![]() |
Varlık Vergisi Ve Aşkale'ye Sürgün
http://frmsinsi.net/images/forumsins...sinsi.net_.jpg
Varlık Vergisi, 11 Kasım 1942 tarih ve 4305 sayılı kanunla konulan olağanüstü servet vergisinin adıdır. Varlık Vergisi kanununun resmi gerekçesi, hükümet tarafından "olağanüstü savaş koşullarının yarattığı yüksek kârlılığı vergilemek" olarak dile getirilmiştir. Oysa basına kapalı olarak yapılan CHP grup toplantısında başbakan Şükrü Saracoğlu'nun vurguladığı gerekçeler farklıdır: "Bu kanun aynı zamanda bir devrim kanunudur. Bize ekonomik bağımsızlığımızı kazandıracak bir fırsat karşısındayız. Piyasamıza egemen olan yabancıları böylece ortadan kaldırarak, Türk piyasasını Türklerin eline vereceğiz." "Bu memleket tarafından gösterilen misafirperverlikten faydalanarak zengin oldukları halde, ona karşı bu nazik anda vazifelerini yapmaktan kaçınacak kimseler hakkında bu kanun, bütün şiddetiyle uygulanacaktır. http://frmsinsi.net/images/forumsins...sinsi.net_.jpg Yasanın Uygulanışı Başbakan Saracoğlu, 5 Ağustos 1942'de okuduğu hükümet programında "Biz Türküz, Türkçüyüz ve daima Türkçü kalacağız. Bizim için Türkçülük bir kan meselesi olduğu kadar ve laakal o kadar bir vicdan ve kültür meselesidir. (...) Biz ne sarayın, ne sermayenin, ne de sınıfların saltanatını istiyoruz. İstediğimiz sadece Türk milletinin hakimiyetidir." diyerek yeni hükümetin sosyal politikasını açıkladı. 1942 yazı boyunca İstanbul gazetelerinde hırsızlık, karaborsacılık, vurgunculuk ve ihtikârla ilgili haber ve yazılar ön plana çıkarıldı. Hemen her gün ve her gazetede "karaborsacı Yahudi" tiplemesini içeren karikatürler yayınlandı. 12 Eylül 1942'de İstanbul defterdarlığı görevine atanan Faik Ökte'nin anılarında anlattığına göre, Maliye Bakanlığı savaş dolayısıyla fevkalade kazanç elde ettiği iddia edilen kimselerin cetvelinin yapılarak müslümanların M, gayrımüslimlerin G, dönmelerin D harfiyle işaretlenmesini talep etti. 11 Kasım'da Varlık Vergisi kanunu TBMM'de hiç tartışılmadan kabul edildi. Kanun her il ve ilçe merkezinde kimin ne kadar vergi ödeyeceğini belirleyecek servet tespit komisyonları kurulmasını, komisyon kararlarının nihai ve kati olmasını, vergi ödeme süresinin 15 gün olmasını, bu süre içinde tahakkuk eden vergiyi ödemeyenlerin mallarının haczedilerek icra yoluyla satılmasını, buna rağmen borcunu ödeyemeyen mükelleflerin borçlarını "bedenen çalıştırarak ödetmek" amacıyla çalışma kamplarına gönderilmesini öngörüyordu. http://frmsinsi.net/images/forumsins...sinsi.net_.jpg İstanbul'da kurulan üç komisyon tahakkuk eden vergi listelerini 18 Aralık 1942'de açıkladı. Tahakkuk eden vergilerin %87'si gayrımüslim, %7'si müslim mükelleflere yüklenmişti. Geri kalan %6 değişik kalemlerde olup, bunların da çoğu gayrımüslim azınlıklar ve ecnebilerdi. 