ForumSinsi - 2006 Yılından Beri

ForumSinsi - 2006 Yılından Beri (http://forumsinsi.com/index.php)
-   Bir Tutam Hikaye (http://forumsinsi.com/forumdisplay.php?f=456)
-   -   Tevafuk Mu, Adaletin Tecelli Etmesi Mi? (http://forumsinsi.com/showthread.php?t=438232)

Prof. Dr. Sinsi 08-13-2012 03:44 AM

Tevafuk Mu, Adaletin Tecelli Etmesi Mi?
 

http://frmsinsi.net/images/forumsins...sinsi.net_.jpg


bugün çok sıcak oldu hava, -ahh bu nem beni delirtecek- aman allah'ım saat 18,30
şu dağınıklığı toparlayıp kursa gitmeliyim...kahretsin mr grek geliyor
- joe , bana pazardan 1 kilo ceviz alır mısın?
- elbette -nasıl hayır diyebilirm ki?-mr grek.

bu arada kursun başlama saati de yaklaşıyordu. -çabuk olmalıyım yoksa geç kalacağım-hızlı adımlarla pazara doğru yürümeye başladı. havanın da sıcaklığıyla terledi ve susadı...kurs geliyordu aklına...geç kalmaması lazımdı.

pazar 10 dakikalık mesafededeydi.
sonunda pazara vardı joe...
satıcıların tezgahlarını gezindi. çok kötü bunlar -biraz daha ileriye gidip ordakilere bakayım- ...
pazarın sonuna doğru istediği cevizleri bulmuştu sevinçli bir şekilde pazarcıya
-1 kilo ceviz verir misiniz?
-tabi.
hızlı adımlarla ordan ayrıldı...
işyerine varmıştı nihayet

-ohhh, tanrı'ya şükür geç kalmadım kursa

-mr grek, istemiş olduğunuz cevizi aldım. buyrun
-ben sana ceviz içi al demedim mi?
-hayır. mr grek. siz bana "1 kilo ceviz alır mısın?" dediniz..
-peki sen ceviz içi olabileceğini akıl edemedin mi joe? salak çocuk... çabuk git ceviz içi al....
gururu kırılan joe birden sesini yükselterek
-mr grek, bana salak diyemezsiniz? sizin buna hakkınız yok...
-kes sesini joe. hemen dediğimi yap.
-burda neler oluyor?
-mr martin, joe verdiğim görevi yerine getirmiyor...
-gelir misiniz, mr grek?
büyük patron ve müdür biraz uzaklaştıktan sonra sesizce aralarında konuşuyorlardı konuşma bitti ve joe'nun yanına gelerek mr martin:

-mr joe, işinize son verdim...

-tamam mr martin

içinde kuzenine karşı öfke ve nefret vardı...
kursuna gitti. aklına hep mr grek'in hakaretleri ve bağrışmaları ve mr martinin işine son verdim demesi...birden irkildi...çalan kursun zil sesiydi
ev'e yaklaşıyor her adımda...ve bugün olanlar için ailesine ne diyeceğini düşünüyordu
kuzen'inin özel bir işini yaptırırken ona hakaret ettiğini ve bunun sonuncudan bağrışmaları duyan mr martin'in onu kovduğunu, nasıl söyliyecekti?

joe 6 ay sonra askere gidecekti ve maddi durumu iyi değildi. şimdi bu durumundan dolayı kimse ona iş vermiyecekti, çünkü 6 ay kalmıştı askere gitmesine..


kapıyı annesi açtı, ve gülerek:

- hoşgeldi joe
-hoşbulduk anne. yemek hazır mı?

aslında karnı aç değildi. sadece annesine nasıl söyliyeceğini düşünmek için biraz daha zaman geçmesini istiyordu.

-oğlum; hadi ellerini yıka... yemek hazır
ayağa kalkıp lavaboya doğru yürüdü...
ablasının oğlunun, oğluna yaptığı haksızlığı duyarsa annesinin kalbinin çok kırılacağını düşündü.

