![]() |
Bir Fotoğrafçının Günlüğü
http://www.internethaber.com/images/news/578.jpg
Öykülerin fotoğrafını çekmek istiyorum O'nu, bir pasajın girişinde gördüm... Elinde şemsiye vardı... Ayağında ise sandelet... Üzerinde kısa kollu bir gömlek... Yanında boş bir tabure.... Arkasında yeşil bir duvar... Bir taburenin üzerinde uyukluyordu... ...Ve yüreğim ağladı o an... Bayramdan bir gün önceydi.... Yani, "Arefe" günü.. Yani herkesin karınca kaderince bayram hazırlığı yaptığı, çarşıda, 'iğne atsanız yere düşmez' denilen günlerden bir gün... Alışverişten geliyor ve işyerime çıkıyordum.. İşte öylece gördüm O'nu orada... Birden dudaklarımın kuruduğunu, gözlerimin ıslandığını farkettim... Boş tabureyle birlikte orada uyuklayan adam beni alıp alıp duygu fırtınalarının içerisine attı... Çantam da bulunan Coolpix makinamı çıkardım... Flaşı kapalı halde fotoğrafını çektim.... Ekrandan baktım fluuu.. Çünkü ışık yetersizdi... Bir giyim mağazasının boşalttığı karton kutuların üzerine makinayı koydum ve fotoğrafını çektim... Sadece iki kare... Sonra döndüm arkamı gittim... İşyerine gelince fotoğrafları bilgisayarıma aktardım... Bir kaç satır yazar, gazeteye 'fotoğrafaltı haber' koyarız diye düşünüyordum... Bilgisayara aktardığım fotoğrafa dikkatlice baktım... Sadece baktım.... Hiç birşey yazamadım... Öylece baktım durdum... Tam 25 yıl gazetecilik yapmıştım... Bu ülkenin hemen hemen her yerinde haber fotoğrafı çekmiştim... Doğu'da, Güneydoğu'da.. Yurt içinde yurt dışında... İdamlıklar koğuşuna gizlice girmiş, haklarında idam hükmü verilmiş mahkumlarla konuşmuş, GAP'ın temeli atılırken fotoğraflamış, Fırat'ın sularının sevdası Harran'a kavuşmasını belgelemiştim... ...Ve daha neler neler.... Hayatım haber fotoğrafı çekmekle geçmişti... Bir nehre düşen otomobilin içerisinde boğulan yavrusunun cesedini çıkaran babanın feryadını çekmiştim... Bir annenin en acı anlarına ve en tatlı anlarına şahitlik etmiştim...Bir damadın düğün gecesi kanlıları tarafından düğün evinde, halay da öldürülmesini fotoğraflamıştım... Ama beni hiç bir fotoğraf bu kadar etkilememişti... Öylece baktım durdum O Amca'nın fotoğrafına... Yazamadım iki satır... ...Ve ben o fotoğrafa yazamadan Bayram tatiline gittim... Gittim gitmesine ama aklım hep O Amca'daydı... Yeşil bir duvarın önünde oturan, elinde şemsiyesi olan, yanında boş bir plastik sandalye, kirli bir pasaj girişi ve O Amca.. İşte O Amca benim 25 yıllık fotoğrafa bakış açımı değiştirdi... Haber fotoğrafı çekerken aslında, yaşamın kıyısında oyalanmıştım... "Fotoğraf Yaşamın Ta Kendisi"ydi aslında.. Ben bunu 25 yıl sonra farketmiştim... Ben fotoğrafları yazdığım haberlere meze yapmıştım tabiri yerindeyse... Ama haber yaşamsa eğer , yaşamı anlatan aslında fotoğrafın ta kendisiydi... Ben bundan sonra fotoğraf çekmeliydim... Yani yaşamı anlatmalıydım... Biraz geç kalmıştım belki ama olsun... Bundan sonra hiç olmazsa bu güzellik ile yaşamalıydım... O Amca, benim "Fotoğraf Sevdamın" başlangıcı olmuştu... O Amca sayesinde tanıştım ben fotoğraf ile... Fotoğraf çekmeye başladım ve O Amca'nın fotoğrafını şu satırlarla paylaştım Fotoğraf sitelerinde: "Daha o zamanlar D200’ümü almamıştım... Bayram haftasında rastladım ona... Bir pasajın girişinde... Başı öndeydi... Yanında boş sandalye... Elimde Coolpixim... Pasaj karanlık... Flaşlı çekerek Amca’yı rahatsız etmek istemiyorum... Coolpix , "Flaşsız çekmem" diyor... Ben, "Çekeceksin" diyorum.. ...Ve çektim... Bu kadar oldu... Ama ben Amca’yı, ne Bayram’da ne Bayram tatilim de unutamadım... Niye başı öndeydi acaba... Peki yanındaki sandalye niye boştu... Acaba, yanındaki sandalye kimsesizliğini mi, yanıbaşında kimsenin olmadığını mı söylüyordu bize... Bilmem... Ama Bayram boyunca, ellerinden öpmek istedim Amca’nın... Amcamın... Beğeninize..." Alıntıdır...... |
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.