4 Ocağa kadar vergisini ödemeyen mükelleflere birinci hafta için %1, sonraki haftalar için %2 gecikme zammı uygulanacağı ilan edildi. http://frmsinsi.net/images/forumsins...sinsi.net_.jpg Aralık 1942 ve Ocak 1943'te İstanbul'da gayrımüslimlere ait binlerce taşınmaz mülk el değiştirdi. El değiştiren mülkler arasında İstiklal Caddesi'ndeki yapıların büyük bir kısmı bulunuyordu. Satılan mülklerin %67 kadarı müslüman Türkler, %30 kadarı resmi kurum ve kuruluşlar tarafından alındı. 21 Ocak 1943'ten itibaren İstanbul'da binlerce gayrımüslime ait ev ve işyerleri haczedilerek haraç mezat satıldı. 27 Ocak ile 3 Temmuz 1943 arasında, tümü gayrımüslimlerden oluşan toplam 1229 kişi çalışmak üzere Erzurum Aşkale'ye yollandı. Sözlü anlatımlara göre bu kişilerin aileleri Aşkale'ye sürülenlerin "sağ dönmeyeceğine" inanıyordu. Sürgünlerden 900 kişi 8 Ağustos 1943'te yük vagonlarıyla Eskişehir Sivrihisar'a nakledildi. 9 - 13 Eylül 1943 tarihlerinde New York Times gazetesinde Cyrus Sulzberger imzasıyla Türkiye'deki Varlık Vergisi uygulamasını eleştiren bir dizi yazı çıktı. Bu yazılardan hemen sonra 17 Eylül'de toplanan TBMM, henüz tahsil edilmemiş olan Varlık Vergisi borçlarının silinmesine karar verdi. Aralık ayının ilk günlerinde Aşkale ve Sivrihisar sürgünleri yaklaşık on aylık esaretten sonra evlerine gönderildi. Çünkü o dönem ikinci Dünya Savaşı'nın kritik günleriydi ve Türkiye bu durumdan etkilenmek istememiştir. http://frmsinsi.net/images/forumsins...sinsi.net_.jpg VARLIK VERGİSİ...Yasa metni11 Kasım 1942Cumhuriyet tarihinin tartışılan yasalarından biri olan "Varlık Vergisi", Şükrü Saraçoğlu Hükümeti tarafından 9 Kasım 1942'de TBMM'ye sevkedildi. Yasa, 11 Kasım'da Genel Kurul'da kabul edildi ve 12 Kasım 1942'de Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi. 17 Eylül 1943 tarih ve 4501 sayılı yasa ile bir kısım mükellefin vergi borçları silindi. 15 Mart 1944 tarih ve 4530 sayılı "Varlık Vergisi Bakayasının Terkinine Dair Kanun" ile o tarihe kadar tarh edilmiş, ancak tahsil edilememiş vergilerin silinmesiyle "Varlık Vergisi" uygulaması ortadan kalktı. Verginin Sonuçları Varlık Vergisi kanunu ile toplam 314.900.000 TL vergi tahsil edildi. Bu sayının %70'i İstanbul'da toplandı. Toplam tahsilat, 394 milyon TL olan 1942 devlet bütçesinin %80'ini buluyordu. 1935 sayımında Türkiye nüfusuna oranı %1,98 olan gayrımüslim azınlıklar, vergiden sonra başlayan göç nedeniyle 1945'te %1,56'ya ve 1955'te %1,08'e düştü. Tepkiler Yıllar sonra hâlâ tepkiler sürmekte ve yargıya konu olan olaylar gerçekleşebilmektedir. Kaynak: Wikipedia |
Varlık Vergisi Ve Aşkale'ye Sürgün
http://frmsinsi.net/images/forumsins...sinsi.net_.jpg
