tıbbi zorluklarıyla özdeşleşmiş, kötü şöhreti olan bir konudur. Ayrıca yaygınlığı ve toplumsal boyutuyla pek çok ailenin ekonomik ve sosyal hayatında da ağır yara ve tahribata yol açmaktadır” dedi. Sağlık Yayıncılık

Hastalar Farkında Değil
Gerekli tedavi uygulanmadığında ayak ve bacak kaybına varan sonuçlarla karşılaşılabileceğini ifade eden Altındaş, modern yara biliminin ışığıyla bunları aşağıya çekmek mümkündür değerlendirmesini yaptı. Hasta eğitimine de dikkat çeken Altındaş: “ İnsanlara ayaklarını nasıl koruyacaklarını anlatarak öğretebilirsiniz. Hissiz ayağı tanıtabilirsiniz. Bazen hastalarımız hissiz ayağı biliyorlar ama kabul etmiyorlar. Üçüncü derece yanıkla gelen ve bunun farkında olmayan hastalarımız var. Fakat bunlar bize geldiğinde duyarlılığın normal olduğunu söylüyorlar” açıklamasında bulundu. Bilinçli hastalarda da aynı sorunla karşılaştıklarını anlatan Altındaş: “Yavaş yavaş gelişen bu hastalığa alışan hastalar, bunu normal sanıyor” açıklamasında bulundu.

Maliyet “60” Bin Dolar
Diyabetik ayak yaralarını engellemenin yolunun hastaları bilgilendirmekten geçtiğini dile getiren Altındaş: “Gelişmiş ülkeler bununla başa çıkmanın yolunu bulmuşlar. Diyabet hastalarını bilgilendirmişler. Hastaya, uyuşukluğun ve uyuşuk ayağın hangi tehlikelere işaret ettiğini anlatırsanız erken hekime başvurmayı sağlarsınız” beyanında bulundu. Her türlü riske rağmen ağrı olmadığı için doktora gitmeye direnen hastalar olduğu aktaran Altındaş: “Amerika’da, podiatrisler ve hemşireler bu tür hastaların evlerine gidiyorlar. Böylece erken tespit sağlanmış oluyor” dedi. Bir kişinin ayak yarası maliyetinin 60 bin dolar olduğunu vurgulayan Altındaş, gelişmiş ülkelerde maliyetin erken tespitle azaltıldığını kaydetti. Altındaş: “Eğer bu ülkede doğru yara bilimi uygulanırsa ampütasyonlar yüzde 85 azaltılabiliyor” dedi.

En Etkili Yol Eğitim
Yaygın bir toplumsal sorun olan diyabetik ayak ve ayak yaralarının tedavisinin zor olduğunu belirten Altındaş: “Bu pek çok uzmanın ortak çalışmasını gerektirir. Ancak yüksek derecede bilgi, beceri ve birikimle mümkündür. Diğer yandan diyabetik ayak yaralarının tedavisinde eksik ve hatalı uygulamalarla çok sık karşılaşılmaktadır. Kontrol ve denetim eksikliği vardır. Bütün bunlar, diyabetik ayak yarası tedavisi konusundaki mevcut durumun uzunca bir süre devam edeceğini göstermektedir” değerlendirmesinde bulundu. Altındaş, ayak yaralarının ortaya çıkışını önlemede ve tedavisinde izlenmesi gereken en etkili yolun eğitim olduğunun altını çizdi.

Diyabetli Ayak
 

Multidisipliner Yaklaşım Gerekli
Diyabetik ayağın multidisipliner bir yaklaşım gerektirdiğine vurgu yapan Altındaş, böyle zor bir konu sadece bir uzmanın sırtında taşıyabileceği bir yük olmadığını söyledi. Altındaş: Bu işi iyi yapmak istiyorsak, yurt dışına idareci hemşireler ve işletmecileri göndermemiz lazım. Bu insanlar aldıkları eğitimle gelişmiş ülkelerde oturmuş sistemleri ülkemize taşıyabilsinler. Yetişmiş sağlık elemanları sorumluluğu hep birlikte yürütürse üretken olursunuz. Aksi taktirde sizin bilginiz konferans salonlarından polikliniğe yansımaz” değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye’de Podiatrist eksikliğine de dikkat çeken Altındaş: “Önce toplumun her kesimindeki hekimlerin bu konuda eğitilmesi gerekir. Tüm hekimlerin bu konuda temel bilgileri olmalı. Daha sonra bu bilgiler hemşirelere ve diğer çalışanlarına aktarılmalı” şeklinde konuştu.

Hastalar Nereye Başvuracağını Bilmiyor
Hastaların nereye başvuracağını bilmediğini vurgulayan Altındaş: “ Böylesine ağır karmaşık sorunları olduğu halde bilinmeyen, görmezlikten gelinen sorunların çözümüne yönelik çabaların yetersiz kaldığı, bu yüzden hastaların kötü kaderinin değişmediği bir konuya ilgi duymak, eğitim faaliyetlerine katılmak tıbbi olduğu kadar aynı zamanda bir insanlık görevidir” değerlendirmesinde bulundu.