![]() |
Kaç Tane Hak Mezhep Vardır Mezhebler Kaça Ayrılır? Mezhebler Önce 2'Ye Ayrılır: 1
Kaç tane hak mezhep vardır
Mezhebler Kaça Ayrılır? Mezhebler önce 2'ye ayrılır: 1 - Fıkhî mezhebler, 2 - İtikâdî mezhebler... Fıkhî Mezhebler Kaça Ayrılır? 4'e ayrılır: 1 - Hanefî mezhebi, 2 - Mâlikî mezhebi, 3 - Şâfiî mezhebi, 4 - Hanbelî mezhebi. Bu 4 mezhebin, hepsi de haktır, doğrudur. Şimdi bunları sırası ile görelim: Hanefî Mezhebi Hanefî mezhebinin kurucusu İmam-ı A'zam Hazretleridir. İmam-ı A'zam, en büyük imam demektir. Asıl adı Nu'man olan İmam-ı A'zam'ın, künyesi Ebû Hanife'dir. Hicretin 80'inci yılında Kûfe'de doğmuş, Hicrî 150'de Bağdat'ta vefat etmiştir. Hanefî mezhebi, önce Irak'ta doğmuş, oradan doğuya ve batıya yayılmıştır. Abbasîler devrinde hâkimlerin çoğu Hanefî idi. Anadolu ve Balkanlardaki Türkler arasında, Hanefî mezhebi yaygındır. Mâlikî Mezhebi Kurucusu İmam Mâlik bin Enes Hazretleridir. Hicrî 93 tarihinde Medine'de doğmuş, H. 179'da yine Medine'de vefat etmiştir. Mâlikî mezhebi, önce Hicaz halkı tarafından benimsenmiş ve hacca gelenler vasıtasıyla Kuzey Afrika'ya ve o zaman Endülüs denen İspanya'ya yayılmıştır. Şâfiî Mezhebi Kurucusu İmam-ı Şâfiî Hazretleridir. İmam-ı Şâfiî'nin asıl ismi Muhammed'dir. H. 150 tarihinde Gazze'de doğmuş, 204 tarihinde Mısır'da vefat etmiştir. Hâşimoğulları soyundan gelmektedir. Şâfiî mezhebi önce Mısır'da yayılmış, sonra kısmen Suriye, Yemen, Irak ve Horasan taraflarına geçmiştir. Bugün Mısır'ın çoğunluğu Şâfiîdir. Anadolu'nun güney taraflarında, Suriye ve Irak'ta da Şâfiî mezhebinde olanlar mevcuttur. Hanbelî Mezhebi Kurucusu Ahmed bin Hanbel Hazretleridir. H. 164 tarihinde Bağdat'ta doğmuş, 241 tarihinde yine orada vefat etmiştir. Hanbelî mezhebi daha çok Necid taraflarında tutulmuştur. Hâlen Necid'de Hanbelî mezhebi hâkimdir. Hak Bir Olur. Halbuki 4 Mezhebin de Hak Olduğunu Kabûl Ediyoruz. Bu Nasıl Olur? Bir su, 5 ayrı mizaçtaki hastaya göre 5 ayrı hüküm alır. Meselâ, birinin hastalığının nev'ine göre ilâçtır. Tıbben ona vaciptir. Diğer birine, hastalığı sebebiyle, zehir gibi zararlıdır. Tıbben ona haramdır. Diğer birine az zarar verir, tıbben ona mekruhtur. Diğer birine zararsız olduğu gibi, faydası da vardır. Tıbben ona sünnettir. Bir diğerine de ne zararlı, ne de faydalıdır. Tıbben ona mübahtır. Hastanın durumuna göre, bunların 5'i de haktır. "Bu ilâç, yalnızca vaciptir" denilemez. İşte bu misaldeki gibi, İlâhî hükümler de, mezheblere tabi' olanların durumuna göre değişir. Farklı farklı olur. Üstelik herbiri de hak olur. Buna bir misal verelim: İlâhî hikmetin tensibiyle, İmam Şâfiî'ye ittiba' edenlerin çoğu, köylülük ve bedevîliğe yakındırlar. Bunlar cem'iyet hayatında geri olduklarından, herbiri bizzat dergâh-ı İlâhiyeye kendi derdini söylemek, hususî dileğini bizzat arzetmek mizacındadırlar. Bu yüzden de, imam arkasında Fâtiha'yı tek tek okurlar. Bu hüküm hak ve doğrudur. İmam-ı A'zam'a ittiba' edenlerin çoğu ise, şehirliliğe ve medeniyete daha yakın, ictimaî hayatı benimsemiş kimselerdir. Bunların nazarında bir cemaat bir şahıs hükmüne girip bir tek adam da umum o cemaat adına, sözcü olarak konuşur; kendileri de onun kalben tasdikcisi olurlar. Bu bakımdan Hanefî mezhebinde imam arkasında tek tek Fâtiha okunmaz. İmam, cemaat adına okur. Cemaat da âmîn diyerek onu tasdik eder. Bu hüküm de, evvelki gibi, hak ve doğrudur. İtikadî Mezhebler Kaça Ayrılır? İtikad hususunda başlıca iki mezheb vardır: 1. Ehl-i Sünnet mezhebi, 2. Ehl-i Bid'a mezhebi. Ehl-i Sünnet mezhebi Hz. Peygamberin yolundan gidenler, o yoldan hiç sapmayanlar demektir. Ehl-i Sünnetin dayanağı Kitab ve Sünnettir. Kitab ve Sünnette ne buyurulmuşsa, Ehl-i Sünnet öyle inanır, öyle hareket ederler. Ehl-i Sünnet de, Matüridiyye ve Eş'ariyye olmak üzere ikiye ayrılır. Mâtüridiyye Mezhebi Kurucusu Ebu Mansur Muhammed Hazretleri'dir. Semerkand köylerinden Mâtürid'de doğmuştur. H. 333'te vefat etmiştir. |
Kaç Tane Hak Mezhep Vardır Mezhebler Kaça Ayrılır? Mezhebler Önce 2'Ye Ayrılır: 1
Mezhebler Arasında Görüş Ayrılıkları Olması Nereden Kaynaklanmaktadır?