HABERTÜRK Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Fatih Altaylı'nın yurt dışında iş gezisinde olması nedeniyle Teke Tek Özel programı bu hafta Murat Bardakçı yönetiminde gerçekleşti. Programda "En kıdemli Maliyeci, Bürokrat, politikacı ve yazar" Cahit Kayra'yı ağırlayan Bardakçı, Varlık Vergisi'nin iç yüzünü irdeledi. Murat Bardakçı, konuğu, Varlık Vergisi uygulamasında görev alan ve bugün yaşayan tek kişi olan Cahit Kayra ile kitabı "Savaş Türkiye, Varlık Vergisi" üzerinden Varlık Vergisi'nin neden ve sonuçlarını konuştu. 70 sene sonra neden bu kitabı yazdınız? Varlık Vergisini uygulayan kadronun en sonuncusu benim, ben de yaşamımım sonuna geldim. Bu olayı zaman içersinde takip ettim tabi. Bu arada arkadaşlarımdan talepler, uyarılar aldım. Bu konuda devamlı olarak yapılan bir yayın politikası var. Bunu sen yaz dediler. Varlık Vergisi, 1942'de yürürlüğe girdi, 1943'te kaldırıldı. 7 sene sonra ise 1951'de, Faik Ökten 'Varlık Vergisi Faciası' diye bir kitap yazdı. O dönemde partiler arası mücadelede Demokrat Parti, Varlık Vergisi'nin uygulanmasını sürekli eleştiriyordu. O zamanki tema, 1942'deki Şükrü Saraçoğlu hükümetini ve bu politikasını eleştirmekti. 1950'li yıllarda başlayan Soğuk Savaş nedeniyle o dönem bu konuyu tartışmadan geçti. 60'lı yıllar da darbelerle geçti, Varlık Vergisi yine konuşulmadı. 70'li ve 80'li yıllar da çeşitli olaylarla devam etti. 1989 yılında Soğuk Savaş bitti, Sovyetler Birliği yıkıldı. Türkiye'nin batıyla ilişkilerinin seyri değişti, gelişti. Faik Bey'in 'Varlık Vergisi Faciası' kitabı tekrar çıktı ortaya ve bir çok insan bilip bilmeden aleyhinde leyhinde yazılar yazdılar. Bir talep de Alev Coşkun'dan geldi. 1910 yılının yazılarını ona tahsis ettim. Varlık Vergisi niçin kondu, zorunlu muydu? Tabiki zorunluydu. Bir konuyu tümüyle ele almak lazım ve son yargıya bakacaksınız. Ne alıp ne götürmüştür ona bakacaksınız. 2. Dünya Harbi büyük bir delilikti ve eldeki verilere göre Yahudilerden 5 milyon 720 bin kişinin öldüğü söyleniyor. 1939'dan 1945'e kadar 7 yıl boyunca bütün Avrupa boğazlaştı birbiriyle. Bu zaman Avrupa Devletleri bunu karşılamak için önlemler aldılar. Üretim azalmışken tüketim artmıştı. İngiltere Amerika gibi, ekonomileri kayıt dışı olan ülkeler vergi zorunlulukları getirdiler. Balkan ülkelerinde ise varlık vergisine benzer vergiler getirildi. 1939 yılında Türkiye'yi düşünelim. 1923'ten 1939'a kadar Sanayi Kongresi'yle beraber bir şeyler yapılmıştı. Fakat Türkiye'nin milli üretim kapasitesi içinde sanayi kapasitesi yüzde 15 kadardı, hizmet sektörünün ise büyük kısmı İstanbul'daydı. Anadolu'da değildi. Ulaştırma çok önemli, savaş zamanında. Bir tek demiryolları yapılmıştı, kamyon sayısı 5 bini bulmuyordu. Ekonomi önemli bir açıdan, çok zayıftı, özellikle bu ekonomi 1929 Dünya iktisadi krizinden yeni çıkmıştı. Milli Gelir o zamanki kayıtlara göre 9 milyar kadardı, adam başına gelir ise 700 lira kadardı. Ordunun teçhizatı da iyi değildi. Uçağı yoktu, tankı yoktu. Zamanın yöneticilerinin bu koşullar içinde düşündükleri 2 önemli kural vardı. Bir, Türkiye'yi ayakta tutmak, iki savaşa girmemek. Bütün dünyanın yaptığı gibi önlemler almaya başladılar. Bütçeden yapılan tassarrufları savaş konularına çevirmek bunların başında geldi. Ama bu yetmedi. Zamanın hükümeti Milli Koruma Kanunu çıkarttı. Bu kanunlar kapsamında, zorla çalıştırmak, el koymak gibi maddeler vardı ancak bu da iyi sonuçlar doğurmadı. Ulaşım ve iletişim şartları çok kötüydü. Başka yapılacak ne vardı? Bir milyon insan hudutlarda askerlik yapıyordu ve bunların iaşesini sağlamak da gerekiyordu. 