/kendim ayrıldım...patronla tartıştığımı bunun sonucunda ayrıldığımı söylerim/
yemeğiylen biraz oynadıktan sonra kalkıp içeri gitti ve yemek yemelerini bekledi. yemek faslı bittikten sonra annesi mutfağa geldi
/evet tam zamanı şimdi söyleyebilirm/
-anne, bugün patronla tartıştım ve bunun sonucundan işimden ayrıldım.
bir an duraksadı annesi ve gülerek:
-joe çok şakacısın...hayır şaka yapmıyorsun galiba...neden bunu yaptın? birkaç ay sonra askere gideceksin. ve biliyorsun, bizim maddi durumumuz kötü
-anne, yapabileceğim bişey yoktu. olan oldu artık...yatmaya gidiyorum, bu konuda artık konuşmak istemiyorum...
arkasında kalan lambanın ışığı odayı aydınlatıyordu. yatağın üstüne oturdu başını öne eğerek tekrar olanları düşündü......
günler haftalar geçti ama iş yoktu. üçüncü ayında babası eve gelerek uzanan oğluna:
-ohhh biz çalışalım beyimiz yan gelip yatsın...daha iş bulamadın mı?
çok üzgün olan joe bu sözlerden sonra acıyla birden ayağa kalktı ve lavaboya gitmek istedi gözleri dolmuştu
annesi bunun farkına vardı ve beyine:
- neden, bu çocuğun üstüne gidiyorsun?
- Eee yeter be. ben mi dedim ona; dayılan diye. herkes onun bu aptalca durumunu konuşuyor...
bu sözlere haddinden fazla kırılan joe içinde yana acıyı kusarcasına dışa vurdu
gözyaşlarına hakim olamıyordu. büyük nehir (misisipi) gibi herşeyi önüne katıp gidiyodu.
kalbinin acısını, kırılan gururunu...
avazı çıktığı kadar bağırmak istiyordu öfkesini kusmak istiyodu...nefesi kesiliyordu
derin nefes alarak konuşmak istiyordu ama ne çare hıçkırıklar ilmik ilmik dolanıyordu...
babası, gözlerinden düşen her damlanın yere değdiğinde yüreğinin içinde acıyı hisseti...onun acısına ortak oldu. oğluna:
-tamam joe, kendine gel. sözlerim seni kırdıysa özür dilerim
joe konuşamıyordu, yüreğinin içindeki acı onu konuşmasına engel oluyordu. ayağa kalktı annesine bakarak içeri doğru yürüdü.
gözlerini gören annesi korkmuştu... kan kırmızı olan gözler...
kendini haklı çıkartanmaya çalışan grek
yakın akrabalarına: joe, dikkafalık yaptığı için patron onun işine son verdi. diyordu. bunu öğrenen joe
bir gece mr grek'in evine gidip kapıyı çaldı.
içinde nefret ve öfke vardı sadece
kapıyı mr grek açmıştı ve arkasında yeni evlendiği eşi vardı
onun canını yakmayı çok istiyordu., çünkü joe'nun canı çok yanmıştı. önce mr grek'in sonrada arkasında korkulu gözlerle ona bakan eşi ms rose...

merhametli bir insandı joe ve hiçbir erkeğin eşinin yanında küçük düşürmeyecek kadar asil bir kandan geliyordu
-mr grek, sizden ricam bu konuyu daha fazla uzatmayın
-tamam joe seni anladım
-tamam mı?
-tamam
-tamam mı?
-tamam
arkasını dönüp ordan ayrıldı...tanrı'ya inancı olan biriydi...tanrım, bana yapılan haksızlıkları görüyorsun....

mr grek'in ailesinde erkek çocuk olmuyordu.
bunun özlemini duyuyorlardı...nihayet eşi hamileydi ve bir erkek çocuk bekliyorlardı.
çocuk doğdu. kalbi delik ve kısmen özürlüydü...birkaç saat yaşayabildi ve vefaat etti..


muratdl


* Ancak yaptıklarınızın karşılığınızı alırsınız er yada géç ..



Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.