Bu ayrılıklar, çeşitli sebeblerden ileri gelir. Kur'an'da hüküm ifade eden âyetleri (ki bunlara, nass denir) anlayış, herkes için başka başka olabilir. Zira nassların, usûl-i fıkıhta beyan edildiği üzere, pek çok kısımları vardır: Hafî, mücmel, sarîh, kinâye, mecaz, hakikat, mutlak - mukayyed, hâs - âmm gibi. Bu yüzden müctehidlerin aynı nassı anlayışları farklı farklı olmaktadır. Ayrıca, hadîslerin de nevileri, çeşitleri vardır. Mütevâtir, meşhûr, haber-i vâhid, mürsel, muttasıl, münkatı' gibi. Bu hadîsleri delîl olarak kullanma konusunda da müctehidler ihtilâf etmişlerdir. Bunun neticesinde de farklı görüşler ortaya çıkmıştır. Meselâ Hanefîler hadîsler konusunda titiz davranır. Haber-i vâhidi (Tek sahâbenin rivâyet ettiği hadîsi) delil olarak kabûl etmezler. Şâfiîler ise, haber-i vâhidi kabûl eder ve onu Kıyâs'a tercih ederler. Hanefîler mürsel hadîsi alır, Şâfiîler almazlar. İşte bu gibi delillerdeki ihtilâf ve kabûl edilen delilleri de farklı anlayış, müctehidlerin aynı mes'elede farklı hükümler vermelerine sebeb olmuştur. Fetva verilen beldenin örf ve âdetleri de, müctehidlerin yaptıkları ictihadlara te'sir etmiştir. Müctehidler Arasında Görüş Ayrılıkları Olmasının Mahzûru Var mıdır? Hayır, bil'akis bu ihtilâflar, ümmet için rahmet olmuştur. Herhangi bir mes'ele hususunda bir mezhebde zorlukla karşılaşınca, zaruret halinde, o mes'ele başka bir mezhebin kolaylık ifade eden hükmü ile halledilme yoluna gidilmiştir. Böylece mezheblerin varlığı ümmet için kolaylık ve genişliğe vesile olmuştur. "Ümmetimin ihtilâfında rahmet vardır" meâlindeki hadîs-i şerîfin ifade etmek istediği mânâ da bu olsa gerektir. Mezheblere Ne Lüzum Var? Herkes Kendisi Kur'an'ı ve Hadîsi Okuyup Hüküm Çıkaramaz mı? Müslüman olan her ferdin, dinî mes'eleleri ve hükümleri doğrudan doğruya Kur'an ve Sünnetlerden öğrenmesi mümkün değildir. Bunu, ancak müctehidlik pâyesine erişmiş, salâhiyetli İslâm âlimleri yapabilir. Geriye kalan Müslüman halka, o büyük din âlimlerinin îzah ve görüşlerini anlamak ve benimsemek, onların yolundan gitmek düşer. İlâçların ham maddesi bitkiler, otlar, madenler vs. olduğu halde, nasıl herkes ondan ilâç yapamıyor, bu iş için ayrıca eczacılık tahsili gerekiyorsa, dinî mes'elelerde temel kaynak Kur'an ve Sünnet olduğu halde, ondan hüküm çıkarmak işini de sıradan her Müslüman yapamaz; ancak müctehidlik seviyesine ulaşmış âlimler yapabilir. Herkesin dinî kaynaklardan hüküm çıkarmağa ilmi, bilgisi, aklı, idrâk seviyesi, basiret ve feraseti yetmez. |
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.