1942 senesi, 2. Dünya Savaşı'nın en önemli yıldır. Çünkü o yılların ortasında Almanalar'ın savaşı kaybetmek üzere olduğu belliydi. Ama savaş bir yandan da bütün şiddetiyle devam ediyordu. Emisyon yoluna neden gitmediler? Emisyon zaten yapılıyordu, fiyatlar yüzde yüz artmıştı. Emisyonu devam ettiremediler ama. Bence, piyasalarda kağıt paranın bitmiş olması ( o zamanlar Merkez Bankası'nın matbaası yoktu, kağıtlar ingiltere'de basılıyordu, bir miktarda galiba Almanya'da basılıyordu) önemli bir nedendir. Bu durumla karşı karşıya kalan Türkiye de, Varlık Vergisi'ne gitti. Bu iş çıktığı zaman hükümet, Maliye Bakanlığı'ndan acil para kaynağı istiyor. Ben o zaman Maliye Müfettişşiyim. Maliye Bakanlığı, gelir kurumlar vergisi düzenini kuracak, aşırı kazançları kontrol edecek, itirazlar gelecek, itirazlar gidecek. Bu durumda Maliye Bakanlığı'nın getirdi Varlık Vergisi'ni. Bu zamanki İstanbul, küçük bir sosyetedir, herkes birbirinin ne kadar zengin olup olmadığını bilir. Buna dayanarak zenginlerden, hatta herkesden vergi alınacak. Zenginlerden hangi kıstasa göre vergi alındı? Asıl kıstas kimlerin zengin olduğuydu. Ki dediğim gibi zaten kimlerin zengin olduğu biliniyordu. Ben diyorum ki, bunlar belirlenirken ayrıcalık yapılmadı. Hata da mı yapılmadı? Hata tabi ki yapılmıştır. Ama bazı durumlarda kanunda itiraz hakkı olmadığı halde, bazı itirazlar kabul edilmiştir. Kayıtlı olandan da vergi alındı, esnaftan da alındı. Bana o zaman Kadıköy ile Yedikule'de görev verildi. Fakat daha sonra yabancıların vergileri için bizzat kurduğum servisi yönettim daha sonra İzmir'e gittim. Varlık Vergisi'nde yabancı, Rum, Ermeni, Müslüman ayrımı yapıldı mı? Kanunda böyle bir şey yok. Mehmet İzbey ve bazı arkadaşlar böyle bir ayrıma gitti. Tahakkuk rakamları üzerinde duruyoruz ama tahsilat çok daha önemliydi. Verginin yüzde 20- 25'i tahsil edilememiştir. Biz biliyoruz ki, Türkler vergilerinin tamamını verdiler. Vergi ne kadar yürürlükte kaldı? 1943'te kaldırıldı, tahakkuklar hesaplandı ve hesap kapatıldı. Vergilerden tahsil edilen 315 milyon liranın içinde Gayrimüslimlerden 30 milyon lira alınmıştır. Yabancılardan da 130 milyon lira alınmıştır. Yani, 315 milyon liranın 160 milyonu onlardan alınmıştır. Peki borçlar niye silindi daha sonra? Amerika devreye girdi daha sonra. İsmet Paşa'ya geldiler ve durumun sona ermesini istediklerini söylediler. 3 Mart 2011 Kaynak |
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.